Matt Ridley – Akılcı İyimser (2025)

Matt Ridley’nin ‘Akılcı İyimser: Refahın Evrimi’ (‘The Rational Optimist: How Prosperity Evolves’) adlı kitabı, insanlık tarihinin uzun vadede sürekli bir ilerleme ve refah artışı gösterdiğini savunan, iyimser bir bakış açısı sunuyor. Ridley, bu ilerlemenin temelinde yatan en önemli faktörün “fikirlerin ticareti” ve “uzmanlaşma” olduğunu savunuyor. İnsanların birbirleriyle fikirlerini ve ürünlerini değiş tokuş etme yeteneği sayesinde, kollektif zekânın ve inovasyonun hızla arttığını, bunun da yoksulluğun azalmasına, yaşam kalitesinin yükselmesine ve teknolojik gelişmelere yol açtığını öne sürüyor.

Kitap, felaket tellallığı yapan karamsar görüşlerin aksine, insanlığın karşılaştığı her zorluğun üstesinden yenilik ve iş birliği ile geldiğini gösteren tarihsel örnekler sunuyor. Tarım devriminden sanayi devrimine, tıp alanındaki ilerlemelerden iletişim teknolojilerine kadar birçok alandaki gelişmeleri bu perspektiften inceliyor. Ridley, piyasa ekonomisinin ve serbest ticaretin, bu fikir alışverişini teşvik eden ve refahın yayılmasını sağlayan temel mekanizmalar olduğunu savunuyor.

Ridley, küresel ısınma, kaynak kıtlığı ve aşırı nüfus gibi günümüzün büyük sorunlarına rağmen, insan zekâsının ve iş birliğinin bu zorlukların üstesinden gelebilecek çözümler üreteceğine dair güçlü bir inanç besliyor. Kitap, geleceğe dair bir umut mesajı verirken, bu iyimserliğin rasyonel verilere dayandığını ve insanlık tarihinin bize gösterdiği derslerle desteklendiğini vurguluyor.

  • Künye: Matt Ridley – Akılcı İyimser: Refahın Evrimi, çeviren: Mehmet Doğan, Alfa Yayınları, iktisat, 472 sayfa, 2025

Nick Lane – Dönüştürücü (2024)

İçinde asetil koA’ların, fumaratların, pirüvik asitlerin kol gezdiği, hücresel zarlara gömülü pompaların yüklü molekülleri bir alandan diğerine iteklediği, milyarlarca hücrede cereyan eden milyar kere milyar tepkimenin kesintisiz akıp gittiği mekanik bir üretim bandı nasıl olur da bilincin, varoluşumuzun kutsal mekanına dönüşür?

Biyokimyanın derin ve soğuk sularında yüzmekten korkmayan Nick Lane, okuru yaşam fabrikasının merkezindeki motora, varlık şehrinin en kritik kavşak noktasına, biyokimyasal döngülerin Oroboros’una, Krebs çevrimine götürüyor.

Enerji ve madde devrinin karşıt güçler arasındaki dengeyle sağlandığı bu biyokimyasal atlıkarınca kimi zaman hızıyla ve karmaşıklığıyla başınızı döndürecek, kimi zaman eylemlerinizle ve zaman katarıyla avuçlarınızdan kayacak.

Yaşamın, hareketin ve enerjinin; gaz püsküren derin deniz bacalarının etrafında milyonlarca yıl önce doğduğu haliyle devam ettiğini gördükçe zirveden inişe uzanan canlılığınız yaşamın kökenine, mitokondrileriniz bakterilere, bilinciniz gezegenin görkemli tarihine bağlanacak.

‘Dönüştürücü’, canlılar dünyasının derin kimyasını idrak edeceğiniz bu muhteşem yolculukta sizi de dönüştürecek.

  • Künye: Nick Lane – Dönüştürücü: Yaşamın ve Ölümün Derin Kimyası, çeviren: Mehmet Doğan, Koç Üniversitesi Yayınları, bilim, 296 sayfa, 2024

Steve Brusatte – Memelilerin Yükselişi ve Saltanatı (2024)

  • Dış görünüşümüz neden böyle?
  • Neden bu şekilde büyüyoruz?
  • Neden sırt ağrısı çekiyoruz?
  • Dişçilere neden kucak dolusu para veriyoruz?
  • Neden Dünya hakkında kafa yorabiliyoruz ve bu düşünceler bizi neden duygulandırıyor?

Her şey 325 milyon yıl önce, ufak tefek, pullu yaratıkların bir fırtınada yaşam alanlarından öteye savrulmasıyla başladı.

Felaketlerin ve tehlikelerin şekil verdiği vücutları kimi zaman koşucular, kazıcılar, kimi zaman uçucular, yüzücüler çıkardı.

