Kolektif – Abbas Kiyarüstemi (2025)

Monika Raesch’in editörlüğünü yaptığı ‘Abbas Kiyarüstemi: Bitmemiş Sinema’ (‘Abbas Kiarostami: Interviews’) adlı kitap, İran sinemasının dünyaca ünlü yönetmeni Abbas Kiyarüstemi ile farklı zamanlarda yapılmış çeşitli röportajları bir araya getiriyor. Kitap, Kiyarüstemi’nin sinemaya bakış açısını, film yapım süreçlerini, sanatsal tercihlerini, İran kültürü ve toplumu hakkındaki düşüncelerini ve dünya sineması üzerindeki etkilerini doğrudan kendi sözleriyle aktarma imkânı sunuyor. Röportajlar aracılığıyla, Kiyarüstemi’nin minimalist estetiği, gerçeklik ve kurgu arasındaki sınırları bulanıklaştıran anlatım tarzı, çocuk oyuncularla çalışma metotları ve tekrar eden temaları (yolculuk, doğa, insan ilişkileri) derinlemesine anlaşılıyor.

Kitapta yer alan röportajlar, Kiyarüstemi’nin sadece bir yönetmen olarak değil, aynı zamanda bir düşünür, bir sanatçı ve bir insan olarak da çok yönlü kişiliğini ortaya koyuyor. Yönetmenin filmlerindeki poetik dilin ve felsefi derinliğin kökenleri, röportajlardaki samimi ve içten ifadelerle aydınlanıyor.

Kiyarüstemi’nin İran’daki sansürle başa çıkma yöntemleri, uluslararası alandaki başarısının ardındaki motivasyonlar ve genç sinemacılara verdiği tavsiyeler de kitapta yer alan önemli konular arasında. Röportajlar, Kiyarüstemi’nin filmlerine farklı açılardan bakmayı ve yönetmenin sanatsal vizyonunu daha iyi kavramayı sağlıyor.

Kitap, sinema öğrencileri, akademisyenler ve Kiyarüstemi’nin filmlerine hayran olan herkes için değerli bir kaynak niteliği taşıyor. Kitap, bir yönetmenin düşünce süreçlerine, yaratıcı yöntemlerine ve dünyaya bakışına birinci elden tanıklık etme fırsatı sunarak, sinema sanatının derinliklerine inmek isteyen okuyuculara ilham veriyor. Röportajlar, Kiyarüstemi’nin filmlerinin ardındaki felsefi ve estetik ilkeleri anlamak için vazgeçilmez bir rehber niteliğinde.

  • Künye: Kolektif – Abbas Kiyarüstemi: Bitmemiş Sinema, derleyen: Monika Raesch, çeviren: Osman Akınhay, Agora Kitaplığı, sinema, 208 sayfa, 2025

Kolektif – Michael Haneke (2024)

Michael Haneke’yle seçme söyleşileri bir araya getiren bu kitap, soykırımın damgasını vurduğu yüzyılımızda yönetmenin nasıl ‘duygusal buzullaşma’yı yansıtıp, filmlerinde her zaman ihtimallerle oynadığını ve seyirciye bir sıçrama tahtası sunduğunu gösteriyor.

Özenli, usta işi bir çabanın ürünü olan çalışma, bu büyük yönetmenin dünyasına daha yakından bakmak için çok iyi fırsat.

  • Künye: Kolektif – Michael Haneke, derleyen: Roy Grudmmann, Fatima Naqvi, Colin Root, çeviren: Osman Akınhay, Agora Kitaplığı, sinema, 272 sayfa, 2024

Florence Littauer ve Marita Littauer – Kişilik Bulmacası (2022)

  • Her şeyin eğlenceli olmasını isteyen, fakat bir konuya odaklanabilme süresi çok kısa bir Popüler Optimist misiniz?
  • Yapmaya değer her şeyin doğru yapılmaya değer olduğuna inanan bir Mükemmeliyetçi Melankolik misiniz?
  • Sorumlu olmak isteyen ve insanlara, olaylara sizin gibi bakmadığında sinirlenen bir Güçlü Kolerik misiniz?
  • Sorun yaratacaksa o oyunu oynamamayı tercih eden bir Barışçıl Soğukkanlı mısınız?

