Erwin Panofsky – Albrecht Dürer (2024)

Yirminci yüzyılın en büyük sanat tarihçilerinden Erwin Panofsky, evinden ve dilinden uzaktayken giriştiği bu inşayla, ressam ve gravürcü Albrecht Dürer’in dünyasına pek çok kapı ve pencereden giriş yapmamıza imkân tanıyor.

Panofsky’nin binbir emekle ortaya koymuş olduğu bu çalışmada, Dürer’in sanatıyla yaşamı, ilişkileriyle ticari girişimleri, seyahatleriyle sanatsal evrimi, dile ilişkin tasarruflarıyla matematiksel dehası arasında çakan kıvılcımlara tanıklık ediyoruz.

İnce elenip sık dokunmuş, büyüleyici bu çalışma Dürer literatürüne harika bir katkı.

  • Künye: Erwin Panofsky – Albrecht Dürer: Hayatı ve Sanatı, çeviren: Ceren Can Aydın, Alfa Yayınları, sanat, 664 sayfa, 2024

Giorgio Agamben – İçeriksiz Adam (2019)

İtalya’nın önde gelen düşünürlerinden Giorgio Agamben ‘İçeriksiz Adam’da, modern çağda sanatın durumu üzerine düşünüyor.

Hegel’in, sanatın ruhsal işlevini tükettiği ve ruhun kendi gelişiminde sanatın yerinin eskisi denli güçlü olmadığı tezini dikkate alan Agamben, buna karşılık sanatın yok olmaktan ziyade belirsiz bir şekilde de olsa varlığını nasıl sürdürdüğünü tartışıyor.

Modern estetiğin doğuşu, sanatçı izleyici, form ve madde gibi konular etrafında tartışmasını yürüten Agamben, estetik teori tarihinin Kant’tan Heidegger’e kadar yaratıcı bir yorumunu sunuyor ve dahası, modern müzenin doğuşu ve sanat ile terör arasındaki ilişki gibi konularda özgün bakış açıları geliştiriyor.

Modern çağda sanatın kaçınılmaz kaderi olarak “Kitsch”i yorumlayan ve Dürer’in Melancolia’sının özgün bir yorumunu da sunan çalışma, sanat, sanat tarihi, estetik, estetik tarihi ve popüler kültürle ilgilenenlerin kaçırmak istemeyeceği türden.

  • Künye: Giorgio Agamben – İçeriksiz Adam, çeviren: Kemal Atakay, MonoKL Yayınları, estetik, 144 sayfa, 2019

Hélène Prigent – Melankoli (2009)

Melankoli, özellikle Batı kültürünü tarih boyunca en çok meşgul eden konuların başında gelir.

İşte Hélène Prignent, melankolinin kapsamlı bir tarihini verdiği bu rehber kitabında, antik mezar taşlarından başlayarak, Dürer, Valentin, Goya, Delacroix, Friedrich, Munch, Redon, Hopper ve Kiefer gibi isimlerin yapıtlarında melankoliye uzanıyor.

“Bugün melankoli sözcüğünü de içeren bunalım, her dönemin üstüne bir taş eklediği, iki bin yıldan daha yaşlı, eski bir anıtın yüzeyindeki pastan başka bir şey değil aslında,” diyen Prignent, tarih boyunca melankoli’nin aldığı “kara safra”, “kutsal hastalığı”, acedia, spleen, nevrasteni ve bunalım gibi farklı adların ve merkezinde Dürer’in ünlü gravürü Melancolia I’ın bulunduğu zengin ikonografinin izini sürüyor; melankolinin yaratıcılıkla ilişkilendirilmesi ve sahip olduğu sürekliliğin nedenlerini irdeliyor.

  • Künye: Hélène Prigent – Melankoli: Bunalımın Başkalaşımları, çeviren: Orçun Türkay, Yapı Kredi Yayınları, psikoloji, 159 sayfa

Geraldine A. Johnson – Rönesans Sanatı (2013)

 

Oxford Üniversitesi’nde sanat tarihi dersleri veren Geraldine A. Johnson, Rönesans sanatı ve Barok sanat üzerine yaptığı çalışmalarla biliniyor.

Johnson, bu alandan edindiği tecrübeleriyle kaleme aldığı elimizdeki kitabında, Rönesans sanatını önemli isimleri ve karakteristik özellikleriyle, ayrıca dönemin bir panoramasını da çizerek okurlarına tanıtıyor.

Johnson, bir yandan Leonardo da Vinci, Albrecht Dürer, Hans Holbein ve Michelangelo gibi dönemin önemli sanatçılarının eserlerini kapsamlı bir yoruma tabi tutarken, öte yandan o dönemin dünyasında bu yapıtların nasıl algılandığı ve kabul gördüğüyle ilgili özgün analizler de sunuyor.

Rönesans sanatına tarihsel, toplumsal, ekonomik ve kültürel arkaplanından hareketle bakan yazar, dönemin ünlü isim ve eserleri kadar Avrupa’nın farklı bölgelerinden daha az bilinen örnekleri de masaya yatırıyor, bunları birbirleriyle karşılaştırıyor.

Dönemin eser, sanatçı, teknik veya üslup gibi yönlerinin yanı sıra Rönesans sanatının “gözden kaçan” yönlerini de dikkate alarak o zamanın gündelik nesnelerine neden ve nasıl sorularıyla yaklaşıyor.

Konu hakkında kaçırılmaması gereken bir yapıt.

  • Künye: Geraldine A. Johnson – Rönesans Sanatı, çeviren: Füsun Demir, Dost Kitabevi, sanat tarihi, 174 sayfa