Tim Jackson – Büyüme Sonrası (2023)

Kapitalizm çöküyor.

Daha fazla şey elde etmek için sürdürülen amansız arayış, iklim felaketine, sosyal eşitsizliğe ve finansal istikrarsızlığa yol açıyor.

Bu da bizi küresel bir salgında hazırlıksız bıraktı.

Tim Jackson’ın iddialı ve kışkırtıcı kitabı, bize kapitalizmin ötesinde, anlam ve ilişkiler yaratma arayışının kâr ve iktidar arayışına baskın geleceği bir dünyayı tahayyül etme cesareti veriyor.

‘Büyüme Sonrası’, sistem değişikliği için yazılmış bir manifesto olduğu kadar insanlığın içinde bulunduğu açmazlar üzerine derin tartışmaların da fitilini tutuşturacak bir girişim.

Değişimin orta yerinde bile büyümeye saplanıp kalmış haldeyiz.

‘Büyüme Sonrası’, bu saplantı sona erdiğinde olabilecek şeyler hakkında bir düşünme şekli.

Bizi toplumsal ilerlemenin yeni hudutlarını keşfetmeye davet ediyor.

Haritası çıkarılmamış toprakların olduğu bir yöne, bolluğun dolarla ölçülmediği ve tatminin amansızca maddi servet biriktirerek elde edilmediği keşfedilmemiş topraklara işaret ediyor.

  • Künye: Tim Jackson – Büyüme Sonrası: Kapitalizmden Sonra Yaşam, çeviren: Akın Emre Pilgir, Ayrıntı Yayınları, siyaset, 256 sayfa, 2023

Scott Reynolds Nelson – Tahıl Okyanusları (2022)

İnsanları beslemediğiniz zaman uygarlığınızın ömrü kısa olur.

İmparatorlukların yükselişleri ve çöküşleri bazen bir buğday tanesinin hikâyesinde saklıdır.

‘Tahıl Okyanusları’nda tarihçi Scott Reynolds Nelson, tarihin şafağından Ukrayna’daki Odessa limanına kadar insanlığı besleyen tahılın öyküsünü anlatırken, ucuz Amerikan tahılının İç Savaş sonrasında dünya ticareti ve siyasetinde ABD’yi nasıl yükselttiğini, Birinci Dünya Savaşı’na ve Rus Devrimi’ne kadar 20. yüzyılın kritik tarihi dönemeçlerinde nasıl bir kilit rol oynadığını gösteriyor.

Atlas Okyanusu’nu geçerek Avrupa’nın büyük imparatorluklarının çöküşüne sebep olan ABD buğdayının peşinden, doyurucu bir tarih ortaya koyuyor, bugünün savaşlarını anlamaya yardımcı oluyor.

Nelson’ın ‘Tahıl Okyanusları’ kitabında ABD’nin Amerikan İç Savaşı’nın hemen ardından uluslararası buğday pazarını ele geçirmesinin devrimci sonuçlarını anlatmasını izliyoruz.

Kitap, on dokuzuncu yüzyılın sonlarında ve yirminci yüzyılın başlarında Amerika Birleşik Devletleri ve dünya hakkında bildiğinizi düşündüğümüz şeyler üzerine bizi yeniden düşünmeye davet ediyor.

  • Künye: Scott Reynolds Nelson – Tahıl Okyanusları: Amerika Buğdayı Dünyayı Nasıl Ele Geçirdi?, çeviren: Akın Emre Pilgir, Sia Kitap, tarım, 360 sayfa, 2022

Zygmunt Bauman ve Leonidas Donskis – Akışkan Kötülük (2022)

Kötülüğe dair yeni bir şey yok, ezelden beri bizimle birlikte.

Ancak günümüzde akışkan-modern dünyamızı karakterize eden türde yeni bir kötülük söz konusu.

Daha önceki katı modernite biçimlerini karakterize eden kötülük, baskı araçları üzerinde tekel oluşturan ve zaman zaman korkunç derecede vahşi ve barbar amaçlarına ulaşmak için ellerindeki araçları kullanan devletlerin elinde yoğunlaşmıştı.

Buna karşılık, çağdaş akışkan-modern toplumlarımızda, kötülük tamamen daha yaygın ve aynı zamanda daha görünmez hale geldi.

“Akışkan kötülük”, insan etkileşiminin ve ticaretin akışkan-modern biçimleri tarafından dokunan kumaşın dikişlerinde, insanların birlikte yaşama dokusunda ve rutin işleyiş süreçlerinde gizlenir.

