Kadri Yıldırım – Kültür Bakanlığı’nın Mem û Zîn Çevirisine Eleştirel Bir Yaklaşım (2011)

Ardımızda bıraktığımız 2010’un en dikkat çeken kültür-sanat olaylarından biri, Kültür Bakanlığı’nın, 1650-1707 arasında yaşamış Ehmedê Xanî’ye ait ‘Mem û Zîn’i Türkçeye kazandırmasıydı.

Devletin bir bakanlığının klasik Kürt edebiyatının başyapıtlarından olan bir eseri çevirmesi, kuşkusuz önemli bir gelişmeydi.

Fakat Namık Açıkgöz’e yaptırılan çeviri, eksikleri nedeniyle eleştirilere maruz kaldı.

İşte Kadri Yıldırım elimizdeki çalışmasında, söz konusu çeviriyi eleştirel bir bakışla yorumluyor; Açıkgöz’ün çevirisindeki hataları beyit sırasına göre ortaya koyuyor.

Yıldırım, Açıkgöz’ün hatalarının daha çok iki nedenden kaynaklandığını söylüyor.

Birincisi, çevirmenin bu eseri tercüme edecek kadar Kürtçe bilmemesi, ikincisi de, Mehmet Emin Bozarslan’ın ilk baskısı 1968 yılında yapılan Türkçe çevirisini taklit etmesi.

  • Künye: Kadri Yıldırım – Kültür Bakanlığı’nın Mem û Zîn Çevirisine Eleştirel Bir Yaklaşım, Avesta Yayınları, inceleme, 204 sayfa

Peter Boxal (ed.) – Ölmeden Önce Okumanız Gereken 1001 Kitap (2007)

  • ÖLMEDEN ÖNCE OKUMANIZ GEREKEN 1001 KİTAP, genel editör: Peter Boxal, editör: Filiz Ülgüt, çeviren: Beyza Sümer, Berke Göl, Arife Köse vd., Caretta Yayınları, inceleme, 960 sayfa

Okuyucudan okuyucuya fark etse de, edebiyatın mutlaka okunması gereken şaheserleri vardır. Eleştirmenler, akademisyenler, yazarlar, şairler ve edebiyat gazetecilerinin yazılarından oluşturulan bu çalışma, bir okuyucunun mutlaka okunması gereken kitaplara yer veriyor. Çalışmanın barındırdığı eleştirilerle, okurun edebiyat bilgisine katkıda bulunduğunu da belirtelim. Çoğunlukla yabancı kitaplardan oluşturulan çalışma, Türkiye’den de Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Latife Tekin ve Emine Özdamar’ın birer eserine yer veriyor. Fotoğraflarla desteklenen kitabın bir de dizini bulunuyor.

Levent Ali Çanaklı – Türk Romanında Bürokrasi ve Memurlar (2011)

  • TÜRK ROMANINDA BÜROKRASİ VE MEMURLAR, Levent Ali Çanaklı, Özgür Yayınları, inceleme, 581 sayfa

Levent Ali Çanaklı, ‘Türk Romanında Bürokrasi ve Memurlar’da, 1872-1950 yılları arasında Türk romanında dikkat çekecek derecede işlenmiş bürokrasi ve memuriyet konusunu inceliyor. Çanaklı’nın incelemesinde gördüğümüz kadarıyla, romanlarda bürokrasi ve memurluk, çoğu kez olumsuz bir cepheden ele alınmış. Kitap, tarihi bir çerçeve çizmek amacıyla, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Türk bürokrasisinin ana niteliklerine odaklanarak başlıyor. Birçok romanın incelendiği çalışmanın devamında, Türk romancılarının bürokrasiyi, devlet idaresini, devlet memurluğunu, halk ile bürokrasi ve devlet arasındaki ilişkileri nasıl yorumladıklarını gözler önüne seriyor.

Mehmet Nuri Yardım – Safiye Erol (2011)

  • SAFİYE EROL, Mehmet Nuri Yardım, Anonim Yayıncılık, biyografi, 184 sayfa

Mehmet Nuri Yardım elimizdeki çalışmasında, Türkiye’nin belki de en çok ihmal edilen yazarlarından Safiye Erol’un kapsamlı bir biyografisini sunuyor. Erol’un doğup büyüdüğü çevrenin anlatımıyla başlayan kitap, yazarın ilk eğitimi, Almanya’daki tahsili ve doktorasını bitirerek yurda dönüşüyle devam ediyor. Erol’un, döndükten sonra eserlerini yazması, romanlarının yarattığı etkiler ve fikirlerinde dönüşüm yaşamasını sağlayan Sâmiha Ayverdi ile tanışması, kitapta ele alınan konulardan. Kitap bunun yanı sıra, uzun bir süre unutulmaya terk edilen Erol’un, 2001’de kitaplarının yayınlanmasıyla nasıl yeniden keşfedildiğini de ortaya koyuyor.

