Alain Abelhauser – Sonsuz Şüphe (2025)

Alain Abelhauser’ın bu kitabı, obsesif kişilik yapısını ve obsesif nevrozun temel dinamiklerini psikanalitik bir bakış açısıyla ele alıyor. ‘Sonsuz Şüphe: 40 Derste Obsesyonel’ (‘Un doute infini: L’obsessionel en 40 leçons’), 40 ders şeklinde düzenlenmiş kısa ama yoğun bölümlerden oluşuyor ve bu biçim, obsesyonun bitmeyen tekrar ve sorgulama yapısını da yansıtıyor.

Abelhauser, obsesif öznenin dünyayı kavrayışında sürekli bir şüphe, karar verememe ve erteleme hâlinin merkezde olduğunu vurguluyor. Karar almak yerine sonsuz ihtimaller arasında sıkışan obsesif, hem kendi arzularını hem de başkalarıyla kurduğu ilişkileri sürekli olarak sorguluyor. Bu nedenle yaşamında kesinlikten çok belirsizlik, netlikten çok kuşku egemen oluyor.

Kitapta ayrıca obsesif yapının gündelik yaşamdaki tezahürleri inceleniyor: takıntılı düzenlilik, kontrol ihtiyacı, tekrar eden davranışlar ve ahlaki ikilemler. Abelhauser, bu durumun yalnızca bireysel bir sorun değil, aynı zamanda modern toplumlarda karar verme süreçlerine ve sorumluluk anlayışına dair derin bir sorgulamayı da tetiklediğini öne sürüyor.

 

Sonuçta yazar, obsesyonu patolojik bir durum olarak indirgemek yerine, insani deneyimin ve düşüncenin sınırlarını açığa çıkaran bir yapı olarak ele alıyor. ‘Sonsuz Şüphe’, psikanalize meraklı okurlar için obsesif ruh hâlinin karmaşıklığını anlaşılır, çarpıcı ve düşündürücü bir dille sunuyor.

  • Künye: Alain Abelhauser – Sonsuz Şüphe: 40 Derste Obsesyonel, çeviren: Özgür Öğütcen, Ceren Korulsan, Axis Yayınları, psikanaliz, 288 sayfa, 2025

Kolektif – Histeri Nedir?, Histerik Kimdir? (2025)

Binlerce yıldır varlığı bilinen ve yine binlerce yıldır doktorlar, din adamları ve filozoflar tarafından üzerine çeşitli yorumlar yapılan histeri olgusu, son kırk yılda psikiyatrinin temel sınıflandırmalarından ve bilimsel ilginin odağından kayboldu. Bu durum, histeriye ve “histerik” olarak tanımlanan bireylere ne olduğu sorusunu akla getiriyor. İşte bu kitap, histerinin ve bu tanımlamaya maruz kalanların aslında bir yere kaybolmadığını, aksine çağımızın çeşitli sapmalar gösterdiğini örneklerle ortaya koyuyor.

Psikanalizin kurucusu Sigmund Freud için histeri, salt bir rahatsızlık ya da bozukluk olmanın ötesinde, insan zihninin derinliklerini keşfetmek için vazgeçilmez bir araçtı. Freud, histeri vakalarını inceleyerek bilinçdışının doğasını anlamada önemli adımlar atmıştı. Fransız psikanalist Jacques Lacan ise histeriyi daha da ileri bir boyuta taşıyarak onu bir bilgi edinme yöntemi, hatta bilginin kendisinin konumunu sorgulama biçimi olarak ele aldı. Lacan’ın “histerik söylem” olarak adlandırdığı toplumsal etkileşim biçimi, insanları geçmişteki baskıcı ve köleci ilişkilerin ötesine taşıyarak yeni bir bağ kurmaya teşvik ediyordu. Özetle, Freud ve Lacan’ın çalışmalarıyla histeri, psikoloji ve toplumsal ilişkiler bağlamında geniş bir anlam yelpazesine yayıldı.

