Kolektif – Kürd’ü Savunmak (2022)

Ortadoğu’da iktidarlar kendi gericiliklerini perdelemek için Kürtlere saldırıyor.

Oysa Kürtler, Türkiye’de hak mücadelesinin en ön saflarında yer alan, aynı zamanda seküler anlamda da en diri güçlerden biri.

Bu derleme, Ortadoğu’da ve özelde ise Türkiye’de Kürt hak hareketinin ne kadar hayati olduğunu gözle önüne seriyor.

Ortadoğu’nun modern hurafeleri,  büyük ölçüde Kürtler üzerine kurulmuş.

Ortadoğu hukuk düzenleri, her şeyden önce Kürtleri, kendi “doğusu” olarak gördü.

Buna göre, geri kalmışlık, feodal kültür, cehalet ve ilkel aşiretlerden oluştuğu düşünülen bu “doğulu yapı”, Ortadoğu’nun her bir ülkesinin modern hukuk düzenlerinin bekçiliğini yaptığı müdahaleler sayesinde geride bırakılacak ve Kürtler, içine düşmüş oldukları vahim insanlık durumundan “kurtarılacak”tır.

Bu nedenle Kürtler için minnet duymak isyan etmekten daha ahlakidir.

Ortadoğu düzenleri ve özelde de Türkiye hukuku, bu sözde ahlâkî tutumu, Kürtlere dayatmak üzerine kuruldu.

Ortadoğu’nun hukuk düzenleri, işte bu nedenle Yersiz ve İçeriksiz bir kibirlerini besleyecek öyküler üretmektedir.

Ortadoğu’nun modern hurafeleri işte bu Yersiz ve İçeriksiz kibirden doğmuştur.

Hâlbuki Kürtlerin tarihi, kültürü ve dili gibi hukuku ve anayasal tecrübeleri de gerçekte Ortadoğu’nun tek gerçek “batısı” olduğunu gösteriyor.

Dolayısıyla yurttaşlığı ayakta tutacak somut tecrübe onlardadır.

Eşitlik ve özgürlük, onlar tarafından talep ediliyor.

Hak onların eylemlerinde yaşıyor.

Onların hak mücadeleleri, Ortadoğu hukuk düzenlerinin o malûm içeriksiz kibirle ayakta durabildiğini de kanıtlıyor.

Gerçekte kendi gerilik, cehalet ve modern aşiret klikleriyle siyasal-hukuksal hayatlarını ayakta tutan Ortadoğu düzenlerinin bütün o hurafeleri yeniden üretmekten başka çareleri de olmayacaktır kuşkusuz.

Bu kitap genel olarak Ortadoğu’da ve özelde ise Türkiye’de Kürt mücadelesinin-Kürt hak hareketinin egemen güçlerce dayatılmış anlamları nasıl tuzla buz ettiğini göstermek amacıyla yazılmış.

Kitaba katkıda bulunan yazarlar ise şöyle: Melek Göregenli, Ayşegül Kars Kaynar, Hülya Özevin, Seda Alçınar, Rahşan Yazar, Hatice Demir, Neşet Girasun, İsmet Yüce, İhsan Kurt ve Orhan Gazi Ertekin.

  • Künye: Kolektif – Kürd’ü Savunmak: “Kürd’e Hukuk” ve “Kürd’ün Hukuku”na Giriş, derleyen: Orhan Gazi Ertekin, Epos Yayınları, siyaset, 344 sayfa, 2022

İbrahim Küreken – “Parçası, Tanığı, Mahkûmu, Sürgünü Oldum” (2016)

Kürt siyasetçi İbrahim Küreken’den, 1960’lardan günümüze Kürt hareketine dair anılar.

Küreken, DDKD (Devrimci Demokratik Kültür Derneği) günlerinden TKDP’deki (Türkiye Kürdistanı Demokrat Partisi) ve Kawa hareketindeki mücadelelere, hapishane günlerinden Hak-Par tecrübesine, Kürt hareketinin dönüm noktalarına dair merak edilenleri paylaşıyor.

  • Künye: İbrahim Küreken – “Parçası, Tanığı, Mahkûmu, Sürgünü Oldum”, İletişim Yayınları

Fehim Taştekin – Rojava (2016)

Demokratik özerklik uygulamaları ve Selefi cihatçı gruplara karşı direnişleriyle öne çıkan Suriye’deki Kürt hareketini kapsamlı bir biçimde inceleyen bir çalışma.

Usta gazeteci Fehim Taştekin, Suriye’de Kürtler ile diğer etnik gruplar arasındaki ilişkileri ve bunun Ortadoğu bağlamındaki yansımaları ile Türkiye, İran ve Irak’taki Kürtler üzerindeki etkilerini tartışıyor.

  • Künye: Fehim Taştekin – Rojava: Kürtlerin Zamanı, İletişim Yayınları

Cuma Çiçek – Ulus, Din, Sınıf (2015)

Cuma Çiçek’in bu kapsamlı çalışması, Kürt ulusal bloğu, Kürt dini bloğu ve Kürt ekonomik elitler bloğu gibi, Kürt kimlik inşasının üç aktörüne odaklanarak Kürt sorununu ulus, din, sınıf ve toplumsal cinsiyet perspektiflerinden derinlemesine incelemesi.

Uzun soluklu birebir görüşmelere dayanan kitap, uluslararası dinamikler ile küresel gelişmeleri de analizine yedirmesiyle önemli.

