Paul Fauconnet ve Marcel Mauss – Sosyoloji Yazıları (2020)

Sosyolojinin hangi aşamalardan geçerek bir bilim haline geldiği konusunda çok değerli bir çalışma.

İkisi de Fransız sosyoloji ekolünün ilk temsilcilerinden olan Marcel Mauss ve Paul Fauconnet, Fransa’da sosyolojinin adım adım bilim haline gelirken hangi konuları işlediğini, uyguladığı yöntemleri ve bölümlemeleri sunuyor.

Sosyolojinin bugünkü konumuna gelmesi konusunda tarihsel değeri olan bu çalışma, aynı zamanda antropoloji ve diğer bilimlerle kurulan ilişkileri örneklendirmesiyle de önemli.

  • Künye: Paul Fauconnet ve Marcel Mauss – Sosyoloji Yazıları, çeviren: Zuhal Karagöz, Pinhan Yayıncılık, sosyoloji, 128 sayfa, 2020

 

Rebecca Spang – Restoranın İcadı (2020)

‘Restoranın İcadı’, muazzam bir kültür tarihi çalışması.

Rebecca Spang, 18. yüzyıl Fransa’sını odağına alarak gastronomi kültürünün nasıl geliştiğini izliyor.

Bugünkü toplumsal adet ve göreneklerin tarih içinde nasıl ortaya çıktığı konusunda aydınlatıcı bir eser olarak okunabilecek kitap, Fransız devrimi öncesinde ortaya çıkan restoranların, Fransa’nın yaşadığı büyük siyasal ve toplumsal dönüşümde nasıl büyük etkilere vesile olduğunu gözler önüne seriyor.

Spang’a göre, Parisliler bu dönemde kendi yeme içme kültürlerini değiştirerek tüm dünyanın gastronomik haritasını biçimleyen bir sosyal dönüşüme zemin hazırladı.

Yeni baskısıyla raflardaki yerini alan kitap, bu dönemde yaşamış öncü şefler hakkındaki genel yargıyı tersine çeviren çarpıcı detaylar da barındırıyor.

  • Künye: Rebecca L. Spang – Restoranın İcadı: Paris ve Modern Gastronomi Kültürü, çeviren: Bahadır Sina Şener, Dost Kitabevi, kültür tarihi, 333 sayfa, 2021

Aaron Schuster – Haz Sorunu (2020)

 

İnsanoğlunun hazla ilişkisi tuhaf ve zahmetlidir.

Aaron Schuster, psikanalizde yoğun bir şekilde analiz edilen hazzı, aynı zamanda uzun zamandır tartışılmakta olan haz sorununu, Deleuze ve Lacan’ın perspektiflerinin sistematik ve karşılaştırılabilir bir analizini sunarak irdeliyor.

Güdüye, arzuya ve onların insanları hareket ettiren güçlerle tuhaf sarmal ilişkisine yani haz sorununa çok yönlü bir şekilde odaklanan Schuster’in çalışması, Deleuze ve Lacan’ın katkılarını ortaya koymakla yetinmiyor, aynı zamanda kurduğu ilgi çekici bağlantılarla da dikkat çekiyor.

‘Saf Yakınmanın Eleştirisi’nde Freud’un kurduğu nevroz teorisi, Spinoza’nın Tanrı’dan entelektüel yakınması, Deleuzecü büyük yakınma, yakınma felsefesi, “Karşılıklı uyumlu semptomlar” olarak bir aşk teorisi, hazzın kuramsal Heideggerci tezi ve 1920’lerin “ölüm güdüsü edebiyatı” söz konusu ilgi çekici konulardan birkaçı.

Kitabın önsözünün de Slavoj Žižek’in kaleminden çıktığını da belirtelim.

  • Künye: Aaron Schuster – Haz Sorunu: Deleuze ve Psikanaliz, çeviren: Cumhur Özkaya, Sander Yayınları, psikanaliz, 320 sayfa, 2020

Fred Engst – Mao Döneminde Çin’de Sınıf Mücadelesi (2020)

Çin Devrimi’ni doğuran dinamikler nelerdi ve devrim hangi yönde gelişti?

Çin’in başkenti Pekin doğumlu olan ve Maoist Çin’in büyük kitle kampanyalarına tanıklık etmiş, bu hareketlerde bizzat yer almış Fred Engst, Çin Devrimi’ni ana hatlarıyla açıklayarak bu soruya yanıt veriyor.

Çin Devrimi üzerine iyi kotarılmış bir kılavuz olarak okunabilecek çalışma, özellikle Mao döneminde yaşanan sınıf mücadelesini aydınlatmasıyla çok önemli.

Kitap, Çin Devrimi’nin “Toprak Reformu”, “Büyük İleri Atılım”, “Lushan Konferansı”, “Büyük Proleter Kültür Devrimi”, “Düzeltme Hareketi” ve “Sosyalist Eğitim Hareketi” gibi tarihsel uğraklarına uğraması, ülkede farklı çizgiler arasında yaşanan kıyasıya mücadeleyi derli toplu aktarmasıyla da ayrıca dikkat çekiyor.

