Esra Kartal Soysal – Posthüman Dünyada Üreme (2023)

Üreme teknolojileri 21. yüzyılda altın çağını yaşayan biyoteknolojik gelişmelerin en dikkat çekeni.

Esra Kartal Soysal, bunun yol açtığı karmaşık etik sorunları ve bu sorunların çözümlerini felsefi açıdan sorguluyor.

Canlılık tarihi boyunca evrimin temel dinamosu niteliğini koruyan üreme, yumurta ve sperme bağlı işleyen geleneksel tanım ve işlevlerini içinde bulunduğumuz yüzyılda geride bırakmaya başladı.

Bu kitap, hızla gelişmeye devam eden üreme teknolojilerinin yol açtığı karmaşık felsefi sorunları düşünmeye ilişkin bir çağrı mahiyetinde.

Zira IVF ile başlayan, ufuktaki IVG ve yapay rahim araştırmaları ile devam eden, üçüncü tarafların –mitokondri, yumurta, sperm, embriyo veya rahim– katkılarıyla genişledikçe işbirlikçi üreme ve yetiştirme modellerine zemin hazırlayan yeni üreme teknolojileri, yerleşik etik kabullere meydan okuyor.

İnsan, üreme devriminin yarım asra yaklaşan yolculuğunda tüm canlılarla paylaştığı üreme özelliğini, yapay seçilim sayesinde üremeyi yeniden üreterek güncelliyor.

Taşıyıcı annelik, tek veya üç ebeveynli çocuklar, soy hattına yönelik genetik müdahale gibi tartışmalı uygulamaları sorgulayan bu kitap, yüzleşmeye başladığımız üreme devriminin çetrefilli felsefi sorularına dikkat çekmeyi ve onlara gerekçelendirilmiş cevaplar aramayı deniyor.

Dişiyle erkeğin cinsel ilişkisine kayıtlı doğal üreme zorunluluğunun aşılmasıyla belirginleşen kararsızlık, çelişki, parçalanma, dağılma, belirsizlik gibi durumlar üreme meselesinin etrafına da kümeleniyor.

Son yarım asrın ezber bozan üreme hikayelerinin doğurduğu çağdaş etik sorunlar karşısında, emekleme evresindeki posthümanist canlılık bakışları, yeni soybağı anlayışlarına, aile ve akrabalık kurgularına can verecek saklı vaatler taşıyor.

Türkçedeki üreme literatürüne katkısıyla bu kitap, yeni üreme teknolojilerinin beraberinde getirdiği felsefi sorunları çözme iddiasında bulunmadan ve özenli bir tutumu elden bırakmadan, çözümlemeye yönelik bir tartışma açıyor.

  • Künye: Esra Kartal Soysal – Posthüman Dünyada Üreme: Felsefi Bir Giriş, Siyasal Kitabevi, felsefe, 208 sayfa, 2023

Aziz Küçük – Filantrokapitalizm (2022)

Büyük şirketlerin hayırseverlik projeleri, özünde kapitalizmin sömürüsünü örtme işlevi üstenir.

Aziz Küçük; Carnegie, Rockefeller, Ford ve Gates Vakfı gibi filantropik vakıfların rolünü, çalışma biçimlerini ve toplumsal kontrol amacıyla geliştirdikleri programları gözler önüne seriyor.

Kapitalizmin ortaya çıkardığı eşitsizlikler üzerine kurulu olan modern filantropi (hayırseverlik), toplumsal sorunları sadece cömertlikle değil yatırım ve planlama yoluyla bilimsel yöntemlerle çözmeyi hedefler.

Günümüzde şirket-vakıf işbirliğine dayanan eğilimin somut biçimlerinden biri olarak filantrokapitalizm ise emeğin ve doğal kaynakların sömürülmesi yoluyla biriktirilen kârların, işletme yaklaşımları dolayımıyla görünüşte sosyal refahın iyileştirilmesi, gerçekte ise çıkar yönelimli kullanılmasını ifade ediyor.

