Roberto Esposito – Bios: Biyopolitika ve Felsefe (2025)

Roberto Esposito, biyopolitika kavramını tarihsel ve felsefi bir derinlikte ele alarak, modern politik düşüncenin yaşamla kurduğu karmaşık ilişkiyi analiz ediyor. ‘Bios: Biyopolitika ve Felsefe’ (‘Bíos: Biopolitica e filosofia’), “bios” yani yaşam kavramının, politika ve iktidar pratikleri içinde nasıl şekillendiğini sorguluyor. Esposito, biyopolitikanın yalnızca iktidarın yaşamı koruyan değil, aynı zamanda onu düzenleyen ve hatta yok edebilen yönlerini açığa çıkarıyor.

Eser, Antik Yunan’dan modern döneme kadar yaşamın anlamını belirleyen kavramsal çerçeveleri inceliyor. Aristoteles’in “bios” ve “zoe” ayrımından yola çıkarak, Batı düşüncesinde yaşamın nasıl farklı anlamlara bölündüğünü gösteriyor. Bu ayrımın modern biyopolitikanın temelini oluşturduğunu, yaşamın korunması adına uygulanan politikaların paradoksal biçimde ölüm mekanizmaları ürettiğini tartışıyor.

Esposito, Foucault’nun biyopolitika analizinden hareketle, modern devletin “yaşatmak” ve “ölüme terk etmek” arasındaki stratejik dengeyi nasıl kurduğunu ortaya koyuyor. Ancak Esposito’nun özgün katkısı, biyopolitikaya yönelik bir “pozitif” yaklaşım arayışında yatıyor. Ona göre yaşam, sadece korunması gereken bir olgu değil; paylaşım, karşılıklılık ve açıklık ilkeleriyle yeniden düşünülmesi gereken bir gerçekliktir.

Kitap, çağdaş toplumlarda sağlık, güvenlik ve beden politikaları bağlamında biyopolitikanın güncel etkilerini tartışırken, yaşamın siyasetten ayrılmaz bir boyut olduğunu vurguluyor. Esposito, yaşamı hem teorik hem etik düzlemde yeniden kavramsallaştırarak, biyopolitik düzenin sınırlarını aşmayı hedefleyen bir perspektif geliştiriyor.

  • Künye: Roberto Esposito – Bios: Biyopolitika ve Felsefe, çeviren: Onur Kartal, Nota Bene Yayınları, 286 sayfa, felsefe, 2025

Roberto Esposito – Communitas (2024)

Çağdaş siyaset felsefesinin kurucu isimlerinden Roberto Esposito bu eserinde topluluk kavramının ayrıntılı bir soy kütüğüne girişiyor.

Hobbes, Rousseau, Kant gibi modernliğin temellerini oluşturan isimlerin eserlerinde derinlere dalan ve yeni bir topluluk anlayışının ana hatlarını Heidegger ve Bataille’ın kavramsal analizleriyle çizmeye koyulan Esposito aynı zamanda liberal bireyciliğin geniş çaplı bir eleştirisini sunuyor.

Zira topluluğu felç eden, onun biçimini bozup rayından çıkaran bu bireyciliğin bizzat kendisi.

Bugün kan kaybeden, can çekişen ve hatta ölmekte olan topluluk düşüncesini yeniden canlandırmak için onu karşılıklı bir armağan etme ve sorumluluk ilişkisi olarak düşünerek etik ve politik bir dayanışma zeminine yeniden oturtmak gerekiyor.

Communitas bu doğrultuda ilerleyen, bireyciliği zayıflatırken ortaklığı güçlendirip çoğaltmaya yönelen kuvvetli bir felsefi çaba, kudretli bir kuramsal girişim…

  • Künye: Roberto Esposito – Communitas: Topluluğun Kökeni ve Kaderi, çeviren: Onur Kartal, Nota Bene Yayınları, felsefe, 208 sayfa, 2024

Onur Kartal – Başkasının Politikası (2021)

“Başkalık” kavramı, nasıl olup da 20. yüzyıl felsefi düşüncesine yön veren isimlerin gündemine kurucu bir kategori olarak girdi?

