Virginia Woolf – Yazınsal Ustalık (2024)

Dünya edebiyatının seçkin yazarlarından Virginia Woolf, roman ve öykülerinin yanında yazdığı edebiyat eleştirileri, denemeler ve anı yazılarıyla da okurlarının dikkatini her zaman çekti.

Çekmeye de devam ediyor.

Woolf, bu seçkideki yazılarında, geçtiğimiz yüzyılın başında bir kadın olarak yazarlık yapmaya çalışmanın zorluklarına değiniyor; kendi edebi hazzına, çağdaşı yazarların eserleri ve kişilikleri üzerine düşüncelerine ışık tutuyor.

Yetenekli bir kalem, aydın bir zihin ve çok yönlü bir entelektüel olarak entelektüel kimliğinin savunmasını yapmış; Henry James’ten E. M. Forster’a bir dizi önemli yazara ilişkin görüşleri ve aktardığı dedikodularla, öğretici, yer yer eğlenceli ama son derece yalın denemeler kaleme almış Woolf.

Edebi zevki, yazma özgürlüğünü ve dönemin en büyük entelektüel sorunlarından biri olan temsilde cinsiyet eşitsizliğini konu edinen denemeleri, bugün bile tazeliğini, geçerliliğini koruyor…

  • Künye: Virginia Woolf – Yazınsal Ustalık: Yazmak, Yazma Özgürlüğü ve Edebi Cinsiyetçilik Üzerine Düşünceler, çeviren: Zuhal İnal Baycılı, Kanon Kitap, deneme, 176 sayfa, 2024

Jonah Lehrer – Proust Bir Sinirbilimciydi (2020)

‘Proust Bir Sinirbilimciydi’, sanatçıların olağanüstü sezgilerine methiye niteliğinde bir eser.

Jonah Lehrer, yeni bir baskıyla yayımlanan çalışmasında, sanat tarihine damga vurmuş sekiz isim üzerinden, sanatçıların bilim alanında kanıtlanmış olguları bilimcilerden önce sezgileriyle öngörmelerini ve bunun sanatçının kendine has yaratıcı gücüyle nasıl ilişkili olduğunu anlatıyor.

Yazar, Marcel Proust’tan Paul Cézanne’a, Auguste Escoffier’den İgor Stravinski’ye, Virginia Woolf’tan Gertrude Stein’a sekiz yazar ve sanatçının insan deneyimlerine nasıl baktığını ve bunları nasıl yorumladıklarını irdeliyor.

Lehrer’e göre Proust’un romanları belleğimizin, Cézanne’ın resimleri görme duyumuzun, Stravinski’nin müziği işitsel algımızın, Stein’ın şiirsel arayışları dil yetimizin, Woolf’un bilinçakışı metinleri de zihnimizin çalışma ilkelerini doğru bir şekilde önceden ortaya koymuşlardır.

Lehrer, bunu yaparken de sanatla bilim arasındaki katı işbölümüne de karşı çıkıyor ve bunu aşmanın bir yolu olarak da “dördüncü kültür” yaklaşımını öneriyor.

Lehrer’e göre, sahip olduğumuz iki kültürün alışkanlıklarını değiştirmemiz gerekiyor ve daha da önemlisi beşeri bilimler pozitif bilimlerle bağ kurmalıdır.

  • Künye: Jonah Lehrer – Proust Bir Sinirbilimciydi, çeviren: Ferit Burak Aydar, Ayrıntı Yayınları, bilim, 240 sayfa, 2020

Katherine Mansfield – Seçme Mektuplar (2016)

Katherine Mansfield’ın bir yazar ve insan olarak kapsamlı bir portresini ortaya koyan mektupları, burada.

John Middleton Murry’den Garnet Towell’a, Bertrand Russell’dan Virginia Woolf’a pek çok isme yazılmış bu mektuplar asıl halleriyle; bir kronoloji ve mektuplarda adı geçenlerin biyografik listesiyle sunulmakta.

