Nicolai Hartmann – Estetik (2024)

  • Bir sanat yapıtı nasıl tanımlanır?
  • Edebî bir yapıta, şiire, müziğe, tiyatro oyununa veya mimari bir esere hemen herkesin üzerinde uzlaşabildiği estetik ölçütleri veren değerler nelerdir?
  • Niçin bir çalışmayı değerli görürken diğerini estetiğin dışında sayarız?
  • Yirminci yüzyılda estetik üzerine yapılan klasik çalışmalardan biri Nicolai Hartmann’a ait.

Hartmann bu son yapıtında kapsamlı bir güzellik kuramı ortaya koyar.

Bu kuram aynı zamanda bakmanın, beğenmenin, görmenin, uzun uzadıya seyretmenin ve haz almanın ayrıntılı bilgisini verir.

Yaşadığımız dünyada bu bilgi, çevremizde olup biten her şeye karşı bir duyarlılık geliştirme, bir form duygusu kazanma, üzerinde çalışılan alan ne olursa olsun estetiği ilgilendiren tüm ortak ögelerde derinlikli bir sistem kurma idealidir.

Hartmann başta Aristoteles, Kant, Schelling, Hegel ve Schopenhauer olmak üzere geçmişin düşünürleriyle sürekli diyalog halindedir.

Shakespeare, Rembrandt gibi isimlere ve Antik Çağ sanatına sıklıkla atıfta bulunur, buradan kendi özgün fenomenolojik yaklaşımını geliştirir.

Çözümlemelerinde sanattaki hakikati, sanatın değerini ve sanat ile ahlâk ilişkisini ele alır.

Hartmann’a göre estetik metafizik bir kavram değil ontolojik bir değer olarak gün yüzüne çıkar, onun kaynağı tinde değil görünümde, gördüğümüz nesnede aranmalıdır.

Hartmann tüm yapıt boyunca estetik nesnelerin tabakalaşma teorisini ortaya koyar ki, bu onun sanat tarihine en özgün katkılarından biri sayılmalıdır.

Bir sanat yapıtı birçok tabakadan oluşur.

İlk planda kendisini göstermeyen bu tabakaların ulaştığı en son noktada, esasen sanatçının tüm dehası gizlidir.

  • Künye: Nicolai Hartmann – Estetik, çeviren: Tomris Mengüşoğlu, Doğu Batı Yayınları, felsefe, 704 sayfa, 2024

Luc Ferry – Homo Esteticus (2024)

Luc Ferry ‘Homo Esteticus’ta, modern felsefenin doğuşunu estetik tarihi çerçevesinde anlatıyor.

Ferry’ye göre modern çağ, estetik alanda öznel beğeninin ortaya çıkması, siyasal alanda ise toplumsal sözleşme modellerinin ve akılcı siyaset felsefesinin doğuşuyla birlikte tanımlanır.

Yirminci yüzyıl sanatçılarının özerklikten ziyade bireyselliği ön plana çıkardığı “postmodern uğrak” ise avangart akımları beraberinde getirir.

Aydınlanma ile birlikte, kaynağı ilahi otorite olan ve değişmez bir değerler düzenini yansıtan sanat ve dünya görüşüne ağır bir darbe indirildi.

Otonomiye dayanan akılcı bir etik kurma girişimlerine sahne olan bu dönemde, estetik ve kişisel zevk öne çıktı.

Hemen ardından, 20. yüzyılda bireyselliğin otonominin önüne geçtiği yeni bir hareket başladı.

Evrensel bir aklın bağlarından sıyrılmanın gerekli olduğunun vurgulandığı bu akımın başını Nietzsche çekti.

Luc Ferry işte tam bu noktada postmodernizmin sivri uçlarına karşı çıkarak akli standartlar ve sanatsal özgürlük arasında bir denge kurulması gereğinin altını çiziyor.

Özellikle Kant ve Hegel estetiğini derinlikli ve karşılaştırmalı bir şekilde ele alan ‘Homo Esteticus’, estetik alanında önemli bir boşluğu dolduruyor.

  • Künye: Luc Ferry – Homo Esteticus: Demokrasi Çağında Beğeninin İcadı, çeviren: Devrim Çetinkasap, İş Kültür Yayınları, felsefe, 288 sayfa, 2024

Süreyya Su – Güzelin ve Çirkinin Ötesinde: Estetiğin Halleri (2017)

Halen Sakarya Üniversitesi, Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışan Süreyya Su’dan, modern ve çağdaş sanatın serüvenine eşlik eden estetik tartışmaları ve sanatla ilgili felsefi ve sosyolojik düşünceleri inceleyen sağlam bir çalışma.

Güzelin ve çirkinin ötesinde bir estetik anlayışını temellendiren felsefi söylemler nelerdir?

Modern ve çağdaş sanatta ortaya çıkan çeşitli ifade biçimleri ve farklı malzeme türleri hangi düşüncelerin ürünüdür?

Süreyya Su, bu soruların yanıtlarını arıyor ve bunu yaparken de geçen yüzyılın başından bugüne değin estetik alanında sürdürülen felsefi tartışmaları izliyor.