Bu kitap Carnegie, Rockefeller, Ford ve Gates Vakfı gibi sırasıyla çelik, petrol, otomobil ve bilişim endüstrilerinde elde edilen kârlarla oluşturulan büyük Amerikan vakıflarının filantropik hedeflerle 19. yüzyılın sonlarından itibaren başta sağlık, eğitim, tarım, beşeri ve sosyal bilimler olmak üzere birçok alanda yol açtıkları değişim ve dönüşümü farklı bir mercekle ele alıyor.

Amerikan vakıflarının faaliyetlerinin ABD’nin askeri, siyasi ve kültürel hegemonyası bağlamında ele alınmadıkça tam anlamıyla anlaşılamayacağının ileri sürüldüğü kitapta, vakıfların modern kapitalizmin bir ürünü olarak halk sağlığının ve tıbbın kurumsallaşmasına, bilimin ve kültürün yeniden üretimine, Amerikan iç ve dış politikasının oluşturulmasına kadar birçok alanda hangi saiklerle hareket ettikleri ve nasıl bir rol oynadıklarına ışık tutuluyor.

Kitapta, dünya ve özellikle de Türkiye bağlamında vakıfların yürüttükleri programların akademik literatürde pek değinilmeyen sistematik bir analizi, detaylı bir kaynak ve arşiv çalışması ile ortaya koyuluyor.

  • Künye: Aziz Küçük – Filantrokapitalizm: Rockefeller, Ford & Gates Vakfı ve Türkiye, Siyasal Kitabevi, siyaset, 280 sayfa, 2022

Kolektif – Uluslararası Göç ve Mültecilik (2022)

Zorunlu göç krizi hakkında doğru bildiğimiz pek çok yanlış var.

Bu özenli derleme de, uluslararası göç ve mülteciliği farklı disiplinler çerçevesinde irdeleyerek konu hakkında hem nitelikli bilgi hem de yapıcı bir tartışma barındırmasıyla önemli.

Dünyanın farklı coğrafyalarından insanların hayatta kalabilme adına başka ülke topraklarına doğru giriştikleri zorunlu göç hareketleri, içinde bulunduğumuz yüzyılın en önemli insani krizlerinden biri haline geldi.

Türkiye ise topraklarında ağırladığı milyonlarca insanla bu krizi en fazla hisseden ülkelerden biri.

Şüphesiz ki zorunlu göç krizinin sorumluluğu tüm insanlığın omuzlarındadır.

Zira dünyanın herhangi bir noktasındaki insanları ölüm tehlikesiyle, işkenceyle, ağır insan hakları ihlalleriyle baş başa bırakmış bir dünyanın medeni olma iddiası inandırıcı olmayacaktır.

Bugün zorunlu göç ve mültecilik konularında nitelikli bilgiye ve yapıcı entelektüel tartışmalara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuluyor.

Nitelikli bilginin üretilebilmesi ve yapıcı entelektüel tartışmaların ortaya çıkabilmesi ise ancak farklı disiplinlerin katkıları ile mümkün olabilecektir.

Bu çerçevede, ‘Uluslararası Göç ve Mültecilik’ kitabı, sosyal ve beşeri bilimlerin farklı disiplinlerinin katkılarını bir araya getirme amacıyla yola çıkmıştır.

Kitapta farklı disiplinlerden on üç başlık yer alıyor.

Bu başlıklarda zorunlu göç ve mültecilik meselesinin küreselden yerele, karar alma süreçlerinden toplumsal ve bireysel sonuçlarına kadar birbirinden farklı boyutlarıyla ele alınıyor.

Bu hedef doğrultusunda kitapta, konuyu siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler, hukuk, kamu yönetimi, iktisat, yönetim ve organizasyon, sosyoloji, toplumsal cinsiyet çalışmaları, kültürel çalışmalar, iletişim ve eğitim bilimleri gibi pek çok disiplinden hareketle tartışan metinler yer alıyor.