Şiddetli bireyselleşme, insanlar arası bağların gücünü aşındırırken, kötülük, acımasız rekabetin ve karşılıklı yabancılaşmanın işbirliği ve dayanışmanın yerini aldığı, tamamen kuralsızlaştırılmış ve özelleştirilmiş bir sosyal alanın kara deliklerinde gizlenir.

Mevcut haliyle kötülüğü tespit etmek, ortaya çıkarmak ve direnmek zordur.

Sıradanlığıyla bizi baştan çıkarır ve sonra aniden dışarı fırlar, görünüşte rastgele vurur.

Sonuç, mayın tarlasına benzeyen sosyal bir dünyadır: Patlayıcılarla dolu olduğunu ve patlamaların er ya da geç olacağını biliyoruz ama ne zaman ve nerede patlayacakları hakkında hiçbir fikrimiz yok.

Zygmunt Bauman ve Leonidas Donskis kötülüğün hem daha sıradan hem de daha sinsi hale geldiği, insanlığı hayallerinden, alternatif projelerden ve muhalefet gücünden arındırma noktasına ulaştığı bu yeni coğrafyada okura rehberlik ediyor.

  • Künye: Zygmunt Bauman ve Leonidas Donskis – Akışkan Kötülük, çeviren: Akın Emre Pilgir, Ayrıntı Yayınları, siyaset, 224 sayfa, 2022

Peter Frase – Dört Gelecek (2022)

Küresel iklim krizi, akıl almaz boyutlardaki gelir eşitsizliği, sosyal medya “beğeni”lerinin yönettiği bir toplumsal hiyerarşi, otomasyonun hızla devreden çıkardığı insan emeği, gittikçe askerileşen polis güçleri, vatandaşlarını gözetleyen devletler, insansız hava araçları, başka bir gezegene taşınma hazırlıkları…

Peter Frase, bu çağ manzarasının içinden çıkarılabilecek gelecek senaryoları üzerine düşünürken hem sosyal bilimlerden hem de edebi ütopya ve distopyalardan faydalanıyor.

Yeryüzünün kaynaklarını bütün insanların adil bir şekilde paylaşmasının sağlandığı bir tür sosyalizm mi, bir avuç zenginin daha da zenginleşip büyük insan kitlelerinin daha da yoksullaştığı bir barbarlık düzeni mi?

Fredric Jameson, “Bugün dünyanın sona erdiğini hayal etmek, kapitalizmin sona erdiğini hayal etmekten daha kolay,” demişti.

‘Dört Gelecek’, ikincisinin o kadar da zor olmadığını gösteriyor.

  • Künye: Peter Frase – Dört Gelecek: Kapitalizmden Sonra Hayat, çeviren: Akın Emre Pilgir, Koç Üniversitesi Yayınları, siyaset, 123 sayfa, 2022

Ian Goldin, Goeffrey Cameron ve Meera Balarajan – Sıra Dışı İnsanlar (2022)

Göç, insanlık tarihiyle yaşıttır.

Üç yazarlı bu enfes kitap, hem göçlerin geçmişte toplumları nasıl kökten dönüştürdüğünü gösteriyor hem de dünyanın geleceğini nasıl etkileyeceği konusunda ufuk açıcı öngörüler sunuyor.

Dünya halklarının yeniden birbirine bağlanması ve karışımının, birçok toplumda hakim normlara ve pratiklere meydan okuduğu, dinamik bir küresel entegrasyon çağında yaşıyoruz.

Dağılma ve bütünleşme aynı anda ve iç içe gerçekleşen süreçler.

Kültürel kodlar buna uyum sağlıyor.

Yeni ekonomiler açığa çıkıyor.

Yenilikler büyüyor.

Toplumsal kurumlar ayak uydurma mücadelesi veriyor.

Birçok kişi için göçle bağlantılı güçlükler, post-modernizm, çok kültürlülük ve arzu uyandırıcı kozmopolitanizm çağımızın karakteristik özellikleridir.

Bazıları insanların ortak yanlarının daha çok olduğu hayali bir geçmişe özlem beslemektedirler.

Bugün beşeri hareketlerin ölçeği, hızı ve yoğunluğu belki daha büyük olsa da, göç alışkanlıkları ve yıkıcı etkileri insanlık kadar eskidir.

Yabancılar, her zaman kendilerini benimseyen toplumların muhalefetiyle karşılaşmışlardır.