Kitapta,

  • Araçsal akıl, kültür endüstrisi ve sanat,
  • Estetik bir deneyim olarak modern hayat,
  • Fotoğraf ve sanat,
  • Varlık ve sanat,
  • Estetiğin konusu olarak doğru yaşam,
  • Estetiğin yapıbozumu olarak avangard sanat,
  • Ve Yüce estetiğinin postmodern durumu gibi, estetiğin alanına giren pek çok ilgi çekici konu irdeleniyor.

Çalışmanın, modern ve çağdaş sanatı ortaya çıkaran ve besleyen düşüncelerin ne olduğuna ilişkin merakını gidermek isteyenler için nitelikli bir kaynak olduğunu özellikle belirtelim.

  • Künye: Süreyya Su – Güzelin ve Çirkinin Ötesinde: Estetiğin Halleri, Can Yayınları, sanat, 223 sayfa, 2017

Vecihi Timuroğlu – Estetik (2013)

  • ESTETİK, Vecihi Timuroğlu, Berfin Yayınları, estetik, 527 sayfa

ESTETIK

Vecihi Timuroğlu, kapsamlı çalışması ‘Estetik’te, eski Yunan’dan günümüze estetik alanında yaşanan önemli değişimleri irdeliyor. Yazar burada, güzel algısını etkileyen toplumsal ve tarihi koşullar, biçem ve güzel, sanatın alanı, Marksçı estetiğin temel dayanağı, Marx ve Hegel’in diyalektik anlayışlarının farkları, sanat ve toplumsal ruh, estetiğin sınırlandırılması, yeni toplumda devrimci estetik, egemen sınıf ve sanat, din estetiği, birey ve sanatsal yaratış, özdekçi diyalektik açısından güzel, yazın yapıtlarının estetiği, şiir estetiği tartışmaları, estetik ve ahlak gibi bu alana giren pek çok detayı tartışıyor.

Adnan Acar – Estetik (2012)

  • ESTETİK, Adnan Acar, Doruk Yayınları, sanat, 224 sayfa

 

Adnan Acar ‘Estetik’te, tarihsel bir perspektifle Marksçı Estetik ile Toplumsal Gerçekçilik’i anlatıyor. Sanatın ne olduğuna dair geçmişten günümüze yürütülen tartışmalarla kitabına başlayan Acar, Hegel estetiği, Marks ve estetik, sanat ve insan, sanat ve değişim, Marksçılık ve bilimsel sanatları ele alıyor. Yazar, çalışmasının devamında da, Sovyetler Birliği’ndeki toplumcu gerçekçiliği, Sovyetler Birliği’nin sanat politikasını, bu politikanın sanatçılara etkisini, toplumcu gerçekçiliğin yazın dünyasındaki etkilerini, Mao’nun toplumcu gerçekçiliğe bakışını ve toplumcu gerçekçiliğin Türkiye’deki yansımalarını tartışıyor.

Robin George Collingwood – Kısaca Sanat Felsefesi (2012)

  • KISACA SANAT FELSEFESİ, Robin George Collingwood, çeviren: Talip Kabadayı, BilgeSu Yayınları, sanat, 111 sayfa


20. yüzyılın önemli düşünürlerinden Robin George Collingwood, bilhassa tarih felsefesi üzerine yaptığı çalışmalarla bilinir. Collingwood bu denemesinde, sanat üzerine genel bir kavrayış ortaya koymaya çalışırken, sanatın ve sanatçının kendine özgü doğasını; sanatın neden ölümsüz olduğunu; sanat ile tarih ve sanat ile felsefe arasıdaki ilişkiyi çözümlemeye koyuluyor. Biçimsel sanat ve doğalcı sanat, klasik ve romantik sanat, sanatlar arasındaki ayrımlar gibi sanattaki belli başlı konuları ele alan Collingwood, sanat kavrayışı içerisine giren “yüce”, “güzel”, “ilham” gibi kavramların kökenlerine de iniyor.

Bedrettin Cömert – Croce’nin Estetiği (2007)

  • CROCE’NİN ESTETİĞİ, Bedrettin Cömert, De Ki Yayınları, sanat, 144 sayfa

Bedrettin Cömert’in, tam adı ‘Benedetto Croce’nin Estetiğinde İfade Kavramı ve İfadenin Kimlik Sorunu’ olan bu kitabı, yayımlanışının üzerinden uzun yıllar geçtiği halde, estetik alanında hâlâ en yetkin eserlerden biri olarak duruyor. Cömert’in, Croce üzerinden dillendirdiği temel eleştiri, sanatın yalnızca bir oyundan ibaret görülmesinin, zamanla, sanatın gerçek karakteri olan estetiği dışladığı şeklinde özetlenebilir. Dolayısıyla Cömert, yoz sanat anlayışının, yaratıyı bazı teknik cambazlıklara indirgediğini ve bu yozluğun da giderek artacağı kuşkusunu dillendirmişti. Günümüz sanat anlayışı düşünüldüğünde, Cömert’in bu korkusunda ne kadar haklı olduğunu kabul etmemek de mümkün değil.