Kolektif – Siyaset Sosyolojisi (2024)

Siyasetle ilgili tüm alt disiplinlerde olduğu gibi, siyaset sosyolojisi açısından da iktidar esaslı bir inceleme alanıdır.

Gündelik kullanımda daha çok “yürütme erki” ile özdeşleştirilen iktidar kavramı, siyaset sosyolojisi açısından toplumsal ilişkilere ve faillere odaklanmayı gerektirir.

Böyle ele alındığında iktidar analizi kurumsal mekanizmaları olduğu kadar, toplumsal özneleri, bunlar arasındaki ilişkileri, bireysel öznellikleri şekillendiren ilişki ve mekanizmaları da kapsar hale gelir.

Bu nedenle siyaset sosyolojisi sınıf, toplumsal cinsiyet, kimlik gibi toplumsal ve bireysel varoluşu oluşturan ilişkileri merkezine alır.

Siyaset, neredeyse yaşamın her alanında örtük veya açık biçimde kendini gösterir.

Dolayısıyla hem bireysel hem de toplumsal planda insanları etkiler ve insanlardan etkilenir.

Ahmet Bekmen’in derlediği ‘Siyaset Sosyolojisi: Siyasallaşmanın Alanları, Özneleri ve Araçları’ hem alanla ilgilenenlere/öğrencilere hem de genel okura hitap ederek siyaseti toplumsal ilişkilerin içerisinden ve yalnızca kurumsal yapılara odaklanmadan ele alıyor.

Hazır ve basit açıklamalara yaslanmaktan kaçınıyor, günümüzün temel politik gündemlerini ıskalamadan “siyasal alanla toplumsal alan arasındaki ilişkiyi yeniden ele almayı” öneriyor.

Kitaba katkıda bulunan yazarlar ise şöyle: Elçin Aktoprak, Hatice Sena Arıcıoğlu, Şenol Arslantaş, Toygar Sinan Baykan, Ahmet Bekmen, Hasret Dikici Bilgin, Aksu Bora, Barış Büyükokutan, Emek Çaylı, Y. Doğan Çetinkaya, Mustafa Görkem Doğan, Fırat Genç, Emir Kurmuş, Eylem Özdemir, Barış Alp Özden, Güven Gürkan Öztan, Pınar Uyan-Semerci, Burcu Şentürk, Ateş Uslu, Sinan Yıldırmaz.

  • Künye: Kolektif – Siyaset Sosyolojisi: Siyasallaşmanın Alanları, Özneleri ve Araçları, derleyen: Ahmet Bekmen, İletişim Yayınları, sosyoloji, 496 sayfa, 2024

Tom Bottomore – Siyaset Sosyolojisi (2017)

Marksist sosyoloji alanına büyük katkılar sunmuş Tom Bottomore’dan, siyaset sosyolojisi alanında, halen güncelliğini koruyan bir kılavuz, tam bir klasik.

“Siyaset sosyolojisinin konusu, toplumsal bağlamı içinde iktidardır. Burada “iktidar”dan kastedilen, bir bireyin veya toplumsal bir grubun, gerekirse diğer bireylerin ve grupların çıkarlarına, hatta muhalefetine karşı bir eylem sürecini izleme yetisidir.” diyen Bottomore’un çalışması, siyasi iktidarın toplum içindeki örgütlenme dinamiklerini apaçık ortaya koymasıyla önemli.

Konuyu ele alırken, totalitarizm, milliyetçilik, devlet, toplum, vatandaşlık/yurttaşlık gibi alanın önemli kavramlarını da derinlemesine tartışan kitap, öğrencilerin yanı sıra, siyaset sosyolojisi hakkında bilgilenmek isteyen okurlara da ziyadesiyle hitap ediyor.

  • Künye: Tom Bottomore – Siyaset Sosyolojisi, çeviren: Erol Mutlu, İletişim Yayınları, siyaset, 192 sayfa

Vilfredo Pareto – Demokrasinin Dönüşümü (2016)

İtalyan iktisatçı ve sosyolog Vilfredo Pareto dünyada olduğu gibi Türkiye’de de asıl ününü ‘Seçkinlerin Yükselişi ve Düşüşü’ isimli muazzam kitabıyla kazanmıştı.

Bu kitap, siyaset sosyolojisi alanında o denli etkili oldu ki, alan için halen en önemli kaynaklardan biri olarak kabul ediliyor.

