N. Defne Karaosmanoğlu – Yemekle Devriâlem (2017)

Yemek kültürü ile milletler, dinler, sınırlar ve kimlikler arasında nasıl bir ilişki vardır?

Yemek, kültür ve iletişim alanında çalışmaları bulunan Defne Karaosmanoğlu, tam da bu sorunun yanıtını aramak üzere yola çıkan ‘Yemekle Devriâlem’de, disiplinlerarası bir perspektifle farklı mutfak kültürlerinin ve bunların zengin yansımalarının izini sürüyor.

Uzun yıllara yayılan bilgi, deneyim ve anlayışlarla biçim alan dünya çapından yemek kültürlerine yakından bakan kitap, yemek kültürü ile

  • Küresellik/yerellik,
  • Devlet politikaları ve ulusal temsiller,
  • Kimlik ve aktivizm,
  • Batılılaşma ve Osmanlılık,
  • Ve Teknoloji arasındaki ilişkileri tartışıyor.

Yediği yemeğe, içtiği suya farklı pencerelerden bakmak isteyenlere önerilir.

  • Künye: N. Defne Karaosmanoğlu – Yemekle Devriâlem, Kitap Yayınevi, sosyoloji, 190 sayfa

Didier Nourrisson – Sigaranın Kültürel Tarihi (2017)

Yakın tarih profesörü Didier Nourrisson içki, tütün, uyuşturucu gibi bağımlılık yapıcı maddelerin tarihi üzerine yaptığı çalışmalarla biliniyor.

Nourrisson’nun, zengin ayrıntılarla bezeli elimizdeki çalışması da sigaranın icadından tüttürme adabına, orduda tütünün kullanımından tütün sektöründe çalışanlara ve sigaranın sebep olduğu sağlık sorunlarına pek çok konuya uzanıyor.

Kitapta ele alınan kimi konular şöyle:

  • Avrupa’da ilk sigara olan İspanyol sigarasının ortaya çıkışı,
  • Fransa’da enfiye zamanları,
  • Romantik tüttürme deneyimleri,
  • Sigara ve sigara kâğıdının icadı,
  • Endüstriyel sigaranın doğuşu,
  • Tütün karşıtı ilk kampanyaların ortaya çıkışı,
  • İki dünya savaşı arası dönemde sigara,
  • Tiryakilerin kansere yakalanmaları,
  • Sigara karşıtı kampanyalar,
  • Modern hayatta sigaranın dönüşümü…

Sigarayla ilgili tarihsel bakış açısının kültürel eksen üzerine oturtulduğu kitap, sigaranın neden ve nasıl toplumsal bir vaka, bir toplumsal tat haline geldiğini anlamaya çalışıyor.

  • Künye: Didier Nourrisson – Sigaranın Kültürel Tarihi, çeviren: Alev Er, Sel Yayıncılık, tarih, 300 sayfa

Helmut Lethen – Soğuk Temas: İki Savaş Arasında Almanya’da Yaşama Deneyleri ve Mesafe Kültürü (2017)

Kültür eleştirmeni Helmut Lethen’in 1994’te yayımlanan ‘Soğuk Temas’ı, 1914-1945 arası dönemde Alman kültüründe yaşanan travmanın ve bunun sonraya miras kalan izdüşümlerinin izini sürüyor.

Alman İmparatorluğu’nun tarihin tozlu sayfalarında kendi yerini almasından sonra, Alman toplumu kendini bir anda modern hayatın getirdiği karmaşaların göbeğinde bulmuştu.

Modern hayat ve onun gereklerinin aniden su yüzüne çıktığı bu durum karşısında, insanlar cemaat adı altında bir topluluk ideali inşa etmeye koyulmuştu.

Fakat bu durum da, tarihten bildiğimiz gibi, tehlikeli siyasi sonuçlar doğurmuştu.

Öte yandan antropolog Helmuth Plessner de, ‘Cemaatin Sınırları’ adlı kitabıyla, bu cemaat fikrinin varacağı tehlikeli boyutları ortaya koymuş, cemaat fikrinin karşısına da yabancılardan oluşan açık bir toplum fikrini tartışmaya açmıştı.

İşte Helmut Lethen’in bu çalışması da, hem söz konusu sürecin kapsamlı bir belgeselini çekiyor hem de Helmuth Plessner’in tezlerini yeni baştan yorumlamaya koyuluyor.

Kitap bunun yanı sıra, “insan doğası” ve “mesafe” gibi kavramaların tarihsel kökenlerine doğru yol alıyor ve bunun Friedrich Nietzsche, Bertolt Brecht, Siegfried Kracauer, Walter Benjamin, Carl Schmitt ve Ernst Jünger gibi isimlerin fikirleri bağlamında tartışmaya açıyor.