James Wood – Kurmaca Nasıl İşler? (2010)

  • KURMACA NASIL İŞLER?, James Wood, çeviren: Ekin Bodur, Ayrıntı Yayınları, edebiyat inceleme, 159 sayfa

Harvard Üniversitesi’nde Amerikan ve İngiliz Edebiyatı üzerine dersler veren James Wood ‘Kurmaca Nasıl İşler?’de, kurmaca sanatı üzerine bazı temel sorulardan hareketle, onun işleyişini detaylı bir bakışla irdeliyor. Çalışmasını “Karakter nedir?”, “Başarılı bir mecazı nasıl tanımlayabiliriz?”, “Bakış açısı nedir ve nasıl işler?”, “Kurmaca insanı nasıl etkiler?” ve “Gerçekçilik gerçek midir?” gibi sorular üzerine inşa eden Wood, böylece bir eleştirmenin gözünden sorular sorup, bir yazarın gözüyle bu sorulara yanıt veriyor. Çalışma, teorik sorular sorup pratik yanıtlar üreten bir yapıda olması ve yazarlarla yoğun ve ilgi çekici bir diyaloga girmesiyle bilhassa dikkat çekiyor diyebiliriz.

Hatice Bilen Buğra – 1914’lerden 1940’lara Türk Resim ve Romanında Gerçekçilik (2007)

  • 1914’LERDEN 1940’LARA TÜRK RESİM VE ROMANINDA GERÇEKÇİLİK, Hatice Bilen Buğra, Ötüken Yayınları, kültür, 320 sayfa

 

Resim ve edebiyat, Osmanlı modernleşmesinin iki ana eksenini oluşturuyordu. Hatice Bilen Buğra’nın bu çalışması, bu iki alanda oluşturulmuş eserlerden hareketle, eserlerin üretildiği dönemin kültürel ve toplumsal altyapısını, atmosferini “gerçekçilik” çerçevesinden anlamaya çalışıyor. Söz konusu süreçte Batı tarzı resim ve edebiyata geçişi hazırlayan koşullar, bunların dönemin sanatçıları tarafından nasıl algılandıkları ve gerçekçiliğin sanatçıların eserlerinde sergileniş biçimleri, Buğra’nın odaklandığı başlıca konular. Kitabın ağırlık noktasını resim sanatı oluşturmakla beraber Buğra, çalışmasında romanda gerçekçiliğin işleniş biçimini de irdeliyor.

Elif Baki – Ulusun İnşası ve Resmi Edebiyat Kanonu (2010)

  • ULUSUN İNŞASI VE RESMİ EDEBİYAT KANONU, Elif Baki, Libra Kitap, inceleme, 187 sayfa

Elif Baki ‘Ulusun İnşası ve Resmi Edebiyat Kanonu’nda, milli eğitim ideolojisinin edebiyat eğitimine bakışını ortaya koyuyor. Baki’nin çalışması, bu ideolojinin, 1930-1980 arasında okutulan lise edebiyat kitaplarına nasıl yansıdığını; edebiyatı kısır birtakım savlarla inşa etme çabasının bu kitaplarda ne şekilde görünürlük kazandığını ve bu yolla öğrencilere ne tür bir edebiyat eğitimi verildiğini gözler önüne sermesiyle dikkat çekiyor. Araştırmasına, Talim Terbiye Kurulu’nun liselerde okutulmasını uygun gördüğü kitapların bir dökümünü yaparak başlayan Baki, ardından, bu metinlerin milli eğitim ideolojisiyle bağlantılarını kuruyor.

Ahmet Hamdi Tanpınar – XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi (2006)

  • XIX. ASIR TÜRK EDEBİYATI TARİHİ, Ahmet Hamdi Tanpınar, Yapı Kredi Yayınları, inceleme, 566 sayfa

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, ‘XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi’, bir giriş yazısından sonra, Lâle Devri’nden başlayıp Tanzimat’a kadar uzanan batılılaşma hareketlerinin ele alınmasıyla devam ediyor. Kitap ardından, dönem edebiyatını kapsamlı bir bakışla irdelemeye koyuluyor. Bundan sonra Tanzimat dönemi edebiyatı ve ‘Yeniliğin Üç Büyük Muharriri’ başlığı altında Ahmed Cevdet Paşa, Münif Paşa ve bilhassa Şinasi üzerinde duruluyor. Yeni Osmanlılar Cemiyeti’ni bağımsız bir başlık altında değerlendiren Tanpınar, burada Ali Suavi’yi ele aldıktan sonra ‘Nevilerin Gelişmesi’ başlığı altında, o dönem Türk edebiyatında kullanılan yeni edebi türleri anlatıyor.