İnsanların kişiliklerini anlamanın bir yolunu bulamayınca onları kendi bakış açımıza göre yargılama ve kendi görüşlerimize uymadıkları zaman kınama eğilimine gireriz.

Oysa onlar yalnızca yaşama başka açıdan bakmaktadırlar.

‘Kişilik Bulmacası’ bu doğrultuda insanlarla kurduğumuz ilişkide, bu kişilik tiplerinden kaynaklanan parçaları bir araya getirmemize yardımcı olacak türden bir çalışma.

  • Künye: Florence Littauer ve Marita Littauer – Kişilik Bulmacası, çeviren: Osman Akınhay, Aura Kitapları, psikoloji, 304 sayfa, 2022

Noam Chomsky – Medya Gerçeği (2022)

Yıllar önce, zavallı bir kuşun petrole bulanmış, çaresiz görüntüsü karşısında dehşete kapılıp lanetler yağdıracak kadar hassas olduğumuz günlerde, çoğu kadın ve çocuk 100 bine yakın insanın gökyüzünden yağan bombalar altında ölümünü, sıcak odalarımızda kahvemizi yudumlayıp havai fişek gösterileri gibi izlemiştik.

Anlaşılan Guy Debord’’un 1968’’lerde öngördüğü “Gösteri Toplumu” gerçekleşmişti.

11 Eylül saldırısının hemen ardından ABD’nin bir “cezalandırma eylemi” olarak giriştiği Afganistan operasyonu, Şaron’’un bütün pervasızlığıyla Filistin şehirlerini yakıp yıkması ve Arafat’’ı kuşatma altında tutmasının yanı sıra “Irak operasyonu” o günlere hem ne kadar uzak hem de ne kadar yakın olduğumuzu gösterdi.

Bu süreç içinde, medyanın “rızanın üretilmesi”ndeki ve “güdümlü gerçeklik yaratılması”ndaki rolü hiç değişmedi.

Medya daha incelikli yöntemlerle düşmanları şeytanlaştırırken, yandaşlarını melekleştirmekten vazgeçmedi.

Medyanın sermaye ve iktidarla ilişkisi her geçen gün tarafların meşruiyetini daha çok kemiren bir sorun olarak ortaya çıktı.

Noam Chomsky, bu kitabında, medyanın hükümet, sermaye ve elit kesimlerle sıkı fıkı bağları ve çıkar ilişkileri temelinde işleyiş mekanizmasını, özellikle Ortadoğu, Filistin ve Nikaragua’’dan zengin örneklerle gözler önüne sermektedir.

  • Künye: Noam Chomsky – Medya Gerçeği, çeviren: Osman Akınhay ve Abdullah Yılmaz, Alfa Yayınları, siyaset, 512 sayfa, 2022

Eric J. Hobsbawm – Fransız Devrimi’ne Bakış (2021)

Dostta güven düşmanda korku yaratmak, tırışkadan pozlar vermek yerine Fransız Devrimi’ne gibi tarihe yön veren olaylarla sağlanır.

Hobsbawm’ın bu klasik tarihyazımı çalışması Fransız Devrimi’nin sonraki iki yüzyıl boyunca nasıl algılandığını araştırıyor.

Fransız Devrimi ‘Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik’ sloganıyla kitleleri harekete geçirmiş görkemli bir başkaldırı, modern dünyanın tarihinde derin dönüşümlere yol açmış kritik bir momenttir.

Ama cevaplanması gereken sorular da var:

  • Devrime damgasını vuran şey Aydınlanma’nın hümanist ilkeleri miydi yoksa giyotinle özdeşleşen terör mü?
  • Devrim avam tabakasını mı güçlendirdi, burjuvaziyi mi?
  • Dünya tarihinde bir dönüm noktası mıydı, yoksa sadece bir anomali mi?

