Kolektif – Doğu Öyküleri (2008)

Genç öykücülerimizden İnan Çetin’in hazırladığı ‘Doğu Öyküleri’ seçkisi, Türkiye’nin doğusunu anlatan on dört yazardan seçilmiş birer öyküden oluşuyor.

Doğu için, “Binlerce yıllık erdemleri şimdi bilinmiyor, bunun yerine yoksulluğun, umarsızlığın, şiddetin kendini teşhir ettiği ikincil yüzdür,” diyen Çetin’in seçkisi, kimi burada doğup büyümüş kimisi de çeşitli nedenlerle bu bölgede bulunmuş yazarların öykülerini barındırmasıyla önemli.

Seçkiye öyküyle katılan isimler şöyle: Tahsin Yücel, Bekir Yıldız, Adnan Binyazar, Ahmet Say, Sevgi Soysal, Ferit Edgü, Osman Şahin, Mıgırdiç Margosyan, Rasim Özdenören, Necati Güngör, Nedim Gürsel, Hasan Özkılıç, Hasan Ali Toptaş ve Suzan Samancı.

  • Künye: Kolektif – Doğu Öyküleri, hazırlayan: İnan Çetin, Notos Kitap, öykü, 171 sayfa

Tom McCarthy – Tenten ve Edebiyatın Gizemi (2017)

Tenten, köpeği Milu, arkadaşı Kaptan Haddock ve daha pek çok güzel karakter barındıran ‘Tenten’in Maceraları’ dünyanın en ünlü çizgiroman serilerinden.

Çocukluğunda onunla yolu kesişmeyen kimse yoktur.

Hatta öyle Tenten tutkunları vardır ki, yetişkinliklerinde bile bu çizgiromana karşı duyarlılıklarını, hassasiyetlerini kaybetmezler.

İşte bu kitap, tam da bu etkinin izini sürmesiyle önemli.

Tom McCarthy, 1929 yılında yaratılmış bu ünlü çizgiromanın dünyasına iniyor ve onun hangi yönleriyle böylesi olağanüstü bir başarı yakaladığını irdeliyor.

Bunun için öncelikle Tenten’in yaratıcısı Hergé’nin hayatındaki ayrıntılara bakan McCarthy, Tenten’de gördüğümüz maceraların ne kadarının Hergé’nin bizzat yaşadıklarıyla, ne kadarının kurmaca olduğunu araştırıyor.

Çizgiromanın başarısının altında, Hergé’nin roman sanatının inceliklerini kullanmadaki yeteneğinin gizli olduğunu belirten yazar, buradan hareketle Tenten’in ne kadar edebi bir metin olduğunu sorguluyor.

McCarthy bunu yaparken Barthes, Bataille, Derrida gibi düşünürlerin fikirlerine de başvurmakta.

  • Künye: Tom McCarthy – Tenten ve Edebiyatın Gizemi, çeviren: Cihat Taşçıoğlu, Notos Kitap, edebiyat inceleme, 219 sayfa

Lev Nikolayeviç Tolstoy – İvan İlyiç’in Ölümü (2014)

  • İVAN İLYİÇ’İN ÖLÜMÜ, Lev Nikolayeviç Tolstoy, çeviren: Mehmet Özgül, Notos Kitap, roman, 128 sayfa

Büyük yazar Tolstoy’un en önemli romanlarından olan ‘İvan İlyiç’in Ölümü’, insanoğlunun ölümle olan trajik ilişkisini destansı bir üslupla hikâye ediyor. Romanın başkahramanı İvan İlyiç, hayatı boyunca tek bir kere dahi başkaldırmamış; insanın kurulu düzenini bozmaktan, adetlere aykırı davranmaktan ölesiye korkmuş, toplum nazarında “saygınlık” kazanmayı biricik amacı bellemiş, zavallı bir insandır. Fakat bir gün, ölüm meleği İlyiç’in kapısını çalar. Bu vesileyle dönüp geçmişine bakan İlyiç, sersemlik ve dehşet içinde kurallara sıkı sıkıya bağlı, bencilce yaşadığını fark edecek, yaşarken hiç ayırdına varamadığı hakikatlerle acı bir biçimde yüzleşecektir.

