Mine Yıldırım – Din Veya İnanç Özgülüğünün Kolektif Boyutu (2023)

Din veya inanç özgürlüğü meseleleri akademide, siyaset alanında ve medyada sürekli analiz, tartışma ve istişare konusu oluyor.

Bu meseleler ulusal, bölgesel veya uluslararası bütün seviyelerde ve istikrar, çatışma, güvenlik, eğitim ya da ayrımcılık gibi çok çeşitli konularla ilgili olarak ele alınıyor.

Bu meseleler kadınları, erkekleri ve çocukları olduğu gibi, din veya inanç cemaatlerini ve başka çeşitli toplulukları da ilgilendiriyor.

Bu alanda özellikle kolektif haklar –mülkiyet, hayır işleri, yayın ve toplantı gibi– ana tartışma ve çekişme konusunu oluşturuyor.

Peki ama ulusal, bölgesel ve uluslararası seviyedeki kolektif taleplerin temeli neye dayanıyor?

Bu kitapta Mine Yıldırım, uluslararası insan hakları hukukunda din veya inanç özgürlüğünün kolektif boyutları başlığını ilk kez bu denli genişletilmiş ve ayrıntılandırılmış bir akademik çalışma olarak sunuyor.

Elbette bu başlık da kendine özgü güçlükler içeriyor.

Dinî cemaatlerin ne ölçüde bağımsız hak sahipleri olarak tanınacağı ve bunlara ne derece kolektif bir özerklik sağlanacağı konuları ulusal seviyede halen farklı yorum ve tartışmalara konu ediliyor.

Yıldırım’ın gözler önüne serdiği üzere, aynı farklılıklar aslında uluslararası seviyede de hüküm sürmekte olup, Birleşmiş Milletler ile Avrupa yaklaşımları arasında, yani BM İnsan Hakları Komitesi’nin görüşleri ile Strazburg organlarının kararları incelendiğinde bu durum açıkça görülüyor.

Bu kitap, hukukçu, akademisyen, tarihçi, öğrenci, insan hakları alanında çalışan kişiler ve din veya inanç özgürlüğü ve/veya Türkiye ile ilgili bölgesel uzmanlardan oluşan bir okur kitlesine hitap ediyor.

Kitabın okurları, din veya inanç özgürlüğünün kolektif boyutuna dair etraflıca yazılmış, oturaklı bir teorik çalışmanın yanı sıra, böylesi bir yaklaşımın Türkiye örneği açısından gerekliliğine ve uygulanabilirliğine dair de kapsamlı bilgiler edinecektir.

  • Künye: Mine Yıldırım – Din Veya İnanç Özgülüğünün Kolektif Boyutu, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, inceleme, 368 sayfa, 2023

Kolektif – Ekoloji: Bir Arada Yaşamın Geleceği (2022)

Ekolojik yıkım ve tahribat gezegenimizin en kritik, öncelikli ve acil sorunu. Kitlesel hayvan ölümleri, türlerin kaybı, biyoçeşitliliğin azalması ve kirlilik her geçen gün hızlanıyor.

Yerküreyle ilişkimizi gözden geçirmemiz, iktisat politikalarına, üretim modellerine, tüketim alışkanlıklarımıza acilen müdahale etmemiz gerekiyor.

Çünkü gezegenimiz yanıyor.

İşte bu kaygılarla ortaya çıkan ‘Ekoloji: Bir Arada Yaşamın Geleceği’, “geri dönüşü olmayan noktaya bir adım kala” ekolojik yıkımı çok boyutlu dinamikleriyle ele alıyor, sadece kolektif evimiz olan Dünya’yla ilişkimize değil; aynı zamanda Gaia’nın, canlı ve cansız varlıkların, gezegenin dününe, bugününe ve geleceğine bakıyor.

