Noam Chomsky – Halk Üzerinden Kazanç (2024)

Noam Chomsky, ‘Halk Üzerinden Kazanç: Neoliberalizm ve Küresel Düzen’ adlı eserinde, günümüz dünyasını şekillendiren neoliberal politikaların ve küresel düzenin köklü eleştirisini yapıyor.

Kitapta Chomsky, neoliberalizmin sadece ekonomik bir ideoloji olmadığını, aynı zamanda siyasi ve sosyal yaşamı derinden etkileyen bir güç olduğunu vurgular.

Chomsky, neoliberalizmin 1970’lerden itibaren dünya genelinde yaygınlaştığını ve bu süreçte devletin rolünün küçüldüğünü, piyasanın ise her alanda belirleyici hale geldiğini savunur.

Neoliberal politikaların, eşitsizlikleri derinleştirdiğini, işçi haklarını zayıflattığını ve çevre sorunlarını daha da kötüleştirdiğini ortaya koyar.

Chomsky, küresel düzenin, güçlü devletler ve şirketler tarafından şekillendirildiğini ve bu güçlerin kendi çıkarlarını korumak için uluslararası kuruluşları ve anlaşmaları kullandığını belirtir.

Bu durumun, dünya genelinde adaletsizlikleri ve sömürüyü artırdığını savunur.

Chomsky’ye göre, neoliberalizm, demokratik süreçleri zayıflatmakta ve şirketlerin siyasi karar alma süreçlerine müdahale etmesine olanak tanımaktadır.

Bu durum, halkın iradesinin siyaset üzerindeki etkisini azaltmaktadır.

Chomsky, mevcut düzene karşı alternatif bir dünya mümkün olduğunu savunur.

Demokratik katılımın artırılması, eşitsizliğin azaltılması ve sürdürülebilir bir gelecek için çaba gösterilmesi gerektiğini vurgular.

Chomsky’nin çözüm önerileri:

Demokrasinin güçlendirilmesi: Siyasi karar alma süreçlerine halkın katılımının artırılması.

Eşitsizliğin azaltılması: Gelir dağılımının daha adil hale getirilmesi ve sosyal devlet anlayışının güçlendirilmesi.

Sürdürülebilir bir gelecek için mücadele: Çevre sorunlarına karşı daha etkili önlemler alınması ve doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı.

  • Künye: Noam Chomsky – Halk Üzerinden Kazanç: Neoliberalizm ve Küresel Düzen, çeviren: Süreyyya Evren, Alfa Yayınları, siyaset, 168 sayfa, 2024

Kolektif – Travma ve Anlatı (2024)

‘Travma ve Anlatı’daki yazıların ortaklaştıkları genel izlek, bireysel, tarihsel, kolektif, çevresel ve ekolojik travmanın edebiyatta, edebiyatla yakın temas eden kültürel çalışmalarda kışkırtıcı biçimde nasıl tezahür ettiğidir.

Bu kitapta kaleme alınan özgün incelemeler, travmanın anlatıda sancılı dile gelişinde veya dile gelemeyişinde tek tipleşen biçimine ve sınırlı estetik algısına meydan okuyor.

Türkiye özelinde ise, Osmanlı sonrası çağdaş Türkçe edebiyatta travma ve travmatik belleğin yansımalarının peşi sıra giderken, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sancısı, çatışma, savaş, darbe, yerinden yurdundan edilme, göç ve sürgünlük gibi süreçlerin estetiğini irdeliyor.

‘Travma ve Anlatı’, bireysel, kolektif, kültürel, siyasi ve çevresel kırılmaların birbirinden esasen nasıl ayrılamaz olduğunun altını çiziyor.

Bu yanıyla, travmatik deneyimler ile travmatik belleğin sadece zihinsel durumlar aracılığıyla değil, maddesel, duyumsal ve spiritüel süreçlerle de iç içeliğini gösteriyor.