Hobsbawm, burjuva liberallerden radikal sosyalistlere kadar herkesin, anlamının ve içeriminin ne olduğu konusunda hemfikir olmasa da, bu tarihsel olaya nasıl atıfta bulunduğunu, bu tavrın on dokuzuncu yüzyıl siyasi söyleminin nasıl ayrılmaz bir parçası haline geldiğini inceliyor.

Fransız Devrimi’nin komünist devrimciler için retorik bir mihenk taşı, sosyal muhafazakârlar içinse korkuyla hatırlanan bir ‘an’ olmasının nedenlerini serimliyor.

Fransız Devrimi’nin yalnızca tarih yapmakla kalmayıp, aynı zamanda tarihin kendisiyle ilgili temel fikirlerimizi nasıl şekillendirdiğini de ortaya koyan öncü bir eser.

  • Künye: Eric J. Hobsbawm – Fransız Devrimi’ne Bakış, çeviren: Osman Akınhay, Dipnot Yayınları, tarih, 196 sayfa, 2021

Roderic H. Davison – Osmanlı İmparatorluğu’nda Reform (2021)

Osmanlı’nın Tanzimat reformlarıyla ilgili şu ana kadar yapılmış en derli toplu ve güvenilir çalışmalardan biri.

Kitap, 1839 Gülhane Hattı Şerifi’nin ilan edilmesinden başlayarak 1856 Hattı Hümayunu ve 1876 Anayasası’na kadar olan dönemi içine alıyor.

Yazar, zengin referanslardan yararlanarak merkezi hükümeti kuvvetlendirmeye, taşra yönetimine çeki düzen vermeye, gayrimüslim azınlıkların yapısını gözden geçirmeye, hukuk, eğitim ve orduyu modernize etmeye ve tüm bir reform hareketinin doruk noktası olarak 1876 Anayasası’nın ilan edilmesine yönelik girişimleri enine boyuna inceliyor.

Davison, kullandığı geniş literatür, arşiv vesikaları ve ölçülü hükümleri ile Osmanlı tarihinin bu devresinde iç siyasi gelişme üzerinde şimdiye kadar yazılmış olan en derli toplu ve güvenilir araştırma.

On dokuzuncu yüzyılda Türk modernleşmesini çalışacaklar için altın değerinde bir kılavuz olan çalışma, Avrupa arşivleri üzerinden Tanzimat’ın hazırlanışı, ilanı ve Kanun-i Esasi’nin ilanına kadarki dönemin Batılı gözlerden bir panoramasını sunuyor.

  • Künye: Roderic H. Davison – Osmanlı İmparatorluğu’nda Reform (1856-1876), çeviren: Osman Akınhay, Dergah Yayınları, tarih, 626 sayfa, 2021

Edward Said – Kültür ve Direniş: David Barsamian’la Konuşmalar (2009)

‘Kültür ve Direniş’, “Amaçsız kalan bir hayat sürmeyi başaramadım” diyen Edward Said’in, David Barsamian’la yaptığı uzun soluklu söyleşilerini bir araya getiriyor.

Ağırlıklı olarak İsrail-Filistin sorunun ele alındığı söyleşilerinde Said, bu sorun bağlamında, tek devlet yerine iki uluslu devletin çözüm için zorunluluğunu, Filistin’i ebediyen baskı altına almanın neden mümkün olmadığını, kendisine yönelik saldırılara yanıt vermeme gerekçelerini ve bir Filistinli olarak İsrail’le neden çatıştığı gibi konuları anlatıyor.

Kitap, Said’den yayılan muazzam enerjiyi, onun entelektüel atılımını ve coşkusunu yansıtmasıyla dikkat çekiyor.

  • Künye: Edward Said – Kültür ve Direniş, söyleşi: David Barsamian, çeviren: Osman Akınhay, Agora Kitaplığı, siyaset, 235 sayfa

Vladimir Nabokov – Vladimir Nabokov’la Konuşmalar (2018)

En büyük ününü ‘Lolita’ romanıyla kazanmış Vladimir Nabokov, hem kişiliği hem tavrı hem de edebiyatıyla şu ana kadar pek az yazara nasip olacak şekilde tartışılmış isimlerden.

