August H. Nimtz – Lenin’in Seçim Stratejisi, Cilt: 1–2 (2018)

Dünya tarihine yön veren Ekim Devrimi’nin arkasında, Lenin’in ve Bolşeviklerin dehası yatar.

Bu nedenle, Bolşevik örneği, yerkürenin herhangi bir köşesinde günümüz protestocularına potansiyel olarak zengin dersler sunuyor.

İşte August Nimtz’in bu şahane kitabı, tam da bu derslerin neler olduğunu bu iki ciltlik kapsamlı çalışmasında bizlere sunuyor.

Tamı tamına 704 sayfa bulan çalışmasının ilk cildinde Nimtz, Marx ve Engels’ten yola çıkıp 1905 Devrimi’ne uzanarak seçim kampanyalarının nasıl yürütüleceğinden vekillerin partiye karşı sorumluluklarının ne olması gerektiğine ve bütün bu seçim çalışmalarının Ekim Devrimi’ne giden yolda ne denli büyük önem teşkil ettiğine odaklanıyor.

Kitabın ikinci cildi ise, 1905’ten 1917’ye uzanarak 3. ve 4. Duma deneyimlerini, Alman sosyal demokrasisi ile yaşanan ayrımları, 1. Dünya Savaşı koşullarını, Troçki ve Stalin’in seçim stratejilerini ve bunun gibi, o süreçte yaşanmış daha pek çok konuyu irdeliyor.

Lenin, Ekim Devrimi’nden tam üç yıl sonra, parlamentoda yer almanın sadece yararlı değil, aynı zamanda zorunlu olduğunu da söylemişti.

Bu önemli, çünkü Rus devriminin işçi sınıfının devlet iktidarına tırmanmasında parlamenter alanı kullanan tarihteki ilk devrim olduğu anlamına geliyor.

Peki, Lenin, parlamentoda olmaktan tam olarak neyi kastediyordu?

İşte Nimtz’in çalışması tam da “Sandık mı, sokak mı, her ikisi mi?” sorusuna yanıt vermesi ve bu yönüyle Bolşevik devriminin günümüz protestocularına potansiyel olarak nasıl zengin dersler sunduğunu gözler önüne sermesiyle çok önemli.

  • Künye: August H. Nimtz – Lenin’in Seçim Stratejisi, çeviren: Deniz Tuna, Yordam Kitap, siyaset, 2 Cilt, 704 sayfa

Victor Serge – Gücümüzün Doğuşu (2018)

Victor Serge’in elimizdeki epik romanı, devrimci hareketlerin Avrupa’yı kasıp kavurduğu 1917-1919 yıllarını, İspanya ve Rusya’da yaşanan büyük devrimci atılımları merkeze alarak anlatıyor.

Dünyanın büyük bir savaşla boğuştuğu 1917 yılının baharıyla açılan roman, Rusya’da ve İspanya’da önlenemez bir şekilde ortaya çıkan devrimci kalkışmaların işçilerin yanı sıra bütün bir toplumu nasıl dönüştürdüğünü gözler önüne seriyor.

İspanya’daki devrim fiyaskoyla sonuçlansa da, Rusya’da işçiler, köylüler ve askerlerin bir araya geldiği mücadele başarıya ulaşarak tarihi yeniden yazacak Ekim Devrimi’yle neticelenecekti.

Serge’in, iki şehirde yaşananları birbiriyle karşılaştırarak hikâyesini kurgulaması ise, romanı etkili kılan başlıca husus.

Sıkı bir devrimci olan Victor Serge, 1912-1917 yılları arasını hapiste geçirdi.

Hapisteyken Bolşevik Devrimi’ni heyecanla izleyen Serge, çıktıktan sonra sonra Rusya’ya gitti. 1919’da, devrimden iki yıl sonra Bolşeviklere katılan Serge, karşıdevrimci Beyaz Ordu’ya karşı Petrograd savunmasında yer aldı ve ayrıca gazeteci, editör ve çevirmen olarak Komintern’in ilk üç kongresinde görev üstlendi.

Serge bu romanını da, Stalin’in devrimi boğmaya varan diktatörlük uygulamalarına açıkça karşı çıktığı için yarı-tutuklu bulunduğu bir dönemde kaleme aldı.

  • Künye: Victor Serge – Gücümüzün Doğuşu, çeviren: Gülen Aktaş, Ayrıntı Yayınları, 224 sayfa, 2018

Kolektif – 1917: Rusya’da Devrimde Devrim (2018)

Rusya’da 1917 yılında gerçekleşen ve yüzüncü yılını geride bıraktığımız Ekim Devrimi, tıpkı Fransız Devrimi gibi,  yalnızca yaşandığı çağı değil, geleceği de tümüyle etkilemiş büyük devrimlerden biridir.