Livera Yayınevi’nin Edebî Patikalar serisinin ikinci kitabı olan ‘Travma ve Anlatı’, günümüze ait yaralara, kırılgan hayatlara daha eşitlikçi ve adaletli bir yerden bakmaya okuru davet ederken, bize verili hikâyeleri ve varsayımları sorgulayarak travma ve hafıza literatüründe geçmiş, şimdi ve geleceğe dair ikili söylemlerin ötesinde yeni bir hikâye anlatıcılığının aciliyetini vurguluyor.

Covid-19 küresel pandemisi, sınırlarımızın çok yakınında süregiden savaşlar, göçler, yaşadığımız kültürel, ekonomik, politik, çevresel ve iklimsel yerinden edilmeler, tanıklık ettiğimiz depremler, seller ve yersizyurtsuzlaşmalar gibi şimdiki zamana ilişkin felaketleri tartışmaya olanak sağlamak isterken okurları dil ve edebiyata/dilden edebiyattan yeni ve yaratıcı projeksiyonlara davet ediyor.

En önemlisi, dil ile uğraşmanın estetik ve etik boyutlarını yeniden düşünürken travmayı bir oluş, hakikatin ve adaletin dile getirilmesi için katman katman açılan bir alan, yaratıcılıkla örülen bir açıklık olduğunu dile getiriyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Süreyyya Evren, Hazal Bozyer, Aylin Vartanyan Dilaver, Suat Baran, Selen Erdoğan, Zeynep Uysal, Michael Rothberg, Erin McGlothlin, Stef Craps.

  • Künye: Kolektif – Travma ve Anlatı, hazırlayan: Deniz Gündoğan İbrişim, Livera Yayınevi, inceleme, 272 sayfa, 2024

Kolektif – Dışarıdan Düşünmek (2023)

Acılı topraklarda yaşıyoruz, ölüm mahalleden kapı komşumuz oldu; hastanelere barış pankartlarında yaralılar taşınıyor, ölüm severlik kurumsallaşıyor ve kitleselleşiyor…

Artık kabul edelim: Devlet ve hükümet arasına sıkışmış olan bir politika yapma tarzı “nekropolitika”yı tek seçenek olarak yeniden ve yeniden üretiyor.

Düşündüklerini bağırarak dikte ettiren kaşarlanmış siyasetçiler akan kanı durdurma yeteneklerini çoktan yitirmiş durumdalar.

“Dinsel, milliyetçi sağ”ın ve “devletsi örgütlenmelerle iktidarı ele geçirmeye talip olan sol”un düşünce biçimlerinde sorun var!

Hem de çok!

‘Dışarıdan Düşünmek’ bu durumu saptayan, daha ötesi kimi önerilerde bulunan makalelerden oluşuyor.

Bu topraklarda hemen hiç girişilmeyen bir çabaya, “düşünce”nin kendisini sorunsallaştırmaya girişiyor.

Dolaylı ifadelerden kaçınarak, şairce, “Göte göt denir hâkim bey!” cüretkârlığında ve sarihliğinde yapıyor bunu.

Zihnimizi, bedenimizi ve duygularımızı kendisine hapseden düşünceden beslenen “temsil”in her seferinde yeniden üretilen “haysiyetsiz (= özsaygı yoksunu)” boyutunu deşifre ediyor.

Hatip’in, kürsüde bağırdığından daha az; Şair’in, kuytuda fısıldadığından daha çok olduğuna dikkat çekiyor.

Dünyaya giriş aracı olarak kullandığımız dil’in yalana kayıtlı olduğunu belirtiyor.

“Emirlerden müteşekkil bir grameri zihnimize kim ve neden işledi?” gibi sahih sorularla meşgul oluyor.

“Emir yukarıdan gelir ama aşağıdan yukarıya yeniden üretilir!” benzeri saptamalarda bulunuyor.

“Hâkim anlamların ve kurulmuş düzenin” parçası olan yazı’yı sorgulamaktan ve “devlet-dışı” olduğunu iddia eden yazar’ın ona ihanet de etmesi gerekliliğinden söz ediyor.

