Ursula Huws – Küresel Dijital Ekonomide Emek (2018)

Gelişmiş bilişim ve iletişim teknolojileri sermaye birikimine yeni alanlar açmakla kalmadı, aynı zamanda emek, kültür ve siyasette de muazzam dönüşümler yarattı.

İşte Ursula Huws’un bu eleştirel analizi, yaşanan söz konusu dönüşümleri başından sonuna izlemesiyle altın değerinde bir kaynak.

Huws kitabında,

  • “Bilgi temelli ekonomi”de mesleki kimliklerin yok olmasını,
  • yüzyıl kentinde iş, kimlik ve işbölümünün mekânsal görünümlerini,
  • Düşünsel faaliyetin metalaşmasını,
  • Emeğin küreselleşmesi ve ulusal hükümetlerin bu konuda yaşadığı çıkmazları,
  • Kamu hizmetlerinin metalaşması yoluyla ortaya çıkan yeni birikimi,
  • Dijital çağda sınıf dayanaklarını oluşturan “geçim”, “emek” ve “değer” kavramlarını,
  • Ve bunun gibi birçok önemli konu tartışılıyor.

Kitabın en büyük katkısı, hem kapitalist sömürü ağlarının dijital ekonomide kendini nasıl ustaca yenilediğini göstermesi hem de kapitalizmin özünü açık bir biçimde gözler önüne sermesidir diyebiliriz.

  • Künye: Ursula Huws – Küresel Dijital Ekonomide Emek: Sibertaryanın Oluşumu, çeviren: Cemre Şenesen, Yordam Kitap, iktisat, 205 sayfa, 2018

İbrahim Semih Akçomak – Ahlaksız Büyüme (2018)

Türkiye ekonomisindeki büyüme, ne kadar ahlaklı?

Türkiye’de ekonomik, toplumsal ve siyasal kurumlar hiçbir zaman gerçek anlamda işler durumda olmadı ve büyümenin öncelikli hedef ve hatta kimileri için saplantı derecesinde öncelik kazanmasının başlıca nedenini de burada aramak gerekir.

İbrahim Semih Akçomak elimizdeki ufuk açıcı çalışmasında, Türkiye’deki uzun dönem ekonomik büyüme sorunsalıyla demokratik kurumların ve eğitim sisteminin işlevsizliği ile ilişkisini sorguluyor, ekonomik büyümeden kimlerin ne şekilde yararlandığını gözler önüne seriyor ve en önemlisi de bu bakış açının nasıl değiştirilebileceğini tartışıyor.

Şunu da özellikle vurgulamak gerekir ki, yazarın burada tanımladığı şekliyle ahlaksız büyüme sadece ekonomik alanla değil, siyasetten spora gündelik yaşamımızın her alanına nüfuz etmiş bir olgudur.

Akçomak kitabında,

  • Ahlaksız büyümenin basit iktisadı ve çıkar ekonomisini,
  • Siyasal, ekonomik ve toplumsal kurumların işlevsizliği ile ahlaksız büyüme ilişkisini,
  • Borç-güdümlü büyüme, inşaat-güdümlü büyüme, sanayisizleşme, işsizliğe mahkûm olmak gibi büyümenin ekonomik bileşenlerini,
  • Ve ahlaksız büyümeden kurtulmanın yollarını anlatıyor.

Demokratik kurumlar, hukukun üstünlüğü ve eğitim sistemi kaygan bir zemine kurulu olduğu için, ahlaksız büyüme sürecini kıracak dinamiklerin oluşmadığını belirten Akçomak’ın kitabından bir alıntı:

“Ahlaksız büyüme kimimize erzak torbası, kimimize iş, kimimize maaş zammı, kimimize kömür yardımı, kimimize faiz rantı, kimimize arsa rantı, kimimize de sattığımız oylarımız karşılığı aldığımız para olarak döndü. Bu nedenle ahlaksız büyümeye göz yumduk toplum olarak.”