Bununla birlikte tarihin yönü, topluluğun sınırlarında bitmek bilmez bir genişlemeye işaret etmektedir.

Kültürel ve politik hudutlarımız yavaş yavaş geri çekilmiştir.

  • Künye: Ian Goldin, Goeffrey Cameron ve Meera Balarajan – Sıra Dışı İnsanlar: Göç Dünyamızı Nasıl Şekillendirdi ve Geleceğimizi Nasıl Tanımlayacak?, çeviren: Akın Emre Pilgir, Gav Perspektif Yayınları, inceleme, 358 sayfa, 2022

William Robinson – Küresel Polis Devleti (2022)

Bugün bütün dünyada artan polis şiddetiyle karşı karşıyayız.

Bunu kontrolden çıkmış, özünde de vahşi ve baskıcı olan kapitalizmin sonucu olarak okuyan William Robinson buna karşı toplumsal bir hareketi oluşturmanın neden hayati olduğunu tartışıyor.

Eşitsizlikler gün geçtikçe artarken, insanlar da “gözden çıkarılabilir” hale gelmeye başladı.

Bugünlerde hükümetler, orantısız polis şiddeti ile nüfusun bir kısmını sistematik olarak toplumdan dışlıyor.

Robinson, bu kontrolden çıkmış sistemin doğasını ve dinamiklerini ele alırken mücadele etmek için toplumsal bir hareket oluşturmanın gerekliliğinin aciliyetini vurguluyor.

Küresel polis devleti; toplu tutuklamalar, polis şiddeti, ABD tarafından yönetilen savaşlar, göçmenlere ve mültecilere zulüm ve çevre aktivistlerinin baskılanması gibi birçok kontrol yöntemine başvuruyor.

Bu artan militarizasyona, gözetime ve toplumdan “öteki” kavramının temizlenmesine karşı çıkmak üzere toplumsal hareketler yükselişte.

Ancak bunların birçoğu, sorunun kaynağı olan küresel kapitalizmi ele almaktansa sadece toplumsal adalet kavramına değinmekle kalıyor.

Robinson, kapitalizmin ne denli baskılayıcı bir sistem haline geldiğini ortaya koyan dikkat çekici verileri kullanarak; ortaya çıkmakta olan megakentlerin, dışlananların ve ezilenlerin polis devletleriyle yüzleştiği bir savaş alanı haline geldiğini savunuyor.

Robinson, California Üniversitesi’nde sosyoloji profesörü olup, çalışmaları politik ekonomi, küreselleşme, Latin Amerika ve tarihsel materyalizme odaklanıyor.

Ayrıca 1980’lerde Nikaragua’da savaş muhabirliği yaptı.

Birçok kitabın yanı sıra çeşitli dergilerde ve haber sitelerinde akademik yazıların yanı sıra makaleler kaleme alıyor.

  • Künye: William I. Robinson – Küresel Polis Devleti, çeviren: Akın Emre Pilgir, Ayrıntı Yayınları, siyaset, 256 sayfa, 2022

Tony Blackshaw – Zygmunt Bauman (2022)

Dünyayı değiştirmek için sosyolog olan Zygmunt Bauman hakkında çok önemli bir kitap.

Tony Blackshaw, aynı zamanda Bauman’ın sosyolojisini daha iyi kavramamız için önemli ipuçları da sunuyor.

Bauman gündelik yaşamın ritmini, kendisini sosyolojik tahayyüllere kazıyan bilge ve eleştirel bir pratiğe dönüştürür.

Çoğumuz belki de Bauman’ın sosyolojisinde ele aldığı temaların çoğunu ayırt edebiliriz ama Bauman onları gerçek insanlar ve onların yaşamlarıyla ilgili anlatılara dönüştürme üstadıdır.

Bu kitap, yazarının tabiriyle “dünyayı değiştirmek için sosyolog olan” bir kuramcı hakkında.

Bauman’ın sosyolojisi yaşadığımız dünyanın karmaşıklığını tek bir modelle açıklamaya çalışmayan, insani deneyimlerin tümünü kucaklama iddiasında bulunmayan bir modernite eleştirisi.

İnsanların toplumsal ilişkilerini hem mikro hem de makro ölçekte eleştiren, aralardaki geçişleri neredeyse pürüzsüz ve ilmek ilmek dokuyan bir sosyolog Bauman.

Bu eser çalışmalarını daha iyi anlamaya, fikirlerine yeni merceklerle bakmaya, dünyamızı ve toplumumuzu eleştirel bir gözle değerlendirmeye meraklı okurlar için başucunda tutulması gereken bir çalışma.

