Jean-Louis Rocca – Çin’in Sosyolojisi (2011)

 

Çin, gerek tarihi gerek sahip olduğu özgün yapısıyla, sürekli ilgi odağı olan ülkelerden.

Fransız sosyolog Jean-Louis Rocca da, ‘Çin’in Sosyolojisi’nde, sosyal bilimlerin araçlarını kullanarak Çin toplumunun özgüllüklerini çözümlüyor.

Rocca’nın çalışması, bu devasa ülkedeki toplumsal tabakalaşmayı; bireylerin ve toplulukların pratik ve imgelerini; doğrudan toplumsal ilişkileri ve sergilenen iktidar ilişkilerini ortaya koymasıyla dikkat çekiyor.

Rocca bu incelemeyi yaparken, “Çin’in demokrasi açığı nasıl anlaşılabilir” ve “Siyasal iktidarla toplum arasındaki bu ikircikli ilişkilerin içeriği ne?” gibi hayati soruların da yanıtını arıyor.

  • Künye: Jean-Louis Rocca – Çin’in Sosyolojisi, çeviren: Arzu Nilay Kocasu, İletişim Yayınları, sosyoloji, 143 sayfa

Ariel Salzmann – Osmanlı Ancien Régime’i (2011)

 

Osmanlı tarihçisi Ariel Salzmann eldeki yetkin çalışmasında, Osmanlı’nın ancien régime’inde (eski rejim), hükümetin kökenlerini araştırıyor.

Yazarın çalışmasında, oldukça özgün bir tarz ortaya koyduğunu belirtelim.

Zira Salzmann, Alexis de Tocqueville’in meşhur eseri ‘L’ancien régime et la Révolution’daki düşüncelerini, 18. yüzyıl Osmanlısı’nın devlet yapısını gözeterek yorumluyor.

Salzmann, Tocqueville’in Osmanlı’ya gelmesi ve burada devlet arşivlerini incelemesi halinde, modern devlete dair kuramlarının farklı olup olamayacağını sorguluyor ve böylece, modern devlet konusunda Tocqueville’in görüşlerine rakip fikirleri de araştırıyor.

  • Künye: Ariel Salzmann – Osmanlı Ancien Régime’i, çeviren: Ayşe Özdemir, İletişim Yayınları, tarih, 309 sayfa

Willy Lahaye, Jean-Pierre Pourtois ve Huguette Desmet – Kuşaktan Kuşağa Aktarım (2011)

  • KUŞAKTAN KUŞAĞI AKTARIM, Willy Lahaye, Jean-Pierre Pourtois ve Huguette Desmet, çeviren: Z. Canan Özatalay, İletişim Yayınları, inceleme, 341 sayfa

 

Émile Durkheim, her kuşağın önceki kuşağın aktardığı kültürel modellere dayanarak sosyalleşeceğini söylemişti. Düşünüre göre bu aktarımın en güçlü şekilde gerçekleştiği alan, ailedir. Elimizdeki kitap da, sosyalleşmenin aileyle sınırlı kalmadığı; okul, işyeri, spor kulübü, eş ilişkisi, arkadaş çevresi gibi başka ortamların da bireyin gelişimine katkıda bulunduğu gerçeğinden hareketle, aktarımın meydana gelme biçimlerini çok yönlü bir şekilde inceliyor. Kitap, her kuşağın, bir yandan aileden aldıklarını yeniden üretirken, öte yandan yeni düşünme ve yapma biçimleri geliştirmesini, yani aktarımdaki devamlılık ve kopuşları ortaya koyuyor.

Mehmet Nuri Gültekin (der.) – “Ta Ezelden Taşkındır…”: Antep

  • “TA EZELDEN TAŞKINDIR…”: ANTEP, derleyen: Mehmet Nuri Gültekin, İletişim Yayınları, şehir, 657 sayfa

 

Mehmet Nuri Gültekin’in derlediği eldeki çalışma, Antep imgesinin izini sürüyor. Kitap, iki edebiyatçının, Orhan Kemal ve Ahmet Ümit’in anılarındaki Antep’le açılarak, şehrin 1920’lerin sonundan günümüze kadarki dönüşümünü kayıt altına alıyor. Kitabın ikinci bölümünde Antep’in dününe, üçüncü bölümde de, şehirdeki ekonomik, siyasî, kültürel ve demografik dönüşümlere odaklanılıyor. Kitabın devamında, şehirdeki kadın ve çocukların karşı karşıya bulunduğu sorunlar irdeleniyor ve çalışmanın son bölümde de, Gaziantepspor üzerinden kentteki futbol ve spor etkinlikleri, Antep’in yemek kültürü ve şehirdeki sivil toplum çalışmaları irdeleniyor.