Bu kitaptaki tüm yazarlar, Lacancı psikanalitik yöntemle klinik çalışmalarını sürdüren uzmanlar. Her biri, kendi özgün bakış açılarından histerinin çeşitli yönlerini ele alarak okuyucuya farklı perspektifler sunuyor. PrAxis serisinin bu ilk kitabı, histeri üzerine süregelen düşünce biçimlerimizi derinlemesine etkileyecek ve yeni anlayışlar geliştirmemize katkıda bulunacaktır. Histerinin sadece bireysel bir patoloji değil, aynı zamanda çağımızın sosyo-kültürel yapısıyla da yakından ilişkili karmaşık bir olgu olduğu bu çalışmada çeşitli boyutlarıyla inceleniyor. Kitap, histerinin günümüzdeki tezahürlerini anlamak ve bu olguya farklı açılardan bakmak isteyen herkes için önemli bir kaynak niteliğinde.

  • Künye: Kolektif – Histeri Nedir?, Histerik Kimdir?, editör: Özgür Öğütcen, Axis Yayınları, psikanaliz, 158 sayfa, 2025

Kolektif – Sınırların Ötesinde Lacan (2023)

Daha Lacan hayattayken bile, öğretisi etrafında dünyada bir hareket yaratılmıştı.

Bu hareket o günden bugüne büyüyerek yayılmaya devam etti.

Ve bu söylemin yayılması sadece canlı olmakla kalmadı, aynı zamanda psikanalizdeki yönelim için belirleyici hale de geldi.

Bugün dünyanın pek çok ülkesinde Lacancı hareket başat psikanalitik yaklaşımı temsil ediyor.

Lacancılık dışındaki psikanalitik anlayışlarda belirgin bir gerileme yaşanırken Lacancı düşünce psikanaliz dışındaki alanları etkilemeye devam ediyor.

Film okumalarından felsefeye, radikal politikadan özne tartışmalarına, edebiyat eleştirisinden feminizme kadar bir dizi alanda Lacancı psikanalize göndermeler yapılıyor.

Bu yaşayan, canlı bir teori ve pratiğe işaret ediyor.

Türkiye de bu gelişmelerin dışında kalmadı, burada da Lacancı psikanalize dair güçlü bir ilginin olduğunu söyleyebiliriz.

Bu kitap işte bunu gösteriyor.

Yazarlar aktarımın etkisiyle ve Lacan’la karşılaşmalarının bir sonucu olarak farklı ülkelerde kendileri için temelde neyin değiştiğine tanıklık ediyorlar.

Bize Japonya’dan Arjantin’e, Çin’den Türkiye’ye, Kolombiya’dan İtalya’ya kadar Lacan’ın dünya çapındaki etkisini kavrayabileceğimiz bir panorama sunuyorlar.

Kitaptan alıntılar:

‘Sınırların ötesinde Lacan’ tabii ki psikanaliz hakkında bir meseledir, fakat aynı zamanda dillerle ilgili bir meseledir, yerleşik politik sistemlerle ve aynı zamanda politik, sosyal sarsıntılar veya savaşlar ve savaşları çıkaran diktatörlerle her zaman bağlantı halinde olan diller tarihine dair bir meselesidir de. Bu yüzden bu, bir farklılıklar meselesidir, teorik külliyatın ve çeşitli pratiklerin farklı bir okumasıdır: Çin’de analiz, örneğin ABD’de, İsrail’de ya da Polonya’daki gibi yapılmıyor. İşte bu yüzden bu kitabın ortaya koymayı amaçladığı sorulardan biri de şu: Lacan’ın öğretisini temel alan bu ortak zeminden yola çıkan dünyadaki güncel pratikler nelerdir? Örneğin Fransa’daki gibi Lacan’ın mevcudiyetiyle, Lacan’ın sadece kitaplar üzerinden bilindiği ülkelerdeki durumu karşılaştırdığımızda nasıl farklılıklar görebiliriz? Ortak payda olarak ne ortaya çıkarılabilir ve farklılık anlamında neler elde edilebilir?

