Hein de Haas – Göç ile İlgili Mitler ve Gerçekler (2025)

Hein de Haas’ın bu çalışması, göç olgusuna dair yaygın yanlış anlamaları ve mitleri çürüten, kapsamlı ve gerçeklere dayalı bir analiz sunuyor. ‘Göç ile İlgili Mitler ve Gerçekler: Siyasetin En Ayrıştırıcı Konusuna Dair Gerçekçi Bir Rehber’ (‘How Migration Really Works: A Factful Guide to the Most Divisive Issue in Politics’), siyasi tartışmalarda sıklıkla duygusal ve ideolojik yaklaşımların hâkim olduğu göç konusunu, demografik veriler, sosyo-ekonomik araştırmalar ve tarihsel perspektifler ışığında ele alarak, göçün karmaşık ve çok boyutlu doğasını ortaya koyuyor. Kitap, göçün sadece bireysel bir tercih veya zorunluluktan ibaret olmadığını, aynı zamanda kaynak ülkelerdeki ekonomik eşitsizlikler, siyasi istikrarsızlıklar, demografik değişimler ve küresel bağlantılar gibi yapısal faktörlerden de derinden etkilendiğini savunuyor

de Haas, göçün genellikle tek yönlü ve kalıcı bir hareket olarak algılanmasının aksine, döngüsel ve dinamik bir süreç olduğunu vurguluyor. Göçmenlerin önemli bir kısmının zaman içinde geri döndüğünü, kaynak ülkelerin ekonomilerine önemli katkılar sağladığını ve göçün hem kaynak hem de hedef ülkeler üzerinde çeşitli sosyo-ekonomik etkileri olduğunu detaylı bir şekilde açıklıyor. Kitap ayrıca, göç politikalarının sıklıkla beklenen sonuçları doğurmadığını, hatta bazı durumlarda ters etki yaratarak düzensiz göçü teşvik edebildiğini örneklerle gösteriyor. de Haas, göç konusundaki tartışmaların daha rasyonel ve kanıta dayalı bir zemine oturtulması gerektiğini savunarak, popülist söylemlerin ve yanlış bilgilendirmelerin göçmenlere ve toplumlara zarar verdiğini belirtiyor. Kitap, göç olgusunu anlamak ve daha etkili ve insancıl politikalar geliştirmek isteyen herkes için önemli bir kaynak.

  • Künye: Hein de Haas – Göç ile İlgili Mitler ve Gerçekler: Siyasetin En Ayrıştırıcı Konusuna Dair Gerçekçi Bir Rehber, çeviren: Uğur Gülsün, Gav Perspektif Yayınları, sosyoloji, 391 sayfa, 2025

Zygmunt Bauman – Kapımızdaki Yabancılar (2018)

Son zamanlarda bütün dünyayı etkisi altına alan göçmenlik meselesi, Avrupa’nın eski korkularını depreştirmesine vesile olması yönüyle dahi olsun incelenmeyi ziyadesiyle hak ediyor.

Zygmunt Bauman ince ama etkili çalışması, Avrupa’da şu anda yaşanan göç paniğini ve bunun o eski korkular adına nasıl suistimal edildiğini gözler önüne seriyor.

Bauman bunu yaparken, bir yandan bizi nefretin antropolojik kökenlerine doğru bir yolculuğa çıkarıyor, öte yandan bu kadar muazzam tarihsel deneyime sahip olduğu halde Batılının bu kaygılarını ehlileştirememesinin altındaki tarihsel, siyasi ve sosyolojik etken ve bahaneleri tartışıyor.

Ben bu sözleri yazarken, nasırlaşmış bir duyarsızlık ve ahlaki körlükten doğan başka bir trajedi gelip çatmak için pusuda bekliyor.” diyen Bauman, kamuoyunun, reyting açgözlüsü medya ile işbirliği içinde mülteci trajedisinden bıkkınlık noktasına doğru gitgide ve durmaksızın yaklaştığına dair işaretlerin biriktiğini söylüyor.

  • Künye: Zygmunt Bauman – Kapımızdaki Yabancılar, çeviren: Emre Barca, Ayrıntı Yayınları, sosyoloji, 96 sayfa, 2018

Hamid Skif – Tehlike Coğrafyası (2007)

  • TEHLİKE COĞRAFYASI, Hamid Skif, çeviren: İsmail Yerguz, İstiklal Kitabevi, roman, 156 sayfa

 

‘Tehlike Coğrafyası’nın yazarı Hamid Skif, aynı zamanda şair de. 1951 yılında Cezayir’in Oran kentinde doğan Skif, Cezayir hapishanelerinde yaşanan işkence ve kötü muamele üzerine yazılar yazdı. Fundamentalistlerin bombalı saldırısı sonucu ailesiyle birlikte ülkesinden kaçmak zorunda kalan Skif, Hamburg’a yerleşti. Skif’in bu romanı, kimlik belgesi olmayan bir adamın aylarca bir hizmetçi odasında yaşamasını hikâye ediyor. Odasının çatı penceresinden insanları izleyen bu sürgün anlatıcı, sıklıkla geçmişini hatırlarken, öte yandan da okuyucuyu sürgünler, mülteciler gibi, “yasadışı” yaşamak zorunda kalmış olanların hayatı üzerine düşünmeye çağırıyor.