Elimizdeki derleme de,  liderlerinden sınıflarına, sıradan insanından siyasetine, afişlerinden sporuna, tiyatrosundan kadınlarına, 1917’nin mirasını ve onun güncelliğini farklı yönleriyle ele alan makaleleri bir araya getirmekte.

Kitapta,

  • 1917 Devrimi’nin tarihyazımında önce çıkan vurgular ve farklılıklar,
  • Petersburg’da devimin gerçekleştiği mekânlar ve devrimin anısına dikilen anıtlar,
  • 1917’ye giden siyasal süreç ve o süreçte yaşanan önemli dönüm noktaları,
  • 1917’nin siyasi düşünce tarihindeki kökleri,
  • Devrim ikonografisinde önemli yer tutan afişler,
  • Devrim tiyatrosunun kitleleri harekete geçirme işlevi,
  • Devrim içinde işçi sınıfının konumu ve rolü,
  • Devrimde kadınların öncü rolü,
  • Devrimin Sovyetler Birliği’nde spora etkileri,
  • Ve Sovyetler Birliği’nin farklı halklarının devrimdeki rolleri gibi, ilgi çekici konular irdeleniyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Onur İşçi, Ateş Uslu, Evrim Eker, Mehmet Ö. Alkan, Y. Doğan Çetinkaya, Bilge Seçkin Çetinkaya, Emek Yıldırım, Yiğit Akın, Masis Kürkçügil ve Gökhan Pahlı.

  • Künye: Kolektif – 1917: Rusya’da Devrimde Devrim, hazırlayan: Mehmet Ö. Alkan ve Y. Doğan Çetinkaya, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, tarih, 2018

Rex A. Wade – Rus Devrimi, 1917 (2018)

Bolşevik Devrimi, modern tarihin en önemli olaylarından biri olmaya devam ediyor.

Hem 20. yüzyıl dünya tarihinin şekillenmesinde oynadığı merkezî rolüyle hem de tarihî mirasıyla etkisini bugün de sürdürüyor.

Rus tarihi alanında yaptığı çok sayıda çalışma ile bildiğimiz Rex Wade de, bu sürecin nitelikli bir fotoğrafını çekiyor.

Wade’in çalışmasının alana en büyük katkısı, hem Ekim Devrimi’ne dair mitlerle hesaplaşması hem de kadınlar, köylüler, askerler ve azınlıklar gibi, devrimde yer almış kesimlerin rollerini daha iyi aydınlatması.

Çalışma ilk olarak, devrimin siyasi tarihini yeniden kalıba döküyor; devrime eşlik eden siyasal saflaşmaların önemini ve devrim sırasında birçok açıdan geleneksel parti etiketlerinden çok daha önemli olan yeni siyasi blokların anlamını vurguluyor.

Kitap, benzer şekilde Ekim Devrimi sırasında, sadece Bolşeviklerin değil, radikal sol blokun da öneminin iyice ayırt edilmesine olanak sağlıyor ve ayrıca “Bütün İktidar Sovyetlere” sloganı ve “Sovyet iktidarı” düşüncesinin, Ekim Devrimi’ne giden yolun taşlarını döşediğini belirtiyor.

Wade ayrıca, Ekim Devrimi’nin karmaşıklığının ve hakiki bir halk mücadelesi olan “Bütün İktidar Sovyetlere” talebiyle ne denli bütünleşmiş olduğunun altını çiziyor ve yalnızca bundan sonra bir “Bolşevik Devrimi”ne dönüştüğüne mim koyuyor.

Wade’in bu yaklaşımının, elimizdeki kitabın bu önemli ayaklanmayı uzun zamandır bulanıklaştıran pek çok mit ve yanlış kanının ortadan kaldırılmasına olanak sağladığını belirtelim.

  • Künye: Rex A. Wade – Rus Devrimi, 1917, çeviren: Ergin Özler, İletişim Yayınları, tarih, 359 sayfa, 2018

Volin – Bilinmeyen Devrim (2017)

Asıl adı Vsevolod Mihayloviç Eyhenbaum olan Volin, 1911’de anarşist fikirlerle tanıştı.

Rusya’da 1917 Şubat Devrimi’nden sonra anarko-sendikalist Golos Truda (Emeğin Sesi) gazetesinin redaktörlüğünü yapan Volin, Ekim Devrimi’nden sonra Bolşevik yönetime eleştirel tavır takındı.

