Aysel Kaya – Almanca Seyahatnamelerde Osmanlı Şehirleri (2021)

Seyahatnameler daha çok tarihçilerin, edebiyatçıların ve yabancı dil araştırmacılarının çalışmalarına konu edilmiştir.

Aysel Kaya ise, seyahatnameleri bu sefer bir turizm araştırmacısı olarak ele alarak özgün bir çalışmaya imza atmış.

Kitapta, 1852-1912 arasında yazılmış yedi Alman seyahatnamesinde altı Osmanlı şehrinin; İstanbul, Sakarya, Bilecik, Eskişehir, Bursa ve İznik’in nasıl tasvir edildiği araştırılıyor.

Kitap seyahatnamelere, geçmişle günümüz arasında karşılaştırma yaparak yitip giden ya da yeni eklenen kültürel değerleri bulmak ve tarihe ışık tutmak için önemli bir kaynak grubu olarak başvuruyor.

Çalışma, bilgi kaynağı olarak seyahatnamelere nasıl başvuracağımızı tartışarak açılıyor.

Daha sonra da, Alman seyyahların yaşam öyküleri ve seyahat güzergâhları ele alınıyor.

Burada karşımıza çıkan seyyahlar şöyle: Andreas David Mordtmann, Alfred Körte, Joseph Grunzel, Eduard von Bodemeyer, Karl Baedeker, Stefan von Kotze ve Richard von und zu Eisenstein.

Kitabın devamında ise, adı geçen seyyahların yukarıdaki Osmanlı şehirlerine dair değerlendirmelerine yer veriliyor.

Çalışma, Alman seyyahların 19. yüzyıl ikinci yarısı ila 20. yüzyıl başlarındaki Osmanlı Devleti’ne dair farklı bakış açılarından süzülmüş izlenimlerini yakından görmek için çok iyi fırsat.

  • Künye: Aysel Kaya – Almanca Seyahatnamelerde Osmanlı Şehirleri (1850-1912), İletişim Yayınları, tarih, 284 sayfa, 2021

Kolektif – Kentlerin Türkiyesi (2021)

AKP iktidarında, Türkiye modernleşme tarihinin en dramatik dönüşümleri yaşandı.

Bu güzel kitap ise, Adana-Mersin, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Samsun ve Van’ın, 2000’li yıllardan itibaren AKP’nin uyguladığı ekonomi politikalarından sonra nasıl dönüştüğünü izliyor.

Çalışma, küreselleşme ve politika arasındaki diyalektik ilişkiyi odağa alarak, küreselleşmenin son evresinde tanık olunan mekânsallıkları politik olarak inşa olunan, kendi içinde çelişki ve çatışmalar barındıran bir süreç olarak irdeleyerek açılıyor.

Kitabın devamında da,

  • Türkiye’nin kentleşme tarihinin temel nitelikleri ve dönüm noktaları,
  • 2000’li yıllarda kent-bölge oluşumlarını biçimlendiren maddi yapıları ve politik süreçler,
  • İkinci Dünya Savaşı sonrasını izleyen üç ayrı alt dönemde Türkiye kentleşmesini biçimlendiren yasal, kurumsal, politik ve ekonomik dinamikler,
  • 2000’li yıllarda Anadolu kentlerinin içinden geçtiği ekonomik dönüşüm süreci,
  • Adana-Mersin, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Samsun ve Van’ın ulusal ölçekte birbirlerine kıyasla konumlarının ne yönde değiştiği, bu süreçte kentlerin ulus-üstü ölçeklerle ne derece eklemlendiği ve tüm bu sürecin toplumsal kalkınma açısından ne ölçüde tatminkâr sonuçlar ürettiği,
  • Ve bunun gibi pek çok ilgi çekici konu tartışılıyor.

Kitabın yazarları ise şöyle: Fırat Genç, Çağlar Keyder, E. Fuat Keyman ve Ayşe Köse Badur.

