Andrew Ross – Krediokrasi ve Borç Reddi Davası (2015)

Kredi ve borçlanma yoluyla, devletin halk üzerindeki sömürü faaliyetlerinin ibretlik öyküsü, bu kitapta.

ABD bankaları, 2013’ün yalnızca üç ayında 42,2 milyar dolar kâr ederek rekor kırdı.

Böylece bankalar bir çeyrekte elde edilen en yüksek kâra ulaştılar.

Bu kârın aslan payı altı bankaya gitti (Bank of America, Citigroup, Wells Fargo, JPMorgan Chase, Goldman Sachs ve Morgan Stanley).

Hâlbuki bu bankalar, kurumsal açgözlülükleri nedeniyle 2008’de küresel ekonominin mahvolmasına neden olmuştu ve bu olağanüstü kâr oranı, söz konusu bankaların krizden önceki hallerine göre daha büyük ve güçlü hale geldiklerini açıkça ortaya koyuyor.

İşte bu ve bunun gibi çarpıcı örnekler üzerinden ilerleyen Andrew Ross, borç sorunu bahanesiyle halkın sağlık, ulaşım ve kent haklarının nasıl daha yoğun sömürüldüğünü açıklıyor.

  • Künye: Andrew Ross – Krediokrasi ve Borç Reddi Davası, çeviren: Emrullah Ataseven, Ayrıntı Yayınları

Bob Jessop – Kapitalist Devletin Geleceği (2009)

Bob Jessop ‘Kapitalist Devletin Geleceği’nde, kapitalizmi ve kapitalist devlet yönetimini ayrıntılı bir analize tabi tutuyor.

Çağdaş kapitalizmin ekonomik kategorilerini tahlil eden Jessop, devletin biçim ve işlevlerinin farklı boyutlarına odaklanıyor.

Savaş sonrası devlet biçimi, Atlantik Fordizminin düzenlenmesinde anahtar bir rolü olan Keynesci ulusal refah devleti anlayışı, post-Fordist birikim rejiminin doğası, refah devletinin yeniden tasarlanması, krizlere tepki olarak kapitalist devlet tipinin yeniden ölçeklendirilmesi, yeni rekabet biçimleri ve kapitalist sistemi başarısızlığa götüren süreçler, Jessop’un irdelediği konulardan birkaçı.

  • Künye: Bob Jessop – Kapitalist Devletin Geleceği, çeviren: Ahmet Özcan, Epos Yayınları, siyaset, 462 sayfa

Samir Amin – Küreselleşmiş Değer Yasası (2018)

Yakın zamanda aramızdan ayrılan, önde gelen Marksist düşünürlerden Samir Amin, sosyal adalete Marksist iktisadın penceresinden bakıyor ve Marksizmin bu alandaki güncel ve tarihsel sorunlara getirebileceği çözümler üzerine derinlemesine düşünüyor.

Karl Marx’ın tanımladığı şekliyle “değer yasası”nı, “küreselleşmiş değer yasası” olarak yeniden yorumlayan Amin, bunu, siyasi iktidar ile kapitalist ve kapitalizm öncesi ekonominin sistematik eklemlenme sorununun tahlili bağlamında yapıyor.

Kitapta,

  • Kapitalist üretim tarzında sermaye birikimi,
  • Parasal denge ve faiz oranı teorisi,
  • Artık ürünün kapitalistler ve toprak sahipleri arasında bölüşülmesi ve toprak rantı teorisi,
  • Emperyalist sistemde dünya ölçeğinde birikim, emek gücü fiyatı hiyerarşisi ve emperyalist rant,
  • Ve bunun gibi pek çok ilgi çekici konu tartışılıyor.

Künye: Samir Amin – Küreselleşmiş Değer Yasası: Kıyısı Olmayan Marx, çeviren: Fikret Başkaya, Yordam Kitap, iktisat, 143 sayfa, 2018

 

Steven M. Beaudoin – Yoksulluğun Kısa Tarihi (2018)

Yoksulluk dünya tarihinin ilk zamanlarından bugüne süren büyük bir problem.

2001’de, Mozambik, Mascarenha’da 500 binden fazla nüfusa yalnızca bir ambulans hizmet vermekteydi.

Yalnızca bu da değil: Her dört kişiden üçü, günlük 40 cent’ten daha az bir ücretle yaşa mücadelesi veriyordu.

Bu, yoksulluğun korkutucu boyutları hakkında verebileceğimiz pek çok örnekten yalnızca biridir.

‘Yoksulluğun Kısa Tarihi’ de, 16. yüzyıldan başlayarak, yoksulluğun küresel bir sorun haline dönüştüğü döneme uzanarak konuyu geniş bir çerçeveden ele alıyor.

Kitapta,

  • Modern zamanın başlarında yoksullara yapılan yardımlardaki yenilikler,
  • 1500 yılından sonra yoksulluğun küresel bir boyuta ulaşırken ortaya çıkan eğilimlerin nedenleri,
  • 1945’ten bu yana yoksullara yapılan yardımlar,
  • Ve yoksulluğun, bütün dünya için ortaya koyduğu ahlaki sorumluluk gibi birçok konu tartışılıyor.

