Ali Birerdinç – Yaz Baba! (2007)

  • YAZ BABA!, Ali Birerdinç, Sosyal Yayınları, anı, 219 sayfa

‘Yaz Baba!’, 1980 yılları öncesi ve sonrasında, Türkiye’nin çalkantılı dönemlerinde muhabirlik yapmış Ali Birerdinç’in anılarından oluşuyor. Muhabirliğe 1976 yılında Dünya gazetesinde başlayan Birerdinç, sırasıyla Günaydın ve Sabah gazetelerinde çalışmış, son olarak da Star’a geçerek, gazetenin Yurt Haberleri Servisini kurmuştu. Birerdinç, bu kitapta daha çok, yaptığı haberlerin izinden giderek anılarını kaleme almış. Kitap bu yönüyle, 12 Eylül darbesi başta olmak üzere, Türkiye’nin yakın tarihine dair önemli ayrıntılar barındırıyor denebilir. Bunun dışında, Birerdinç’in haberlerinin de, özellikle gazetecilik eğitimi alan öğrenciler için de somut örnekler sunduğunu belirtelim.

Süleyman Boyoğlu – Hazandan Önce Babıâli (2007)

  • HAZANDAN ÖNCE BABIÂLİ, Süleyman Boyoğlu, Güncel Yayıncılık, anı, 414 sayfa

‘Hazandan Önce Babıâli’, basın dünyasının duayenlerinden otuz beş ismin tanıklıklarına yer veren bir anı kitabı. Çok partili döneme geçiş sürecinden günümüze kadar Babıâli’de başarılı olmuş bu isimlerin anıları, yakın dönemin renkli ayrıntılarını barındırıyor. Tan gazetesinin basılması, 6-7 Eylül olayları, Yassıada duruşmaları esnasında Lütfü Kırdar’ın kalp krizi geçirerek ölmesi, 1968 öğrenci olayları, 12 Mart muhtırasında aydın ve yazarların gözaltına alınıp işkenceden geçirilmesi, 1977 yılının kanlı 1 Mayıs’ı ve Kemal Türkler’in öldürülmesi bu anılardan sadece birkaçı.

Gökmen Karadağ – AB’nin Medyası, Medyanın AB’si (2007)

  • AB’NİN MEDYASI, MEDYANIN AB’Sİ, Gökmen Karadağ, Güncel Yayıncılık, medya, 288 sayfa

Son dönem Avrupa’da “Yeni Gazetecilik” diye bir olgu ortaya çıkmaya başladı. Bu olgu, Avrupalı olarak tabir edilen bir standardın oluşmasını sağlamayı, gazetecileri Avrupalılık olarak övülen değerlere ortak etmeyi amaçlıyor. Gökmen Karadağ’ın bu çalışması, Avrupa medyasının bu söyleme varmadan ve vardıktan sonraki aşamasına odaklanıyor. Karadağ, AB’nin geleceğini masaya yatıran bir bölümle başlıyor. Avrupa bütünleşmesinde medyanın rolü kitabın ikinci bölümünü oluşturuyor. Yeni Avrupa gazeteciliği ise kitabın sonuncu bölümü. Çalışma, akademik medya çalışmalarına dahil edilebilmesinin yanında, Türkiye ve Avrupa gazeteciliğinin karşılaştırılması anlamında da önemli.

Mustafa Sönmez – Medya, Kültür, Para ve İstanbul İktidarı (2010)

  • MEDYA, KÜLTÜR, PARA VE İSTANBUL İKTİDARI, Mustafa Sönmez, Yordam Kitap, medya, 156 sayfa

Daha çok Türkiye ekonomisi üzerine yaptığı çalışmalarla bildiğimiz Mustafa Sönmez, ‘Medya, Kültür, Para ve İstanbul İktidarı’nda, Türkiye’deki medya-kültür endüstrisini masaya yatırıyor. Sönmez’in çalışması, son otuz yılda büyük bir endüstri haline gelen ve ağırlıklı olarak İstanbul ile özdeşleşen medya-kültür alanının sağlam bir ideolojik ve politik çerçevesini çizmesiyle dikkat çekiyor. Kitabın ilk bölümünde kavramsal bir çerçeve çizen Sönmez, ardından, yazılı medya, elektronik medya, reklamcılık endüstrisi, kitap endüstrisi, basım yayın sanayii ve futbol endüstrisi gibi, medya-kültür sektörüne dahil olan farklı alanları inceliyor.

Akın Ural – Medya-Sermaye-Siyaset Üçgeni (2010)

  • MEDYA-SERMAYE-SİYASET ÜÇGENİ, Akın Ural, Siyah Beyaz Yayınları, medya, 368 sayfa

Siyasal iktidarların, toplumsal yapıyı etkilemek için medyayı bir araç olarak kullanmaları, bugün çok iyi bildiğimiz gerçeklerden. Akın Ural elimizdeki nitelikli çalışmasında, bu etkiyi bireyi merkeze alarak araştırıyor; bireylerin çok yönlü manipülasyonlar sonucunda birer “medya mahkumu”na dönüşmelerini mercek altına alıyor. Tarihsel bir akış içinde ilerleyen kitabında Ural, olguyu farklı disiplinlerin ışığında ele alıyor ve gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye’de yüzyıllarca dini söylemin etkisiyle şekillendirilmiş bireyin, şimdilerdeyse sermaye ve teknoloji zengini yeni medyaların etkileriyle nasıl esir alındığını ortaya koyuyor.

