Murray Bookchin – Devrimci Halk Hareketleri Tarihi, Cilt 1-4 (2023)

Yirminci yüzyılın en önemli düşünürü olan Murray Bookchin’in dört ciltlik ‘Üçüncü Devrim’ eserinin çevirisi, yeniden editoryal gözden geçirilmiş hali ve yeni kapak tasarımlarıyla Sümer yayıncılık tarafından okuyucusuyla buluşturuluyor.

‘Devrimci Halk Hareketleri Tarihi’ çalışmasını “Üçüncü Devrim” olarak adlandıran Bookchin’e göre “Üçüncü Devrim” başlığı, büyük ölçüde bugünkü kapitalizmin şimdi sahip olduğu üstünlüğün önceden belirlenmiş bir yazgı olmadığını, devrimci halk hareketlerinin bugünkü topluma ve -genellikle İngiliz, Amerikan ve Fransız devrimlerine verilen ismi kullanacak olursak- “burjuva devrimlerine” daha akılcı ve daha demokratik toplumsal alternatifler önerdiklerini ve bunlar için savaştıklarını göstermek için seçildi.

Kitap, tarihteki büyük devrimlerin özneleri olan halkların, kitlelerin, taban oluşumlarının kurumsal ve örgütsel yapılarına ışık tutuyor, her bir devrimin arka planındaki toplumsal, ekonomik, kültürel, politik gelişmelere odaklanıyor.

Çalışmanın birinci cildi, bizi köylü isyanlarından İngiltere, Amerikan ve Fransız devrimlerine doğru bir yolculuğa çıkarıyor.

Bu, insanlığın içinde durmadan hep büyüyerek gelişen Özgürlük, Eşitlik ve Adalet özlemlerinin dışavurumunu içeren bir yolculuğu ve süreklileşen devrim ihtiyacının varlığını gösteriyor.

‘Üçüncü Devrim’ ikinci cilt, bizi Fransız Devriminin en çalkantılı dönemlerine doğru bir yolculuğa çıkarıyor.

Fransız Devriminden İkinci Enternasyonale, İkinci Enternasyonali oluşturan Sosyal Demokrat Partilerin içinde bulundukları durum, devrimci mücadele karşısındaki pozisyonları, ortaya çıkan Birinci Paylaşım Savaşı tehlikesine karşı yaklaşımları ve savaşın başlaması ile Avrupa sosyalist devrim düşlerinden, burjuvazinin paylaşım işgallerine doğru evirilmesini ele alıyor.

Çalışmanın üçüncü cildi, Rus devrimleri sürecini ve 1917’de gerçekleşen Ekim Devrimini ve sonrasını, sosyalizm mücadelelerini irdeliyor.

1905’ten 1917’ye Rus Devrimleri soluk soluğa yaşanan, büyük düşün ve eylem adamlarının damgasını vurduğu büyüleyici bir devrimci dönemin özgün hikâyesidir.

‘Üçüncü Devrim’ dördüncü cilt, Spartakistlerden İspanya İç Savaşına kadarki süreci içeriyor.

Almanya’da Spartakist hareketinin kuruluşu ardından birçok kentte devrimci ayaklanmalar gelişir.

Almanya ve İspanya’daki işçi ayaklanmalarına odaklanan Bookchin’in önceki cilde konu olan proletarya devrimleri değerlendirmesini tamamlamaktadır.

‘Üçüncü Devrim’ böylece Alman Devrimi ile başlayıp Bavyera, Macaristan, Avusturya’daki ayaklanmalar ve İspanyol Devrimi ile son buluyor.

  • Künye: Murray Bookchin – Devrimci Halk Hareketleri Tarihi, Cilt 1-4, çeviren: Reha Alpay, Deniz Keskin, Ali İhsan Başgül, Akın Sarı, Sümer Yayıncılık, tarih, 4 Cilt, 1440 sayfa, 2023

Alper Öztaş – Bookchin Kuramının Marksist Eleştirisi (2023)

“Özgürlükçü sosyalist” bir temelde “ekolojik bir toplum” yaratma iddiasında olan Bookchin kuramı, “diyalektik doğalcılık” olarak adlandırdığı yöntemi üzerinden Marksizmi de eleştirerek düşünce alanımıza girdi.

