Hamit Bozarslan – Türkiye Tarihi (2015)

Osmanlı’dan günümüze uzanan, eleştirel Türkiye tarihi okuması.

Hamit Bozarslan, tamı tamına on beş bölümden oluşan kapsamlı çalışmasında, Osmanlı’da emperyal mühendislikten Osmanlı’yı güçlü ve aynı zamanda dezavantajlı kılan dinamiklere,  Osmanlı sisteminin çöküşünden Tanzimat ile devleti yeniden örgütleme çalışmalarına ve Kemalist Türkiye’nin doğuşundan başlangıcından bugüne çoğulcu demokrasideki süreklilik ve kopuşları ve bunun gibi pek çok önemli konuyu tartışıyor.

  • Künye: Hamit Bozarslan – Türkiye Tarihi: İmparatorluktan Günümüze, çeviren: Işık Ergüden, İletişim Yayınları, tarih, 444 sayfa, 2015

Martin Page – Samuel Beckett’a Göre Arıcılık (2015)

Kendini Samuel Beckett’ın asistanı olarak tanıtan, fakat yazarla yakından uzaktan ilgisi bulunmayan bir karakterin sıra dışı hikâyesi.

Kahramanımız, gerçekte oldukça kapalı bir hayat yaşamış Beckett’ın özel dünyasına inmekte, oradan onun hobilerine ve hastalıklarına uzanmakta.

Martin Page’in romanı kısa olmakla birlikte ironik yapısı ve çarpıcı cümleleriyle dikkat çekiyor.

  • Künye: Martin Page – Samuel Beckett’a Göre Arıcılık, çeviren: Işık Ergüden, Sel Yayıncılık, roman, 85 sayfa, 2015

Pierre Dardot ve Christian Laval – Dünyanın Yeni Aklı (2018)

Bizde yeni baskısı yapılan ‘Dünyanın Yeni Aklı’, 2009’da ilk yayımlandığında, Fransa’da başlayarak bütün dünyada büyük tartışmalar yaratmıştı.

Pierre Dardot ve Christian Laval burada, neoliberalizmi yalnızca çağdaş kapitalizmin en güncel biçimi olarak değil, insanları evrensel rekabet ilkesi uyarınca yönetme eğiliminde olan ve toplumlarımızda baskın olan bir akılsallık biçimi olarak tanımlayıp çözümlemeye koyuluyor.

Başka bir deyişle neoliberalizmi, insanların kendileriyle kurduğu ilişkileri belirleyen bir “varoluş normu” olarak tanımlayan yazarlar, neoliberal aklın bir yandan yeni piyasalar oluştururken, öte yandan piyasa mantığını devletin yanı sıra, kişilerin kendileriyle kurdukları ilişkiye de sirayet edecek şekilde genişlettiğini belirtiyor.

Kitabın asıl vuruculuğu da burada yatıyor.

Zira Dardot ve Laval, neoliberal dünyada devletin bir şirket gibi yönetilmesi kadar, her birimiz de kendimizi bir şirket gibi yönetmeye itiliyoruz.

Kitapta, Ferhat Taylan’ın yazarlarla yaptığı bir söyleşi yer alıyor.

Bu söyleşi de, kitabın Fransa’da yayımlanmasından sonraki tartışmalar ve sonrasında yaşananlar hakkında okuru aydınlatmasıyla önemli.

Özellikle, neoliberal dünyada beyaz yakalıların işletme mantığı ve onun getirdikleri üzerine düşünmek isteyenlerin muhakkak okumaları gereken bir eser.

  • Künye: Pierre Dardot ve Christian Laval – Dünyanın Yeni Aklı: Neoliberal Toplum Üzerine Bir Deneme, çeviren: Işık Ergüden, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, siyaset, 476 sayfa, 2018

Pierre Macherey – Edebi Üretim Teorisi (2019)

Louis Althusser ekolünden gelen Pierre Macherey, bilindiği gibi ünlü ‘Kapital’i Okumak’ adlı çalışmanın Althusser’den başka, Étienne Balibar, Jacques Rancière ve Roger Establet gibi isimleriyle birlikte yazarlığını da üstlenmişti.

Macherey’nin, Althusserci ideoloji yaklaşımını edebi üretime uyguladığı bu çalışması ise, edebiyat incelemelerinde bir dönüm noktasıdır.

Macherey, artık bize aşina gelen bir tanım olsa da, “edebiyat (sanat) bir üretimdir” diyerek, o zamana kadar üzerinde hakkıyla durulmamış bir konuyu tartışmaya açmıştı.