Yasaya boyun eğen, grameri kusursuz kullanan, terbiyeli, steril ve düzenli normal bireyin iktidarın kara kutusu olduğunu, Aşk’ı bile devletleştirdiğini örneklerle gösteriyor.

Ve “yenme-yenilme” ikileminde işleyen düşünce biçiminin tüm bu sorunların kaynağını oluşturduğuna, Gezi Parkı Şenliği’nin bu topraklardaki en “haysiyetli (= özsaygılı)” kitlesel hareket olduğuna işaret ederken; T.C.’nin 100 yıllık geçmişine Gezi Parkı Şenliği’nin 10. yıldönümünden bakmayı deniyor.

“Düşünmek (= yaratmak) temsilden çıkmaktır” diyen bir “devlet-dışı” düşünce arayışına girişmeye cesareti olanlar için.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Ali Akay, Çetin Balanuye, Melih Başaran, Can Batuhan, Cengiz Başsoy, Sercan Çalcı, Mustafa Demirtaş, Fahrettin Ege, Süreyyya Evren, Ömer Faruk, İlke Karadağ, Onur Eylül Kara, Oğuz Karayemiş, Sinem Özer, John Protezi, Emre Sünter, Daniel W. Smith ve Levent Şentürk.

  • Künye: Kolektif – Dışarıdan Düşünmek: Deleuze ve Guattari Perspektifinden Felsefe, Siyaset ve Sanat Yazıları, editör: Ömer Faruk, Yeni İnsan Yayınevi, siyaset, 584 sayfa, 2023

Linda Nochlin – Kadınlar, Sanat ve İktidar (2020)

Kadınlar, sanat ve iktidar arasındaki bağları 18. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan bir grup görsel imge üzerinden inceleyen öncü bir çalışma.

Feminist sanat tarihi üzerine önemli çalışmaları bulunan Linda Nochlin’in yaklaşık yirmi yılı bulan çalışmalarının ürünü olan kitap, ideolojik bakımdan iktidarın ve toplumsal cinsiyet farklılığının ele avuca gelmez şekillerde nasıl işlediğini gözler önüne seriyor.

David’in temsil ettiği Horatius hikâyesi, Delacroix’nın betimlediği Sardanapulus’un ölümü ve İngiliz ressam Augustus Egg’in ‘Geçmiş ile Bugün’ olarak bilinen üçlemesinin öne çıkardığı üzücü, ibretlik ev içi yaşamdan düşüş ve cezalandırma hikâyesi, burada ele alınan görsel imgelerden bazıları.

Nochlin’in 1970 yılında yazmaya başladığı ve sanat tarihinin en güçlü ve akılda kalıcı metinlerinden “Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Çıkmadı?” makalesinin de aralarında bulunduğu yedi yazı barındıran kitap, bizi kadınların sanatla ilişkilenmeleri üzerine cesaretle düşünmeye davet ediyor.

  • Künye: Linda Nochlin – Kadınlar, Sanat ve İktidar, çeviren: Süreyyya Evren, Yapı Kredi Yayınları, sanat, 184 sayfa, 2020

Alistair Hicks – Küresel Sanat Pusulası (2015)

Yirmibirinci yüzyıl sanatında yeni yönelimleri dünyanın dört bir yanından örneklerle tespit eden bir çalışma.

Alistair Hicks, sanat dünyasını tek başına hiçbir küratörün veya eleştirmenin belirlemeyeceğini düşünüyor.

Kıtalara göre düzenlenen kitapta, sanatçılar, Fransa’dan Laure Prouvost, Arnavutluk’tan Anri Sala, Meksika’dan Gabriel Orozco, Peru’dan Sandra Gamarra, Çin’den Cai Guo-Qiang ve Hindistan’dan Nandan Ghiya ile yapılmış söyleşiler yer alıyor.

Kitap bu yönüyle hem 21. yüzyıl çağdaş sanatının nitelikli bir fotoğrafını çekiyor hem de sanatçılarının ilgilendikleri meseleler hakkında bizi aydınlatıyor.