‘Demokrasinin Dönüşümü’ adlı elimizdeki kitap ise, Pareto’nun son çalışması.

Yazarın bu nitelikli çalışması, bizi demokrasinin kabiliyetleri, sınırları ve tehlikeleri hakkında uyarıyor.

Kitabında bir sosyal fenomenler teorisi ortaya koyan Pareto, demokrasinin gelişimini kapsamlı bir bakışla irdeliyor, fakat öte yandan da en modern yönetim biçimlerinden biri olan demokrasinin hangi tehlike ve tehditlere açık olduğunu ayrıntılı bir bakışla tartışıyor.

“Bir merkezi hükümet ancak güçlü olduğu, sorunları çözme iradesi gösterdiği ve adalet dağıttığı zaman otorite sahibi olur.” diyen Pareto, vatandaşların merkezi hükümetin kendilerini koruyacağına güvenmezlerse eğer hükümetin meşruiyetini kaybedeceğini söylüyor.

Kitaptan bir alıntı:

  • “Hükümetler açgözlü yandaşlarını memnun etmek ve politik karşıtlarını yatıştırmak için kaynakları tüketirler. Gün be gün yük büyür. Sonunda yük daha fazla kaldırılamayacak bir noktaya erişir. Politik alanın ekonomiye hakim olması böyle gerçekleşir. Aynı olaylar modeli, Roma İmparatorluğu’nun nihai yıkımında da görüldü. Aynı şey bugün yine olabilir.”

Siyaset sosyolojisi alanına büyük katkılar sunan ‘Demokrasinin Dönüşümü’, Pareto’nun sistemini aydınlatan bir anahtar niteliğinde.

  • Künye: Vilfredo Pareto – Demokrasinin Dönüşümü, çeviren: Kadir Zeki Tezer, Pinhan Yayıncılık, sosyoloji, 144 sayfa

Orhan Gökçe – Siyaset Sosyolojisine Giriş (2013)

  • SİYASET SOSYOLOJİSİNE GİRİŞ, editör: Orhan Gökçe, Çizgi Kitabevi, sosyoloji, 256 sayfa

 SIYASET

‘Siyaset Sosyolojisine Giriş’, siyaset sosyolojisinin temel kavramları, yaklaşımları, modelleri, araştırma yöntem ve teknikleri hakkında okurlarını bilgilendiriyor. Alanın temel konularını öğrenmek isteyenlere hitap eden kitapta, siyaset sosyolojisinin metodolojisi, siyaset kavramı ve tanımı, farklı siyasal kişilik kavramları, siyasal toplumsallaşma kuramları, siyasal tutumların yapısı ve işlevleri, siyasal kültür, siyasal partilerin sınıflandırılmaları ve tarih boyunca geçirdikleri dönüşümler, kamusal alan kavramı, siyasal katılma, kamusal alan tartışmaları, demokrasi ve kamusal alan ilişkisi konuları ele alınıyor.

Ahmet Murat Aytaç – Kitlelerin Ruhu (2011)

  • KİTLELERİN RUHU, Ahmet Murat Aytaç, Dipnot Yayınları, siyaset, 342 sayfa

Ahmet Murat Aytaç ‘Kitlelerin Ruhu’nda, kalabalık ve kitle kavramlarının değişik imge tahayyülleri içindeki tezahürlerini ve bunun yarattığı gerilimleri inceliyor. Aytaç bunu da, siyaset felsefesinde kök salmış, siyasetin epistemolojik analizi yaklaşımıyla değil, siyasal topluluğun varlık koşullarını ele alan ontolojik bir soruşturma yürüterek yapıyor. Yazar burada, kalabalıklar ve siyaset arasındaki ilişkiyi, bir siyasal teknoloji olarak kitle söylemini ve kalabalık ve kitle arasındaki siyasal imgeleri irdeliyor. Kitapta bunun yanı sıra, modern siyasal imgelemin sorunlarına kuramsal yanıtlar da verilmeye çalışılıyor. Sosyal ve siyasal kuramdaki kalabalık tahayyüllerine yönelttiği eleştiriyle öne çıkan çalışma, bunu yaparken, eşitlikçi ve özgürlükçü düşünceyi donatacak yeni imgelerin üretilmesinin zorunlu olduğunu da gösteriyor.