  • Künye: Tony Blackshaw – Zygmunt Bauman, çeviren: Akın Emre Pilgir, Ayrıntı Yayınları, biyografi, 256 sayfa, 2022

Terry Eagleton – Akıl, İnanç ve Devrim (2021)

Ne oldu da geleneksel Hıristiyanlık, İncil’in devrimci tavrına ihanet etti?

Terry Eagleton, Tanrı inancı üzerine ufuk açıcı bir tartışma yürüterek bu soruya yanıt arıyor.

Eagleton, ‘Akıl, İnanç ve Devrim’de, bir yandan “batıl inançlı” Tanrı görüşünü yıkıyor, öte yandan da kurumsal Hıristiyanlığa şiddetli bir saldırı başlatıyor.

Kutsal Ruh’tan Ortadoğu’nun yakın tarihine, Aquino’lu Tomas’tan İkiz Kuleler’e kadar uzanan anlatısında din ve siyasete ilişkin düşüncelerini dile getiren Eagleton biliminsanlarını, ilahiyatçıları, ateistleri ve Tanrı tartışmasını anlamaya hevesli okurları din ve inanca dair ezberlerini bozmaya davet ediyor.

  • Künye: Terry Eagleton – Akıl, İnanç ve Devrim, çeviren: Akın Emre Pilgir, Tellekt Kitap, siyaset, 152 sayfa, 2021

Frank M. Snowden – Salgınlar ve Toplum (2021)

Tarih boyunca insanlığı kırıp geçiren pek çok kitlesel salgın yaşandı.

Frank Snowden da, vebadan günümüze yaşanan salgınların toplumu ve tarihi nasıl köklü bir biçimde dönüştürdüğünü ortaya koyuyor.

Çalışma, söz konusu salgınların hastalıkların yanı sıra tıp bilimini ve halk sağlığını nasıl çarpıcı bir biçimde etkilediğini, bunun yanı sıra sanata, dine, entelektüel tarihe ve savaşa yansımalarını duru bir üslupla ortaya koymasıyla önemli.

Tıbbi tedavinin evrimi, veba literatürü, yoksulluk, çevre ve kitlesel histeri gibi temalara sahip çalışma, çiçek hastalığı, kolera ve tüberküloz gibi hastalıklar hakkında tarihsel bir perspektif sağladığı gibi, HIV/AIDS, SARS, Ebola ve Covid-19 gibi salgınların sonuçlarına odaklanıyor ve dünyanın gelecek nesil hastalıklara hazır olup olmadığı sorusuna yanıt arıyor.

  • Künye: Frank M. Snowden – Salgınlar ve Toplum: Kara Ölüm’den Günümüze, çeviren: Akın Emre Pilgir, Tellekt Kitap, tarih, 752 sayfa, 2021

Zygmunt Bauman – Kültür Teorisinde Eskizler (2021)

Zygmunt Bauman’ın 1968’de ülkesi Polonya’dan sınır dışı edilmesi sürecinde kaybolduğunu sandığı ‘Kültür Teorisinde Eskizler’, düşünürün daha sonraki fikirlerine zemin oluşturan çok önemli bir eser.

Sıkı bir teorik tefekkür olan bu kitabında Bauman, kitle kültürünün durumu, pedagojinin talepleri ve kırsal bölgelerdeki değişimler gibi ilgi çekici konuları tartışıyor.

Kitapta,

  • Kültürel antropolojinin krizini,
  • Yapısalcılıkla sibernetiğin potansiyellerini,
  • Göstergebilimsel kültür teorisini,
  • Göstergebilimin kültür teorisindeki araştırma sorunlarını,
  • Toplumun kültürel ve kültür dışı örgütlenmesini,
  • Toplumların ekonomisi ile kültürleri ve tipolojileri arasındaki girift ilişkiyi,
  • Çağdaş eğitimin problemlerini,
  • Ve kültürün sosyolojik işlevi gibi ilgi çekici konular tartışılıyor.

‘Kültür Teorisinde Eskizler’, gerek tarihi gerekse içinde sunulan fikirlerin değeri bakımından, ayrıca 1960’larda sosyal bilimlerde yaşanan dönüşümlerin çok önemli bir incelemesi olarak muhakkak okunmalı.

  • Künye: Zygmunt Bauman – Kültür Teorisinde Eskizler, çeviren: Akın Emre Pilgir, Ayrıntı Yayınları, sosyoloji, 400 sayfa, 2021