  • Künye: Kolektif – Uluslararası Göç ve Mültecilik, editör: Burak Başkan ve Mehmet Emirhan Kula, Siyasal Kitabevi, sosyoloji, 256 sayfa, 2022

Margaret Gonzales – Kadın ve Terörizm (2022)

‘Kadın ve Terörizm’, kadınların terörizme katılımının kapsamlı ve karşılaştırmalı bir incelemesi.

Margaret Gonzales, dünya çapında terör örgütü olarak tanımlanan 26 yapıyı inceleyen Gonzales, kadınların uluslararası gruplara kıyasla yerli örgütlerde önemli ölçüde daha aktif olduklarını savunuyor.

Yerel ve uluslararası terörizm gruplarında kadın faaliyetlerinin düzeyi ve yoğunluğunun tüm dünyadan örnekler ele alınarak incelendiği kitap, Amerika, Asya, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da aktif olan çok sayıda örgütü ayrıntılı şekilde ve bu örgütlere kadın katılımının farklı seviyelerini açıklamaya yardımcı olan temel bir teorik model sunuyor.

Önceki çalışmalar, kadınların terörist faaliyetlerde bulunma ya da etkili konumlara gelme nedenlerini daha çok din, paternalizm, sosyalizm üzerinden incelemişti.

Bu kitapta sunulan model ise, terörist gruplar arasında başka temel bir ayrıma dayandırılmış.

Yerel ve uluslararası terörist örgütlerin kadın katılımının düzeylerini belirlediği karşılaştırmalı bir analizle ele alınıyor ve bu açıdan yeni bir bakış açısı sunuluyor.

Kitabın sunduğu bu bakış açısı kadınlar ve terörizm konusuna yeni bir boyut ekliyor ve terörizm incelemeleri konusunda önemli bir katkı sunuyor.

  • Künye: Margaret Gonzales – Kadın ve Terörizm: Yerel ve Uluslararası Terör Gruplarında Kadın Faaliyetleri, editör: Çınar Özen, çeviren: İmran Samancı, Siyasal Kitabevi, siyaset, 264 sayfa, 2021

W. Lawrence Neuman – Toplumsal Araştırma Yöntemleri, Cilt 1-2 (2020)

Lawrence Neuman’ın bu kitabı, sosyal bilimler alanında klasik olmaya aday.

İlk olarak 2006’da yayınlanan iki ciltlik bu devasa çalışma, o günden bu yana dünyanın pek çok ülkesinde sosyal bilimlerle ilgilenen akademisyenlerin, öğretmenlerin, öğrencilerin ve araştırmacıların başucu kaynaklarından biri haline geldi.

Kitabın son baskısından yapılan elimizdeki çeviri de, Türkiye’de sosyal bilimler alanında çalışan araştırmacılar ve öğrenciler için çok önemli bir kılavuz.

Kitap, nitel ve nicel toplumsal araştırma yöntemlerini, farklı bilimsel paradigmaların ontolojik, epistemolojik ve metodolojik öngörülerini dikkate alarak açıklıyor.

Bir araştırmanın ilk aşamasından son aşamasına bütün ayrıntılarıyla vakıf olmak açısından kitabı edinmekte fayda var.

  • Künye: W. Lawrence Neuman – Toplumsal Araştırma Yöntemleri, Cilt 1-2, çeviren: Özlem Akkaya, Siyasal Kitabevi, sosyoloji, 1024 sayfa, 2020

Başak Ağın – Posthümanizm (2020)

Posthümanizmin ne olduğu ve ne olmadığı sorusuna Prometheus efsanesinden Matrix’in dijital ağlarında yaşayan Neo’ya kadar izleyen sağlam bir çalışma.

Başak Ağın, posthümanizme dair bütüncül bir fikir sağladığı ve posthümanizmin kuramsal çerçevesini tanıttığı gibi, dünyanın yirmi birinci yüzyıl itibarıyla bambaşka bir yere evrilmesi sonucunda edebiyat, kültür ve medyanın iç içe geçmiş durumunu ve felsefe ile bilim arasındaki zaman zaman incelen çizgileri örnekler üzerinden anlatarak posthümanizmin kuramsal boyutunu somutlaştırıyor.

