Maria Mies, Vandana Shiva – Ekofeminizm (2025)

Maria Mies ve Vandana Shiva’nın ilk olarak 1993 yılında yayımlanan bu kitabı, çevre yıkımıyla ataerkil sistemin birbirine nasıl sıkı sıkıya bağlı olduğunu gösteren ekofeminist düşüncenin temel metinlerinden biri. Yazarlar, modern kapitalizmin hem doğayı hem de kadın bedenini sömürerek büyüdüğünü savunuyorlar. ‘Ekofeminizm’ (‘Ecofeminism’), çevresel krizi yalnızca ekolojik bir sorun olarak değil, aynı zamanda cinsiyet, sınıf ve sömürgecilik eksenlerinde işleyen küresel bir adaletsizlik sistemi olarak ele alıyor.

Mies ve Shiva, özellikle Batı merkezli kalkınma anlayışını eleştiriyor. Bu anlayışın, üretimi erkekle, doğurganlığı ve doğayı ise kadınla özdeşleştirerek bir hiyerarşi kurduğunu öne sürüyorlar. Teknoloji, bilim ve sanayinin “ilerleme” adı altında dünyayı tahrip ettiğini; bu tahribatın en çok da kadınlar, köylüler ve yerli topluluklar üzerinde yıkıcı sonuçlar yarattığını vurguluyorlar. Bu nedenle kitap, doğanın korunması ile kadınların özgürleşmesini aynı mücadele olarak konumlandırıyor.

Eserdeki ekofeminist yaklaşım, yalnızca çevre etiğine değil, üretim biçimlerine, toplumsal dayanışmaya ve alternatif yaşam modellerine dair de yeni bir bakış sunuyor. Yazarlar, Batılı endüstriyel paradigmanın yerine yerel bilgiye, topluluk dayanışmasına ve doğayla uyumlu üretime dayalı bir dünya görüşü öneriyor. Böylece ‘Ekofeminizm’, hem çevreci hem de feminist kuramların kesiştiği noktada, doğa ile insan, kadın ile erkek arasındaki ilişkilerin yeniden düşünülmesini isteyen güçlü bir manifesto niteliği kazanıyor.

  • Künye: Maria Mies, Vandana Shiva – Ekofeminizm, çeviren: İlknur Urkun Kelso, Kolektif Kitap, feminizm, 504 sayfa, 2025

Kolektif – Sanat ve Ekoloji (2022)

Sanat pratiğine bakarken, parçası olduğu ekolojik yıkımı yok mu sayacağız?

Bu Bruno Latour’dan Vandana Shiva’ya pek çok ismin metinlerini barındıran bu değerli derleme, sanat ve ekoloji ilişkisine politik ekoloji ekseninden bakıyor.

Kitabın ilk bölümü 1960’lardan günümüze sanat ve politik ekoloji ilişkisine, çağdaş sanat ve politik ekolojinin birbirini besleyen yaklaşım ve pratiklerine odaklanıyor.

İkinci bölüm, ilerleme eleştirisi ve Bruno Latour’un bu bağlamdaki kozmopolitika anlayışına ayrılmış.

Çalışmanın üçüncü bölümü biyoteknoloji üzerinden ekolojinin kurumsal boyutuna ve bu bağlamda Neil Smith ve Vandana Shiva’nın politik ekolojik yaklaşımlarına yer veriyor.

Kitabın son bölümü ise, biyoteknolojinin, biyo-estetik pratikler üzerindeki dönüştürücü etkisini irdeliyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler: Eda Sezgin, T. J. Demos, Arne Naess, Gary Genosko, Charles Baudelaire, Bruno Latour, Neil Smith, Vandana Shiva ve Sven Lütticken.

  • Künye: Kolektif – Sanat ve Ekoloji:  Sanat, Yaşam, Üretim, derleyen: Eda Sezgin, çeviren: Merve Tokmakçıoğlu ve Eda Sezgin, İletişim Yayınları, sanat, 204 sayfa, 2022

Vandana Shiva – Yeryüzüyle Barışmak (2021)

‘Yeryüzüyle Barışmak’, Vandana Shiva’nın kırk yıla yayılan dünya ve insan haklarını savunma mücadelesinin meyvesi.

Shiva, ekolojik ve etik sınırlara saygı duymayan, eşitsizliği, açgözlülüğü, adaletsizliği ön planda tutan yeryüzüyle savaşın dünyayı getirdiği yıkımın çarpıcı bir resmini çektiği gibi, doğada ve gıdada adaleti nasıl sağlayabileceğimizi de tartışıyor.