Volin’in, ilk baskısı yazarın ölümünden sonra, 1947’de yapılan elimizdeki önemli çalışması ise, 1917 Ekim Devrimi’nin öncesi ve sonrası hakkında en önemli kaynaklardan biri.

Volin bu kapsamlı kitabında,

  • Çarlık Rusya’sında 1825-1925 zaman aralığında Devrim’i sağlayan ön koşullar,
  • Çarlığın yenilgisi ve devrimin yükselişi,
  • Gapon efsanesi ve genel grev,
  • Bolşevizm ve anarşizm arasında çelişki ve çatışmalar,
  • Bolşevik anlayışın nedenleri ve sonuçları,
  • Ekim öncesinde Bolşeviklerin ve anarşistlerin tutumu,
  • Ekim devrimi karşısında anarşistlerin konumu,
  • Bolşevik iktidarında Bolşeviklerle anarşistler arasındaki anlaşmazlıkların nedenleri,
  • Sovyetlerdeki anarşist örgütlerin çalışmaları,
  • Ve Rus devriminde anarşist basın, gibi önemli konular ele alınıyor.

Volin’in kapsamıyla dikkat çeken kitabı, hem hareketin bütününün anlaşılmasını sağlaması hem hareketin aslî öğelerinin altını çizmesi hem de kimi değerlendirmelere ve çıkarsamalara olanak vermesiyle, Ekim Devrimi’ne yakından bakmak açısından büyük öneme haiz.

  • Künye: Volin – Bilinmeyen Devrim, çeviren: Erden Akbulut, Ayrıntı Yayınları, tarih, 672 sayfa, 2017

China Miéville – Ekim: Rus Devrimi’nin Hikâyesi (2017)

Fantastik edebiyat alanında tanınmış bir isim olan China Miéville, devrimin ritmi içinde kaybolmaya istekli olanlar ve baş döndürücü bir hikâyeyi merak edenler için Ekim Devrimi’ni anlatıyor.

Ekim Devrimi ve öncesinde yaşananları tamı tamına bir hikâye olarak anlatmaya koyulan Miéville, bir rahibin ateist oğlunun anlatımlarıyla okurunu maceraların, ümitlerin, ihanetlerin, tesadüflerin ve cesaretin iç içe geçtiği 1917 yılına götürüyor.

Kitap, 1917’nin Şubat ayından başlayarak büyük devrime doğru hızla yol alan zamanı gün gün, ay ay takip ediyor.

Ekim Devrimi hakkında akıcı ve zengin bir kitap okumak isteyenler bu kitabı sevecektir.

  • Künye: China Miéville – Ekim: Rus Devrimi’nin Hikâyesi, çeviren: Saim Özen, Ayrıntı Yayınları, anlatı, 400 sayfa

Neil Faulkner – Halkların Rus Devrimi Tarihi (2017)

Ekim Devrimi’ne sosyalist bir perspektiften bakan, her okurun rahatça anlayabileceği tarzda kaleme alınmış bir çalışma.

“Rus Devrimi, dünya tarihinin muhtemelen en yanlış anlaşılmış olayıdır,” diyen Faulkner, bu devrimin yükselen demokrasi taleplerine yanıt veren, bir demokrasi ve yaratıcılık patlaması olduğunu belirtiyor.

Yazar, Ekim Devrimi, kapitalizmde büyük bir gedik yaratmakla birlikte, sonradan geri çekildiğini ve karşı-devrimle yıkıldığını söylüyor.

Rusya’da Çarlık iktidarına karşı ezilenlerin nasıl örgütlendiklerini irdeleyerek açılan kitap,

  • Lenin ve Bolşeviklerin tarih sahnesine çıkışı,
  • 1917’de büyük devrimin yapılışı,
  • Devrimin, kapitalizmin aşılması konusunda dünyaya nasıl umutlar verdiği,
  • Sovyetlerin 1918-1938 döneminde yaşananlar,
  • Ve Stalin’in Bolşevik Devrimi’ndeki konumu gibi ilgi çekici konuları tartışıyor.

Kitabın, Bolşevik Devrimi’nin 100. yılını yaşadığımız şu günlerde, tarihte büyük bir gedik yaratmış bu deneyimin öncesi ve sonrası için önemli bir kaynak olduğunu söylemeliyiz.

  • Künye: Neil Faulkner – Halkların Rus Devrimi Tarihi, çeviren: Tuncel Öncel, Yordam Kitap, tarih, 272 sayfa, 2017

 

Taner Timur – Devrimler Çağı: 1848, 1871, 1917 (2017)

Taner Timur’dan, 19. yüzyıldan 20. yüzyıla taşan devrimler çağının dönüm noktalarını saptayan, onların zengin mirasını yeniden yorumlayan dört önemli yazı.