Macherey burada, ideolojinin edebiyat alanında nasıl çalıştığını, başka bir deyişle bir yazarın yazma ediminde ideolojinin bu sürece hangi aşamada dâhil olduğunu gözler önüne seriyor.

Sanatçı ya da edebiyatçının, insanların anlam ve değer dünyalarında olup bitenleri verili ideolojinin verili örtülerini sıyırarak keşfettiğini belirten Macherey’nin öncü çalışması, edebiyat ve sanatı kendi maddi bağlamında kavramak isteyenler için harika bir kaynak.

Kitabın Türkçe çevirisi, Murat Belge’nin önsözüyle açılıyor.

  • Künye: Pierre Macherey – Edebi Üretim Teorisi, çeviren: Işık Ergüden, İletişim Yayınları, edebiyat inceleme, 342 sayfa, 2019

Robert Deliège – Gandhi (2015)

Pasif direniş dehası, Hindistan’ın bağımsızlığının mimarı Gandhi’nin hayatı, mücadelesi ve mirası bu kitabın konusu.

Gandhi’yi yücelten biyografilerin aksine, ona oldukça nesnel bir çerçeveden bakan kitap, bir yandan onun hayatının dönüm noktalarını takip ediyor, diğer yandan da Gandhi’nin muhaliflerine yönelik tavizsiz tavrını belirgin kılıyor.

  • Künye: Robert Deliège – Gandhi, çeviren: Işık Ergüden, Dost Kitabevi

Pierre Bourdieu – Karşı Ateşler 2 (2018)

“Neoliberal İncil, ekonomik gelenekçilik öylesine evrensel olarak aşılanmış ve öylesine oybirliğiyle kabul edilmiştir ki tartışma ve karşı çıkış etkilerinin dışında görünür.”

Daha önce burada yer verdiğimiz ve Bourdieu’nün neoliberal felakete karşı direnme yolları üzerine düşündüğü ‘Karşı Ateşler’, şimdi ikinci cildiyle karşımızda.

Bourdieu, bugün, 19. yüzyılda bilimsel alanda kendini gösteren ve dünyayı ekonominin kör güçlerine bırakmayı reddederek, ülküselleştirilmiş bir dünyanın değerlerini toplumsal dünyanın bütününe yaymayı isteyen geleneği yeniden canlandırmak gerektiğini özellikle vurguluyor.

‘Karşı Ateşler’in asıl amacı da, bu.

Bourdieu özerkliklerini korumak ve mesleklerine bağlı değerleri aşılamak için araştırmacıları, yani akademisyenleri harekete geçmeye çağırıyor.

Yazar, akademisyenlerden başlayıp militanlara uzanan muhalefet hattını, yeni seferberlik ve eylem biçimleri etrafında bir araya getirecek alternatif örgütlenmelerin neler olabileceğini derinlemesine bir bakışla irdeliyor.

İlk yayımlanışının üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen ‘Karşı Ateşler’, neoliberal hegemonyanın dayatmalarına karşı neler yapılabileceği üzerine düşünmek konusunda çok iyi bir rehber olmaya devam ediyor.

  • Künye: Pierre Bourdieu – Karşı Ateşler 2: Avrupa Sosyal Hareketi İçin, çeviren: Işık Ergüden, Sel Yayıncılık, siyaset, 100 sayfa, 2018

Igal Shamir – Hitler’in Kemanı (2015)

Tarihin seyrini değiştirecek bir sır bilirken, Hitler tarafından öldürülen kemancının izini süren virtüöz Knobel’in başından geçen tehlikeli maceralar, bu romanın konusu.

Knobel, kökleri Rönesans dönemine uzanan bu gizemi aydınlatmaya çalışırken, kendini Avrupa’yı baştan sona kat eden tehlikeli bir kovalamacanın içinde bulur.

  • Künye: Igal Shamir – Hitler’in Kemanı, çeviren: Işık Ergüden, Kırmızı Kedi Yayınevi

Fernando Pessoa – Anarşist Banker (2018)

Antikçağ felsefesinin diyalog yöntemiyle kaleme alınmış ve ilk basımı 1922’de yapılmış ‘Anarşist Banker’, Fernando Pessoa’nın en ünlü eserlerinin başında gelir.

Burjuva toplumunun ikiyüzlü ahlak anlayışını kıyasıya eleştiren eser, iki arkadaşın bir yemek sonrasında başlayan sohbetleri üzerinden ilerler.