Derlemeye katkıda bulunan yazarlar uzmanlık alanlarının çerçevesinden gerek bireysel ve toplumsal hayatlarımızda gerekse küresel örgütler ve devletler bazında değişmek zorunda oluşumuzun bilimsel ve felsefi gerekçelerini sunuyor, canlı ve cansız tüm varlıklarla yeryüzünün bir bütün olduğunu hatırlamak, hatırlatmak amacını taşıyor.

  • Künye: Kolektif – Ekoloji: Bir Arada Yaşamın Geleceği, derleyen: Didem Bayındır ve Mine Yıldırım, Tellekt Kitap, ekoloji, 560 sayfa, 2022

 

Kolektif – Salgın (2020)

Covid-19 bütün dünyayı tedbirsiz yakaladı.

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Bugün salgın nedeniyle yüz binlerce insan hayatını, işini kaybetti, bunun yanı sıra, salgının sosyo-politik bedelleri de inanılmaz boyutlara ulaştı.

Şimdi asıl görmemiz, asıl kabullenmemiz gereken gerçek, salgının bireysel bir sorundan ziyade küresel bağlamı olan büyük bir felaket olduğudur.

İşte bu derleme de, salgın olgusunu bilimden ekonomiye, siyasetten tarihe, ekolojiden toplumsal cinsiyete, sosyolojiden psikolojiye, halk sağlığından tıp tarihine, felsefeden edebiyata, medyadan kültüre ve sanata uzanan geniş bir perspektiften irdeliyor.

Kitaptaki makaleler okuru, düne, bugüne ve geleceğe yeni bir pencereden bakmaya davet ediyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Bekir Ağırdır, Onur Akgül, Fatih Artvinli, Paul Auster, Evren Balta, Foti Benlisoy, Yenal Bilgici, Selva Demiralp, Önder Ergönül, Emre Gönen, Melek Göregenli, Ioanna Kuçuradi, Gülcan Özer, Görgün Taner, Ayşen Uysal, Nükhet Varlık, Melda Yaman ve Mine Yıldırım.

  • Künye: Kolektif – Salgın: Tükeniş Çağında Dünyayı Yeniden Düşünmek, derleyen: Didem Bayındır, Tellekt Kitap, bilim, 432 sayfa, 2020

Sue Donaldson ve Will Kymlicka – Zoopolis (2016)

Hayvan haklarını temel adalet ve insan haklarıyla ilişkilendiren önemli bir tartışma.

Sue Donaldson Donaldson ve Will Kymlicka, hayvan haklarına yeni bir perspektif kazandırma amacıyla, ilkin siyasal topluluğun doğasını açıklıyor, ardından ona içkin vatandaşlık, adalet ve insan hakları fikirlerini hayvan hakları alanına uyarlıyor.

  • Künye: Sue Donaldson ve Will Kymlicka – Zoopolis, çeviren: Mine Yıldırım, Koç Üniversitesi Yayınları

Michelle U. Campos – Osmanlı Kardeşler (2015)

Her ne kadar Filistin bugün sonu gelmez çatışmalar ve anlaşmazlıklarla boğuşsa da, Osmanlı’nın erken 20. yüzyılında burada Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudiler birlikte barış içinde yaşamışlardı.

Michelle Campos, bu dönemde halkların imparatorluk vatandaşlığı çatısı altında nasıl bir araya geldiklerini araştırıyor.

Filistin’de, arka planda ortaya çıkan Siyonist harekete ve Arap milliyetçiliğine rağmen, Yahudiler ve Araplar özgünde imparatorluk vatandaşlığını benimseyerek birlikte hareket etmişlerdi.

Campos kitabında, Filistin’deki Arap-Yahudi çatışmasının kadim olmadığını, özünde Osmanlıcılık düşüncesinin vaatleri ve yetersizliklerinin yarattığı gerilimlerle ortaya çıktığını savunuyor.

  • Künye: Michelle U. Campos – Osmanlı Kardeşler, çeviren: Mine Yıldırım, Koç Üniversitesi Yayınları