Miguel de Beistegui’nin bu çalışması, klasik ontolojiyi yeniden düşünmeye çağıran ve felsefeyi sabit varlık anlayışından koparıp oluşa, fark’a ve hareket’e odaklayan güçlü bir müdahale. ‘Hakikat ve Oluşum: Diferansiyel Ontoloji Olarak Felsefe’ (‘Truth and Genesis: Philosophy as Differential Ontology’), Heidegger ve Deleuze başta olmak üzere çağdaş kıta felsefesinin temel figürlerinden esinle, hakikati durağan bir öz değil, ortaya çıkış (genesis) ve fark (differance) süreçleriyle kavranması gereken dinamik bir yapı olarak yorumluyor.
Beistegui, felsefenin görevinin “doğruyu söylemek” değil, hakikatin nasıl oluştuğunu, yani bir şeyin nasıl “hakikat hâline geldiğini” anlamak olduğunu savunuyor. Bu bağlamda hakikat, varlığın bir temsili değil, onun görünür hâle geliş sürecidir. Klasik metafizik anlayışın aksine, felsefenin amacı sabitlik değil, değişim, köken değil, oluş, öz değil, farktır. Bu noktada Beistegui’nin “fark ontolojisi” dediği yaklaşım devreye girer: varlığı sabit kategorilerle değil, birbirinden farklılaşan ilişkiler ve geçişlerle düşünmek.
Kitap boyunca Deleuze’ün “farkın önceliği” düşüncesiyle Heidegger’in “Varlığın tarihi” yaklaşımı bir araya getirilir. Bu sentez, felsefeyi yalnızca anlam üretimiyle değil, aynı zamanda bu anlamın nasıl üretildiğiyle, ortaya çıktığı koşullarla ilgilenen yaratıcı bir etkinlik olarak tanımlar. Böylece düşünce, temsilden çok edimsel bir güç, sabit doğrulardan çok hareket halindeki bir yaratım süreci hâline gelir.
‘Hakikat ve Oluşum’, okuyucusunu felsefeye bir sistem değil, bir açılım; bir tanım değil, bir soru olarak yaklaşmaya çağırıyor. Ontolojiyi yeniden şekillendiren bu yaklaşım, yalnızca akademik felsefeye değil, dünyayı kavrayış biçimimize de kökten bir alternatif sunuyor: Hakikat, kökeni sabitlenmiş bir “şey” değil, sürekli oluşan, farklılaşan ve anlam kazanan bir süreçtir.
- Künye: Miguel de Beistegui – Hakikat ve Oluşum: Diferansiyel Ontoloji Olarak Felsefe, çeviren: Sinem Özer, Ece Durmuş, Otonom Yayıncılık, felsefe, 464 sayfa, 2025







