Besim F. Dellaloğlu – İkondan Kanona (2023)

Hep yakınırız Türkiye’de güçlü bir sanat, edebiyat eleştirisi ve kuramı olmadığından!

Kanonların “mahalli” olduğu bir toplumda sanat, edebiyat eleştirisine neden ihtiyaç olsun?

Edebiyatın ideolojiye indirgendiği bir zeminde, okuma tercihlerinin tamamen politik olduğu bir ortamda eleştiri ve kuram olmaması, hatta olsa bile onlara dönüp bakanın olmaması doğaldır.

Besim Dellaloğlu, ‘İkondan Kanona: Kültür ile Medeniyet Arasında’da bir sosyolog olarak üzerinde çok durulan fakat çözülemeyen kavramlar üzerinden bir Türkiye panoraması çiziyor.

Kültür ve medeniyet ekseninde Türkiye’de neden kanon oluşmadığını okurla birlikte sorguluyor.

Kültür, medeniyet, kanon, ikon, modernlik, modernleşme, aydın, entelektüel, akademi, sosyal medya, laiklik, muhafazakârlık gibi ihtilaflı meselelere Türkiye merkezli karşılaştırmalı yorumlar ve tespitler getirerek meselelerin nasıl yanlı/ş yorumladıklarını örnekleriyle anlatıyor, iç içe geçmiş kavramların röntgenini çekiyor.

Kitaptan iki alıntı:

“Kültür hazır bir yapıt değil. Kültür birilerinin emeği artık. Onu inşa etmek, inşa etmeye devam etmek, bundan hiç vazgeçmemek lazım. Kültür sabit bir durum değil, kültür bir yolculuk. Üstelik cebinde geri dönüş bileti olmadan yapılan bir yolculuk.”

“Türkiye’de aynı anda hem akademisyen hem aydın hem de entelektüel olunamaz.”

  • Künye: Besim F. Dellaloğlu – İkondan Kanona: Kültür ile Medeniyet Arasında, Timaş Yayınları, inceleme, 256 sayfa, 2023

Besim F. Dellaloğlu – Benjaminia: Dil, Tarih ve Coğrafya (2012)

  • BENJAMINIA: DİL, TARİH VE COĞRAFYA, Besim F. Dellaloğlu, Ayrıntı Yayınları, felsefe, 185 sayfa

 

Besim F. Dellaloğlu, yeni bir baskıyla yayımlanan ‘Benjaminia’da, Walter Benjamin’in hayatının ve düşüncesinin izini sürüyor. Benjamin üzerine çalışmanın, kendisi için bir arayış, keşfediş süreci olduğunu söyleyen Dellaloğlu, böylece düşünürle kişisel bir bağ kurduğunu belirtiyor. Çalışma bu nedenle, Benjamin’i biyografik  bir bakışla izlemekten ziyade, O’nun ima ettiklerini. çağrıştırdıklarını anlama çabası olarak düşünülebilir. Benjamin’in Marksistliğinden şüphe duyduğunu söyleyen Dellaloğlu’nun çalışmasının, düşünürün dinle, teolojiyle ve mistisizmle ilişkisini de araştırmasıyla ilgi çektiğini söyleyebiliriz.

Besim F. Dellaloğlu – Ahmet Hamdi Tanpınar (2012)

  • AHMET HAMDİ TANPINAR, Besim F. Dellaloğlu, Kapı Yayınları, inceleme, 217 sayfa

 

Besim F. Dellaloğlu elimizdeki ilgi çekici çalışmasında, Ahmet Hamdi Tanpınar fetişizmi örneğinden hareketle Türkiye modernleşmesinin zihniyet dünyasını tartışmaya açıyor. Üniversitelerde, Tanpınar üzerine dersler veren Dellaloğlu, öğrencilerinin Tanpınar’ı “muhafazakar” olarak tanımlayıp ona önyargıyla yaklaştığını belirtiyor. Bu durumun yalnızca öğrenciler özgü olmadığını, bunun, Türkiye modernleşme zihniyetinin ürettiği en önemli hurafelerden biri olduğunu söyleyen Dellaloğlu, Tanpınar’ın söylendiği gibi Doğu-Batı uzlaştırıcısı ve yerlici olmadığını; “Asrı saadet” ya da “Altın Çağ” arayışında olmadığını savunuyor.

Besim F. Dellaloğlu – Romantik Muamma (2011)

  • ROMANTİK MUAMMA, Besim F. Dellaloğlu, Ayrıntı Yayınları, inceleme, 147 sayfa

Romantik hareketin modernliğe karşı ilk isyan olduğunu savunan Besim F. Dellaloğlu ‘Romantik Muamma’da, Kant sonrası Alman idealist düşüncesinde yer etmiş romantik düşünürlerin görüşlerini ve bunların modern hayata ne gibi eleştiriler sunduğunu ele alıyor. Dellaloğlu, August Wilhelm, Friedrich Schlegel, Friedrich von Hardenberg (Novalis), Friedrich Wilhelm Joseph von Schelling, Friedrich Schleiermacher, Ludwig Tieck, Caroline Schlegel-Schelling, Dorothea Schlegel ve Friedrich Hölderlin gibi romantik düşünürleri incelerken, aynı zamanda bu isimlerle temsil edilen romantik hareketin, bugünün modern hayatının anlaşılmasına ne gibi katkılar sunduğunu irdeliyor.