“Lacan psikanalizi değiştirdi, bu konuda ısrarcıyız, psikanalizin sonunu ve ayrıca sonlarını değiştirdi. Onun öğretisi tedavi pratiğini dönüştürdü, analitik kliniğe yeni bir biçim kazandırdı ve aynı zamanda sınırları aştı: Bu kitap buna tanıklık ediyor. Bugün kimse onun Freud’u yeniden okuduğundan, aynı zamanda analitik deneyimi dönüştüren güçlü önerilerde bulunduğundan, tam yirmi beş yıl boyunca Lacancı bir analiz uygulaması var ettiğinden şüphe duyamaz: Ben, a nesnesini, analitik eylemi, passe’ı (geçiş çalışması) ve gerçeği [le réel] vurgulayacağım örneğin. Bu pratik Lacan’ın metinlerine ve bunlara aktarımı olanların çabalarına dayanmaktadır. Ayrıca onun teorik önerilerinin gücüne ve sağlamlığına ve bu düşünceyi ulusal sınırların ötesine taşımayı seçenlerin çabalarına dayanmaktadır. Bu kişiler bilinçdışıyla kendi deneyimleri onları kendi içsel sınırlarından kurtardıktan sonra bu noktaya gelmişlerdir. Bütün bunlar, işler kişi olarak Lacan’la doğrudan bir ilişkinin ötesine geçtiğinde ortaya çıkmıştır.

“Bilinmeyene doğru gitmeyi kabul etmek, kendini bulmak için dışarıya gitmek, işte analize girişteki vaat budur. Analizin sonuna gelecek olursak, her kim ki arzusunu bu yola koyarsa bu deneyimi sınırların ötesine götürebilir. Bu kitabı eline alıp şöyle bir sayfalarını karıştıran veya okuyan herkes Lacan’ın öğretisinin olağanüstü yayılımını, Freud’dan sonra tekrar okuduğu kavramların genişleyen kapsamını ve kendisinin oluşturduklarını ve icat ettiklerini tartabilecektir. Dikkate değer yapıtı, analizin geleceği ve hatta bunun da ötesinde kendi alanının dışındaki alanlar açısından önemli gelişmelerin yaşanmasına olanak sağladı: Bilimle, aynı zamanda, felsefe, mantık, matematik, din ve edebiyatla sürdürdüğü sürekli diyalog buna örnek verilebilir.”

  • Künye: Kolektif – Sınırların Ötesinde Lacan, editör: Albert Nguyên, çeviren: Özgür Öğütcen, Ceren Korulsan, Axis Yayınları, psikanaliz, 208 sayfa, 2023

Bruce Fink – Lacancı Psikanalize Klinik Bir Giriş (2022)

Lacancı psikanalizin öğeleri üzerine derli toplu bir çalışma arayan okur ve terapistlere bu kitabı öneriyoruz.

Bruce Fink, Lacan’ın temel kavramlarını zengin klinik malzemelerle destekleyerek açıklıyor.

‘Lacancı Psikanalize Klinik Bir Giriş’, her terapistin başucu kitabı olmaya aday bir kitap.

Lacan’ın teorisine giriş yapmak için eşsiz bir başlangıç oluşturan kitabın içinde tanımlanan pek çok temel kavram bol miktardaki klinik malzemeyle desteklenerek okurun anlayabileceği şekilde sunuluyor.

Fink, kendi deneyiminden yola çıkarak faydalı bulduğu psikanalitik müdahale ve uygulamaları Lacan’ın teorisini kullanarak özgün bir şekilde ortaya seriyor.

Okurlar bu kitapla birlikte her zaman “zor” olarak kabul edilen Lacan’a bir başlangıç yapma olanağına kavuşacaklar.

Lacancı psikanalizi teşkil eden öğelerin neler olduğunu Fink’in sakin, yalın ve derinlikli rehberliği eşliğinde ziyaret edebilecekler.

Klinisyenler ise, gündelik pratiklerinde yaşadıkları zorluklara pek çok açıklama bulabilecekler bu kitapta.

Fink, psikanalitik tanının önemini, nevroz, psikoz ve sapkınlığın ne anlama geldiğini, a nesnesi’ni, değişken süreli seans’ı, kesme’yi, jouissance’ı, Öteki ve ötekini, arzu’yu, arzu alanının açılması’nı, İmgesel-Simgesel-Gerçek düzenler’i, analistin konumunu, analitik ilişkiyi ve daha pek çok temel Lacancı kavramı büyük bir ustalıkla aktarıyor.

Bu kitap öncelikle terapistler için yazılmış bir kitap.