Bu yazıların ilk ikisi, ideallerini, vaatlerini gerçekleştirmek yerine, dar burjuva kalıplarına yenik düşen 1789 Devrimi’ne karşı tepki olarak ortaya çıkan, önceleri işçi ve öğrenci ayaklanması olarak başlayıp ardından tüm Avrupa’ya yayılan 1848 Devrimi’ne ve buna karşı gerçekleşen Louis Bonaparte’ın darbesine odaklanıyor.

Taner Timur, 1848 Devrimi’nde yaşananları Marks ve Engels’in ‘Komünist Manifesto’su ve Marx’ın ‘Louis Bonaparte’ın 18. Bruamaire’i çalışmasını merkeze alarak yorumluyor.

Yazıların ikincisi, Bonaparte’ın yirmi yıllık despotizminin sona ermesinin ardından, Almanya’nın Fransa’yı işgal etmesinin ardından Fransızların direniş için kurdukları 1871 Komün deneyimini irdeliyor.

Timur bu süreci de, yine Marx’ın değerlendirmeleri ve dönemin önemli devrimci figürlerinden Lissagaray’ın anıları ışığında irdeliyor.

Timur, kitabının son yazısında da, devrimler çağının son ve kuşkusuz en görkemli duraklarından olan 1917 Sovyet Devrimi’ni işliyor.

Yazar, şu an 100. yılına giren Ekim Devrimi’ni ortaya çıkaran koşulları ve bu deneyimin günümüze nasıl bir miras bıraktığını kapsamlı bir bakışla tartışıyor.

  • Künye: Taner Timur – Devrimler Çağı: 1848, 1871, 1917 (2017), Yordam Kitap, tarih, 142 sayfa, 2017

Vladimir İlyiç Lenin – Lenin 2017 (2017)

2017 yılı, dünya tarihinde büyük bir yarılma yarattığı gibi, bugünkü düzeninin oluşumunda başat rol üstlenmiş Ekim Devrimi’nin 100. yılı.

Bugün Ekim Devrimi’yle ortaya çıkan Sovyetler Birliği çoktan yıkılmış olsa da, devrimi gerçekleştiren idealler, kapitalizmin gittikçe vahşileştiği bugün her zamankinden daha acil, yakıcı ve cazip bir şekilde karşımızda duruyor.

Bu devrim, Bolşeviklerin önderliğinde gerçekleşti. Fakat bundan da önemlisi, Lenin’in kendine has öngörüleri ve liderlik kabiliyetiyle devrim mümkün olabildi.

İşte bu kitap, Slavoj Žižek’in derlemesiyle Lenin’in devrimci karakterini ve düşüncelerini ortaya koyan, Lenin’in yaşamının son günlerinde yazdığı mektupları, konuşmaları, denemeleri ve yorumları bir araya getiriyor.

Bu yazılar, Lenin’in devrimci kişiliğine, yönetim anlayışına, devrime ve Sovyetler Birliği’ne nasıl baktığına ışık tutmaları açısından büyük öneme haiz.

Žižek de kitaba yazdığı sunuşta, hem Lenin’in düşünce dünyasının özgünlüğü hem de sıra dışı bir deneyim olan Ekim Devrimi’ni ortaya çıkaran tarihi ve siyasi koşullar üzerine düşünüyor.

Derleme, hem Bolşevik Devrimi hem de Lenin hakkında daha iyi aydınlanmak için birebir.

  • Künye: Vladimir İlyiç Lenin – Lenin 2017, derleyen ve sunuş: Slavoj Žižek, çeviren: Akın Emre Pilgir, Ayrıntı Yayınları, siyaset, 256 sayfa

Etibar Babayev – Devrimin Gölgesinde Fırtınalar (2014)

Ekim Devrimi’nin öne çıkan aktörlerine dair pek bilinmeyen ayrıntılar…

Lenin ve eşi Nadejda Krupskaya ile Stalin ve eşi Nadejda Alliluyeva’nın anıları, Sovyet İstihbarat Teşkilatı’nın kurucusu Feliks Dzerjinski’nin ilginç hayatı, Stalin’in siyasi rakibi Lev Troçki cinayetinin ardındaki sır perdesi ve daha fazlası…

  • Künye: Etibar Babayev – Devrimin Gölgesinde Fırtınalar, çeviren: Nazlı Geray, Puslu Yayıncılık