Kürt özgürlük hareketinin sahiplenmesi ile Bookchin kuramı daha da yoğun olarak tartışılır oldu.

Bu kısa kitapta, Bookchin kuramının temelleri, Marksizmin bilimsel referansıyla eleştiriliyor.

Kuramsal bir tartışmanın önü açılırken hem Bookchin’in yanılgısı serimleniyor hem de Marksist kuram, kaba materyalizm örtüsünden sıyrılıp kullanılıyor.

Alper Öztaş’a göre, yeni bir toplumsal kuruluş, Bookchin’in söylediği gibi, “hiyerarşinin” ortaya çıkmasıyla başlayan “özgürlük-tahakküm” çatışmasının içinde devinen bir mücadelenin eseri olmayıp, “üretimin gelişmesindeki belli tarihsel evrelere bağlı olarak” oluşan sınıfların savaşımı içinde verilen mücadelenin eseri olacaktır.

Kitapta, Bookchin’in, kuramını oluştururken ayağını bastığı bu düşünsel zeminin yanlışlığı açıklanmaya ve diyalektik tarihsel materyalizm ekseninde doğru kuramsal perspektif kurulmaya çalışılıyor.

  • Künye: Alper Öztaş – Bookchin Kuramının Marksist Eleştirisi, Doruk Yayınları, felsefe, 168 sayfa, 2023

Murray Bookchin – Kıtlık Sonrası Anarşizm (2021)

‘Kıtlık Sonrası Anarşizm’, anarşizmin güncel meseleleri hakkında bugün klasikleşmiş bir yapıttır.

Murray Bookchin kendi adıyla 1971’de yayımladığı ilk kitabı olan bu eserinde, bugünün anti-kapitalist hareketlerindeki en temel meseleleri (Örneğin yakınlık grupları ve doğrudan eylem, ekoloji ve çeşitlilik içinde birlik, hiyerarşinin eleştirisi) daha kırk yıl öncesinden ele almış.

Birbiriyle ilişkili olan makaleler dizisini kapsayan kitabında Bookchin “kıtlık sonrası” dönemin sunduğu imkanlarla kendi ekolojik ve anarşist vizyonunu tartıyor.

Marksist politik ekonominin —maddi kıtlık çağından kaynaklanmış ve geleceğin kökten değişimlerini ön göremeyen— kısıtlarını aşan Bookchin, karmaşık sanayi toplumunun özyönetimi için gerekli olan araçların çoktan gelişmiş olduğunu ve devrimci çehremizi büyük oranda değiştirdiğini öne sürüyor.

Yirminci yüzyılda gerçekleşen teknolojik ilerlemeler, üretimi büyük oranda genişletmiş olmakla birlikte, bunu şirketlerin kârı lehine ve insan ihtiyaçları, işçi denetimi ve ekolojik sürdürülebilirlik pahasına gerçekleştirdi.

Sanayinin doğrudan kontrolü ve topluma yönelik ekolojik ve ütopyacı bir vizyonu bir arada ele alan işçi sınıfı, özgürlük mücadelesi için devletin, hiyerarşik toplumsal ilişkilerin ve (öncü) politik partilerin gerekli olduğuna dair miti bertaraf edebilir.

Güncel toplumun gerçekliklerine dayanan Bookchin’in analizi, pragmatik tazeliğini hala koruyor.

Muhtemelen Bookchin’in en etkili makalelerini (meşhur “Dinle, Marksist!” ve “Ekoloji ve Devrimci Düşünce” dahil) bir araya getiren bu üçüncü baskıya, yazarın yeni bir önsözü de eşlik ediyor.

  • Künye: Murray Bookchin – Kıtlık Sonrası Anarşizm, çeviren: Umut Kocagöz, Sümer Yayıncılık, siyaset, 264 sayfa, 2021

Murray Bookchin – Anarşizm, Marksizm ve Solun Geleceği (2021)

Toplumsal ekoloji hareketinin kurucusu Murray Bookchin’le yapılmış röportajlar ve kendisinin kaleme aldığı makaleler bu kitapta.

Bu röportajlar, Bookchin’in sıkı bir düşünür olmasının yanı sıra, hitabeti kuvvetli bir devrimci propagandacı olduğunu gösteriyor.