Marcel Proust – Okuma Üzerine (2007)

  • OKUMA ÜZERİNE, Marcel Proust, çeviren: Işık Ergüden, Notos Kitap, anlatı, 71 sayfa

okuma-uzerine

İyi bir yazar oluşunun yanı sıra iyi de bir okur olan Marcel Proust ‘Okuma Üzerine’ isimli bu anlatısında, birey ile kitap arasındaki ilişkiye ve özgün psikolojik edim olarak okumaya odaklanıyor. “Bize yaşanmamış gibi gelen çocukluk yıllarımızda, çok sevdiğimiz bir kitapla geçirdiğimiz günler kadar dolu dolu yaşanmış başka zaman belki yoktur,” diyen Proust, kendi deneyimlerini merkeze alarak, okuma ediminin kendisindeki kaynaklarına, kökenlerine iniyor. Proust küçük yaşlarından itibaren okumaya başlamış ve diğer çocukların aksine daha yalnız geçen çocukluğunu kitaplarla telafi etmişti. İşte bu kitap, ünlü yazarı henüz çok erken yaşlarında etkisi altına almış okumaya dair düşüncelerini barındırmasıyla dikkat çekiyor.

Selim İleri – Kapalı İktisat (2007)

  • KAPALI İKTİSAT, Selim İleri, Notos Kitap, roman, 77 sayfa

kapali-iktisat

Selim İleri’nin ‘Kapalı İktisat’ı, 1970’lerin İstanbul’unda yaşayan bir mirasyedinin geçirdiği değişimi hikâye ediyor. Fakat bu hikâye ediş, sadece kahramanımızın yaşadığı dönüşümleri değil, Türkiye’nin yüz yüze kaldığı değişimler çerçevesinden de veriliyor. Bu yönüyle romanın, aynı zamanda bir dönem okuması örneği olduğunu söyleyebiliriz. Kurgu temelde, içinde yaşadığı toplumdan habersiz bir bireyin, bir kadın imgesi ile bir kitabın sayfaları ardından, geçmişi ve kendisiyle yüzleşmesini konu alır. Fakat yüzleşme, kahramanımızın “şimdi hakikatin eşiğindeyim; hakikat ise, buncak yakınında olmama karşın, içinden çıkılamayacak kerte karışık,” cümlesinden de anlaşılacağı üzere kolay olmayacaktır.

Aristoteles – Theta (2013)

  • THETA, Aristoteles, çeviren: Kaan H. Ökten ve Gurur Sev, Notos Kitap, felsefe, 232 sayfa

THETA

‘Theta’, Aristoteles’in ‘Metafizik’ derlemesinin dokuzuncu kitabı. Düşünür burada, imkân, tamamlanma, ve etkinlik gibi üç farklı var olma tarzını irdeliyor. Aristoteles “imkân”ı, tüm devinim ve durağanlık ilkelerini kapsayacak şekilde tanımlıyor ve var olanın bir yandan ne’lik ya da nasıllık ya da nicelik, diğer yandan da imkâna, tamamlanmaya ve ergon’a (eser) göre ele alınabileceğini belirtiyor. “Etkinliğin” de, devinimin eseri olduğunu söyleyen düşünür, bunu farklı örneklerden yola çıkarak açıklıyor. Aristoteles çalışmalarına anlamlı bir katkı sunacak ‘Theta’, interlineer aktarım, birebir çeviri ve bir sözlükle sunuluyor.