Onur Kartal, Edmund Husserl, Martin Heidegger ve Emmanuel Levinas’ı merkeze alarak bu soruya yanıt arıyor.

Özellikle 20. yüzyılın ilk yarısında Avrupa kültürünün krizi, başka birçok alanda olduğu gibi felsefede de detaylıca masaya yatırıldı ve başkalık ile kriz arasındaki ilişki bu yoğunlaşma sürecinde belirginlik kazandı.

Onur Kartal da yukarıda isimlerini andığımız üç düşünürün bir yandan Avrupa kültürünün krizine çözüm ararken, öte yandan da bu çözümü “başkalık”la ve “başkası”yla nasıl ilişkilendirdiklerini derinlemesine tartışıyor.

  • Künye: Onur Kartal – Başkasının Politikası: Husserl, Heidegger, Levinas, Fol Kitap, felsefe, 296 sayfa, 2021

Roberto Esposito – Communitas (2018)

Topluluğun üyelerini ortak kılan “şey” nedir ve bu şey sahiden de olumlu “bir şey” midir?

Özellikle biyopolitika teorisine katkılarıyla bildiğimiz Roberto Esposito, topluluk fikrinin siyasi ve felsefi bir bağlamda irdeliyor.

“Topluluk, politik-felsefi sözcük dağarcığına, onu bütünüyle tahrif etmeden (daha doğrusu çarpıtmadan) tercüme edilemez; son yüzyılda bunu oldukça trajik bir şekilde gördük. Bu durum siyaset felsefesinin, topluluk sorununda tam da kendi nesnesini görme eğiliminde olan belirli bir türüyle çelişiyormuş gibi görünüyor.” diyen Esposito, kavramın etimolojik kökenlerine dair kapsamlı bir analiz eşliğinde “communitas” kavramının siyaset felsefesindeki yerini de çok yönlü bir perspektifle ele alıyor.

Esposito bunu yaparken Hobbes, Rousseau, Kant, Heidegger ve Bataille’ın toplum ve topluluk üzerine fikirlerini de tartışıyor ve böylece alan için önemli bir çalışmaya imza atıyor.

  • Künye: Roberto Esposito – Communitas: Topluluğun Kökeni ve Kaderi, çeviren: Onur Kartal, İletişim Yayınları, siyaset, 248 sayfa, 2018

Onur Kartal – Başkasının Politikası: Husserl, Heidegger, Levinas (2017)

Başkalık nasıl olup da 20. yüzyıl felsefi düşüncesine yön veren isimlerin gündemine kurucu bir kategori olarak girdi?

İşte Onur Kartal’ın bu çalışması, eleştirel bir bakışla Edmund Husserl’in ‘Başkalığın Fenomenolojisi’, Martin Heidegger’in ‘Başkalığın Fundamental Ontolojisi’ ve Emmanuel Levinas’ın ‘Başkalık Etiği’ni tartışarak söz konusu soruya tatmin edici bir yanıt arıyor.

Kitapta irdelenen kimi konular şöyle:

  • Heidegger’in fundamental ontolojisinde “birlikte-olma”nın insan varoluşuyla yapısal ilişkisi,
  • Husserl’in fenomenolojik metodolojisinde, başkalık sorununu epistemolojiyle ilişkilendirme şekli,
  • Levinas’ın Avrupa kültürünün krizine çözüm üretmek amacıyla, benin başkasıyla somut etik ilişkisini merkeze alışı,
  • Ve nihayet, bu üç önde gelen düşünürün merkezinde olduğu bu düşünsel mirasın, “Başkasının politikası”nı kurmak açısından bugün bize vaat ettikleri…

Kartal’ın çalışmasının diğer bir dikkat çeken katkısı da, başkalık ile kriz arasındaki ilişkiye odaklanarak kriz kavramının felsefi çözümlemesini yapması.

  • Künye: Onur Kartal – Başkasının Politikası: Husserl, Heidegger, Levinas, İletişim Yayınları, felsefe, 272 sayfa