  • Künye: İbrahim Semih Akçomak – Ahlaksız Büyüme, Efil Yayınevi, iktisat, 144 sayfa, 2018

 

Simon Clarke – Marx’ın Kriz Teorisi (2009)

Dünyayı yeni ve sıkıntılı bir ekonomik krizin yeniden esir aldığı günümüzde Simon Clarke, ‘Marx’ın Kriz Teorisi’ başlıklı bu çalışmasıyla, düşünürün kriz teorisinin kökenine iniyor ve bu teorinin günümüzde nasıl bir işlev yüklenebileceğine odaklanıyor.

Clarke, kriz teorisinin Marksist gelenekte ne zaman merkezi bir rol oynamaya başladığını ve daha sonra yaşadığı çıkmazları anlatıyor; ilk kaynaklara, yani bizzat Marx’ın metinlerine inerek, O’nun kriz teorisini günümüzün sol hareketi için güncelliyor.

Marksist kriz teorilerinin çıkmazının öncelikle, Marx’ın teorisinin eleştirel boyutunu ihmal etmesi olduğunu savunan Clarke, süregelen tartışmaya katkıda bulunuyor.

  • Künye: Simon Clarke – Marx’ın Kriz Teorisi, çeviren: Cumhur Atay, Otonom Yayıncılık, ekonomi, 323 sayfa

Henri Lefebvre – Sosyalist Dünya Görüşü: Marksizm (2009)

Henri Lefebvre, ‘Sosyalist Dünya Görüşü: Marksizm’ başlıklı bu küçük eserini 1948’de yayımlamış, eserin ilk Türkçe çevirisi ise 1965 yılında yapılmıştı.

Fransız düşünür bu kitabında, kapsamlı bir Marksizm incelemesine girişerek Marksizmin felsefe, tarihsel maddecilik, ahlak, sosyoloji, iktisat ve siyaset konularına getirdiği yorumları temel yönleriyle okura sunuyor.

Marksizm konusunda pratik bir el kitabı niteliğindeki çalışmasında Lefebvre, “Marksizmi aşma tasarısının galiba pek bir anlamı da yok, geleceği de; çünkü Marksizm kendi kendini aşan bir dünya görüşüdür…” diyerek, Marksizmin aşıldığı iddialarını da yanıtsız bırakmıyor.

  • Künye: Henri Lefebvre – Sosyalist Dünya Görüşü: Marksizm, çeviren: G. Doğan Görsev, Yordam Kitap, siyaset, 156 sayfa

Martha C. Nussbaum – Yapabilirlikler Yaratmak (2018)

Hâkim kalkınma paradigmasının özünü oluşturan ekonomik rasyonalizm, insan yaşamını nesneleştirir, daha da korkuncu, insanın temel ihtiyaçlarını bile pazarlık konusu yapar.

Bu yaklaşıma göre, ülkelerin gelişmişlik düzeyleri gayri safi yurtiçi hâsıla gibi rakamlara göre belirleniyor.

Yine bu egemen bakış açısı, adil bölüşüm, temel ihtiyaçlar, ekonomik ve sosyal adalet, kamusal tartışmanın dışında konumlandırılıp “ideolojik” olmakla eleştirir.

İşte Martha C. Nussbaum’un bu önemli çalışması, yeni bir model olarak son zamanlarda ilgi çekmeye başlayan ‘İnsani Gelişmişlik’ veya ‘Yapabilirlikler Yaklaşımı’nı kapsamlı bir şekilde bize anlatıyor.

Temel olarak “İnsanlar gerçekte neler yapabilir ve ne olabilirler?” sorusunun yanıtını arayan bu model, bugün var olan ekonomik rasyonalizme güçlü bir alternatif olmayı amaçlıyor.

Bu modelin, Dünya Bankası’ndan Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’na (UNDP) kadar refahla uğraşan birçok uluslararası kuruluş üzerinde giderek artan bir etkisi bulunuyor.

‘Yapabilirlik Yaklaşımı’, bugüne kadar yalnızca konunun uzmanları için yazılmış makale ve kitaplarda ele alınmıştı ve genel okuyucu kitlesi ile lisans düzeyinde ders veren akademisyenler kapsamlı bir kitabın olmamasından uzun süredir yakınmaktaydı.

Nussbaum’un çalışması ise, bu boşluğu dolduruyor ve yaklaşımın kilit unsurlarını ortaya koyarak onu rakip modellerle karşılaştırarak değerlendiriyor.