Bu arkadaşlardan biri bankerdir ve anlatının ana fikri de bu karakterce dillendirilir.

Bankerliğin, gerçekleşebilir tek anarşist eylem olduğunu düşünen bu karakter, kendine has akıl yürütmelerle bu fikrini adım adım ispat etmeye koyulur.

Kahramanımız bunu yaparken hem Avrupa toplumunun ikiyüzlülüğünü gözler önüne serer hem paranın iktidarını sorgular hem de bunu alaşağı etmenin yolları üzerine düşünür.

Kitaptan iki alıntı:

“Birine yardım etmek onun yeteneksiz olduğunu kabul etmek olur ya da eğer yeteneksiz değilse, yeteneksizleştirmek ya da öyle olduğunu varsaymak olur. İlk durumda bu bir zorbalıktır, ikinci durumda ise küçümseme…”

“Para devletten daha iyi değildir, aile dinlerden daha iyi değildir. Bunların yerine başka kurgular olsaydı, bunlar da bir o kadar kötü olurdu çünkü bunlar da sırası geldiğinde doğal gerçeklerin üzerine gelip yapışır ve onları boğardı.”

  • Künye: Fernando Pessoa – Anarşist Banker, çeviren: Işık Ergüden, Sel Yayıncılık, anlatı, 69 sayfa, 2018

Kolektif – Ulusal Kültürlerin Sonu mu? (2015)

Disipliner bir yaklaşımla, çağdaş dünyada kültür politikalarının geleceğini tartışan bir çalışma.

Çeşitliliğin fiilen uygulandığı yerel, ulusal pek çok örnek tartışılıyor, küreselleşme sürecinin kültürlere olası etkileri konusundaki farklı görüşler bir araya getiriliyor.

Kitapta,

  • Çokkültürcülük,
  • Çokkültürcü politika ve pratikler,
  • Hoşgörü ve farklılık,
  • Küreselleşmenin yarattığı yerel imgeler ve kültürel kimlikler,
  • Yirmi birinci yüzyılın kültür politikalarında kültürel çeşitliliğin belirginliği,
  • Güncel kültür politikalarının hazırlanmasında politikanın rolü,
  • Temel sermaye olarak toplumsal sermaye,
  • Küreselleşmenin meydan okumaları karşısında kültür politikaları,
  • Ve kültür politikalarının ve kültür endüstrilerinin küreselleşme süreçleri gibi pek çok ilgi çekici konu tartışılıyor.

Künye: Kolektif – Ulusal Kültürlerin Sonu mu?, derleyen: Lluís Bonet ve Emmanuel Négrier, çeviren: Işık Ergüden, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları

Michael Löwy – Kafka: Boyun Eğmeyen Hayalperest (2018)

Hakkında bu kadar efsane ve mit üretilmiş Franz Kafka hakkında, yeni ne söylenebilir?

Şu açıktır ki Kafka, yalnızca edebiyat için yaşadı.

Edebiyat onun takıntısı, varlık nedeni ve cankurtaran simidiydi.

Marksist sosyolog ve filozof Michael Löwy de bu kısa ama etkili kitabında, Kafka üzerine; O’nun kişiliği, kitapları, kitaplarının arka planı ve eserlerinin toplumsal/politik izdüşümleri üzerine düşünüyor.

“Kafka’nın romanlarının kozu yazı olarak yazı değildir, birey ile dünya arasındaki ilişkidir.” diyen Löwy, Kafka’ya dair bazı biyografik verilerden ve özellikle de Kafka’nın Praglı anarşist çevrelerle ilişkilerinden yola çıkarak tamamlanmamış üç romanını ve en önemli öykülerinden birkaçını analiz etmesiyle özgün bir çalışmaya imza atmış.

Kafka ve liberter sosyalizm, Kafka’nın eserlerinde baba otokrasisine karşı ortaya konan tepkiler, Kafka’da bir din olarak özgürlük, ‘Şato’daki bürokratik despotizm ve gönüllü kölelik, Kafka’da gerçekçilik ve Kafkaesk durum gibi konuları irdeleyen çalışmanın bir diğer özgünlüğü de,  Kafka’nın eserini kat eden anti-otoriter tutkuyu ayrıntılı bir şekilde tartışmasıdır diyebiliriz.

  • Künye: Michael Löwy – Kafka: Boyun Eğmeyen Hayalperest, çeviren: Işık Ergüden, Ayrıntı Yayınları, edebiyat inceleme, 144 sayfa, 2018