  • Künye: Fırat Genç, Çağlar Keyder, E. Fuat Keyman ve Ayşe Köse Badur – Kentlerin Türkiyesi: İmkânlar, Sınırlar ve Çatışmalar, İletişim Yayınları, kent çalışmaları, 248 sayfa, 2021

Fuat Keyman ve Berrin Koyuncu-Lorasdağı – Sekiz Kentin Hikâyesi (2020)

2014 yılında yürürlüğe giren bir kanun ile on dört il büyükşehir statüsüne çıkarılmıştı.

Bu kanuna göre bugün Türkiye nüfusunun % 92.5’i kentlerde yaşıyor.

Durum böyle olunca bu kentlerin iyi, adil, demokratik yönetimi, sadece kendilerinin geleceği için değil, kendilerine komşu kentlerin ve Türkiye’nin ekonomisinin, siyasi istikrarının ve kültürel birlikte yaşamasının geleceği için de kritik önem taşıyor.

İşte Fuat Keyman ve Berrin Koyuncu-Lorasdağı imzalı ‘Sekiz Kentin Hikâyesi’ adlı bu önemli çalışma da, Türkiye’de sermaye-mekân diyalektiğinin kentlerdeki yansımasının nasıl yönetileceği sorusuna cevap arayarak kentleşme ve kent olgusunu eleştirel bir biçimde ele alıyor.

Başka bir deyişle yazarlar, 2000’li yılların başından itibaren Türkiye’de ekonomik neoliberalleşmeden nemalanarak yükselen İslami / mütedeyyin burjuvazinin neden olduğu büyük yıkımın sosyal, kültürel ve siyasal anlamdaki yansımalarını irdeliyor.

Yazarlar, neoliberal hegemonyanın hâkimiyetini sınırlamanın, başka bir deyişle “kâr için değil, insanlar için kentler” anlayışının benimsenmesi için de “yeni yerellik” olarak kavramsallaştırdıkları bir yaklaşımdan hareket ediyor.

Burada tanımlandığı şekliyle “yeni yerellik”, kâr yerine toplumsal ihtiyaçları gözeten ve yerelden demokratik katılımı mümkün kılan bir kent siyaseti ve böylece kentlerin adalet, demokrasi ve farklılık siyasetine dair mücadele için taşıdıkları önemi ifade ediyor.

Yazarlar bu tartışmayı da Kayseri, Konya, Gaziantep, İzmir, Denizli, Eskişehir, Diyarbakır ve Şanlıurfa kentlerini merkeze alarak yapıyor.

Türkiye’de kentler, kent çalışmaları, kentler ve rant, yerel yönetim ve yerellik gibi konularda düşünen ve çalışan herkesin okuması gereken bir kitap.

  • Künye: Fuat Keyman ve Berrin Koyuncu-Lorasdağı – Sekiz Kentin Hikâyesi: Türkiye’de Yeni Yerellik ve Yeni Orta Sınıflar, Metis Yayınları, kent çalışmaları, 312 sayfa, 2020

Beki L. Bahar – Bir Zamanlar Çıfıt Çarşısı (2010)

Beki L. Bahar’ın ‘Bir Zamanlar Cıfıt Çarşısı’nda bir araya gelen yazıları, Anadolu’da antik çağlardan itibaren yaşayan Yahudilerin Bursa, Edirne ve Eskişehir’deki izlerini sürüyor.

Bu şehirlerde, kuruluş yıllarından itibaren varolan Yahudi topluluklarının, Roma ve Bizans dönemlerinden günümüze yaşadıkları, kitabın omurgasını oluşturuyor.

Söz konusu şehirlerde dünden bugüne varlığını sürdüren Yahudi cemaatleri, sinagoglar ve onların özellikleri, Yahudi mahalleleri ve evleri, akrabalık ilişkileri, evlilik gelenekleri, cemaat içinde kendi hikâyeleriyle öne çıkmış portreler ve cemaatin karşı karşıya geldiği olaylar, kitapta karşımıza çıkan konulardan birkaçı.

  • Künye: Beki L. Bahar – Bir Zamanlar Çıfıt Çarşısı, Pan Yayıncılık, tarih, 204 sayfa