Nussbaum’un bu yaklaşımı, insan öyküleri içine yerleştirilerek anlatması da, kitabın bir diğer katkısı.

  • Künye: Martha C. Nussbaum – Yapabilirlikler Yaratmak: İnsani Gelişmişlik Yaklaşımı, çeviren: Selda Somuncuoğlu, İletişim Yayınları, iktisat, 240 sayfa, 2018

Kolektif – Siyasi İktisat ve Küresel Kapitalizm (2018)

Neoliberalizmin yön ve şekil verdiği 21. yüzyıl toplumsal düzenini farklı yönleriyle irdeleyen makaleler.

Toplumsal eşitlik ve üretim mekanizmalarındaki güncel krizi kapsamlı bir şekilde ortaya koyan kitap, bunu yaparken hem Marksist eleştiriden hem de Robert Brenner, Giovanni Arrighi ve David Harvey gibi çağdaş düşünürlerden de yararlanıyor.

Kitapta ele alınan kimi dikkat çekici konular şunlar:

  • Küresel adalet ve yeni büyüme kuramı,
  • Emek gücünün metalaştırılması,
  • Sermayenin merkezileşmesi,
  • ABD tahakkümünün derinleşen çelişkileri ve yeni bir küresel düzen mücadelesi,
  • Neoliberalizm ve ekonomik belirlenim,
  • Kapitalist ekonominin ekolojik hakimiyeti,
  • Neoliberal geçişte para politikası,
  • Dayatılan kemer sıkma politikalarının iktisadi, politik ve toplumsal etkileri,
  • Metalaşma ve küreselleşmeyi tersine çevirme yoluyla direniş,
  • Aile, devlet ve eğitim kurumları gibi, kapitalist olmayan kurumların aşınması ve kapitalizmin yeniden üretimi,
  • Neoliberal mülkiyet rejimine karşı küresel akış ekonomisi,
  • Yeşil Marksizm ve küresel sosyalist bir geleceğin kurumsal altyapısı,
  • Sermaye teorisinde iktisadi çevre ve sürdürülebilirlik…

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Alfred Saad-Filho, Bob Jessop, Robert Albritton, Moishe Postone, Tony Smith, Patrick Bond, David M. Kotz, Julie Matthaei, Barbara Brandt, Kees Van Der Pijl ve Richard Westra.

  • Künye: Kolektif – Siyasi İktisat ve Küresel Kapitalizm: 21. Yüzyıl, Bugün ve Yarın, derleyen: Robert Albritton, Bob Jessop ve Richard Westra, çeviren: Can Cemgil, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, iktisat, 296 sayfa, 2018

Martin Ford – Robotların Yükselişi (2018)

Makinelerin kullanılmaya başlanmasıyla pek çok insanın nasıl işlerini kaybettiği konusunda bilgi ve deneyim sahibi olsak da, yapay zekânın bu anlamda yaratacağı sonuçları tam anlamıyla idrak ettiğimiz söylenemez.

Yapay zekâ, şimdilerde bize daha ziyade keyifli ve eğlenceli yönleriyle görünse de, aslında uygulamaya geçildiğinde, birçok kişiyi işinden edecek bir tehlike olarak karşımızda duruyor.

Hem de, öyle küçümsenecek bir tehlike değildir bu.

Martin Ford da ‘Robotların Yükselişi’nde, yapay zekânın istihdam alanlarını insansızlaştırması sonucunda muazzam bir işsizlik ve eşitsizlik dalgası riskiyle karşı karşıya olduğumuzu, daha da kötüsü, bizzat tüketici ekonomisinin çökebileceğini belirtiyor.

Ford’da göre, teknoloji bugün öylesine korkutucu bir boyut almıştır ki, artık yüksek eğitim ve maharet gerektiren işler dahi yapay zekânın tehdidi altındadır.

Yazar, bilgi teknolojisi sayesinde bazı şeyler ucuzlasa da, yapay zekânın, yani teknolojinin ilerlemesi nedeniyle mavi ve beyaz yakalı işlerin buharlaşacağını, orta sınıf ailelerin büyük bir krize savrulacağını söylüyor.