Kitap, yalnızca yoksulluğa daha yakından bakmak için değil, vahşi kapitalist düzenin dünya çapında yarattığı tahribatın boyutlarını daha iyi kavramak için de birebir.

  • Künye: Steven M. Beaudoin – Yoksulluğun Kısa Tarihi, çeviren: Tugay Kaban, Dedalus Kitap, tarih, 206 sayfa, 2018

Aslıhan Aykaç – Yeni İşler, Yeni İşçiler (2009)

Aslıhan Aykaç ‘Yeni İşler, Yeni İşçiler’de, turizm sektöründe emek tartışmalarını, Türkiye’nin üç turizm bölgesinden örnekler üzerinden irdeliyor.

Emeğin, basit bir şekilde üretim sürecinde bir girdiye indirgenmesinin ve sosyal boyutundan soyutlanmasının, genel olarak hizmet sektörü ve özel olarak da turizm sektörü açısından sorunlu olduğunu söyleyen Aykaç, yedi bölümde, sorunlu dediği söz konusu yapıyı inceliyor.

Türkiye’nin söz konusu bölgelerinde alan çalışmaları da yapan yazar, ele aldığı üç örnek için tarımsal yapı, sektör yapısı ve emeğin sosyal özelliklerine bakarak, farklı turizm gelişmesi ve sınıf oluşumu modellerini ortaya koyuyor.

  • Künye: Aslıhan Aykaç – Yeni İşler, Yeni İşçiler: Turizm Sektöründe Emek, İletişim Yayınları, inceleme, 207 sayfa

Gary B. Gorton – Finansal Krizleri Yanlış Anlamak (2018)

Bugünün ekonomistleri, krizlerin gelişini neden göremiyor?

Ekonomistler, 2007’den önce ABD’de bir daha finansal krizlerin yaşanmayacağını savunuyorlardı.

Fakat daha sonra ABD ekonomisinde büyük bir gedik yaratması yetmiyormuş gibi bütün dünya ekonomilerine de yansıyan 2008 krizi yaşandı.

Peki, ekonomistler nerede yanıldı?

Gary Gorton, tam da bu konunun izinde 1934-2007 arasında ABD’de neden hiç kriz yaşanmadığı olgusunu kapsamlı bir şekilde açıklıyor.

Gorton burada, 1934’ten beri krizleri önleyen başarılı düzenlemelerin finans sektöründeki yeniliklere yeterince ayak uyduramadığını, bunun sebebinin de bir yönüyle ekonomistlerin yanlış anlamaları olduğunu savunuyor.

Krizlerin hangi şartlarda ortaya çıktığı ve birbirini nasıl etkileyip tetiklediğini irdeleyen Gorton, ekonomistlerin, pek çok önemli hususu; örneğin sermaye piyasalarında ve bankacılık sisteminde yaşanan evrimi, yeni finans enstrümanlarını ve yeni para piyasalarının boyutunu ıskaladığını söylüyor.

Banka borcu ve likidite, kredilerde ani artışlar, ahlaki tehlikeler ve kurumların devasa büyüklükte olması gibi kilit meseleleri, krizin önemli faktörleri olarak ele alan Gorton, hem bugünün piyasalarını anlamamıza olanak verecek hem de gelecekteki olası finansal felaketleri öngörmemizi sağlayacak sağlam bir bakış açısı sunuyor.

  • Künye: Gary B. Gorton – Finansal Krizleri Yanlış Anlamak, çeviren: Mehmet Doğan, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, iktisat, 280 sayfa, 2018

Kolektif – Yaşlanma ve Yaşlılık (2018)

Fakat uzmanlar, 2050’ye gelindiğinde, ülkenin demografik yapısında 80 yaş üstü nüfusun çok artacağı öngörüsünde bulunuyor.

Peki, bugün ve gelecekte yaşlı olmanın zihinsel, bedensel ve toplumsal sonuçları ne olabilir?

İşte, alanında uzman isimlerin katkıda bulunduğu bu kitap, nöroloji, psikoloji, demografi, sosyoloji, hukuk, ekonomi, medya çalışmaları, yeni teknolojiler ve sosyal politikalar çerçevesinden yaşlılık ve yaşlanma olgularına çok yönlü bir şekilde bakıyor.