Sınırsız büyüme üzerine kurulu olan küresel şirket ekonomisinin, gezegene ve insanlara karşı sürekli bir savaş ekonomisi haline geldiğini ve yeryüzüyle barışmanın, günümüzde yeryüzüne ve insanlara karşı açılan savaşlara şahitlik etmek olduğunu belirten Shiva, aynı zamanda bu şahitliğin dünyanın, toprağın, suyun, ormanların, tohumların, biyolojik çeşitliliğin ve insanların haklarını savunmak için verilen mücadelelerin hikâyelerini anlatıyor.

Neoliberal ekonomik küreselleşme modeli, başka bir alternatifin olmadığı varsayımına dayanır.

Ancak yerli kültürlerde ve yerel ekonomilerde, pek çok alternatif bulunuyor.

Vandana Shiva da, bugün yaşadığımız krize çözüm olacak pek çok alternatifi bu kitabında karşımıza çıkarıyor.

  • Künye: Vandana Shiva – Yeryüzüyle Barışmak, çeviren: Tuğba Elçin, Yeni İnsan Yayınevi, ekoloji, 248 sayfa, 2021

Vandana Shiva – Petrol Değil Toprak (2012)

  • PETROL DEĞİL TOPRAK, Vandana Shiva, çeviren: Özge Olcay, Sinek Sekiz, ekoloji, 204 sayfa

 PETROL

Aktivist Vandana Shiva, fosil yakıtların yarattığı ekonomik, ekolojik ve siyasî felaketler karşısında okurlarını uyarıyor; petrolden toprağa geçişin ekonomik, politik ve kültürel sonuçlarını irdeliyor. Petrol çağının; sermayenin, merkezi kontrolün, kirliliğin, sürdürülemezliğin, eşitsizliğin ve savaşın başlıca nedeni olduğunu vurgulayan Shiva, petrolden toprağa geçişin, petrol ve petrol kaynaklı masrafları için şirketlere mali destek sağlayan, fosil yakıt temelli küresel bir ekonomiden, yenilenebilir bir enerji temelli, iklim değişikliğine uyum sağlayan ve yerel ekonomilerden kurulu bir ağa geçmek anlamına geldiğini söylüyor.

Vandana Shiva (der.) – Tohum ve Gıdanın Geleceği Üzerine Manifestolar (2012)

  • TOHUM VE GIDANIN GELECEĞİ ÜZERİNE MANİFESTOLAR, derleyen: Vandana Shiva, çeviren: Aykız Doğan, Sinek Sekiz Yayınevi, ekoloji, 125 sayfa

 

Uluslararası çapta tanınan bir çevre aktivisti ve bilim kadını olan Vandana Shiva’nın derlediği elimizdeki kitap, büyük şirketlerin tekeline aldığı gıda ve tohumların, ait oldukları yere, yani doğaya ve adil bir biçimde insanların tümüne iade edilmesini talep eden manifestolardan oluşuyor. Shiva’nın yanı sıra, Carlo Petrini, Prens Charles, Michael Pollan ve Jamey Lionette tarafından kaleme alınmış yazılar ile Tohum ve Gıdanın Geleceğine İlişkin Uluslararası Komisyon’un hazırladığı iki manifesto barındıran kitap, insanın daha özgür bir yarın kurması için neden tohumları kölelikten kurtarması gerektiğini açıklıyor.

Vandana Shiva – İyilerin Yanında (2012)

  • İYİLERİN YANINDA, Vandana Shiva, çeviren: Çağrı Ekiz, Sinek Sekiz Yayınevi, ekoloji, 150 sayfa

 

Hindistanlı Vandana Shiva, kuantum fizikçisiyken, kariyerini bir yana bırakıp, hayatını tümüyle doğa için mücadeleye ayırmış. Bir doğa tutkunu olmasının yanı sıra, üniversitelerde ekoloji, feminizm ve küreselleşmeyle ilgili dersler veren Shiva, Time dergisi tarafından “Çevre kahramanı” olarak ilan edilmiş, Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmişti. İşte bu kitap, Himalayalar’daki küçük bir köyden çıkarak ekoloji konusunda dünyanın önde gelen isimlerinden biri haline gelen Shiva’nın ilk ağızdan anlatımlarına dayanıyor. Shiva, otuz yıllık mücadelesini anlatırken, okurlarını da çevre öğretisi konusunda aydınlatıyor.