Ama psikanalize ve kendisine ilgi duyan herkes bu kitabı okuyabilir!

Fink’in dediği gibi: Lacan, “bizi uyandırmanın, kışkırtmanın, sarsmanın peşindedir; teskin etmeyi, rehavete sokmayı değil, ancak kavramsal tekdüzeliğimizi şaşkına çevirmeyi ister. Bunlar, onun bizi çalışmaya itme amacıyla, anladığımızı düşündüğümüz şeyi anlamadığımız gerçeğini (Freud’un yazılarını ya da analizanlarımızın söylemlerini takip etmenin aldatıcı biçimde kolay olup olmadığını), bir şeyi ifade etmek ya da kavramsallaştırmak için sayısız girişimde bulunmak zorunda kalabileceğimizi ve sonrasında yorumumuzun hâlâ yalnızca yaklaşık olarak kalacağını bize hatırlatmasıyla ilgilidir.”

  • Künye: Bruce Fink – Lacancı Psikanalize Klinik Bir Giriş: Teori ve Teknik, çeviren: Özgür Öğütcen, Axis Yayınları, psikanaliz, 2022

Özgür Öğütcen – Lacancı Başlangıçlar (2021)

Lacancı psikanalizi daha iyi kavramak için çok iyi bir başlangıç.

Özgür Öğütcen, sinemadan sanata, politikadan popüler kültüre pek çok güncel konuya Lacan’ın penceresinden bakıyor.

Yirminci yüzyılın en etkili ve en tartışmalı psikanalistlerinden olan Lacan’ın çalışmalarına gösterilen ilgi son yıllarda büyük artış gösterdi.

Lacan’ın tartışmaya açtığı konular etrafında yazılan tezler, makaleler, kitaplar farklı disiplinleri bir araya getirerek yaşadığımız çağı anlamlandırmaya çalışıyor.

Lacancı psikanalizin Türkiye’deki en saygın uzmanlarından Öğütcen de bu kitabıyla Lacan’ı ve Lacancı psikanalize dair tartışmaları daha anlaşılır kılacak bir okuma öneriyor.

Nuri Bilge Ceylan sinemasından resim sanatına, politikadan seans odasının gizemine, popüler kültürden toplumsal değişime kadar pek çok alana değinen ‘Lacancı Başlangıçlar’, hem psikanalize ilgi duyanlar hem kendine ve dünyaya farklı gözle bakmak isteyenler için nitelikli bir başvuru kaynağı.

  • Künye: Özgür Öğütcen – Lacancı Başlangıçlar: Klinikten Politikaya Lacancı Psikanaliz, Beyoğlu Kitabevi, psikanaliz, 320 sayfa, 2021

Kolektif – Hekimin Filozof Hali (2018)

Hayatla ve ölümle çok sıkı bir ilişkisi olan hekimlik, aslında felsefenin ezelden beri ilgilendiği bu konulara uzak olmayan bir meslek, hatta bizzat felsefenin merkezinde kendine yer bulan bir meşgaledir diyebiliriz.

Bu kitapta bir araya getirilen makaleler ise, hekimlik ve felsefe ilişkisine farklı açılardan bakan makaleler sunuyor.

Yazarlar burada, günümüz tıp sektörünün beraberinde getirdiği yabancılaşmayı, kişinin kendi bedeni üzerinde hak sahibi olması konusunda yürütülen etik tartışmaları ve ölümlü olma hakikatinin bireydeki felsefi yansımaları gibi, ilgi çekici konuları tartışıyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: M. Bilgin Saydam, Saffet Murat Tura, Yavuz Erten, Yavuz Dizdar, Hakan Kızıltan, Kaan Ökten, Arın Namal, İlgin Özden, Yavuz Üresin, Mahmut Gürkan, Özgür Öğütcen, İsmet Birkan, Hasan Fehmi Yazıcıoğlu, Rainer Brömer, Faik Çelik, Hakan Ertin, İlhan İlkılıç ve Lütfi Telci.

  • Künye: Kolektif – Hekimin Filozof Hali, editör: M. Bilgin Saydam ve Hakan Kızıltan, İthaki Yayınları, felsefe, 296 sayfa, 2018