Arthur Schopenhauer – Ölümün Anlamı (2012)

  • ÖLÜMÜN ANLAMI, Arthur Schopenhauer, çeviren: Ahmet Aydoğan, Say Yayınları, felsefe, 127 sayfa

 

Sokrates, felsefeyi, “ölüme hazırlık” olarak tanımlamıştı. Ölümün, felsefenin gerçek ilham perisi veya esinleyici gücü olduğunu düşünen Arthur Schopenhauer da, elimizdeki makalesinde, ölüme ve onun bireyin hakiki varlığıyla ilişkisine odaklanıyor. Ölüme dair bilginin, insanda yarattığı karamsarlığı irdeleyerek makalesine başlayan Schopenhauer, ölümün gerçekte bir felaket olmadığını belirtiyor ve organizmanın yok oluşuyla birlikte, bireyin “tabiatın rahmine” geri döndüğünü ve böylece doğal bir döngüyü tamamladığını söylüyor. Schopenhauer ölümü, hayatın dışında değil, onun içinden bir süreç olarak değerlendiriyor.

Faruk Akbaş – Anadolu Orkideleri (2012)

  • ANADOLU ORKİDELERİ, Faruk Akbaş, Say Yayınları, doğal yaşam, 175 sayfa

 

Faruk Akbaş, yirmi yılı aşkın süredir Anadolu kırsalında çekimler yapıyor. Kendisi, röportaj çalışmaları için gittiği çoğu yerde, arta kalan zamanları, çevrede orkide aramakla geçirmiş. İşte bu çalışma, Akbaş’ın uzun soluklu araştırmalarının neticesinde ortaya çıkmış. Kitap, Anadolu’nun inanılmaz bitki zenginliğini ortaya koyarken, bu toprakların hoyratça yok edildiği gerçeğini de kayda geçiriyor. Zira Akbaş orkideleri, genellikle yerleşim birimlerine uzak yerlerde, çıkılması zor yamaçlarda bulabilmiş. Çok sayıda fotoğrafın yer aldığı kitap, Türkiye’nin orkideleri konusunda bilgilendirici yazılarla da zenginleştirilmiş.

Karl Löwith – Tarihte Anlam (2012)

  • TARİHTE ANLAM, Karl Löwith, çeviren: Caner Turan, Say Yayıncılık, tarih, 344 sayfa

 

Filozof Martin Heidegger’in öğrenciliğini de yapmış Karl Löwith ‘Tarihte Anlam’da, 18. ve 19. yüzyılın tarih felsefelerini Hegel, Marx, Vico, Burckhardt, Augustine ve Nietzsche gibi düşünürler üzerinden izleyerek İncil’e yaptığı geri dönüşlerle modern tarih felsefeleri ile onların teolojik öncelleri arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Felsefe, din, tarih ve teoloji arasındaki ilişkiye dair iyi bir çalışma olan kitap, Batı dünyasına egemen olan modern düşünce ile Hıristiyanlık inancı arasındaki ilişkinin tarih düşüncesini ve genel anlamda düşünce dünyasını ne şekilde etkilediğini ortaya koymasıyla ilgi çekiyor diyebiliriz.

F. W. Hasluck – Bektaşilik İncelemeleri (2012)

  • BEKTAŞİLİK İNCELEMELERİ, F. W. Hasluck, çeviren: Râgıb Hulûsi (Özden), yayıma hazırlayan: Mehmet Kanar, Say Yayınları, inceleme, 224 sayfa

 

İngiliz şarkiyatçı F. W. Hasluck ‘Bektaşilik İncelemeleri’nde, Bektaşilik üzerinden Anadolu’nun dini tarih ve etnografyasına dair önemli tespitlerde bulunuyor. Yazar burada yer alan makalelerinde ilkin, Bektaşilerin coğrafi dağılımına odaklanıyor. Bu analizde Anadolu başta olmak üzere El Cezire ve Irak, Mısır, İstanbul, Rumeli, Bulgaristan, Romanya, Sırbistan, Yunanistan, Arnavutluk ve Avusturya-Macaristan gibi geniş bir coğrafi alanda Bektaşiliğin izi sürülüyor. Yazar bunun yanı sıra, Anadolu’da Hıristiyanlık ve Müslümanlık arasındaki etkileşimler ile sultanların kılıç kuşanması gibi farklı detayları da irdeliyor.

Peter Mansfield – Ortadoğu Tarihi (2012)

 

  • ORTADOĞU TARİHİ, Peter Mansfield, çeviren: Ümit Hüsrev Yolsal, Say Yayınları, tarih, 663 sayfa

Peter Mansfield, konuya dair klasik kitaplardan biri olan ‘Ortadoğu Tarihi’nde, bölgede son iki yüzyılda yaşanmış gelişmeleri anlatıyor. Mansfield bölgeyi, antikçağdan günümüze uzanan geniş bir tarihsel dilimde inceliyor. Nicolas Pelham’ın da katkıda bulunduğu kitap, İslam’ın savunmaya geçtiği 1800’lerden sonrasını, Mehmet Ali’nin Mısırı’nı, Britanya’nın Mısır’daki varlığını, Nâsır dönemini, Türk ve Arap ilişkilerini, 2. Dünya Savaşı’nda bölgenin durumunu, 1950’lerden itibaren süper güçlerin Ortadoğu’ya girişini, evrilen cihat hareketlerini ve ABD’nin Irak ile Arap-İsrail çatışmasına yönelik siyasetini ele alıyor.

