Jonathan Harris – Bizans ve Haçlılar (2023)

 

Haçlı seferleri yahut Bizans ile Batı arasındaki ilişkiler konularını inceleyen hiç kimse bu kitabı göz ardı edemez.

Jonathan Harris, Haçlı Seferleri sırasında Bizans’taki gelişmeleri, yöneticilerinin bakış açısını sunuyor.

Bizans’ın Batı Avrupa, Haçlı Seferleri ve haçlı devletleri ile etkileşiminin ana anahtarlarından birinin, halklar arasındaki herhangi bir genel düşmanlıktan ziyade Bizans İmparatorluğu’nun doğasında ve onu destekleyen ideolojide bulunabileceğini savunuyor.

Çalışma, güncellenmiş bir notlar bölümü ve bibliyografyanın yanı sıra metne önemli yeni eklemeler içeriyor.

Harris, İstanbul ve Anadolu tarihinin belki de en çalkantılı dönemini anlatıyor.

Yaşlanmakta olan Bizans İmparatorluğu hem Batıdan hem de Doğudan gelen, aynı zamanda dost ve düşman olabilen akınlarla mücadele ederek “Kutsal Konstantinapolis”ini korumaya çalışıyor.

Tüm bunlarla mücadelesinde kendine özgü diplomasi tarzı ve stratejileriyle ortaçağın değişen dünyasında ayakta kalmaya çalışıyor.

Harris, “Haçlı Seferleri Bizans için dost muydu yoksa düşman mı?” sorusunu kitap boyunca çok boyutlu inceliyor.

Harris’in uzmanlığı, anlatımını olağanüstü sade ve sürükleyici kılıyor.

  • Künye: Jonathan Harris – Bizans ve Haçlılar, çeviren: Tevabil Alkaç, Alfa Yayınları, tarih, 408 sayfa, 2023

Christopher Tyerman – Bir Haçlı Seferi Nasıl Planlanır? (2021)

Orta Çağ’da bir erkeği yahut kadını Kutsal Topraklara doğru belirsiz ve tehlikeli bir yolculuğa çıkaran faktörler nelerdi?

Christopher Tyerman, bir haçlı seferinin debdebeli hazırlıkları ve maliyetini merkeze alarak Orta Çağ toplumunun doğası hakkında bizi aydınlatıyor.

Birinci Haçlı Seferi’nin ve sonraki Haçlı Seferlerinin öyküsü sıra dışıdır fakat çoğu araştırma, Papa’nın yaptığı çağrıları kısaca anlatıp hemen muharebe meydanına geçmeye çalışır.

Tyerman daha farklı bir yol izleyerek gözden kaçan bir noktaya, Haçlı Seferlerinin nasıl planlandığına odaklanıyor.

Batı Avrupa’daki topraklarını ve ailelerini terk edip Kutsal Topraklara doğru belirsiz bir geleceğe adım atan binlerce erkeğin ve kadının çabaları, bu zamana kadar yeterince araştırılmamıştı.

Bu insanların eylemleri, Orta Çağ toplumunun doğası hakkında cevaplanması zor pek çok soruyu da beraberinde getiriyor.

‘Bir Haçlı Seferi Nasıl Planlanır?’ sorusunu başlığına taşıyan çalışma, diplomasinin, iletişimin, propagandanın, iletişim araçlarının kullanımının, tıbbi bakımın, teçhizatın, yolculukların, paranın, silahların, vasiyetnamelerin, fidyelerin, hayvanların ve duanın sahip olduğu güce ışık tutuyor.

Tarihin anlaşılması büyük çaba gerektiren bu dönemine, yeni ve kuşatıcı bir bakış sunuyor.

Haçlı Seferi projeleri konusunda uzman Murat Çaylı’nın Türkçeye kazandırdığı çalışma, bir Haçlı Seferinin tüm hazırlık safhalarını mercek altına alıyor.

  • Künye: Christopher Tyerman – Bir Haçlı Seferi Nasıl Planlanır?: Yüksek Orta Çağ’da Akıl ve Dinî Savaş, çeviren: Murat Çaylı, Selenge Yayınları, tarih, 392 sayfa, 2021

Norman Housley – Haçlı Seferleri ve Osmanlı Tehdidi (2016)

1453’te Konstantinopolis’in düşüşünü izleyen yarım yüzyılda, Hıristiyan Avrupa, Osmanlı’yı haçlı seferleri yoluyla kıtadan atma yolunda sürekli bir girişim yaşadı.