Kitap, iki bölümden oluşuyor.

İlk bölümde, Mao döneminde sınıf mücadelesinin çeşitli aşamaları ele alınıyor.

İkinci bölümdeyse, Çin’de sosyalizme geçildikten sonra yaşanan sınıf mücadelesi üzerine teorik değerlendirmeler yer alıyor.

  • Künye: Fred Engst – Mao Döneminde Çin’de Sınıf Mücadelesi, çeviren: Onurcan Ülker, Patika Kitap, tarih, 112 sayfa, 2020

Donald Black – Hukukun Hareket Tarzı (2020)

Bugün hukuk sosyolojisinde önemli bir yerde duran Saf Sosyoloji’nin (Pure Sociology) kurucusu Donald Black, yaklaşımını hukuk, sosyoloji, antropoloji ve psikoloji disiplinlerinin kesiştiği yerde kurmuştu.

Black’in kuramı Türkiyeli okurla ilk kez bu kitapla buluşuyor.

Black’in çalıştığı hukuk kuramını yansıtması bakımından büyük önem taşıyan bu çalışma, hukukun sosyal alandaki görünümleriyle ilgili çok sayıda önerme içeriyor.

Burada bilimsel bir hukuk teorisi kurmaya girişen Black, hukukun nasıl işlediğini ve hareket ettiğini gösteriyor; bunun yanı sıra, hukukun niceliğinin nasıl değiştiği sorusunun yanıtını arıyor.

Hukuki çeşitliliğin geniş yapısını ortaya koyan kitap, okurunu, neyin yasadışı olarak tanımlandığı, kimin polisi çağırdığı veya dava açtığı, kimin mahkemeyi kazandığı, kimin temyize gittiği veya bozma aldığı, kimin hangi usulü işlettiği ve sosyal yaşamda hukukun ne derece var olduğu konularında derinlemesine düşünmeye davet ediyor.

Kitaptan bir alıntı:

“Kanunların evrensel ruhu, tüm ülkelerde, zayıfa karşı güçlünün lehinedir ve malı olmayana karşı malı olanın hizmetindedir. Bu sorun kaçınılmazdır ve istisnası yoktur.”

  • Künye: Donald Black – Hukukun Hareket Tarzı, çeviren: Hasan Basri Çifci, Pinhan Yayıncılık, hukuk, 176 sayfa, 2020

Charles W. Mills – Irksal Sözleşme (2020)

Beyaz ırkın üstünlüğü, tarihi şekillendirmiş bir siyasal sistemdir.

Oysa siyaset kuramında bundan hiç bahsedilmez.

Örneğin üniversitelerde aristokrasi, demokrasi, mutlakıyet, liberalizm, temsili hükümet veya sosyalizm gibi pek çok kavram hakkında aydınlatılırız, fakat Batı siyasal düşüncesinin iki bin yıllık tarihine yön vermiş bu temel siyasal sistemin asla sözü edilmez.

Charles Mills’in bu harikulade çalışması ise, beyazların kendi ırksal ayrıcalıklarını farkına dahi varmadan nasıl kanıksadıklarını ve beyaz ırkın üstünlüğünün siyasal bir mefhum, bir hâkimiyet biçimi olarak varlığını nasıl derinden sürdürdüğünü gözler önüne seriyor.

Çalışma, sayesinde beyazların beyaz olmayan insanlar üzerinde tarihsel olarak hüküm sürdüğü ve birçok önemli açıdan hâlen süregiden bu hâkimiyet sistemini çok yönlü bir şekilde izliyor, aslında biz Türkiyeli okurları da hiç sorgulanmayan, sorgulanması yasaklanan ve her türlü engellemeye uğrayan Türk ırkının üstünlüğü üzerine düşünmeye davet ediyor.

  • Künye: Charles W. Mills – Irksal Sözleşme, çeviren: Özgün Aksakal, Patika Kitap, siyaset, 176 sayfa, 2020

Susan Orlean – Kütüphanelerin Bilinmeyen Dünyası (2020)

Kütüphaneler yalnızca kitapları değil, sevgiyi de barındırır.

Buralar zihnimizin ve ruhumuzun ülkesidir.

Susan Orlean’ın bu enfes çalışması da, kütüphanelerin ve kütüphanecilerin sıra dışı hikâyelerini bizimle paylaşıyor.

Dünyanın dört bir yanındaki kütüphanelerin zaman içinde nasıl evrimleştiğini ortaya koyan Orlean, aynı zamanda bizi, kütüphane yöneticiliği yapmış birçok ilginç karakterle de tanıştırıyor.

Kitapta ele alınan ilginç olaylardan biri de, 29 Nisan 1986’daki Los Angeles Halk Kütüphanesi’nde meydana gelen yangın.

Yangında tamı tamına dört yüz bin kitap kül olmuş ve yedi yüz binden fazla kitap da okunamayacak hale gelmişti.

Orlean, bu yangına ve sonrasında yaşananları araştırıyor, ayrıca o süreçte kütüphaneye ateş açtığından şüphelenilen aktör Harry Peak’in de izini sürüyor.

