Paulo Freire – Eleştirel Bilinç İçin Eğitim (2021)

Paulo Freire’nin şaheseri ‘Ezilenlerin Pedagojisi’ni tamamlayıcı nitelikte bir kitap.

Freire ‘Eleştirel Bilinç İçin Eğitim’de, eğitimin nasıl devrimci bir güce dönüşebileceğini gözler önüne seriyor.

Kitapta, Freire’nin biri ‘Ezilenlerin Pedagojisi’nden önce diğeri sonra yazdığı iki makalesi yer alıyor.

“Özgürlük Pratiği Olarak Eğitim” ile “Verme mi İletişim mi?”

İlk makalede Freire, eğitim denmeyi hak eden bir eğitimin, evcilleştirmeye, kitleleştirmeye nasıl karşıt olduğunu Brezilya ve Şili’deki deneyimlerinden örneklerle ortaya koyuyor.

Bu sadece pratikten örneklerle desteklenmiş teorik bir açıklama değil.

Tam tersine, Brezilya tarihinde sınıfların ve diğer eşitsizliklerin şekillenişi zemininde, “demokratik deneyimsizliğin” nasıl “kapalı toplum”ların temel bir özelliği olduğunu ve eğer demokratik deneyim sağlayacak bir faaliyet olarak tasarlanabilirse, eğitimin nasıl devrimci, dönüştürücü bir güce dönüşebileceğini gösteriyor.

Brezilya’nın bazı bölgelerinde yaptıkları çalışmalarda ortaya çıkardıkları eğitim faaliyetinin materyallerini tanıtarak, konuyu son derece başarılı bir biçimde somutlaştırıyor.

Ve benzer bir faaliyet örgütlemek isteyebilecek olanlar için gayet ilham verici bir materyal seti sunmuş oluyor.

Fakat bunların sadece örnek olduğunun da altı çizilmeli: Freire’ye göre, her bir yerelde, her bir spesifik durumda oraya özgü “üretken/doğurgan konuların” ortaya çıkarılması için çalışma yürütülmelidir ve eğitim materyali bu doğurgan konulara göre biçimlendirilmelidir.

Ancak böylelikle, çalışmaya katılanların birlikte özgürleştiği, daha tam insan olduğu bir süreç olarak eğitim gerçekleştirilebilir.

Dünyada Freire pedagojisini rehber alarak örgütlenen pek çok örgüt var; biri de ülkemizde: Ev-Eksenli Çalışanlar Sendikası (Ev-Ek-Sen). Sendikanın Genel Başkanı Gülsüm Nazlıoğlu, ‘Eleştirel Bilinç İçin Eğitim’le ilgili yorumu şöyle:

“’Ezilenlerin Pedagojisi’nde kendimizi örgütlemeyi, kendimizi özgürleştirmeyi, hem öğrenip hem öğretmeyi öğrendik ve içselleştirdik. ‘Eleştirel Bilinç İçin Eğitim’ ise devamında özgürleşmenin karşılıklı bir süreç olduğunu, eşit ilişkiler kurarak, tahakküm kurmadan, veren-alan ilişkisi oluşturmadan, yerinden etmeden, yerinde güçlendirerek ve güçlenerek eleştirel düşünülebileceğini, ancak eleştirel düşünüldüğünde dönüşüm sağlanabileceğini anlatıyor. Sürecin ne kadar zor, uzun soluklu olduğunu hatırlatıyor. Bu yüzden de bazen alanda mücadele edenler olarak, bıkkınlık duyduğumuz zamanlarda dönüp okuyacağımız, el kitabı gibi kullanacağımız bir eser.”

  • Künye: Paulo Freire – Eleştirel Bilinç İçin Eğitim, çeviren: Dilek Hattatoğlu, Ayrıntı Yayınları, eğitim, 189 sayfa, 2021

Bekir Balkız ve Vefa Saygın Öğütle (ed.) – Bilim Sosyolojisi İncelemeleri (2011)

 

Birçok yazarın makaleleriyle katkıda bulunduğu ve kapsamıyla dikkat çeken ‘Bilim Sosyolojisi İncelemeleri’, konuya dair temel yaklaşımları, kavramları ve tartışmaları barındırıyor.

Beş bölümden oluşan çalışmada ilk olarak, alanın kapsamını ve alandaki temel konumlanmaları ortaya koyan metinlere yer veriliyor.

İkinci bölüm, kronolojik sırayla Marksist, pozitivist ve konvansiyonalist yaklaşımlara çığır açan kurucu metinlere; üçüncü bölüm de, alanda gerçekleştirilmiş bazı ampirik çalışmalara ayrılmış.

Kitabın, kuşkusuz en önemli bölümlerden olan dördüncü bölümünde, alanın usta kalemleri vasıtasıyla, bilim-ideoloji tartışmalar aktarılıyor.

Çalışmanın son bölümünün amacı ise, rölativist/konvansiyonalist yaklaşımların bilim sosyolojisine getirdiği katkılar kadar, alanı ne türden bir çıkmaza sürüklediklerini göstermek.

  • Künye: Kolektif – Bilim Sosyolojisi İncelemeleri, editör: Bekir Balkız ve Vefa Saygın Öğütle, çeviren: Barış Yıldırım, Bekir Balkız, Beno Kuryel, Dilek Hattatoğlu, Emrah Göker, Eren Buğlalılar, Erhan Işıklar, Kemal İnal ve Ümit Tatlıcan, Doğu Batı Yayınları, bilim, 592 sayfa