Bilimsel, felsefi ve edebi açılardan farklı boyutlarıyla ele alınan posthümanizm, geniş çerçeveli, birbirinden farklı görünen ancak ilintili ve birbirini besleyen değişik çalışma alanlarından oluşan bir kuramlar bütünüdür.

Ağın’ın çalışması da, tam da kavramın bu zengin içeriğini aydınlatmasıyla, konuya ilgi duyanların kaçırmak istemeyeceği türden.

Ağın kitabının ilk bölümünde, posthümanizmin köklerini irdeliyor ve posthümanist kuramlarda önem arz eden belli başlı kavramları tartışmaya açıyor.

Kitabın ikinci bölümünde ise, ilk bölümde ele alınıp açıklanan kavramların ve kuramların ışığında çeşitli edebi ve kültürel eserlerin posthümanist incelemeleri vasıtasıyla okurlara daha somut örnekler sunuluyor, böylece kuramsal bilgilerin verildiği ilk bölümdeki örneklerin gerçek dünyada karşılık bulması hedefleniyor.

  • Künye: Başak Ağın – Posthümanizm: Kavram, Kuram, Bilim-Kurgu, Siyasal Kitabevi, inceleme, 244 sayfa, 2020

Çiğdem Aksu Çam – Türkiye’de Konut Siyaseti (2020)

Adana’da 1984-2010 yılları arasında belediye başkanlığı yapmış Aytaç Durak, daha önce de kentte uzun yıllar konut müteahhitliği yapmıştı.

Dolayısıyla kendisi, belediye başkanlığıyla birlikte, şehrin bugünkü halini doğuran kentleşme dinamiklerini belirleyen bir isim oldu.

Çiğdem Aksu Çam, Durak’ın başkanlık pratiğini merkeze alarak onun belirlediği ve yönlendirdiği konut siyasetini çok yönlü bir bakışla ortaya koyuyor.

Kitap her şeyden önce, Türkiye’de konut politikalarının yerele nasıl yansıdığı hakkında çok iyi bir çalışma olarak okunabilir.

Durak’ın kente dair vizyonu, tasavvuru ve bu yöndeki tasarruflarının hem kentte konut ve yerleşim yapısının aldığı fiziksel biçim hem de kentsel mekânın üretimi etrafında geliştirilen siyaset ve iş yapma pratikleri bağlamlarında günümüzdeki Adana’yı nasıl ortaya çıkardığını irdeleyen Çam, Durak dönemi Adana’sının, Türkiye’de kentsel siyasetin işleyişini anlamak açısından ne kadar önemli bir örnek olduğunu gözler önüne seriyor.

  • Künye: Çiğdem Aksu Çam – Türkiye’de Konut Siyaseti: Adana Konut Alanında Yapı ve Aktörler, Siyasal Kitabevi, siyaset, 208 sayfa, 2020

Mehmet Emin Şen – Süryani Ortodokslarda Kilise Müziği (2020)

Dünya üzerindeki nüfusu yaklaşık 4,5 milyon olan Süryaniler, köklü bir tarihsel geçmişe, kültüre ve kendilerine özgü inançsal ve dünyevi müzik kültürüne sahip.

Mehmet Emin Şen’in dört yılı bulan doktora tezine dayanan bu çalışma da, Süryani kilise müziği üzerine bizde yapılan ilk kapsamlı incelemelerden biri.

Süryani inanç müziğini kültürel, tarihsel ve sosyolojik boyutlarıyla ele alan Şen, bu müziğin dinamikleri ve kökenleri üzerine önemli ayrıntılar paylaşıyor.

Kitaptan, Süryani Ortodoks Kilisesi’nin yıllık takvimsel ritüellerinin her birinin, kilise teolojisince ifade edilen anlam ile sekiz makam üzerinden gerçekleştirildiğini öğreniyoruz.