Büyük Buhran sırasındaki genç bir Komünist olarak hayatına dair bilinmeyenleri paylaşan Bookchin, ardından 1960’lardaki deneyimlerini, özgürlükçü komünist toplum vizyonunu, özgürlükçü siyaset, anarşizm ve teori ile pratiğin birliği konusundaki fikirlerini anlatıyor.

Bookchin ayrıca, radikalizmin bugün içinde bulunduğu krizi, devrimci bir Solun neden hayati derecede gerekli olduğunu, böyle bir Solun inşasında hem anarşizmde hem de Marksizm’de neye değer verilmesi gerektiğini ve nihayet, yeni bir devrimci toplumsal hareket oluşturmanın yollarını anlatıyor.

  • Künye: Murray Bookchin – Anarşizm, Marksizm ve Solun Geleceği, çeviren: Gökhan Demir, Sümer Yayıncılık, siyaset, 280 sayfa, 2021

Kolektif – Katılımcı Demokrasi (2019)

Katılımcı demokrasi kavramı, 1960’larda, Yeni Sol tarafından ortaya atıldı.

Michigan Gölü yakınlarındaki bir kamptan demokrasiye yönelik meydan okuyucu bir bildiri açıklandı.

Yeni Sol hareketi, Demokratik Toplum Öğrencileri Port Huran Bildirisi’ni yayımladılar.

Bu bildiri, ilk kez, mevcut “rızaya dayalı demokrasi”den farklı olarak “katılımcı demokrasi” terimini kullanıyordu.

O zamandan başlayarak giderek popülerleşen bu kavram ve onun vaat ettikleri, bugün demokrasinin içinde bulunduğu derin kriz düşünüldüğünde daha da anlamlı hale geliyor.

Katılımcı demokrasi açık ve gayet basit bir görüşe dayanır, bununla beraber, insanların kendi gündelik yaşamlarını etkileyen kararlarda merkezi bir rol oynaması gerektiği varsayımı bakımından ikna edicidir.

Buna göre demokrasi, sadece bazı kişilerin ötekiler hakkında kararlar verdiği değil, siyasetten etkilenen herkesin müdahil olduğu bir karar verme sürecidir.

İşte bu kitap da, Katılımcı Demokrasi kavramını aradan uzun bir zaman geçtikten sonra yeniden hatırlatma ve onu güncelleme çabasının ürünü.

Kitaba katılan yazarlar, demokrasiyi, demokratikleşmeyi, vatandaşların demokrasiye katılımı önündeki engelleri ve bunların nasıl aşılabileceğini dünyadan pek çok örnek eşliğinde tartışıyor.

Kitabın, konu üzerine hem tarihsel hem de çağdaş anlamda yazılmış en iyi makaleleri bir araya getirdiğini söylemeliyiz.

Burada, radikal ve heretik demokrasiden grup örgütlenmesine, topluluk geliştirme kurumunun doğuşundan işte özgürlüğe, özgürlükçü teknolojiden Yugoslav ademimerkezileşme ve özyönetim sistemine, serbest örgütlenmeden yeni kentsel ekonomiye ve Antik Yunan’da demokrasiye pek çok konu tartışılıyor.

Çalışmanın bunun yanı sıra, Porto Alegre ve Montreal modelleriyle birlikte yeni kentsel ekoloji ve doğrudan demokrasi tartışmalarını ele aldığını da ayrıca belirtmeliyiz.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Dimitrios Roussopoulos, C. George Benello, George Woodcock, Murray Bookchin, Don Calhoun, Stewart Perry, Rosabeth Moss Kanter, James Gillespie, Gerry Hunnius, John McEwan, Arthur Chickering, Christian Bay, Martin Oppenheimer, Colin Ward, Sergio Baierle, Anne Latendresse, Bartha Rodin ve CLR James.

  • Künye: Kolektif – Katılımcı Demokrasi: Demokrasinin Demokratikleştirilmesi Üzerine İncelemeler, editör: Dimitrios Roussopoulos ve C. George Benello, çeviren: Hakan Şahin, Sümer Yayıncılık, siyaset, 360 sayfa, 2019

Janet Biehl – Toplumsal Ekoloji Siyaseti (2016)

Bu kitap, anarşist toplum kuramcısı Murray Bookchin’in geliştirdiği özgürlükçü yerel yönetimcilik konusuna harika bir giriş.

