Gilles Deleuze – Spinoza: Düşüncenin Hızları (2021)

Gilles Deleuze’ün Spinoza üzerine verdiği 15 derslik seminerleri, bu kitapta.

Deleuze, Aralık 1980’den Mart 1981’e kadar verdiği bu seminerlerinde, ilk olarak, Spinoza üzerine daha önceki seminerlerde değindiği meseleleri derinleştirdiği gibi farklı sorunları da gündeme getiriyor.

Düşünür, “kesinlik durumları”, “üçüncü tür bilgi”, “eyleme ve bilinç gücü”, gibi kavramlar üzerinden kendi Spinoza alımlamasını ayrıntılandırıyor.

Aynı zamanda bu seminer, Deleuze’ün resim üzerine düşüncelerini göstermesi bakımından da çok önemli.

“İmgesiz bir düşünme” olarak ifade ettiği resim, kendi estetik alımlamasının, dahası estetik yazgısının önemli sacayaklarından biri.

Bu bağlamda mevcut oturumda “felaketin ve rengin doğuşu”, “resimde mekân ve zaman”, “gri nokta” gibi pek çok kavram, Cezanne, Paul Klee, Turner, Van Gogh, Bacon, şair Paul Claudel ve Joachim Gasquet, Lucretius ve Kant gibi felsefe ve sanatın önemli figürleri üzerinden tartışılıyor.

  • Künye: Gilles Deleuze – Spinoza: Düşüncenin Hızları (Resim ve Kavramlar Sorunu), çeviren: Sadık Erol Er ve Celal Gürbüz, Çizgi Kitabevi, felsefe, 111 sayfa, 2021

Kolektif – Heidegger’in Nietzsche’si (2019)

Heidegger’in Nietzsche okuması, daha doğru bir ifadeyle Nietzsche’yle hesaplaşması üzerine ufuk açıcı metinler bu derlemede.

Heidegger’in düşüncesinde Nietzsche, 1933 yılındaki Rektörlük süreci ve ardından 1935’te vermiş olduğu ünlü dersler dizisiyle önemli bir figür olarak belirginlik kazanmıştı ve bu etki, kariyerinin sonuna değin devam etmişti.

Nietzsche üzerine daha ilk dersinde, “Nietzsche’yle yüzleşmek, Batı düşüncesiyle yüzleşmektir.” demiş Heidegger, Nietzsche’nin felsefesini “tersine çevrilmiş bir Platonculuk” olarak tanımlar.

İşte bu kitap da, hem bizzat Heidegger’in bakışıyla Nietzsche düşüncesini irdeleyen iki metni hem de farklı yazarların Heidegger ile Nietzsche karşılaşmasını enine boyuna tartıştığı metinleri sunuyor.

Kitapta, Heidegger’in “Nietzsche’nin Zerdüşt’ü Kimdir?” ve “Hakikat ile ‘Gerçek ve Görünür Dünyalar’ Arasındaki Ayrım” başlıklı iki yazısı bulunuyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Michael Allen Gillespie, Tracy Colony. Charles Bambach. Emilio Brito, Daniel W. Conway, Rafael Winkler, David Farrell Krell, Ullrich Haase, Mark Sinclair, Andrew J. Mitchell, Robert Bernasconi ve Michael E. Zimmerman.

  • Künye: Kolektif – Heidegger’in Nietzsche’si, derleyen: Sadık Erol Er ve Volkan Ay, çeviren: Sadık Erol Er, Volkan Ay, Feyruze Cılız, Erdem Baykal, Sebahattin Çevikbaş, Metin Topuz, Kurtul Gülenç ve Aşkın İnanç Duru, Ayrıntı Yayınları, felsefe, 256 sayfa, 2019

Kolektif – Heidegger Paris’te (2014)

Sartre’dan Deleuze’e, Merleau-Ponty’den Foucault’ya ve Derrida’ya, Fransa’da Heidegger felsefesinin alımlanışı…

Çalışma, hem Heidegger’in son dönem Fransız fikriyatına ne denli önemli etkide bulunduğunu hem de Heidegger düşüncesinin Fransa’daki yeniden okuma stratejileriyle nasıl zenginleştiğini görmek için iyi bir vesile.

  • Künye: Kolektif – Heidegger Paris’te, derleyen: Sadık Erol Er, Otonom Yayıncılık

Kolektif – Hegel Paris’te (2016)

  • HEGEL PARİS’TE, kolektif, derleyen: Sadık Erol Er, Otonom Yayıncılık, felsefe, 520 sayfa

hegel-pariste

Hegel düşüncesinin Fransa’daki alımlanması, farklı zamanlarda farklı yankılar uyandırmıştı. ‘Hegel Paris’te’ isimli bu kitap da, aralarında Alain Badiou, Georges Bataille ve Maurice Merleau-Ponty gibi isimlerin bulunduğu pek çok aktörün, Fransızların Hegel okumalarını serimlediği makalelerinden oluşuyor. Hegel’in 20. yüzyıl Fransız düşüncesinde yarattığı etkileri çok yönlü bir bakışla ortaya koyan bu makaleler, aynı zamanda “Hegel’e dönüş, Fransızların kedi geçmişlerinden kopmak için girdikleri yollardan biri mi?” sorusuna da tatmin edici yanıtlar veriyor.

Sadık Erol Er (der.) – Nietzsche Paris’te (2013)

  • NIETZSCHE PARİS’TE, derleyen: Sadık Erol Er, Otonom Yayıncılık, felsefe, 352 sayfa

NIETZSCHE PARIS

‘Nietzsche Paris’te, Fransız düşünürlerdeki Nietzsche izlerini sürüyor. Alan D. Schrift’in, Nietzsche’nin Fransız mirasını kuşatıcı bir şekilde ele aldığı makalesiyle açılan kitapta, Nietzsche’nin düşünceleri enine boyuna irdelendiği gibi, düşünürün Michel Foucault, Jacques Derrida ve Gilles Deleuze gibi çağdaş Fransız felsefesi aktörleri üzerinde ne gibi etkilerde bulunduğunu tartışıyor. Çalışma, Nietzsche’nin çağdaş yeniden okuma stratejilerinin en önemli odaklarından biri ve günümüzün kilit figürü haline gelişini, Fransız felsefe sahnesindeki dönüşümlerle olan yakın ilişkisi ekseninde ortaya koymasıyla önemli.