Öte yandan, dinsel müziklerin kaynağını Eski Ahit (Tevrat ve Zebur), Yeni Ahit (İncil) ve Süryani Kilisesi azizlerinin yazdıkları metinler oluşturuyor.

Yine Kilise dinsel müziklerinin her biri Türk müziğinde bir makama karşılık gelen sekiz Süryani Kilisesi makamı kullanılarak “ölçülü”, “serbest” ve “tecvitli” müzikal formlarla “Aramice” ve “Türkçe” icra ediliyor.

Ayrıca makamlara yüklenen anlamların, Orta Doğu’ya özgü köklü bir kültürel geçmişinin olduğunu ve bu makamların icra sırasının da ritmik bir tabloyla ve sayı mistisizminin hâkim olduğu kurallarla gerçekleştirildiğini de yine buradan öğreniyoruz.

Taş işçiliğinden gümüş işçiliğine (telkâri), dericilikten ayakkabıcılığa, kalaycılıktan Marangozluğa, semercilikten çömlekçiliğe, hattatlıktan oymacılığa, bugün için tedavülden kalkan ya da sürmekte olan birçok meslek erbaplığı, asırlarca Süryanilerden soruldu.

Şen’in çalışması ise, bu kadim halkın kilise müziği alanındaki ustalığını gözler önüne sermesiyle önemli.

  • Künye: Mehmet Emin Şen – Süryani Ortodokslarda Kilise Müziği: İlahi Mesajın Makamla Tebliği, Siyasal Kitabevi, müzik, 176 sayfa, 2020

Kemal Çiftçi – Türk Dış Politikası (2010)

Kemal Çiftçi ‘Türk Dış Politikası’nda, eleştirel kuramın teorik katkılarından yararlanarak Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze Türk dış politikasını irdeliyor.

Üç bölümden oluşan kitabında Çifti, ilk olarak, toplumsal bilimlerin bakış açısından yola çıkarak “kimlik”, “ulusal güvenlik” ve “ulusal çıkar” kavramlarına odaklanıyor.

Yazar çalışmasının ikinci bölümünde, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran aktörlerin kimliklerinin oluşum süreçlerini, Osmanlı Devleti’nin çöküş sürecinde yaşanan olaylar bağlamında ele alıyor.

Çiftçi kitabının son bölümünde ise, kurucu kişilerin siyasal kimliklerinin, Türk ulusunun inşa süreci içerisinde toplumsal bellek haline dönüştürülmeye çalışıldığını ve bir nevi kurucuların siyasal kimliğinin Türk ulusal kimliği ve devlet kimliği ile özdeşleşmiş olduğunu iddia ediyor.

  • Künye: Kemal Çiftçi – Türk Dış Politikası, Siyasal Kitabevi, siyaset, 356 sayfa

Kolektif – Sosyoloji (2008)

Yedi yazar tarafından kaleme alınan ‘Sosyoloji’, sosyolojiye giriş konusunda kapsamlı bir kaynak.

Dört bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde sosyolojik bakış açısının ne anlama geldiği anlatılıyor, ikinci bölümde de cinsiyet ve ırk gibi sosyal bölünmeler üzerinden iktidar ve politika kurumları inceleniyor.

Üçüncü bölümde aile ve medya gibi sosyal kurumlar ele alınıyor, dördüncü bölümde de sosyolojide kuram ve yöntem sorunları değerlendiriliyor.

Ele alınan konular ve tartışmaların diğer konu ve tartışmalarla ilişkisinin ‘Bağlantılar’ başlıklı kutularla gösterildiğini, bunun da çalışmayı nitelikli kıldığını söyleyelim.

Kitaba katkıda bulunan yazarlar ise şöyle: Tony Bilton, Kevin Bonnett, Pip Jones, Tony Lawson, David Skinner, Michelle Stanworth ve Andrew Webster.

  • Künye: Kolektif – Sosyoloji, çeviren: Kemal İnal, Yeliz Kartal, Nurgök Özkale, Kasım Toraman, Yağmur Özkan ve Ali Rıza Güngen, Siyasal Kitabevi, sosyoloji, 582 sayfa