Iva Procházková – Çıplaklar (2014)

Çıplaklık her yaş için tabu olmakla birlikte, yeniyetmelik dönemi, toplumsal değer yargılarının bu konuda devreye girdiği ilk alandır.

Iva Procházková bu gençlik romanında, yeniyetmelerin hem bedenlerinin gerçekleriyle tanışmaya hem de toplumun bu konudaki algılarıyla yüzleşmeye başladığı bu dönemi, beş Berlinli gencin büyüme serüveni üzerinden anlatıyor.

  • Künye: Iva Procházková – Çıplaklar, çeviren: Ayça Sabuncuoğlu, ON8 Kitap

Jacques Rancière – Demokrasi Nefreti (2014)

Yalnızca son dönemde dünya çapında yükselen sağcı iktidarlar değil, demokrasi düşmanları Eski Yunan’dan beri var.

Günümüzün en etkili filozoflarından olan Jacques Rancière, demokrasiyi yönetimin yozlaşmış bir biçimi olarak değil, toplum ve devleti etkisi altına alan bir uygarlık bunalımı olarak görmenin tarihsel kaynaklarını açıklıyor.

Bunu yaparken demokrasi, siyaset, cumhuriyet ve temsil arasındaki karmaşık ilişkiyi çok yönlü bir şekilde irdelemesi ise, kitabın muazzam katkılarından biri.

Rancière’in çalışması, eski zamanlardan beri kendilerini halkı yönetmeye doğal olarak yetkili görenler “halkın yönetimi” fikri karşısında nasıl dehşete kapıldıklarının hikâyesi olarak da, başka bir deyişle muktedirlerin tarihsel ikiyüzlülüklerinin hikâyesi olarak da okunabilir.

  • Künye: Jacques Rancière – Demokrasi Nefreti, çeviren: Utku Özmakas, İletişim Yayınları

Edgar Allan Poe – Kuyu ve Sarkaç (2014)

Edgar Allan Poe’dan gelen her şey kabulümüz, fakat bu öykü seçkisinin bizi ayrıca heyecanlandırdığı da bir gerçek.

Poe’nun akla gelebilecek tüm ünlü, kimileri defalarca filme uyarlanmış öyküleri tek kitapta.

Biz okurlara düşen ise, bu fantastik, gotik ve gizemli metinlerin içine girmek.

Tedirginlik, korku ve dehşetle…

  • Künye: Edgar Allan Poe – Kuyu ve Sarkaç, çeviren: Nazire Ersöz, Can Yayınları

Fatma Akerson – Nisan (2014)

Yaşam ve yazı, gerçek ve hayal arasındaki sınırları ortadan kaldıran bir roman.

Yazdığı öykülerin içine düşen Nisan’ın hikâyesi.

Herkes kadar sıradan bir hayat süren Nisan, kendi yaşam öyküsünü yazmaya koyulur.

Fakat bir yerde, yazdıklarına dışarıdan bakamaz hale gelir.

O artık, gerçek veya kurgu olduğu kestirilemeyen bu öykünün başkarakteridir.

  • Künye: Fatma Akerson – Nisan, Yapı Kredi Yayınları

Philip Ball – Merak (2014)

Philip Ball ‘Merak’ta, Kopernik’ten Newton’a, bilimsel devrimin dört dörtlük bir tarihini sunuyor.

Avrupa’da bilimin ortaya çıkışını ve gelişimini ayrıntılı bir bakışla ele almasıyla dikkat çeken çalışmada, ilk başlarda Hıristiyanlık ve felsefenin merak konusuna neden karşıt olduğu; homojen ve yekpare olduğu düşünülen bilimsel devrimin ne gibi gariplikler üzerinden gelişim gösterdiği; projeler tasarlamada deha olup onları tamamlamada pek başarılı olmayan Leonardo da Vinci’yi, Rönesans hümanizminin doğa çalışmalarını nasıl biçimlendirdiği ve Avrupa’daki Gül-Haç hareketinin bilim alanına etkileri gibi ilgi çekici konular tartışılıyor.

  • Künye: Philip Ball – Merak, çeviren: Berna Günen, Kolektif Kitap, bilim, 571 sayfa

Hulki Aktunç – Yoldaşım Kırk Yıl (2014)

Şair, öykücü, romancı ve sözlük yazarı Hulki Aktunç’un hayatı ve sanatına dair derinlikli bir anlatı.

Söyleşilerle oluşan bu kitap, bir yazarın çocukluğundan yetişkinliğine uzanarak hayatındaki dönüm noktalarını sergilemekle kalmıyor, aynı zamanda 68’li yıllar, TİP deneyimi, 12 Eylül darbesi gibi Türkiye yakın tarihindeki önemli olaylara dair tanıklığını da sunuyor.