Fare boyutunda filler, yürüyen balinalar, dev armadillolar, Amerika savanasında koşturan develer, gergedanlar ve daha niceleri…

Dinozorların dev ayakları altında ezilmeden, küresel ısınma dalgalarında kavrulmadan, gerektiğinde sal üzerinde okyanusları aşan, buzullara, çöllere göğüs geren, tam üç kitlesel yokoluş atlatan, yok oldukça küllerinden doğan bu hayvanlarla ne kadar gurur duysak az.

Çünkü onların tarihi, bizim tarihimizdir.

Bizlerin, yani memelilerin.

Paleontolojinin dinamik ismi Steve Brusatte, kıtalar ayrılıp birleşirken iklimlerin cehennemî sıcaklardan buzul evrelere savrulduğu bu dünyada egemenliklerin geçici, yokoluşun kaçınılmaz, uyum gücününse tek çözüm olduğunu gösteriyor.

Tuhaf atalarımızın hikâyesi, evrimin kocaman beyinli kitap okurlarına dönüştürdüğü bizlere, bu dayanıklılık destanını sürdürmenin tek bir yolu olduğunu da fısıldıyor: Gezegenle işbirliği!

ABD’li paleontolog Steve Brusatte, dinozorların evrimi alanındaki çalışmalarına Edinburgh Üniversitesi’nde devam ediyor.

  • Künye: Steve Brusatte – Memelilerin Yükselişi ve Saltanatı, çeviren: Mehmet Doğan, Koç Üniversitesi Yayınları, bilim, 416 sayfa, 2024

Richard Holmes – Merak Çağı (2024)

‘Merak Çağı’, on sekizinci yüzyılın sonundaki keşifleri ve icatlarıyla romantik bilim çağını doğuran kadın ve erkeklerin sürükleyici tarihini anlatıyor.

Bu çağ, bilim insanlarının yanı sıra büyük yazar ve şairlere de uzanıyor; tüm yaratıcılar yüksek heyecan, sınırları zorlama ve keşif anlarının tadını çıkarıyor.

Holmes, büyük fikirlerin ve deneylerin –hem başarıların hem de başarısızlıkların– nasıl çoğu zaman yalnız bir adanmışlıktan doğduğunu ve dini inanç ile bilimsel gerçeğin nasıl çarpıştığını gösteriyor.

‘Merak Çağı’ özgünlüğü, hikâye anlatma enerjisi ve entelektüel önemiyle nefes kesici bir kitap.

  • Künye: Richard Holmes – Merak Çağı: Romantik Kuşak Bilimin Güzelliğini ve Dehşetini Nasıl Keşfetti?, çeviren: Mehmet Doğan, Alfa Yayınları, bilim, 552 sayfa, 2024

Ersin Kalaycıoğlu, Ali Çarkoğlu – Türkiye’de Seçim Dinamikleri (2024)

Türkiye’de siyasal sistemin demokrasiyle bağlarının zayıfladığı kritik bir dönemeçte yurttaşların siyasete katılımının asli biçimi olan oy verme davranışlarını incelemek kritik önem taşıyor.

Zira Cumhuriyet bir ray değişikliği yaşıyorsa meşruiyet kaynaklarının hangi seçmenlerin ne tür kaygı ve motivasyonlarıyla oluştuğunu, hangi yönlerden çarpıştığını, esnediğini ya da katılaştığını anlamak gerekiyor.

Ersin Kalaycıoğlu ve Ali Çarkoğlu bu olağanüstü döneme dünden bugüne tanık olunan tarihsel bağlamların ve siyasal güç devşirmenin modern biçimlerinin perspektifinden bakıyor.

Yaklaşık 15 yıllık bir dönemi (2002-2015) kapsayan saha araştırmaları siyasal manzarayla ilgili sıkça kullanılan bir kavram olan kutuplaşmanın Türkiye’nin kılcal damarlarında nasıl işlediğini ortaya koyuyor.

  • Künye: Ersin Kalaycıoğlu, Ali Çarkoğlu – Türkiye’de Seçim Dinamikleri: Kırılgan Ama Dirençli Bir Süreç?, çeviren: Mehmet Doğan, Koç Üniversitesi Yayınları, siyaset, 400 sayfa, 2024

Henry Mance – İnsanların Şekillendirdiği Bir Dünyada Hayvanları Nasıl Sevmeli? (2024)

Hayvanları seviyoruz, fakat eylemlerimiz bu sevgiye sığıyor mu?

Sevgimizi sınavdan geçirsek, hayvan yaşamının değersizliği üzerine kurulmuş mezbahalarımız, bir günlükken yavrusundan koparılmış, meme iltihabı ve topallıkla boğuşan süt makinesi ineklerimiz, gaddarlığın vücut bulmuş hali olan balıkçılık yöntemlerimiz, hayvanların yapaylığa ve can sıkıntısına mahkûm edildiği hayvanat bahçelerimiz ve hatta cins hayvan hevesimiz yüzünden eklem sorunlarından ve türlü hastalıklardan mustarip köpeklerimiz, bu sınavdan geçebilir mi?