  • Künye: Helmut Lethen – Soğuk Temas: İki Savaş Arasında Almanya’da Yaşama Deneyleri ve Mesafe Kültürü, çeviren: Tuncay Birkan, Metis Yayınları, kültürel çalışmalar, 304 sayfa

Kwame Anthony Appiah – Kozmopolitizm: Dünya Yurttaşlığının Felsefesi (2017)

Avrupa’da sağın yükseldiği, mülteci sorunu bahane edilerek “öteki”nin dışlandığı bir zamanda, “yabancılar”la nasıl diyalog kurulabilir?

Kwame Anthony Appiah, diğer adıyla dünya yurttaşlığı olan kozmopolitizm üzerine yeniden düşünmemizi öneriyor.

Tamamıyla somut örneklerden yola çıkan Appiah, farklılıklardan bahsettiğimizde aslında ne dediğimizi ve ne demek istediğimizi, ahlak ile davranışlar arasındaki çatışmayı, kozmopolitizm konusunda ortaya konmuş deneyimleri de yedeğine alarak tartışıyor.

Yazar bunları yaparken de, Batı düşüncesindeki “biz” ve “öteki” bağlamında yer etmiş bölünmüşlüğü eleştiriyor ve kozmopolit, eşitlikçi bir ilişki için çatışmanın karşısına diyalogu ve kültürler arası karşılıklı etkileşimi çıkarıyor.

Kozmopolitizm üzerine yeniden düşünmek için iyi bir fırsat.

  • Künye: Kwame Anthony Appiah – Kozmopolitizm: Dünya Yurttaşlığının Felsefesi, çeviren: Fezal Gülfidan, Nika Yayınevi, kültür, 200 sayfa

Roland Barthes – Sesin Rengi: Söyleşiler (2017)

“Yazı”nın ve “yazarın/yazmanın” konumundan gündelik yaşamdaki mitlere, klasik yazın üzerine incelemelerden göstergebilim kuramına zengin bir alanda eser üretmiş Roland Barthes’la yapılan, düşünürün dünyasından aydınlatıcı detaylar sunan söyleşiler.

Barthes bu söyleşilerinde sinema, modanın sistemi, kültür ve karşı-kültür, haz, yazı, okuma, edebiyat, öğretim, gerçeküstücüler, beden, hakikat krizi, entelektüelin görevi, aşk, mitler, şiddet ve tembellik gibi pek çok konu hakkındaki görüşlerini, özgün bakış açısıyla paylaşıyor.

“İlk kaybettiğimiz, belli ki, masumiyettir; sözün kendiliğinden diri, doğal, spontane, doğru, bir nevi saf içselliğin dışavurumu olması nedeniyle değil; tersine, sözümüz ağzımızdan çıktığı anda teatraldir, hünerlerini koca bir kültürel ve söylevsel kodlar kümesinden devşirir: Söz her zaman taktiktir…” diyen Barthes’ın söyleşileri, bu büyük düşün insanının engin kültürünü,  sıra dışı zekâsını gözler önüne sermesiyle önemli.

  • Künye: Roland Barthes – Sesin Rengi: Söyleşiler, çeviren: Ahmet Nüvit Bingöl, Metis Yayınları, söyleşi, 328 sayfa

Raymond Williams – Kültür ve Toplum: 1780-1950 (2017)

Raymond Williams’ın ilk baskısı 1958’de yapılan ‘Kültür ve Toplum’u, kültürel çalışmalar disiplinini başlatmış öncü bir eser olarak kabul ediliyor.

Williams’ın buradaki temel tezi, kültür fikrinin ve bu sözcüğün genel modern kullanımlarının, İngiliz düşünce hayatına Sanayi Devrimi diye nitelenen dönemde girmiş olduğu şeklinde özetlenebilir.

Çalışma, bunun nasıl ve neden gerçekleştiğini gösterme ve kültür fikrinin izini günümüze kadar sürme çabasının ürünü.

Dolayısıyla kitap, 18. yüzyılın sonlarından itibaren İngiliz toplumunda yaşanan değişimlere düşünce ve duygu dünyasında verilen tepkilerin bir açıklaması ve yorumu olarak okunmalı.

Williams kültür fikrinin izini sürerken de Edmund Burke, Robert Southey ve Robert Owen’dan başlayarak John Stuart Mill, William Morris, Thomas Carlyle, Bernard Shaw, D. H. Lawrence, Oscar Wilde, T. S. Eliot ve George Orwell’a uzanıyor.

Kitap ayrıca, Marksizm ve kültür ilişkisini tartışmasıyla da önemli.