Edgar Allan Poe – Kızıl Ölümün Maskesi (2013)

  • KIZIL ÖLÜMÜN MASKESİ, Edgar Allan Poe, çeviren: Tomris Uyar, Notos Kitap, öykü, 251 sayfa

KIZIL

‘Kızıl Ölümün Maskesi’, Tomris Uyar’ın seçtiği on üç klasik Edgar Allan Poe öyküsünü bir araya getiriyor. Poe’nun öyküleri, insanın karanlık yönlerini, tuhaflıklarını ve sıkışmışlığını hikâye ediyor. Poe kitaba adını veren öyküsünde, halkın yarısını yok eden “Kızıl Ölüm” hastalığından kurtulmaya çalışan Prens Prospero’yu anlatıyor. Prospero, hastalık hızla kente yayılırken, saraydaki şövalyeler ve leydiler arasından bin kişi seçerek onlarla birlikte kale gibi bir manastıra çekilir. Bir süre sonra manastırda bir maskeli balo düzenleyen prens, kaçtığını sandığı hastalığın yanı başında olduğu gerçeğiyle yüz yüze gelir.

Alejandro Zambra – Eve Dönmenin Yolları (2013)

  • EVE DÖNMENİN YOLLARI, Alejandro Zambra, çeviren: Çiğdem Öztürk, Notos Kitap, roman, 146 sayfa

 EVE

Şilili genç yetenek Alejandro Zambra ‘Eve Dönmenin Yolları’nda, özgün bir kurgu tekniğiyle, çocukluk dünyasına duyulan özlemi, ülkesini zindana çeviren darbeyi ve depremin verdiği kayıpları hikâye ediyor. Roman, kendi romanını yazmaya çalışan genç bir yazarın geçmişine doğru koyulduğu yolculuğa dayanıyor. Genç adam böylece çocukluğuna, çocukluk aşkına ve yaşadığı ilk hayal kırıklıklarına dönecek; o dönem yaşanan darbe, kayıplar ve deprem gibi trajedileri farklı sorular sorarak yeniden ve yeniden düşünecektir. Zira bu, varoluş kaygılarını ve geçmiş ile şimdi arasında yaşadığı bocalamaları azaltabilecek biricik yoldur.

Sinan Özbek – Irkçılık (2012)

  • IRKÇILIK, Sinan Özbek, Notos Kitap, inceleme, 165 sayfa

 IRKCILIK

Sinan Özbek elimizdeki nitelikli çalışmasında, tarihsel bir perspektifle ırkçılık sorununu irdeliyor. Özbek, Irk kavramı ve kuramları, Antik Yunan ve Mısır’da ırk konusu, Antisemitizm, ırkçılığın tarihsel ve ekonomik kökleri, ırkçılığın ekonomi politiği, ırkçılık ve heterofobi, ırkçılık ve cinsiyetçilik, kadın ve ırkçılık, ırkçılık ve milliyetçilik ve kültürler arasındaki farklılığa dayanarak temellendirilen “yeni ırkçılık” gibi muhtelif konulara odaklanırken, Robert Bernasconi, Michel Foucault, Frantz Fanon, Claude Lévi-Straus ve Immanuel Wallerstein gibi, alana katkıda bulunmuş isimlerin düşüncelerini de tartışıyor.

Doğan Özlem – Kültür Bilimleri ve Kültür Felsefesi (2012)

  • KÜLTÜR BİLİMLERİ VE KÜLTÜR FELSEFESİ, Doğan Özlem, Notos Kitap, felsefe, 279 sayfa

 

Doğan Özlem’in ‘Kültür Bilimleri ve Kültür Felsefesi’, her şeyden önce Türkiye’deki bilim felsefesi araştırmalarında ağırlığını hissettirmiş pozitivist ve neopozitivist geleneğin yarattığı tek yanlı bakış açısıyla hesaplaşmaya girişmesiyle dikkat çekiyor. Bu yaklaşımın, “bilim” kavramını “doğa bilimi” kavramıyla özdeşleştirerek, kültür bilimlerini dışladığını savunan Özlem, kültür bilimlerinin birincilliğinden yana tavır alarak bu alandaki tartışmayı genişletiyor. Özlem çalışmasında, bilgi ve bilimde olguculuk, tin bilimleri, kültürün anlamları, sistematik kültür felsefesi ve kültür kuramları gibi konuları irdeliyor.