Henry Mance ‘Hayvanları Nasıl Sevmeli’de, sahne ışıklarını yüz çevirdiğimiz, yok saydığımız, görmezden geldiğimiz hoyratlığımıza çeviriyor.

Kendi sınavını vermek için bir mezbahada yüz yüze geldiği başı kopuk koyunun göğüs kafesine kuş bakışı bakıyor, dondurucu soğukta balık tutmaya, puslu ormanda geyik vurmaya çalışıyor.

Avcılıktan veganlığa uzanan yelpazede sevgisini tanımlamaya çalışırken okuru kendi kültürüne, alışkanlıklarına ve duygularına doğru zorlu bir yolculuğa çıkarıyor.

Sırça köşkünüzden çıkmaya, dünya üzerinde bıraktığımız ayak izini görmeye, hayvanlara adil muamelenin daha iyi yollarını aramaya hazır mısınız?

İnsanlar başka hayvanlarla bağlantı kurmak için kendi yollarını bulur, diyor Mance.

Sizinki ne olacak?

Henry Mance, Financial Times için siyaset ve çevre konularında yazıyor.

  • Künye: Henry Mance – İnsanların Şekillendirdiği Bir Dünyada Hayvanları Nasıl Sevmeli?, çeviren: Mehmet Doğan, Koç Üniversitesi Yayınları, inceleme, 400 sayfa, 2024

Athena Aktipis – Hilekâr Hücre (2024)

Kansere neden olan etkenleri düşündüğümüzde evrim ilk aklımıza gelenler arasında değildir.

Oysaki evrim ve kanser yakından ilişkilidir.

Dünya’nın uzun tarihi içinde yaşamı mümkün kılan süreçler kanserin de yaratıcısıdır.

Kanserin evrimsel kökenlerinin anlaşılması bize kanser tedavisinde daha etkili, devrim niteliğinde çözümler bulma şansı verebilir.

‘Hilekâr Hücre’de Athena Aktipis kanser ile evrim arasındaki sıra dışı ilişkiyi anlayabilmek için milyarlarca yıl geriye giderek tekhücreli yaşamdan çokhücreliliğe geçişin izlerini sürüyor.

İşbirliği içindeki hücrelerden bazıları, hilekâr olanlar, kaynakları aşırı kullanmaya, kontrolsüz çoğalmaya başlar.

Sonuç kanserdir.

Kanserin her yerde karşımıza çıkması evrimin bir sonucudur ve çokhücreli yaşam devam ettiği müddetçe kanser de varlığını sürdürecektir.

Öyleyse kanseri tedavi etmekten vazgeçmemiz mi gerekiyor?

Aktipis, kansere başka bir mercekten bakmayı öneriyor.

Hastalık hemen yok edilmesi gereken bir düşman değil, uzun vadede kontrol altında tuttuğumuz bir yoldaş olabilir.

Kanserin biyolojik geçmişimizin, bugünümüzün ve geleceğimizin parçası olduğu ve evrime karşı vereceğimiz bir savaşı kazanmamızın mümkün olmadığı gerçeğini kabullenirsek, kanser tedavileri daha akılcı, daha stratejik ve daha insani olabilir.

‘Hilekâr Hücre’ kanserin temel doğasını ve kanserle olan ilişkimizi yeniden düşünmeye davet ediyor.

  • Künye: Athena Aktipis – Hilekâr Hücre: Kanseri Anlayıp Tedavi Etmemize Evrim Nasıl Yardımcı Olur?, çeviren: Mehmet Doğan, Koç Üniversitesi Yayınları, tıp, 264 sayfa, 2024

Rebecca Wragg Sykes – Neandertal (2024)

Keşfedildikleri günden bu yana insan türünün en kötü şöhretli üyeleri sayılan Neandertaller, artık geçmişin önyargılarından arınmış, bilimsel teknolojilerin desteğiyle şekillenen yepyeni bir bakış açısıyla tekrar inceleniyor.

Fakat tüm bu araştırmalara rağmen hikâyelerinin tamamını öğrenebiliyor muyuz?

İngiliz araştırmacı, arkeolog ve yazar Rebecca Wragg Sykes işte bu hikâyeyi enine boyuna anlatabilmek için yola çıkıyor; Neandertallerin, üstlerindeki yırtık pırtık post parçalarıyla bizden çok çorak buzlu arazilerde yaşayan kuyruksuz maymunlara benzetildiği eski imajını rafa kaldırıyor ve türlü koşullara sahip geniş Avrasya coğrafyasında yüz binlerce yıl boyunca hayatta kalmayı başaran, büyük iklim değişikliklerine göğüs geren bu insanların, aslında her açıdan ne kadar güçlü olduğunu gözler önüne seriyor.