  • Künye: Hulki Aktunç – Yoldaşım Kırk Yıl, söyleşi: Rıza Kıraç, Yapı Kredi Yayınları

Edward Wilson – Genç Bilimadamına Mektuplar (2014)

Pulitzer Ödüllü Edward Wilson, uzun yıllar bilim öğrencileri ve genç profesyoneller yetiştirmiş olmanın verdiği deneyimle, genç bilim insanlarına değerli öneriler sunuyor.

Felsefi bir perspektiften yola çıkan yazar, anonim bir genç bilim insanı adayına hitap eden bu mektuplarında, bilim alanına ilk adım atıldığında ne gibi yollar izlenmesi gerektiğinden başlayarak bilimde yaratma sürecini, bilimsel aklın arketiplerini, bir akıl hocasının neden vazgeçilmez olduğunu, çalışılan alanın cesaretle öğrenilmesinin zorunluluğunu, bilimsel araştırmalarda göz önünde bulundurulması gereken kıstasları, bilim etiğini neden ihmal edilmemesi gerektiğini anlatıyor.

Bilim dünyasına yeni adım atmış olanlar kadar, bilime ve onun dünyamıza nasıl muazzam katkılar getirdiğine daha yakından bakmak isteyen herkesin severek okuyacağı bir kitap.

  • Künye: Edward O. Wilson – Genç Bilimadamına Mektuplar, çeviren: Mihriban Doğan, Say Yayınları, bilim, 219 sayfa

Kolektif – Dinler Kitabı (2014)

Yazarlarının çoğunluğunu din görevlileri ile İbrani, Yahudi, Tevrat ve dinsel araştırmalar alanlarında çalışanların oluşturduğu bu çalışma, ilk inançlardan modern dinlere din olgusunun gelişimini irdeliyor.

Kitapta, erken toplumlarda animizm, M. Ö. 3000’lerden itibaren ortaya çıkmış kadim ve klasik inançlarda iyi ile kötü arasındaki mücadele, Hinduizm’de fiziksel ve zihinsel dönüşüm, Budizm’de ritüel ve tekrar, Musevilik’te mistisizm ve Kabala, İslamiyet’te imanın temel amelleri ve tamamen eşitlikçi olan; ırk, sınıf ya da cinsiyet ayrımcılığından kurtulmuş Sihizm’in davranış kodları gibi ilgi çekici konular ele alıyor.

  • Künye: Kolektif – Dinler Kitabı, proje editörleri: Gareth Jones ve Georgina Palffy, çeviren: Ahmet Fethi Yıldırım, Alfa Yayınları, din, 352 sayfa

Hüseyin Peker – Beni Oyuna Kaldır (2014)

1997’den beri kitap yayımlamayan Hüseyin Peker, nihayet bu uzun arayı sona erdirerek yeni kitabıyla karşımıza çıktı.

Toplumsal izlekler, aşk ve şehir yaşamı üzerine kurulan kitap, “o defter hiç yazılmadı / kendi kemikleri üzerine kıvrıldı”, “yalnızların kömüründen çık yola / ateşi şişeye sığdıran sensin”, “çek elini / üzerimdeki resim şarkı söylüyor” benzeri harikulade cümlelerle dolu.

  • Künye: Hüseyin Peker – Beni Oyuna Kaldır, Noktürn Yayınları, şiir, 144 sayfa, 2014

Siegfried Lenz – Saygı Duruşu (2020)

 

Çağdaş romancılığa yeni bir perspektif kazandıran savaş sonrası Alman edebiyatının parlak isimlerinden Siegfried Lenz’den, bir öğretmen ile öğrencisi arasındaki yasak aşkın hikâyesi.

Baltık kıyısında bir balıkçı kasabasında yaşayan lise öğrencisi Christian, İngilizce öğretmeni Stella’ya âşık olur.

Tekne gezintileri ve kumsalda yürüyüşlerle geçen bir yaz boyunca onların bu dar görüşlü yerde sürdürmeye çalıştıkları gizli ilişkiye ve buna rağmen geleceğe dair sahip oldukları ümide tanık oluyoruz.

Fakat öte yandan, bu ilişkinin ölüm fermanını imzalamak için tetikte bekleyen dar görüşlü bir toplum vardır.

‘Saygı Duruşu’ incecik bir roman, fakat dildeki ustalığı, şiirsel üslubu, yetkin gözlemleri ve imgeleriyle tamı tamına bir modern klasik.

Gözden kaçmasın.

  • Künye: Siegfried Lenz – Saygı Duruşu, çeviren: Ayşe Sarısayın, Can Yayınları, roman, 104 sayfa, 2020