Bu ufuk açıcı çalışma ise, söz konusu çatışma sürecini temelleri, karşıtlıkları, stratejileri ve neticeleri bağlamında irdeliyor.

  • Künye: Norman Housley – Haçlı Seferleri ve Osmanlı Tehdidi, çeviren: Mehmet Moralı, Alfa Yayınları

Peter Tudebodus – Birinci Haçlı Seferi (2019)

1096-1099 yıllarını kapsayan Birinci Haçlı Seferi, 1071 Malazgirt Savaşı’nı kazanarak Anadolu’ya giren Türklerin önünü almak amacıyla başladı.

Türklerin ilerleyişini durduramayan Bizans İmparatoru I. Aleksios 1095 yılında Batı Avrupa’dan yardım istedi.

Papa II. Urbanus’un çağrısı ve Keşiş Pierre’in (l’Ermite) ateşli vaazları ardından toplanan Birinci Haçlı Ordusu Avrupa’yı kat ederek “Kutsal Topraklar”a doğru ilerledi.

Onları kendi içinde bölünmüş durumdaki bir İslam dünyası karşılayacaktı.

Bu bölünmüşlükten ve özellikle ağır süvarilerinin şaşırtıcı gücünden yararlanan Haçlılar, hiç beklenmedik zaferler kazanarak Filistin’e kadar indiler ve sonunda Kudüs’ü aldılar.

Birinci Haçlı Seferi’nin en büyük önemi, Doğu ile Batı’nın birbirleriyle sadece savaşmakla kalmayıp, ilk kez bu boyutta tanışmalarına da sahne olmasıydı.

Bu tarihi seferin öncesinde yaşananların sağlam bir fotoğrafını çeken elimizdeki muazzam tarihi kaynak ise, sefere bizzat katılmış papaz Peter Tudebodus’un anılarını sunuyor.

Tudebodus, Papa’nın Kutsal Savaş çağrısından Avrupa’dan İstanbul’a gelişlerine, İznik, Antakya ve en önemlisi İstanbul’un görkemli havasının Haçlıların gözlerini nasıl kamaştırdığından Türklerin savaşma becerilerine kadar pek çok konuya dair izlenimlerini paylaşıyor.

Bu tanıklık, Birinci Haçlı Seferi öncesinde Avrupa’nın, Bizans İmparatorluğu’nun ve İslâm coğrafyasının genel durumunun nasıl olduğunu, Haçlıların Türklere ve Müslümanlara bakışının nasıl olduğunu ve Bizanslılar hakkında ne düşündüklerini aydınlatmasıyla önemli.

Tudebodus ayrıca, Haçlıların Antakya’da nasıl yok olmanın eşiğine geldiklerini, burada ölümle burun burunayken kaçma planları yaptıkları sırada birden nasıl Kudüs kapılarına kadar dayandıklarını ve tarihin utanç sayfalarından biri olan Kudüs katliamını, tüm ürpertici ayrıntılarıyla anlatıyor.

  • Künye: Peter Tudebodus – Birinci Haçlı Seferi: Bir Tanığın Kaleminden Kudüs’e Yolculuk, çeviren: Süleyman Genç, Kronik Kitap, tarih, 224 sayfa, 2019

Ernoul Kroniği – Haçlı Seferleri Tarihi (2019)

Ernoul Kroniği, Haçlı Seferleri ve Kudüs tarihi literatürü düşünüldüğünde ilk akla gelebilecek kaynaklardandır.

Haçlı Seferlerinin zeminini oluşturan Kutsal Savaş olgusuna eleştirel yaklaşmasıyla özellikle dikkat çeken kronik, o dönemin arka planını daha iyi kavramak açısından çok önemli veriler barındırıyor.

