
Hakikat-sonrası mefhumu, hakikatin gölgede bırakılması anlamına gelir.
Hakikat kavramının kendisine yönelik pek çok ciddi meydan okumayla geçmişte de karşılaştık, fakat bu meydan okumaların hiçbiri, gerçekliğin siyaseten ikincil konuma itilmesini öngören bir strateji olarak bu kadar açık biçimde benimsenmemişti.
Özetle, olgular ve hakikat, günümüz siyaset alanında büyük tehlike altındadır.
İşte Lee McIntyre’ın bu önemli çalışması, her şeyin birkaç günde olup bitiverdiği, olguların yerini duyguların aldığı kapitalist modernite çağının hakikat-sonrası rejiminin ne olduğunu, nesnel gerçekleri göz ardı etmenin yarattığı tehlikeleri ve bunlara karşı nasıl mücadele edebileceğimizi tartışıyor.
Ampirik meseleler hakkındaki inançlarımızın şekillenmesinde olguların hislerimize nazaran daha önemsiz olduğu gerçeğinin altını çizen McIntyre, buradan yola çıkarak hakikat-sonrasına gelişimizin felsefi, sosyolojik ve tarihsel dinamiklerini irdeliyor.
Yazar, kapitalist modernite çağında, devlet aklına ve onun otoriter siyasal tahayyüllerine muhtaç olmayan bir karşı duruş geliştirebilmenin yolları, başka bir deyişle, sosyal adaletin, özgürlüğün ve demokrasinin özüne tehdit oluşturan popülizm ve yalanlarla nasıl baş edebileceğimiz üzerine düşünüyor.
Kitaptan birkaç alıntı:
“Sokrates’e göre cehalet tedavi edilebilirdir; eğer kişi cahilse tedris edilebilir. Asıl tehdit, hakikati zaten bildiğini düşünecek kadar kibirli olanlardan gelir çünkü o zaman yanlışa dayanarak harekete geçecek kadar fevri olabilirler.”
“Bir düzeyde hepimiz, içinde yer aldığımız grup tarafından kabul edilmeyi gerçeklikten daha çok önemsiyoruz. Ama derdimiz hakikat ise, buna karşı durmak da boynumuzun borcudur.”
“Neye inanacağımızı bilemez hale geldiğimizde, suistimale açığız demektir artık. Hakiki propaganda belki de daha sonra, ona inanıp inanmamamızın herhangi bir önemi kalmadığında gelecektir.”
“Hakikat-sonrasıyla savaşmak için atılacak ilk adım, onun kökenini kavramakta yatar.”
- Künye: Lee McIntyre – Hakikat Sonrası, çeviren: Mehmet Fahrettin Biçici, Tellekt Kitap, felsefe, 168 sayfa, 2019