  • Künye: Raymond Williams – Kültür ve Toplum: 1780-1950, çeviren: Uygur Kocabaşoğlu, İletişim Yayınları, kültür, 501 sayfa

Hasan Ersel – Kâzım Taşkent, Yapı Kredi ve Kültür Sanat (2014)

Ülkenin kültür ve sanat tarihinde önemli yeri olan pek çok etkinliğe imza atmış Kâzım Taşkent’in, Yapı Kredi’de yönetimde olduğu 1944-1972 arasındaki çalışmaları.

Bankanın bu süreçte üstlendiği başlıca kültür ve sanat etkinlikleri ve bunların gerçekleştirilme maceraları, dönem Türkiye’sinin sanat ortamı bağlamında irdeleniyor.

  • Künye: Hasan Ersel – Kâzım Taşkent, Yapı Kredi ve Kültür Sanat, Yapı Kredi Yayınları

Kudret Emiroğlu, A. Cemal Saydam ve Nihal K. Çevik – Hamsi: Kurban O Göze (2008)

Üç yazarlı eldeki kitap, Türkiye’nin en meşhur balıklarından Hamsi’yi, deniz, tarih ve mutfak kültürü yönleriyle değerlendiriyor.

Doğu Karadeniz kültürünün üretim, mutfak, halk edebiyatı gibi birçok öğesinde hamsinin tuttuğu yerin ne denli önemli olduğu bilinir.

Bölgenin, Türkiye’nin toplam balık ve hamsi üretiminde tuttuğu yer düşünüldüğünde, bu durum anlaşılabilir.

Bu kitap ise, hamsinin bölgede sahip olduğu ağırlığı irdelerken, aynı zamanda balığın tarihteki izini de sürüyor.

Kitapta ayrıca, hamsinin başat eleman olduğu lezzetli yemek tarifleri de yer alıyor.

  • Künye: Kudret Emiroğlu, A. Cemal Saydam ve Nihal K. Çevik – Hamsi: Kurban O Göze, Heyamola Yayınları, yemek kültürü, 198 sayfa

Melis Alphan – “Moda Moda” Dedikleri (2008)

Melis Alphan’ın bu kitabı, modaya dair söyleyeceklerini, “modanın, herkesin hayatının bir parçası haline geldiği” fikrinden hareketle söylüyor.

Bu bakış açısından yola çıkan Alphan’ın yazıları da, arada bir modayla dalga geçmelerinin yanı sıra, insanların giyimden ne anladıklarına da kafa yoruyor.

Kitabın en çok, moda kültürünü, Türkiye’de giyimin nasıl algılandığına dair ayrıntılar çerçevesinden sunmasıyla ilgi çektiğini söylemekte fayda var.

Alphan, Türkiye’nin moda kültürünü, gelenek ve modernlik, yerellik ve evrensellik, ulusallık ve küresellik gibi karşıtlıklar üzerinden anlatırken, bu konuda gözlemlediği trajikomik ayrıntıları da anlatmayı ihmal etmiyor.

  • Künye: Melis Alphan – “Moda Moda” Dedikleri, Ayraç Yayınevi, kültür, 176 sayfa

Derya Koptekin – Biz Romanlar Siz Gacolar: Çingene/Roman Çocukların Kimlik İnşası (2017)

Derya Koptekin’in nitelikli çalışması ‘Biz Romanlar Siz Gacolar’, İzmir’deki çingene/roman mahallelerinde yapılan uzun soluklu çalışmalardan yola çıkarak çingene çocukların anlam haritalarını ortaya çıkarıyor.

Kitapta,

  • Türkiye’de yaşayan çingenelerin anlam dünyası,
  • Çingeneler için kullanılan farklı anlamlandırmalar,
  • Çingenelerin diğer kesimlerle, “öteki”yle ilişkileri,
  • Çingenelerin çalışma yaşamı,
  • Sınıfsal bir konum olarak çingene/roman olmak,
  • Çingene mahalleleri ve evleri,
  • Çingenelerde müzik ve dans, düğün, sünnet, Hıdırellez, köstek kesme, gelincik yaktırma, kına ve dövme ve asker uğurlama gibi gelenekler,
  • Türkiye’de çingenelere yönelik ayrımcılık ve önyargılar,
  • Ve çingene çocuklarının gelecek hayalleri gibi konular irdeleniyor.

Bir psikolog olarak sahada birebir çalışan Koptekin’in kitabı, okurunu çingene/romanlara dair bilinen klişelerle yüzleşmeye, onlara gerçekçi ve bir pencereden çağırıyor.

  • Künye: Derya Koptekin – Biz Romanlar Siz Gacolar: Çingene/Roman Çocukların Kimlik İnşası, İletişim Yayınları, inceleme, 205 sayfa