Bu kitap da, Nabokov’la yapılmış en iyi söyleşileri bir araya getiriyor.

Robert Golla tarafından derlenen kitapta Nabokov, hem bir yazar olarak beslendiği kaynakları hem edebiyata ve okura bakışını hem de yazarlık üzerine düşüncelerini bizimle paylaşıyor.

Kitap, Nabokov’un dünyasına daha yakından bakmak için çok iyi fırsat.

Nabokov’un burada paylaştığı düşüncelerinden birkaçı:

“Bir yazarın, bir sanatçının en üstün değeri, başkalarının içinde heyecan uyandırmakta yatar.”

“Benim sağlamak istediğim, hakikaten sanatçı-okurun belkemiğinde hissedeceği o küçük ürperiş.”

“İyi okur da kendi uzaklığından keyif alır, ama iliğine dek titremekten ve gözyaşı dökmekten de heyecanlanır. Çoğu romanda bu ancak yeniden okumayla gerçekleşir. İlk okumada okur öğrenir ve kavrar, ikinci okumada romanın keyfini çıkartır.”

“Yaratıcı sanatçı kendi çalışma odasında, kendi yatak odasında, lambasının ışığının etrafında dolanan bir sürgündür. Orada tamamen yalnızdır. Bir yalnız kurttur. O yüzden birinci sınıf bir kurmaca eserde gerçek çatışma, karakterler arasında değil, yazar ile dünya arasındadır.”

“Zaten yazarlıkta tek kategori olabilir: özgünlük ve yetenek. Bunlar dışında ne bir ekole inanırım, ne bir akıma. Benim toplumsal bir amacım yok, ahlâki bir mesaj vermeye kalkışmam. Ben dille değil, imgelerle düşünür; zevk için, kendime zorluk çıkarmak adına yazarım. Yazarın sanatının, onun gerçek pasaportu olduğuna inanırım…”

  • Künye: Vladimir Nabokov – Vladimir Nabokov’la Konuşmalar, derleyen: Robert Golla, çeviren: Osman Akınhay, Agora Kitaplığı, söyleşi, 320 sayfa, 2018

Şükrü Argın – Yaşlanan İnsanlık, Gençleşen Kapitalizm (2009)

‘Yaşlanan İnsanlık, Gençleşen Kapitalizm’, Şükrü Argın’la yapılan uzun soluklu bir söyleşinin ürünü.

Argın, kapitalizmin bu çağda sadece muhalif radikal hareketleri değil, genel olarak sanatı, özelde de edebiyatı mecalsiz bıraktığını belirtiyor ve böylelikle bir “pan-kapitalizm çağı”na girildiğini savunuyor.

Kitap, kapitalizmin küresel bir kriz yaşadığı günümüzde, dünyada yaşanan köklü dönüşümler ile bunların sol için ne gibi güçlükler ve imkânlar oluşturduğuna yönelik bir söyleşi üzerinden ilerliyor.

Argın günümüzde, her daim gençleşip ataklaşan kapitalizm ile yaşlanan insanlığın, çok önemli bir kavşakta karşı karşıya geldiğini söylüyor.

  • Künye: Şükrü Argın – Yaşlanan İnsanlık, Gençleşen Kapitalizm, söyleşi: Osman Akınhay, Agora Kitaplığı, siyaset, 191 sayfa

Richard Porton – Sinema ve Anarşizm (2015)

Anarşistlerin kendi başlarına yürüttükleri sinema çalışmalarını irdeleyen dikkat çekici bir inceleme.

Sinemadaki belli başlı anarşist klişelerle de hesaplaşan Porton, Rene Clair, Godard, Lina Wertmüller, Ken Loach, Bakunin, Kropotkin ve Emma Goldman gibi figürleri tartıştığı, bir nevi sinemasal anarşizm tarihi sunuyor.

  • Künye: Richard Porton – Sinema ve Anarşizm, çeviren: Osman Akınhay, Agora Kitaplığı