Murat Erdin – Silahsız Kuvvetler: Medya (2010)

  • SİLAHSIZ KUVVETLER: MEDYA, Murat Erdin, Destek Yayınevi, siyaset, 225 sayfa

Murat Erdin ‘Silahsız Kuvvetler: Medya’da, darbelerde basının ayak seslerinin izini sürüyor. Türkiye’de 27 Mayıs 1960’tan bu yana defalarca darbe oldu, muhtıralar verildi ve adına “post-modern darbe” denilen süreçler yaşandı. 20 Ekim 2008’de başlayan tarihi Ergenekon Davası’nda ise, meşru hükümete karşı darbe faaliyeti içinde olduğu belirtilen yüzlerce asker ve sivil yargılanıyor. İşte Erdin’in kitabı, geçmişte medyanın darbe işbirliğini anlatıyor. Türkiye medyasının darbeler ve darbecilerle yaptığı işbirliği çerçevesinde attığı manşetleri ve yapılan haberleri kapsayan kitap, bir ibret belgesi olarak okuyucunun karşısına çıkıyor.

Ömer Özer (ed.) – Medyada Şiddet Kültürü (2010)

  • MEDYADA ŞİDDET KÜLTÜRÜ, editör: Ömer Özer, Literatürk Yayıncılık, medya, 576 sayfa

‘Medyada Şiddet Kültürü’, medya-şiddet ilişkisine dikkat çekmeyi amaçlıyor. Medyada sunulan şiddet, ağırlıklı olarak televizyonlara mâledilir. Oysa şiddet tiyatro eserlerinde, romanların dilinde, gazete haberlerinde, çizgi romanda, radyo oyunlarında, sinemada; kısacası akla gelebilecek tüm kitle iletişim araçlarında karşımıza çıkar. Kitapta, söz konusu kitle iletişim araçlarını temsilen birer çalışma bulunuyor. Medyada sunulan şiddetin ekonomisinin de incelendiği çalışmada ayrıca, şiddeti üreten muhabirlerin görüşleri, medya şiddetini inceleyen psikolojik kuramlar ve kadına yönelik şiddette medyanın oynadığı rol konuları da ele alınıyor.

Ümit Otan – Sendikasızlaştırmadan İş Takipçiliğine Medyatelli (2006)

  • SENDİKASIZLAŞTIRMADAN İŞ TAKİPÇİLİĞİNE MEDYATELLİ, Ümit Otan, Agora Kitaplığı, medya, 180 sayfa

Ümit Otan, deneyimli bir gazeteci. Kendisi uzun yıllar süren gazeteciliğinde çok sayıda kitap ve kişisel fotoğraf sergisi yer alıyor. Şu an Cumhuriyet gazetesi, Dördüncü Kuvvet Medya, Sansürsüz ve Önce Ekmek internet sitelerindeki yazılarına da devam ediyor. Otan’ın ‘Medyatelli’si, Türkiye’nin bugünkü medya ortamına eleştirel yaklaşan yazılardan oluşuyor. Kitabın ana teması, Türkiye’deki gazeteciler için bir kurtuluş olarak düşünülen medya kartelleri döneminin nasıl olup da gün geçtikçe daha da kötüye gittiğidir. Gazetecilerin sendikasızlaştırılması, gazetecinin mesleki haklarının tırpanlanması ve bununla gelen mesleki yozlaşma kitaptaki yazıların omurgasını oluşturuyor.

Orhan Karaveli – Görgü Tanığı (2010)

  • GÖRGÜ TANIĞI, Orhan Karaveli, Doğan Kitapçılık, anı, 188 sayfa

Duayen gazetecilerden Orhan Karaveli ‘Görgü Tanığı’ adlı elimizdeki kitabında, altmış yıllık meslek yaşamında tanıklık ettiği olayları anlatıyor. Yeni İstanbul, Milliyet, Vatan ve Cumhuriyet gazeteleri ile çeşitli dergilerde uzun yıllar yazan Karaveli, Türkiye basınına verdiği hizmetler nedeniyle 2004’te Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü’ne değer görülmüştü. Karaveli kitabında, ilk yazısının yayımlandığı 1937 yılından günümüze uzanarak, Türkiye’de nelerin değiştiğini ve nelerin hep aynı kaldığını ortaya koyuyor. Kitabın bu yönüyle, Türkiye’nin yakın tarihini ve bugününü anlamak isteyenler için iyi bir fırsat olduğunu söyleyebiliriz.