Sanat dünyasındaki alternatif yolları merak edenlere tavsiye ediyoruz.

  • Künye: Alistair Hicks – Küresel Sanat Pusulası: 21. Yüzyıl Sanatında Yeni Yönelimler, çeviren: Dilek Şendil, Mine Haydaroğlu ve Süreyyya Evren, Yapı Kredi Yayınları, sanat, 264 sayfa, 2015

Süreyyya Evren – Osman Hamdi Bey’den Picasso’ya Çocuklar İçin Sanat (2015)

Sanat, hayal gücümüzü beslemeye devam ediyor.

Bu meraklı mı meraklı kitap, sanatçıların yapıp ettiklerinin peşine düşüyor ve bununla ilgilenen çocuklara, esprili bir rehberlik vaat ediyor.

Kitap, Fatih Aksular’ın resimleri eşliğinde başyapıtlar, deneysel eserler ve yeniliklerin heyecan verici dünyasında dolaşmaya davet ediyor.

  • Künye: Süreyyya Evren – Osman Hamdi Bey’den Picasso’ya Çocuklar İçin Sanat, Pan Yayıncılık

Noam Chomsky – Halk Üzerinden Kazanç (2014)

Noam Chomsky’den neoliberalizmin ve küresel düzenin çıkmazlarına odaklanan yedi makale.

Devletlerin yeni çağda “düzen” tesis etme, halkın zihnini yöneterek rıza üretme girişimleri; serbest pazar tutkusunun geleceği; doktrin bazında piyasa demokrasisi ile gerçekler arasındaki uçurum, Chomsky’nin burada tartıştığı kimi konular.

  • Künye: Noam Chomsky – Halk Üzerinden Kazanç, çeviren: Süreyyya Evren, Everest Yayınları

Süreyyya Evren – Bir Avuç Adalet İçin (2014)

  • BİR AVUÇ ADALET İÇİN, Süreyyya Evren, Pan Kitap, şiir, 108 sayfa

bir-avuc

Yazın dünyamızın üretken isimlerinden Süreyyya Evren, 2013’te iki roman, bir inceleme ve bir çocuk kitabına imza attı. Politik göndermeler barındıran ‘Bir Avuç Adalet İçin’ ise, Evren’in üçüncü şiir kitabı. Evren, ‘Anne Sözü Dinler Gibi Ermeni’de şöyle diyor: “saat 11 henüz ölü yok / dalgalandım da durdum / yağmur yok, İstanbul yok / gözler, martılar ve şarkılar yok / anne sözü veya anne yok / dayanılmaz bir şey yok, geçen günler yok / sen yok, ben yok, biz de yok / uzak, yakın, hele bilinmezlik hiç yok / anne sözü dinler gibi Ermeni / anne sözü parçalar gibi masum / tekrar yok, her taş ilk / en son sana vurdum”

Süreyyya Evren – Anarşizmler: Anarşizmin Geçmişi ve Tarihleri (2013)

  • ANARŞİZMLER: ANARŞİZMİN GEÇMİŞİ VE TARİHLERİ, Süreyyya Evren, çeviren: Barış Yıldırım ve Elmas Deniz, İletişim Yayınları, siyaset, 280 sayfa

ANARSIZMLER

Eldeki çalışma, anarşizmin tarihsel gelişimini ayrıntılı bir bakışla inceliyor. Süreyyya Evren burada, 2000’lerdeki küreselleşme karşıtı hareketlerde görülen yeni anarşist yönelimleri; anarşizmin tarihsel temsilleri bağlamında post-anarşizm ve klasik-anarşizm arasındaki farklılıkları; anarşist literatürün önünü açan Paul Eltzbacher ve George Woodcock’un eserlerinin anarşizme ilişkin bilgiyi nasıl biçimlendirdiğini; anarşist literatürün Avrupa merkezli perspektifinden kaynaklanan sorunları ve anarşizm geçmişinden soyutlanmış kadın anarşistleri, anarko-feminizmi, gay aktivistleri, queer anarşizmi ve sanatsal anarşizmi irdeliyor.