Yerel demokrasinin ve ekonominin güçlendirilmesi, devlet ve kentleşme, yurttaşlığın oluşturulması, konfederalizm ve muhalefetin organizasyonu gibi kavramlar hakkında bir başucu kitabı.

Özgürlükçü yerel yönetimcilik, Bookchin’in toplumun insancıl ve akılcı bir biçimde radikal bir dönüşümden geçirilmesinin en iyi ne şekilde sağlanabileceği üzerine hayatı boyunca oluşturduğu düşüncelerin doruk noktası olarak kabul ediliyor.

Özgürlükçü yerel yönetimcilik, mevcut yerel yönetimlerde saklı bulunan demokratik olanakları yeniden canlandırarak onları doğrudan demokrasilere dönüştürmeyi hedefler, ayrıca insani bir ölçeğe sahip olmalarını ve doğal çevrelerine uyum göstermelerini sağlamak maksadıyla bu siyasi toplulukların yetkilerinin dağıtılmasını amaçlar.

Janet Biehl de, özgürlükçü yerel yönetimciliğin içerdiği fikirlerin özlü bir açıklamasını sunuyor.

  • Künye: Janet Biehl – Toplumsal Ekoloji Siyaseti, çeviren: Esra Eren, Sümer Yayıncılık, siyaset, 198 sayfa, 2019

Brian Morris – Ekolojik İnsancıllığın Öncüleri (2019)

Toplumsal ekoloji felsefesi önemli isimlerin katkılarıyla ortaya çıktı.

Bu alanın önde gelen üç ismi ise, Lewis Mumford, René Dubos ve Murray Bookchin’dir.

Brian Morris’in bu nitelikli çalışması ise, yaşamın nasıl büyük bir tehlike altında olduğunu ortaya koyan ve alternatif bir hayatın mümkün olduğunu gözler önüne seren bu üç ismin fikirlerini kapsamlı bir şekilde ortaya koyuyor.

Morris, bu isimlerin “ekolojik insancıllık” adını verdiği bir gelenek ortaya koyduğunu belirtiyor.

Yazara göre “ekolojik insancıllık”, doğayla tekrar hemhal olmuş bir toplum ile ekolojik, eşitlikçi ve demokratik bir kent ve kültürü tahayyül eder ve bunun teorik/pratik koşullarını açıklar.

Konuyu oldukça anlaşılır bir üslupla ele almasıyla her seviyeden okurun rahatlıkla okuyacağı çalışma, Mumford, Dubos ve Bookchin’in fikirlerini açıklarken insanın doğasının dışında bir yaşama nasıl sürüklendiğini; doğayı denetim altına almanın neden bizzat insanın denetim altına alınması anlamına geldiğini; kentlerin ortaya çıkışı, gelişim ve dönüşüm dinamiklerini ve bütün bunların da doğanın bugün karşı karşıya kaldığı büyük tahribatla ilişkisini gözler ününe seriyor.

Ekoloji, siyaset ve felsefenin iyi bir bireşimi olan çalışma, sokaktaki eylemciye de, akademisyene de, ekologa da hitap ediyor.

  • Künye: Brian Morris – Ekolojik İnsancıllığın Öncüleri: Mumford, Dubos, Bookchin, çeviren: Burak Esen, Sümer Yayıncılık, ekoloji, 2019

Murray Bookchin – Özgürlüğün Ekolojisi (2019)

Çağdaş özgürlükçü düşüncenin harikulade yapıtlarından biri olan ‘Özgürlüğün Ekolojisi’, aynı zamanda yazarı büyük düşünür Murray Bookchin’in de en önemli çalışmalarındadır.

Kitap, şimdi üçüncü baskısıyla raflardaki yerini aldı.

Bookchin burada, çağımızın teknokratik çevreciliğine ve mistisizme batmış ekofeministlere sert eleştiriler yöneltmekle kalmıyor, aynı zamanda çevre/ekoloji sorunlarına çözüm üretirken kapitalizmin ekonomist mantığını ısrarla devam ettiren Marksistlere karşı da cephe alıyor.