  • Künye: Katherine Mansfield – Seçme Mektuplar, çeviren: Ayşe Serap Avanoğlu ve Cansu Dikme, Cümle Yayınları

Virginia Woolf – Kitap Nasıl Okunmalı? (2015)

Virginia Woolf’u hem usta bir yazar olarak hem de okuma ve yazma üzerine ufuk açıcı denemelerin sahibi olarak severiz.

Woolf bu kitabında ise, İngiliz edebiyatının gelişiminden nitelikli okumaya ve bir eseri klasik yapan kıstaslara pek çok konuyu, derin bilgisi ve maharetiyle ele almakta.

  • Künye: Virginia Woolf – Kitap Nasıl Okunmalı?, çeviren: Selin Beyhan, Alakarga Yayınları

Lauren Elkin – Flanöz: Şehirde Yürüyen Kadınlar (2018)

Lauren Elkin’den, şehirde yürüyen kadınların, flanözlerin tarihi.

Başka bir deyişle, kadın kent gezginlerinin bir şeceresi.

Flanör, Paris’in pasajlarında “amaçsızca dolaşan kişi” anlamına geliyor ve kavramın kendisi de daha ziyade erkekleri kapsıyor.

Elkin de, flanörü erilden dişile flanöz şeklinde dönüştürüyor ve hem kavramın temsil ettikleri üzerine derinlemesine düşünüyor hem de bunu temsil eden kadın figürlerin dünyasına iniyor.

Elkin, okurunu Paris, New York, Tokyo, Venedik ve Londra’nın sokaklarında bir yolculuğa çıkarıyor ve George Sand, Virginia Woolf, Jean Rhys, Agnes Varda, Sophie Calle, Martha Gellhorn ve Joan Didion gibi güçlü kadınların, birer flanöz olarak izlerini takip ediyor.

Deneme, biyografi, kültürel tarih, gezi, edebi eleştiri, kent topografyası ve anı türlerinin harika bir bireşimi olarak okunabilecek kitap, kadınların edebiyat, sanat, tarih, sinema aracılığıyla şehirle, metropolle kurdukları ilişkinin tarihini kapsamlı bir gözle ortaya koymasıyla çok ilgi çekici.

Lauren Elkin’in kitabı, sürekli sokaktan kovalanan kadınların, geçmişten bugüne kamusal alanla nasıl güçlü bir bağa ve tarihe sahip olduklarını gözler önüne sermesiyle, özellikle kadın okurlar için güçlü ve güncel bir moral kaynak olmaya aday.

  • Künye: Lauren Elkin – Flanöz: Şehirde Yürüyen Kadınlar, çeviren: Doğancan Dilcun Doğan, Nebula Kitap, deneme, 372 sayfa, 2018

 

Virginia Woolf – Benlik Üzerine Denemeler (2017)

Virginia Woolf’un, şu ana kadar üzerine çokça tartışılmış ve halen tartışılan “benlik” kavramını irdelediği denemeleri…

Yazar burada, “Ben kimim?”, “Diğer herkes kim?” gibi sorularda vücut bulan, sonlu benliğin tabiatı ya da bireysel deneyimin nasıl kavranıp ayırt edilebileceği ve aktarılabileceği üzerine ayrıntılı bir bakışla düşünüyor.

Yazara göre her bireysel benlik herhangi birileridir, herkestir ama yine de her bir benlik tamamen bambaşkadır.

Öte yandan her benlik yeryüzünde bir kez, etrafındaki her şeyle; gerçeklikle, toplumla, sıradan hayatın güzellikleri, zevkleri ve trajedileriyle bir çarpışma anında var olur.

Woolf’un buradaki denemelerinde “benlik” merkezi rolde olsa da, yazarın farklı konulara dair fikirlerini de sunuyor.

Modern kurmaca, kurmaca karakter, kitap nasıl okunmalı, kadınlar için meslekler ve insani sanat, bunlardan birkaçı.

  • Künye: Virginia Woolf – Benlik Üzerine Denemeler, derleyen: Joanna Kavenna, çeviren: Esra Çakıruylası, Ayrıntı Yayınları, deneme, 144 sayfa

Carol Prunhuber – Çağlar Boyunca Büyük Kadınlar (2014)

Carol Prunhuber çalışmasında, erkek egemen dünyada savaşmış ve kendini bu mücadeleyle unutulmaz kılmış kadınların izini sürüyor

Kitap, üç buçuk milyon yıl önce yaşamış tarih öncesi bir kadın olan Lucy’den başlayarak kurucu, kraliyet gözdesi, savaşçı, kanun kaçağı, yazar, sanatçı, yıldız ve siyasi öncü kadınların hikâyelerini anlatıyor.