Judith Revel – Foucault Sözlüğü (2012)

 

  • FOUCAULT SÖZLÜĞÜ, Judith Revel, çeviren: Veli Urhan, Say Yayıncılık, sözlük, 135 sayfa

Michel Foucault’nun çalışmaları karmaşık olarak bilinir. Bunun bir sebebi araştırma alanlarındaki çeşitlilikse, diğeri de başka disiplinlerden çokça yararlanması. Foucault’nun ortaya koyduğu  “Arkeoloji”, “Bedenlerin Politik Kuşatması”, “Biyopolitik”, “Delilik”, “Cinsellik”, “Disiplin”, “Kendilik Kaygısı”, “Bilgi” ve “Öznelleşme Süreci” gibi kavramlar, bu bireşimin en iyi örnekleridir. Judith Revel’in hazırladığı bu sözlük, Foucault’nun kavramlarını maddeler halinde açıklıyor. Foucault’nun dediği gibi bir “alet çantası” olarak düşünülebilecek sözlük, Foucaultcu çözümlemenin ilgilendiği sorunsalları da saptıyor.

Koray Karabekirlioğlu – Aman Dikkat: Dikkat ve Öğrenme Sorunları (2012)

  • AMAN DİKKAT: DİKKAT VE ÖĞRENME SORUNLARI, Koray Karabekirlioğlu, Say Yayınları, psikoloji, 419 sayfa

Çocuk ve ergen psikiyatrisi üzerine çalışmalar yapmakta olan Koray Karabekirlioğlu, öğretmenler ile ebeveynlere hitap eden çalışması ‘Aman Dikkat’te, 2-15 yaş aralığındaki çocuklarda ortaya çıkan dikkat ve öğrenme sorunlarını irdeliyor ve bu sorunların nasıl aşılabileceğini anlatıyor. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB), bebeklikten erişkinliğe dikkat işlevlerinin gelişimi, özgül öğrenme bozukluklarının yol açtığı sorunlar, öğrenme ve belleğin nasıl güçlendirilebileceği, okulöncesi çocuklarda dikkat ve öğrenme sorunlarının nasıl aşılacağı Karabekirlioğlu’nun burada ele aldığı konulardan birkaçı.

Arthur Schopenhauer – Eristik Diyalektik (2012)

 

  • ERİSTİK DİYALEKTİK, Arthur Schopenhauer, çeviren: Ülkü Hıncal, Sel Yayıncılık, felsefe, 87 sayfa

“Eristik Diyalektik”, mutlaka haklı çıkmak amacıyla girişilen ve bu amaçla çoğunlukla mantık oyunlarına, hilelerine başvurulan tartışma sanatı anlamına geliyor. İşte ünlü düşünür Arthur Schopenhauer elimizdeki denemesinde, bu tartışmalarda başvurulan hilelerin genel yapılarını açıklıyor. Tartışmadan galip çıkan kişinin, bunu, ele aldığı önermeyi kurnazlık ve beceriklilikle savunmuş olmasına borçlu olduğunu söyleyen Schopenhauer, bu tartışmalarda sıklıkla başvurulan yanlış önerme kullanma, kızdırma, zıddını sorma, tezat sunma, zafer narası atma, zorluk çıkarma ve tartışmayı sonlandırma gibi hileleri anlatıyor.

Hugo Grotius – Savaş ve Barış Hukuku (2011)

  • SAVAŞ VE BARIŞ HUKUKU, Hugo Grotius, çeviren: Seha L. Meray, Say Yayıncılık, hukuk, 392 sayfa

 

1583-1645 yılları arasında yaşamış Hollandalı hukukçu, teolog ve devlet adamı Hugo Grotius, uluslararası hukukun kurucusu olarak kabul ediliyor. Üç buçuk yüzyıl önce yayımlanan yukarıdaki klasik yapıtında Grotius, devletler hukukunu devletlerin yaratmadığını, onun, geleneksel uygulamalardan ve devletler arasındaki anlaşmalardan doğduğunu belirterek, uluslararası ilişkilerde uygulanan ve uygulanması gereken kuralları, özellikle söz konusu ilişkilerdeki “ölçülü davranma” zorunluluğunu, detaylıca irdeliyor. Grotius bunu yaparken, uluslararası hukukun yanı sıra, hukuk felsefesi, özel hukuk ve ceza hukuku gibi geniş bir alanda dolaşıyor.

Saul Frampton – Montaigne’in Kedisi (2011)

  • MONTAIGNE’İN KEDİSİ, Saul Frampton, çeviren: Solina Silahlı, Say Yayınları, biyografi, 296 sayfa

Rönesans edebiyatı alanında uzman isimlerden olan Saul Frampton, elimizdeki kitabı ‘Montaigne’in Kedisi’nde, denemenin babası olarak kabul edilen Michel de Montaigne’in ilgiyle okunacak bir portresini kaleme almış. Frampton, Montaigne’in 28 Şubat 1533’de Bordeaux’deki doğumundan başlayarak, ailesini, çocukluk yıllarını, eğitim sürecini, Yunan ve Latin edebiyatına duyduğu ilgiyi, Belediye Başkanlığı dönemini ve hayatındaki dönüm noktalarını anlatıyor. Kitap, ailesinden kalan geniş malikanede, zamanını kitap okuyup yazı yazarak geçiren Montaigne’in meşhur denemelerini yazma sürecini ayrıntılı bir şekilde ele almasıyla dikkat çekiyor.