Ford’un kitabı, korkutucu gerçekler anlatıyor, fakat aynı zamanda, gelecekte bugünkünden de korkunç eşitsizlikler ve ekonomik güvensizlikle boğuşmamamız için neler yapılabileceğini de irdeliyor.

  • Künye: Martin Ford – Robotların Yükselişi: Yapay Zekâ ve İşsiz Bir Gelecek Tehlikesi, çeviren: Cem Duran, Kronik Kitap, inceleme, 336 sayfa, 2018

Mustafa Özbilgen – Endüstrileşme Sürecinde Bilgi Birikiminin Öyküsü (2009)

Mustafa Özbilgen ‘Endüstrileşme Sürecinde Bilgi Birikiminin Öyküsü’nde, tarih boyunca teknoloji, endüstri ve eğitim alanında kaydedilen gelişmeleri, kayıpları ve kazanımları anlatıyor.

Özbilgen’in kitabında,

  • Teknoloji yaratabilen ülkelerin hangi nedenlerle ve nasıl organizasyon kurdukları,
  • Araştırma üniversiteleri, teknoparklar ve araştırmaya parasal destek sağlayan kurumların öyküleri,
  • Endüstrileşmenin gelişmesiyle ortaya çıkan standartlaşma, patent, seri üretim, kalite kontrolü ve çevre kirliliği gibi problemler,
  • Ve Türkiye’nin endüstrileşme macerasının nasıl geliştiği gibi konuları irdeliyor.

Künye: Mustafa Özbilgen – Endüstrileşme Sürecinde Bilgi Birikiminin Öyküsü, Arkadaş Yayınevi, bilim, 438 sayfa

Giovanni Arrighi – Adam Smith Pekin’de (2009)

Giovanni Arrighi ‘Adam Smith Pekin’de başlıklı bu özgün çalışmasında, küresel politik ekonominin merkez üssünün Kuzey Amerika’dan Doğu Asya’ya kayışını, ünlü iktisatçı Adam Smith’in iktisadi gelişme teorisi ışığında yorumluyor.

Arrighi, Çin’in, Doğu Asya’da yaşanan iktisadi rönesansın lideri olarak ortaya çıkışını, yeni-muhafazakâr, yani Yeni Amerikan Yüzyılı’nın yükselişi ve çöküşü ekseninde inceliyor.

Arrighi, Yeni Amerikan Yüzyılı’nın hüsranla sonuçlanması ve Çin’in ekonomik gelişmede sağladığı başarısının, Smith’in, dünyadaki uygarlıklar arasında eşitliğe dayalı bir dünya-pazar toplumu vizyonunun gerçekleşmesini olası kıldığını savunuyor.

  • Künye: Giovanni Arrighi – Adam Smith Pekin’de, çeviren: İbrahim Yıldız, Yordam Kitap, iktisat, 416 sayfa

Samir Amin – Emperyalizm ve Eşitsiz Gelişme (2018)

Marksist iktisatçı Samir Amin’in ilk baskısı 1977’de yapılan bu kitabı, emperyalizm çalışmaları alanında bugün bir klasik haline geldi.

Kitap ilk yayınlandığından bugüne, bu alanda yapılacak birçok incelemenin önünü açtı.

Amin burada, emperyalizmin Batı dünyasındaki kökenlerinden, farklı evrelerine ve emperyalizmin üçüncü dünyadaki yansımalarına kadar pek çok konuyu tartışıyor.

Kitapta ele alınan kimi konular şöyle:

  • Kapitalist üretim tarzının tarım üzerinde kurduğu egemenlik ve toprak rantı,
  • Sınıf ittifakları ve kapitalist dünya sisteminin oluşumu,
  • Emperyalizmin farklı evreleri ve bunalımları bağlamında azgelişmişlik olgusu,
  • Uluslararası ticaret ve emperyalizm,
  • Toplumsal yeniden-üretimde eğitimin işlevi,
  • Kapitalist sistemde eğitim, ideoloji ve teknoloji,
  • Kapitalist üretim tarzında işgücü değerinin teorik konumu,
  • Emeğin ücreti ve dünya sistemindeki konumu…

Künye: Samir Amin – Emperyalizm ve Eşitsiz Gelişme, çeviren: Semih Lim, Yordam Kitap, iktisat, 286 sayfa, 2018