  • Künye: Susan Orlean – Kütüphanelerin Bilinmeyen Dünyası, çeviren: Özlem Özarpacı, The Kitap Yayınları, inceleme, 352 sayfa, 2020

Derya Bengi ve Erdir Zat – 100. Yılında Cumhuriyet’in Popüler Kültür Haritası – 1 (2020)

Üç cilt halinde tasarlanmış, Cumhuriyet’in yüz yıllık popüler kültür haritasını çıkaran eşsiz bir çalışma.

Derya Bengi ve Erdir Zat’ın muazzam çabalarıyla hayat bulan kitabın elimizdeki ilk cildi ise, Cumhuriyet’in 1923-1950 zaman aralığına odaklanıyor ve tek partili dönemden, Atatürk’lü, İnönü’lü yıllardan hikâyeler ve hatıralarla zenginleşiyor.

Bir nevi yakın tarihin kültürel belleğinin kaydını tutan çalışma, bu dönemde toplumsal yaşamda gözlemlenen büyük değişimi ve bu değişimin popüler kültürdeki, folklordaki yansımalarını kayıt altına alıyor.

Kitabı önemli kılan hususlardan biri de, bütün bu kültürel zenginliği ortaya koyduğu gibi, Cumhuriyet tarihinde siyasetin ana istasyonlarına uğramayı da ihmal etmemesi.

Her kitaplıkta bulunması gereken, arşivlik bir eser.

  • Künye: Derya Bengi ve Erdir Zat – 100. Yılında Cumhuriyet’in Popüler Kültür Haritası – 1 (1923 – 1950): “Her Savaştan Bir Yara”, Yapı Kredi Yayınları, kültür, 400 sayfa, 2020

Gustave Le Bon – Devrimin Psikolojisi (2020)

1789 Fransız Devrimi’ni merkeze alarak devrim sürecindeki kitle psikolojisi üzerine derinlemesine düşünen bir çalışma.

Gustave Le Bon, devrimlerin genel özelliklerini ve devrim sürecinde etkin olan rasyonel, duygusal, mistik ve kolektif öğeleri ortaya koyuyor.

Le Bon kitabına, dini devrimlerden ulusal ve bilimsel devrimlere, devrimlerin ortak özelliklerini açıklayarak başlıyor ve devamında da,

  • Devrimlerde egemen olan zihniyet biçimlerini,
  • Devrim sırasında görülen bireysel kişilik değişikliklerini,
  • Fransız Devrimi sırasında filozofların etkilerini,
  • Devrim sırasında monarşiyle ilgili duyguların geçirdiği değişimi,
  • Ve bunun gibi ilgi çekici konuları irdeliyor.

İnsanın her durumda rasyonel bir hayvan olmadığını, duygulara dönüştürülmedikçe aklın kitleleri etkilemediğini çoğu zaman unuttuğumuzu savunan Le Bon, insanın hâlâ inançlarıyla yaşadığını, inançlarını akla dayanarak şekillendirse bile, görüş gücünün, hâlâ onu yönlendiren birçok dürtüye karşı koymasına olanak tanımadığını iddia ediyor.

Kitap bu yönüyle, devrimci yığınların psikolojisine daha yakından bakmak için iyi fırsat.

  • Künye: Gustave Le Bon – Devrimin Psikolojisi: Kitle Zihni Üzerine Tarihin Gözden Geçirilmesi, çeviren: Ayten Gündoğdu, Scala Yayıncılık, tarih, 336 sayfa, 2020

Brian Clegg – Karanlık Madde ve Karanlık Enerji (2020)

Evrendeki en büyük soru işaretlerinden biri olan karanlık madde ve karanlık enerji üzerine çok iyi bir giriş.

Brian Clegg, keyifle okunan bu uzay ve astronomi kitabında, karanlık madde ve karanlık enerji üzerine bilinmesi gereken her şeyi açıklıyor ve bunun yanı sıra, astronomi ile modern fiziğin temel konuları hakkında da bizi aydınlatıyor.

Karanlık madde ve karanlık enerji, evrenin bilim insanlarına sorduğu en zor ve en tuhaf bilmecelerden biridir.

Mesela gördüğümüz ve ölçebildiğimiz şeyler evrenin yalnızca % 5’ini oluşturuyor.

Geri kalan % 95’in varlığını ise, sadece etkilerinden dolayı, sadece matematiksel hesaplamalar yoluyla anlayabiliyoruz.

Dolayısıyla bilim insanlarının evrenin bu anlaşılamayan, kayıp, gizemli kısmına “karanlık madde” ve “karanlık enerji” adlarını vermesi şaşırtıcı değil.

İşte Clegg’in enfes çalışması da, bu gizemli konuyu bizim için daha anlaşılabilir kılmasıyla çok önemli.

  • Künye: Brian Clegg – Karanlık Madde ve Karanlık Enerji, çeviren: Sinan Köseoğlu ve Ege Can Karanfil, Say Yayınları, bilim, 160 sayfa, 2020