Kolektif – Kimlik (2022)

Kimlik üzerine yürütülen tartışmalar, Sokrates’in “Kendini tanı” deyişine kadar götürülebilir.

Bu enfes derleme de, kamusal alanda kimlikten kimlik siyasetine ve kimliğin söylemsel inşasına konuyu geniş bir çerçeveden irdeliyor.

Kimlik temelli tanımlayıcı ontolojik ve epistemolojik zemin arayışını herhangi bir tekil insanın ya da grubun kendisini ayırt edici şekilde konumlandırabilmek amacıyla bir “fark” ilişkisi kurma çabası olarak değerlendirebiliriz.

Bu bağlamda, tanımlayıcı bir ontolojik ve epistemolojik zemin olarak kimlik, bu fark ilişkisinin ürünü olarak görülebilir, etik ve siyasetin de bu fark ilişkisi üzerine kurgulandığı söylenebilir.

Ne var ki, sözü edilen fark ilişkisinin dile getirilen farkı görünür kılmak için dışsal bir varlık kategorisi ile ilişki halinde olma zorunluluğu fark’ın ontolojik, epistemolojik ve buna bağlı olarak etik ve politik temellerini de kaçınılmaz olarak sarsar.

Bu, dile getirilen ilişkinin sonuçlarını zorunluluktan olumsallığa dönüştüren bir sarsıntıdır. Bu sarsıntının sonucunda, tanımlayıcı özellik olarak tasavvur edilen kimlikler sahicilik niteliklerini yitirirler, saydamlık ve geçişkenlik kazanırlar.

İşte bu kitaptaki yazılar da, bu saydamlık ve geçişkenliği farklı boyutlarıyla ele alıyor ve kimlik sorununa dair tartışmaların kapsamının zihnimizde tasarlayabileceklerimizin ötesinde olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Kitaba katkıda bulunan yazarlar ise şöyle: Melike Durmaz, Fahriye Didem Acar, Erol Esen, Kutlu Tuncel, Zeynep Savaşçın, Muharrem Açıkgöz, Eray Yağanak, Murat Bayram, Aziz Ardıç, Rabia Çepik, Umut Kesikkulak, Itır Güneş ve Yavuz Selim Alkan.

  • Künye: Kolektif – Kimlik: Kapsam, Bağlam, Sınırlar, editör: Muharrem Açıkgöz ve Eray Yağanak, Nika Yayınevi, inceleme, 294 sayfa, 2022

Nuri Bilgin – Kimlik İnşası (2007)

 

 

Nuri Bilgin’in ‘Kimlik İnşası’, “kimlik nedir?” sorusundan hareketle, kim olduğumuz sorusuna verdiğimiz cevapların peşine düşüyor.

Son zamanlarda yoğunlaşan tartışmalardan biri olan kimlik konusu, konunun kişisel, mesleki, cinsel, kolektif, etnik, dinsel, kültürel, ulusal ve ulus-üstü gibi, farklı özellikleriyle değerlendiriliyor.

“Kimlik kavramı, kendi cazibesi altında kaybolan ilginç kavramlardan biri” diyen Bilgin, bu konunun sorun haline gelmesinin de, her şeyden önce, olgunun dil berraklığı içinde ele alınmamasından ve bu konuda bir türlü aynı dilin konuşulamamasından kaynaklandığını belirtiyor.

Türkiye’de de tartışma konusu olan kimlik, Bilgin’in çalışmasında ayrıntılı olarak ele alınıyor.

  • Künye: Nuri Bilgin – Kimlik İnşası, Aşina Kitaplar, Aşina Kitaplar, 329 sayfa, 2007

Gündüz Vassaf – Kimliğimi Kaybettim, Hükümsüzdür! (2010)

  • KİMLİĞİMİ KAYBETTİM, HÜKÜMSÜZDÜR!, Gündüz Vassaf, İletişim Yayınları, deneme, 199 sayfa

Gündüz Vassaf’ın ‘Uçmakdere’ dizisinin ikinci kitabı olan ‘Kimliğimi Kaybettim, Hükümsüzdür!’, yazarın Radikal gazetesinde yayımlanmış yazılarından derlenmiş. Kitabın adından da anlaşılacağı üzere Vassaf, bizi kuşatan, kapsayan, ayrıştıran, ötekileştiren ve kimi zaman hayati ve tehlikeli roller de üstlenebilen ulusal, cinsel ve dini kimlikleri, bu yazıların konusu kılıyor. “Kendimi belki de en özgür hissettiğim anlar, karşılıklı kim olduğumuzu bilmediklerimle yaptığım tesadüfi sohbetlerde olur.” diyen Vassaf, dünya vatandaşlığına ulaşmanın, “Kimsin?”, “Kimlerdensin?” gibi soruların daha az sorulmasıyla mümkün olabileceğini belirtiyor.

Esra Demirci Akyol – Sınırdaki Kimlikler (2010)

  • SINIRDAKİ KİMLİKLER, Esra Demirci Akyol, Libra Kitap, tarih, 177 sayfa

Hatay’da yapılan bir etnografik çalışmaya dayanan ‘Sınırdaki Kimlikler’, kentteki farklı etnik ve dini geçmişten gelen insanların, Hatay’ın Türkiye’ye ilhakını nasıl değerlendirdiğini araştırıyor. Hatay’daki alan araştırması sonuçlarından hareketle, tek bir tarihten bahsetmenin mümkün olmadığını belirten Esra Demirci Akyol, birden fazla tarih anlatımının bulunduğunu; bu anlatımların, kısmen bugünkü yaşam koşullarına bağlı olarak oluşan kimliklerin bir sonucu olduğunu ve her grubun, geçmişi farklı bir biçimde deneyimleyip hafızasına aldığını gösteriyor. Hafıza çalışmalarına katkıda bulunmayı amaçlayan kitap, iyi bir sözlü tarih örneği.