Bookchin, gezegenimizdeki yoğun ekolojik tahribatın ardında, insanın insan üzerindeki tahakkümünün, insanın doğa üzerinde de hakimiyet kurma isteğine de yol açtığı “tahakküm mirası”nın ve bu isteği tam anlamıyla gerçekliğe dönüştüren rekabetçi kapitalizmin bulunduğunu söylüyor.

Bu tarihsel hakikat ortada iken, bizzat akla, teknolojiye ve bilime saldırmanın ucuz bir gericilik olduğunu düşünen Bookchin, hem toplumsal hem de doğal özgürlüğün, ancak söz konusu tarihsel hakikatle yüzleşilmesiyle sağlanabileceğini belirtiyor.

Buradan yola çıkarak tarihteki çeşitli özgürlük deneyimleri üzerine düşünen Bookchin, “özgürlük mirası” şeklinde kavramsallaştırdığı yaklaşımıyla doğa ile insan toplumunun yeni bir ekolojik duyarlılık içinde nasıl yeniden uzlaşabileceğini derinlemesine irdeliyor.

Bookchin’in burada ele aldığı tarihteki özgürlük deneyimlerinden bazıları ise şöyle:

  • İlksel toplumlarda “indirgenemez asgari”, “eşitsizlerin eşitliği” ve “yararlanma hakkı”,
  • Antik Yunanların sınır ve denge anlayışlarıyla doğrudan demokrasi pratikleri,
  • Hıristiyanlığın evrensel insanlık vurgusu,
  • Ortaçağın konfederasyon ilkesi…

Künye: Murray Bookchin – Özgürlüğün Ekolojisi: Hiyerarşinin Ortaya Çıkışı ve Çözülüşü, çeviren: Mustafa Kemal Coşkun, Sümer Yayıncılık, ekoloji, 484 sayfa, 2019

Murray Bookchin – İnsanlığı Yeniden Büyülemek (2018)

İnsan umutsuz bir vaka mıdır?

Hakikaten azımsanmayacak oranda bir kesimin dile getirdiği gibi insan, akılcılık ve medeniyet, dünyanın başına gelmiş en büyük felaketler midir?

Murray Bookchin’in bu ve benzeri tezlere verdiği yanıt, güçlü bir ‘Hayır’dır!

Bookchin bu kitabında akıl, laiklik, bilim ve insanın evrenselliğine yönelik vurgunun yerini alan narsisist mistisizme, mizantropiye ve toplumsal dinginciliğe karşı sert eleştiriler yöneltiyor ve bunların asıl olarak insanın dönüştürme ve değiştirme kabiliyetini sekteye uğratan, düzeni değiştirmek yerine onu besleyip koruyan yaklaşımlar olduğunu belirtiyor.

Bu toptancı ve karamsar yaklaşımlara karşı aydınlanmacı hümanizm yaklaşımını ortaya koyan Bookchin, düşünce, umut ve yenilenmeyle dünyayı dönüştürme imkânlarına nasıl yeniden kavuşabileceğimiz, insanın devrimci potansiyellerini nasıl yeniden ortaya çıkarabileceğimiz üzerine derinlemesine düşünüyor.

  • Künye: Murray Bookchin – İnsanlığı Yeniden Büyülemek: Anti-Hümanizme, Mizantropiye, Mistisizme ve İlkelciliğe Karşı İnsan Ruhunun Savunusu, çeviren: Gökhan Demir ve Dünya Ahtem Öztogay, Sümer Yayıncılık, siyaset, 360 sayfa, 2018

Murray Bookchin – Geleceğin Devrimi (2015)

Şiddete başvurmayan devrim konusunda bir uzman olan Murray Bookchin’den, halk meclisleri ve doğrudan demokrasinin özgür bir toplumu inşa yolunda ne gibi imkânlar sunacağını tartışan denemeler.

Bu projeyi “Komünalizm” olarak adlandıran düşünür, bizi gezegenimize sahip çıkmaya çağırıyor.

Ursula K. Le Guin’in önsözüyle.

  • Künye: Murray Bookchin – Geleceğin Devrimi, çeviren: İbrahim Yıldız ve Soner Torlak, Dipnot Yayınları