‘Neandertal: Soydaşlarımızda Hayat, Sevgi, Ölüm ve Sanat’ bu yakın akrabalarımızın nerede, nasıl yaşadığından neler yediğine, neler giyip nasıl süslendiğinden ölülerine nasıl davrandığına ve cinsel partnerlerini nasıl seçip bebeklerini nasıl büyüttüğüne dek çok geniş bir inceleme alnında, Neandertal kültürüne yepyeni bir pencere aralıyor.

Sykes hem konunun uzmanları hem de Neandertalleri merak eden amatör okurların keyifle okuyabileceği bilgi dolu bu kitabında, öncü Paleolitik araştırmaların ve teorilerin ortaya koyduğu bulguları temel alarak Neandertaller hakkında yazılan en kapsamlı araştırmayı sunuyor.

  • Künye: Rebecca Wragg Sykes – Neandertal: Soydaşlarımızda Hayat, Sevgi, Ölüm ve Sanat, çeviren: Mehmet Doğan, Kolektif Kitap, bilim, 464 sayfa, 2024

Marvin Minsky – Zihin Toplumu (2024)

Bilgisayar biliminin babalarından ve ayrıca MIT Yapay Zekâ Laboratuvarının kurucularından biri olan Marvin Minsky, elinizdeki kitapta çok eski bir soruya, “Zihin nasıl işler?” sorusuna devrimci bir yanıt öneriyor.

Minsky’nin tasvirinde zihin, kendileri zihinden yoksun minik bileşenlerin oluşturduğu bir “toplum”dur.

Bu kuramın bir yansımasını anlatan Minsky, cesurca davranıp ‘Zihin Toplumu’ kitabını bir fikir yapbozu olarak sunuyor ve çalışma esnasında yapboz parçalarını birleştiriyor.

Kendi içinde tam olan her bölüm, yapbozda bir parçaya denk geliyor.

Sayfalar bir bir çevrilirken, mozaik gibi birleşik bir zihin kuramı beliriyor.

Usta işi, eğlenceli, rahat okunan ‘Zihin Toplumu’, hayalgücünde muhteşem bir yolculuk.

‘Zihin Toplumu’, yapay zekâ alanındaki en büyük şahsiyetlerden birinin eseri.

Minsky ömrü boyunca müziğe, mizaha, harika çocuk zihnine kuvvetle ilgi gösterdi.

Kendisinin bu ilgi alanları, kitabı muazzam zenginleştirmiş.

  • Künye: Marvin Minsky – Zihin Toplumu, çeviren: Mehmet Doğan, İnka Kitap, bilim, 408 sayfa, 2024

Ian Mosby, Sarah Rotz, Evan D. G. Fraser – Belirsiz Hasat (2023)

  • Gelecekte ne yiyeceğiz?
  • gıdayı nasıl üreteceğiz?
  • 10 milyar insanı besleyecek gıda artışını, ekolojik, toplumsal, ekonomik ve ahlaki açılardan sürdürülebilir biçimde sağlayabilecek miyiz?

‘Belirsiz Hasat’ın yazarı üç gıda akademisyeni bu sorulara yanıt ararken, gelecekteki olası krizlerle baş etmek için nelerin gerekli olduğunu çözmeye çalışıyor.

Teknoloji iyimseri Evan Fraser, teknoşüpheci Sarah Rotz ve gıda tarihçisi Ian Mosby çiftlik ekonomisinin çamurlu dünyasında bata çıka ilerlerken hem eşitlikçi ve sağlam bir küresel gıda geleceğinin yapıtaşlarını anlamaya çalışıyor hem de okuru insanların daha iyi beslendiği, daha adil bir dünya konusunda ilham verici işler yapanlarla tanıştırıyor.

Böylece iklim değişikliğinin dönüştürdüğü arazilerden robot çiftliklere, blokzinciri sertifikalı balık satıcılarından teknoloji gurusu Nepalli geçimlik çiftçilere, genetiği değiştirilmiş gıdalardan acı biber soslu gevrek böceklere varana kadar elinizdeki kitap, kolektif gıda geleceğimizi tanımlayacak başlıkları ele alırken sapı samandan ayırmaya, kavga gürültünün eksik olmadığı gıda meselesi üzerinde sağlıklı düşünmemizi sağlayacak alet kutusunu oluşturmamıza yardımcı oluyor.

  • Künye: Ian Mosby, Sarah Rotz, Evan D. G. Fraser – Belirsiz Hasat: Isınan Gezegenimizde Gıdanın Geleceği, çeviren: Mehmet Doğan, Koç Üniversitesi Yayınları, ekoloji, 260 sayfa, 2023