Burada,

  • Haçlı Seferlerinin belkemiğini oluşturan Tapınakçıların nasıl ortaya çıktığı,
  • Selahaddin Eyyubi’nin seferler sürecindeki yükselişinin altındaki dinamikleri,
  • Eyyubi’nin Kudüs’ü kuşatması,
  • Hıristiyanların Akka’yı Müslümanlardan alma süreci,
  • Kral Jean de Brienne ve Hıristiyanların, Müslümanlara mağlup olma nedenleri,
  • Ve Kral Jean’ın Konstantinopolis’i nasıl ele geçirdiği gibi konular aydınlatılıyor.

Bir yönüyle de Selahaddin Eyyubi’nin biyografisi olarak okunabilecek kronik, Eyyubi’nin 1187 yılında Kudüs’ü fethini ve bunun ardından gerçekleştirilen üçüncü Haçlı Seferi konusunda tanıklıklar barındırmasıyla ayrı bir değere sahip.

Kronik aynı zamanda, Eyyubi’nin hayattayken kutsal topraklarda yaptıklarını ve getirmiş olduğu yönetim biçiminin sonraki yıllardaki etkilerini de detaylı şekilde irdeliyor.

  • Künye: Ernoul Kroniği – Haçlı Seferleri Tarihi: Selahaddin Eyyubi ve Kudüs’ün Fethi, çeviren: Ahmet Deniz Altunbaş, Kronik Kitap, 368 sayfa, 2019

Paul M. Cobb – Müslümanların Gözüyle Haçlı Seferleri (2018)

Haçlı Seferlerini konu edinen anlatılardaki en büyük sıkıntılardan biri, genelde bu süreci yalnızca Batılıların gözünden izlemeleri.

Bu kitabın Batılı yazarı Paul Cobb ise, Haçlı Seferlerinin başından sonuna tüm serüvenini İslam dünyasının gözünden bakarak izleyerek çok özgün bir çalışmaya imza atmış.

Bu yönünden kaynaklı olarak, özellikle Ortaçağdaki İslam ve Haçlı Seferlerini ele alan İslam literatürünü Batılılara aktarması ve konuya dair Batı dünyasındaki yanlış anlamaları düzeltmesi kitabı dikkat çekici kılan hususlardan.

Kitabın bir diğer önemli katkısı da, Haçlı Seferlerini, sık yapıldığı gibi Hıristiyanlık ve İslam arasındaki çatışmanın yalnızca bir evresi olarak görmemesi, ayrıca coğrafi olarak da sadece Ortadoğu’yla sınırlandırmaması.

Cobb, araştırmacıların Haçlı Seferlerini 11.-14. yüzyıllar arasıyla sınırlandıran bakışına karşılık, Batılı devletler ile İslam dünyası arasındaki çatışmaları çok daha geniş bir tarihsel bağlam içinde, örneğin Aragon ve Kastilya krallıklarının Endülüs’teki, Normanların Sicilya’daki ve Osmanlıların Rumeli’deki fetihlerini de içine alacak şekilde genişleterek irdeliyor.

  • Künye: Paul M. Cobb – Müslümanların Gözüyle Haçlı Seferleri, çeviren: Ekin Duru, Say Yayınları, tarih, 464 sayfa, 2018

Malcolm Barber – Tapınak Şövalyelerinin Yargılanışı (2009)

Malcolm Barber ‘Tapınak Şövalyelerinin Yargılanışı’nda, tarihte ve bugün Tapınakçılar aleyhinde öne sürülen suçlamaların ne ölçüde doğru olduğunu inceliyor.

Yaklaşık iki yüzyıl boyunca haçlı seferlerinde savaşan Tapınak Şövalyeleri, Fransa Kralı IV. Philippe’in emri ile tutuklanır.

Barber, şövalyelerin, İsa’yı reddetmek, kutsal haçın üzerine tükürmek, uygunsuz biçimde öpüşmek, eşcinsellik ve putlara tapınmak gibi ciddi suçlarla itham edilmesinden, beş yıl süren yargılamalar sonucunda tarikatın feshedilmesine kadar uzanan süreci inceliyor.

Yazar, kazığa dikilerek yakılma ve ömür boyu hapse mahkûm edilme gibi cezalarla sonuçlanan yargılamaları inceliyor.

  • Künye: Malcolm Barber – Tapınak Şövalyelerinin Yargılanışı, çeviren: Nuri Plümer, Phoenix Yayınları, tarih, 608 sayfa