  • Künye: Cuma Çiçek – Ulus, Din, Sınıf, İletişim Yayınları

Müslüm Yücel – Abdullah Öcalan (2014)

Geleneksel bir toplumdan gelip sosyalist bir devrimciye evrilen, oradan Kürt hareketinin en önemli aktörü haline gelen Abdullah Öcalan’ın hayatı ve siyaseti hakkında kapsamlı bir çalışma.

Müslüm Yücel, Öcalan’ın ailesinden başlayarak çocukluğuna, gençliğine, arkadaşlıklarına, Ankara ve İstanbul günlerine, PKK kuruluş sürecinde yaşananlara, Suriye günlerine, Suriye’den çıkışa ve İmralı günlerine uzanıyor.

  • Künye: Müslüm Yücel – Abdullah Öcalan, Alfa Yayınları

Nicole F. Watts – Sandıkla Meydan Okumak (2014)

Nicole F. Watts, 1990’lı yıllardan itibaren hakları için siyaset kurumunu kullanan Kürtlerin mücadelesinin dönüm noktalarını saptıyor.

Kitapta,

  • Kürt aktivistlerin seçim siyasetini ilk olarak nasıl kullanmaya başladıkları,
  • Halkın Emek Partisi’ni (HEP) doğuran dinamikleri,
  • 1990-2008 arasında Kürt partilerinin kazandığı hakları,
  • Yetkililerin Kürdî partilerin devlet olanaklarına ulaşmalarını engelleme çabaları,
  • Ve Kürt partilerinin bu soruna nasıl çözüm bulduğunu tartışılıyor.

Yazarın başlıca tezini de, Kürtlerin seçim siyasetinin içerisinde kalmakta ısrar etmeleri sonucunda, silahlı mücadele yürütenlerin elde edemeyeceği maddi, yasal ve siyasi kaynaklara erişebildikleri şeklinde özetleyebiliriz.

  • Künye: Nicole F. Watts – Sandıkla Meydan Okumak, çeviren: Bilgesu Sümer, İletişim Yayınları, siyaset, 248 sayfa

Musa Anter – Hatıralarım

  • HATIRALARIM, Musa Anter, Aram Yayınları, anı, 404 sayfa

 HATIRALARIM

Elimizdeki kitap, 1992 yılında katledilen Kürt hareketinin simge isimlerinden Musa Anter’in anılarından oluşuyor. Anter anılarında, kendine has üslubuyla doğduğu Zivingê köyünü, Türkçeyle yaşadığı sorunları, Mardin’de geçen çocukluk günlerini, Adana Lisesi’ndeki öğrencilik yıllarını, İstanbul’a geldikten sonra buradaki Kürt şahsiyetlerle kurduğu ilişkileri, DP dönemindeki 49’lar davasını, ‘Qimil’ şiiri nedeniyle karşılaştığı baskıları, Türkiye solundan tanıdığı önemli isimleri, 1965 seçimlerinde yaşadığı hayal kırıklığını ve Kürt hareketinin 1980’lerden itibaren güçlenmesini sağlayan koşul, kurum ve kişilikleri anlatıyor.

Handan Çağlayan, Şemsa Özar ve Ayşe Tepe Doğan – Ne Değişti? (2011)

  • NE DEĞİŞTİ?, Handan Çağlayan, Şemsa Özar ve Ayşe Tepe Doğan, Ayizi Kitap, kadın, 206 sayfa

 

Bilindiği gibi Kürtler, en yoğun şekilde 1990-1995 yılları arasında, Doğu ve Güneydoğu’da zorunlu göçe tabi tutulmuştu. Göç, ardında boşaltılmış, yakılmış ve harabeye çevrilmiş binlerce köy bırakırken, yerlerinden yurtlarından edilen Kürtler kendilerini köylerinden çok uzakta, başka kentlerde buldular. İşte, Handan Çağlayan, Şemsa Özar ve Ayşe Tepe Doğan gibi, alanında uzman üç ismin çabasıyla ortaya çıkan bu kitap, zorunlu göçü Kürt kadınlarının gözünden izliyor. Yirmi beş kadın ve kız çocuğu ile yapılan yüz yüze görüşmelere dayanan çalışma, kadınların zorunlu göç sürecine dair anılarına; ailelerin parçalanması, cezaevleri, ev baskınları, işsizlik, evsizlik ve yoksulluk gibi travmalarla dolu hayatlarına iniyor. Kitap, Kürt kadınlarının deneyimlerini ve taleplerini görünür kılmasıyla önemli bir boşluğu dolduruyor.

Fadime Özkan – Dil Yarası (2011)

  • DİL YARASI, Fadime Özkan, Okur Kitaplığı, siyaset, 590 sayfa

 

Fadime Özkan’ın ‘Dil Yarası’, aydın ve entelektüellerle yapılan, Kürt sorunu konulu söyleşilerden oluşuyor. Özkan’a konuşan kişilerin farklı görüşlerden gelmesi, sorunun çözümüne dair farklı düşünce ve bakış açılarının bir arada bulunmasını da sağlamış. Bununla birlikte, Kürt sorununun özünde bir demokrasi sorunu olduğu ve ancak barışçıl yaklaşımlarla çözülebileceği fikri, neredeyse tüm isimlerin buluştuğu ortak payda. Fuat Keyman, Ümit Fırat, Faruk Loğoğlu, Tarık Ziya Ekinci, Ayhan Aktar, Altan Tan, Bejan Matur, Doğu Ergil, Selahattin Demirtaş, Hüseyin Çelik, Orhan Miroğlu, Cevat Öneş ve Mesut Yeğen, söyleşilere katılan isimlerden bazıları.