Çalışmada karşımıza çıkan kimi kadınlar ise şöyle:

Havva, Lilith, Eskimo kültüründeki Sedna, Hindistanlı Sita, Isolde, Şehrazat, Boudicca, Maria Curie, İsveç Kraliçesi Christina, Mata Hari, Hürrem, Virginia Woolf, Margaret Sanger, Helen Keller, Coco Chanel, Angela Davis, Grace Kelly, Rachel Carson ve Azize Teresa.

  • Künye: Carol Prunhuber – Çağlar Boyunca Büyük Kadınlar, çeviren: Burcu Yalçınkaya, Avesta Yayınları, inceleme, 454 sayfa

Ertuğ Uçar – Woolf’un İzinde (2017)

Ertuğ Uçar’ın bu kitabının ilk nüveleri, kendisinin deniz fenerlerine duyduğu tutkuyla ortaya çıkmış.

Yazarın, Virginia Woolf’un meşhur Deniz Feneri kitabına ilham kaynağı olan Godrevy Fenerini görmesiyle de kitabın devamı deyim yerindeyse çorap söküğü gibi gelmiş.

Bu kitap, Uçar’ın yazma deneyimini kelime ve kavramlara döktüğü ve bunu yaparken de Woolf’un ardında bıraktıklarının ince ince izini sürdüğü bir anlatı aslında.

Antalya, İstanbul, Eastburne ve St. Ives arasında hem coğrafi hem zihinsel bir yolculuğa çıkan Uçar’ın kitabı, neden yazdığımız, nasıl yazdığımız, yazarken neler yaşadığımız ve yazmamızın altındaki psikolojik ve varoluşsal etkenler konusunda bir tefekkür metni.

Yazar adaylarının da kendini ispatlamış yazarların da bakmakla iyi edecekleri bir kitap.

  • Künye: Ertuğ Uçar – Woolf’un İzinde, Can Yayınları, deneme, 96 sayfa

Lydie Salvayre – Yedi Kadın (2016)

  • YEDİ KADIN, Lydie Salvayre, çeviren: Atakan Karakış, Alakarga Yayınları

yedi-kadin

Edebiyatın erkeklerin tekelinde olduğu bir dönemde ayakta kalmayı başarmış 7 kadının hikâyesi. Kitap, Emily Brontë, Djuna Barnes, Sylvia Plath, Colette, Marina Tsvetaeva, Virginia Woolf ve Ingeborg Bachmann’ın çocukluklarından yetişkinliğe uzanan hayatlarının izini sürüyor, onların yazarlık maceralarındaki dönüm noktalarını saptıyor.

Virginia Woolf – Bütün Öyküleri (2013)

  • BÜTÜN ÖYKÜLERİ, Virginia Woolf, hazırlayan: Susan Dick, çeviren: Deniz Arslan, Timaş Yayınları, öykü, 506 sayfa

BUTUN

Elimizdeki kitap, Virginia Woolf’un yazarlık geçmişinin tamamını kapsıyor. Kitap,  yazarın en eski tarihli öyküsü olan 1906’da yayınlanmış ‘Phyllis ve Rosamond’ öyküsüyle açılıyor, Woolf’un tamamladığı son kurgusal yapıt olan 1941 tarihli ‘Kaplıca’ ile kapanıyor. Kitabın ilgi çeken yönü, Woolf’un çıraklıktan ustalığa uzanan yazma serüvenini adım adım ortaya koyması. Edebi macerasında deneysel arayışlarıyla da bilinen yazarın öyküleri, bu anlamda çeşitlilik arz etmeleriyle dikkat çekiyor diyebiliriz. Woolf kimi öykülerinde geleneksel anlatı biçimini yansıtırken, kimi öykülerinde perspektif kaymalarına, lirik yazıma başvuruyor.