Uğur Biryol – Gurbet Pastası (2007)

  • GURBET PASTASI, Uğur Biryol, İletişim Yayınları, tarih, 207 sayfa

‘Gurbet Pastası’nın alt başlığı, ‘Hemşinliler, Göç ve Pastacılık’. Biryol’un sözlü tarih çalışmasına dayanan bu kitabı, geçtiğimiz yüzyılda Rusya’ya gidip ekmek ve pasta yapımını öğrenen Hemşinliler’in Türkiye’ye dönüşte bu alanda sergiledikleri öncülüğe odaklanıyor. Hemşinliler Rusya’dan döndükten sonra, orada öğrendikleri fırıncılığı ve pastacılığı neredeyse Türkiye’nin tüm taraflarına yaymak gibi bir rol üstlendiler. Biryol’un, Hemşinliler’in uzun süren göçleri ve Türkiye’de fırıncılık, ekmekçilik ve pastacılık alanındaki öncülüklerini hikâye ettiği çalışması sözlü tarihe iyi bir örnek.

Orhan Kemal – Gurbet Kuşları (2007)

  • GURBET KUŞLARI, Orhan Kemal, Everest Yayınları, roman, 372 sayfa

Son dönemlerde Orhan Kemal ve Kemal Tahir gibi, çağdaş Türkiye edebiyatının kurucu kalemlerinin yapıtları tekrar yayımlanıyor. Eserlerin yeniden yayımı, Türkiyeli okurun bu öncü isimlerin kitaplarına daha kolay ulaşması adına takdir edilmeli. Orhan Kemal’in ‘Gurbet Kuşları’ da, bu çalışmanın en yeni ürünlerinden biri. Kemal’in romanı, Türkiye’nin ilk büyük iç göç süreci olan 1950’li ve 1960’lı yıllarda, taşradaki hayatlarından İstanbul’a göç eden kitleleri hikâye ediyor. Bu süreçle beraber değişen sadece “gurbet kuşları” olmayacak, İstanbul’un kendisi de yeni bir değişime sahne olacaktır. Roman, Türkiye’nin yakın tarihi ekseninde bugününün izini sürmek açısından da önemli.

Ayhan Kaya ve Bahar Şahin (der.) – Kökler ve Yollar (2007)

  • KÖKLER VE YOLLAR: derleyen: Ayhan Kaya ve Bahar Şahin, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, sosyoloji, 611 sayfa

Alt başlığı ‘Türkiye’de Göç Süreçleri’ olan ‘Kökler ve Yollar’da yer alan metinlerin tamamı, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde düzenlenen iki uluslararası konferansa sunulan bildirilerden oluşuyor. Çalışma 1960’lı yıllarla birlikte Türkiye ile Batı Avrupa ülkeleri arasında hızlanan göç olgusundan sonra ortaya çıkan uluslararası yapıyı siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel açılardan ayrıntılı olarak ele alıp yorumluyor. Kitap buradan yola çıkarak, Türkiye’dekiler için “Almancı”, Batılılar için ise “yabancı” olan bu göçmenlerin, yaşadıkları ülkelerin sınırlarını aşarak farklı bir alan yaratan deneyimlerine odaklanmasıyla önemli.

Elia Kazan- Uzlaşma (2006)

  • UZLAŞMA, Elia Kazan, çeviren: Nazar Büyüm, Adam Yayıncılık, roman, 591 sayfa

Elia Kazan, bilindiği gibi, tiyatroyla başladığı sanat hayatına, daha sonra yönetmenlik ve son olarak da edebiyatçı kimliğiyle devam etmiş bir isim. ‘Bir Genç Kız Yetişiyor’, ırkçılığı işleyen ‘Pinky’, Marlon Brando’nun oyunuyla kendini gösteren ‘İhtiras Tramvayı’, ‘Viva Zapata’, Yahudi düşmanlığını ele alan ‘Namus Sözü’ ve ‘Rıhtımlar Üzerinde’ kendisinin yönettiği filmlerin başlıcaları. Bu son ikisinin Oscar kazandığını da belirtelim. Yine bunların dışında, James Dean’in oynadığı ‘Cennet Yolu’nu da unutmamak gerekir. Kazan’ın orijinal adı ‘The Arrangement’ olan ve daha sonra filme de aktarılan ‘Uzlaşma’ romanı ise, Amerika’daki bir Rum göçmeninin yaşamını anlatıyor.