Türkiye ve dünyadan pek çok örnekle desteklenen çalışma,

  • Yaşlılığın biyososyal boyutları,
  • Yaşlılıkta biyolojik saatin önemi,
  • Yaşlılığın psikolojik ve toplumsal boyutları,
  • Türkiye ve Avrupa’da nüfus yaşlanmasının karşılaştırılması,
  • Ders kitaplarında yaşlılık temsili,
  • Sinemada yaşlılık ve erkeklik,
  • Yaşlı bireylere insan hak ve özgürlükleri perspektifinden bakış,
  • Yaşlı sağlığında geronteknolojik ürünlerin kullanımı,
  • Türkiye’de nüfus yaşlanmasının ekonomik sonuçları,
  • Ve Sosyal politikalar ve yaşlanma gibi önemli konular irdeleniyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Gülüstü Salur, Reşit Canbeyli, Ryan Wise, Alan Duben, Kenan Çayır, Itır Erhart, Hande Eslen-Ziya, İdil Işıl Gül, Seray Öney Doğanyiğit, Aylin Seçkin, Patrick Georges ve Volkan Yılmaz.

  • Künye: Kolektif – Yaşlanma ve Yaşlılık: Disiplinlerarası Bakış Açıları, derleyen: Alen Duben, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, sosyoloji, 208 sayfa, 2018

 

Kolektif – Türkiye’de ve Dünyada Ekonomik Bunalım (2009)

Bağımsız Sosyal Bilimciler tarafından kaleme alınan ‘Türkiye’de ve Dünyada Ekonomik Bunalım’, dünyanın dört bir yanını sarmış 2008 ekonomik krizini inceliyor.

Türkiye’de emeği ile geçinen sınıfların yoksullaşma eğilimlerinin siyasal arka planı, bu sınıfların yaşam koşullarına dair gözlemler, yaşanan son krizle kapitalizmin doğası arasındaki ilişki, Türkiye ekonomisinde bunalımdan önce gözlemlenen durgunluğa gidiş işaretleri ve Türkiye’nin IMF ile sonuçlandıramadığı mali destek anlaşması müzakereleri, kitapta ele alınan konulardan birkaçı.

Krizi çok yönlü bir şekilde inceleyen çalışma, Türkiye’de hükümetin aldığı veya almayı planladığı önlemleri de tartışıyor.

  • Künye: Kolektif – Türkiye’de ve Dünyada Ekonomik Bunalım, 2008-2009, Yordam Kitap, ekonomi, 213 sayfa

Selwyn Parker – Büyük Çöküş (2009)

Selwyn Parker ‘Büyük Çöküş’ başlıklı elimizdeki önemli kitabında, milyonlarca insanın tasarrufunun yok olduğu, daha sonra Büyük Buhran olarak anılacak 1919 Wall Street felaketini ve bunun devamında Dünyanın büyük bir ekonomik buhrana sürüklenişini kapsamlı bir bakışla anlatıyor.

Parker’ın, krizin aktörleri hakkındaki nitelikli çalışması, ayrıca bu büyük yıkımın ekonomik, politik, sosyolojik ve psikolojik sonuçlarını gözler önüne seriyor.

Yazar, bu felaketin farklı öykülerini sunduğu gibi, çöküş sonrasında yaşanan bunalım sırasında ekonomilerini güçlendirmeyi başarmış Japonya, İsveç, Hindistan ve Çin gibi ülkelerin başarı öykülerinin arkasındaki dinamikleri de irdeliyor, bunun yanı sıra krizi fırsata çeviren sektörleri de analiz ediyor.

  • Künye: Selwyn Parker – Büyük Çöküş, çeviren: Burcu Çekmece, Arkadaş Yayınevi, tarih, 352 sayfa

Zygmunt Bauman – Iskarta Hayatlar (2018)

Ekonomik ve teknolojik ilerlemenin büyük bedelleri oldu.

Örneğin Sanayi Devrimi’nden itibaren yeni üretim yöntemlerinin bulunuşundan günümüze, geleneksel mesleklerin çoğu geriledi.

Bu durum, ihtiyaç fazlası, gereksiz, ıskartaya çıkarılmış insanların çoğalmasına neden oldu.

Özellikle küreselleşme ve teknolojideki gelişmeler atık insan sorunun sadece belli ülkelerin değil, tüm dünyanın meselesi haline getirdi.

İşte Zygmunt Bauman ‘Iskarta Hayatlar’da, sürekli büyüyen “atık insan” ve “insan atığı” sorununun geldiği vahim boyutu gözler önüne seriyor.

“Atık insanların” neden ortaya çıktığı, bu insanların günümüzde büyük bir sorun haline gelmesinin ekonomik ve siyasi nedenleri, ülkelerinde yaşama seçenekleri azaldığı için göç eden insanların başka ülkelerin siyasetçileri tarafından nasıl vatandaşlarının güvenlik endişelerini depreştirmek amacıyla kullanıldıkları, kitabın odaklandığı kimi konular.

Bauman, yalnızca bu büyük sorunun dinamiklerini çok yönlü bir bakışla ortaya koymakla yetinmiyor, aynı zamanda insan atıklarının siyasete, kültüre, hayatımıza ve hatta ilişkilerimize etkilerini de tartışıyor.

  • Künye: Zygmunt Bauman – Iskarta Hayatlar: Modernite ve Safraları, çeviren: Osman Yener, Can Yayınları, sosyoloji, 168 sayfa, 2018