Ozan İşler ve Feridun Yılmaz (der.) – İktisadı Felsefeyle Düşünmek (2011)

  • İKTİSADI FELSEFEYLE DÜŞÜNMEK, derleyen: Ozan İşler ve Feridun Yılmaz, İletişim Yayınları, iktisat, 228 sayfa

 

Adam Smith, Karl Marx ve John Stuart Mill, hem önemli iktisat kuramcıları hem de Batı felsefesine yön vermiş isimler. Zira onların da içinde bulunduğu dönem, iktisat disiplininin diğer sosyal bilimlerden henüz ayrılmadığı, iktisat ve felsefenin iç içe geçtiği bir dönemdi. Fakat daha sonraki yaklaşım, iktisadı kendinden menkul, bağımsız bir disiplin olarak tasarlamaya girişerek, iktisat ile diğer sosyal bilimlerin arasına yüksek duvarlar ördü. İşte elimizdeki kitap, 19. yüzyılın son çeyreğinde neoklasik dönemle başlayan iktisat ve felsefe arasındaki kopuşun başlıca nedenlerini, bir köken sorgulaması eşliğinde irdeliyor. Kitaba yazılarıyla katkıda bulunan isimler şöyle: Eyüp Özveren, Feridun Yılmaz, Metin Arslan, Ozan İşler, Kaan Öğüt, Ragıp Ege, Ercan Eren, Bahar Ayaz Takay, Gülenay Baş Dinar ve Derya Güler Aydın.

Mehmet Ö. Alkan, Tanıl Bora ve Murat Koraltürk (der.) – Mete Tunçay’a Armağan (2007)

  • METE TUNÇAY’A ARMAĞAN, Derleyenler: Mehmet Ö. Alkan, Tanıl Bora ve Murat Koraltürk, İletişim Yayınları, armağan, 760 sayfa

 

‘Mete Tunçay’a Armağan’, Türkiye sosyal bilimler alanının önemli isimlerinden biri olan Tunçay’ın üç temel çalışma alanı gözetilerek hazırlanmış. Siyasal düşünceler tarihi ve siyasetbilimi teorisi; Türkiye’de solun ve sol düşüncenin tarihi; Türkiye’de erken Cumhuriyet dönemi ve Tek-Parti rejimi, Tunçay’ın araştırma, derleme ve çevirileriyle katkıda bulunduğu üç alan. Kitabın armağan yönünüyse, Tunçay’ın bu üç ilgi alanına dair birçok akademisyen ve yazar tarafından kaleme alınan makaleler oluşturuyor. Derleme bunun yanı sıra, Tunçay hakkında kaleme alınmış yazılara, özgeçmişine, kaynakçasına ve kendisiyle yapılmış bir söyleşiye de yer veriyor.

Aziz Yalap – Bizim Köyün Papazıdır (2011)

  • BİZİM KÖYÜN PAPAZIDIR, Aziz Yalap, yayına hazırlayan: Antoni Yalap, İletişim Yayınları, anı, 344 sayfa

 

‘Bizim Köyün Papazıdır’, Türkiye’de Süryanı adı ile bilinen Asuri-Keldani halkının hikâyesi. Anıların sahibi Aziz Yalap, uzun yıllar Hakkari’nin Şırnak iline bağlı Uludere ilçesindeki bir Keldani köyünde papazlık yaptı. Buradaki anılar, Türkiye Cumhuriyeti’nin en karışık ve en tatsız dönemlerinden biri olan 1975-85 arasını kapsıyor. Bilindiği gibi bu dönemde, gayrimüslim vatandaşlar hem devlet hem de bölge Kürtleri tarafından ezildiler. İşte Aziz Yalap’ın anıları, gayrimüslim vatandaşların yaşadıklarını kayıt altına aldığı kadar, ülkenin yakın tarihine dair detaylar barındırmasıyla da önemli. Kitabın önsözü, Baskın Oran imzasını taşıyor.

Handan Çağlayan – Analar, Yoldaşlar, Tanrıçalar (2007)

  • ANALAR, YOLDAŞLAR, TANRIÇALAR, Handan Çağlayan, İletişim Yayınları, kadın, 278 sayfa

 

Handan Çağlayan’ın ‘Analar, Yoldaşlar, Tanrıçalar’ı, Kürt hareketinde kadınlar ve kadın kimliğinin oluşumuna odaklanıyor. Kitap, ekler dışında, Kürt kadınının günümüzdeki konumunu, erken dönem milliyetçi ideolojide kadınların yerini, yeni bir kimlik inşa süreci olarak 1980 sonrası Kürt kadın hareketinin gelişmesi, yasal partilerde kadınlar ve politikacı kadın kimliği ve nihayet Kürt kadın kimliğinin oluşumu, bileşenleri ve dinamikleri gibi konular yer alıyor. Çağlayan’ın çalışması, kadınların siyasette özne olup olmadıkları sorusuna, ortaya koyduğu önemli bulgularla sağlam bir yanıt veriyor.

Georges Corm – Avrupa ve Batı Miti (2011)

  • AVRUPA VE BATI MİTİ, Georges Corm, çeviren: Melike Işık Durmaz, İletişim Yayınları, tarih, 364 sayfa

 

Ekonomist ve tarihçi Georges Corm ‘Avrupa ve Batı Miti’nde, farklı halklara ve kültürlere ev sahipliği yapan Avrupa’nın, kapsayıcı, metafizik ve jeopolitik Batı kavramını neden ve nasıl ürettiğini araştırıyor. Batı kavramının nasıl doğduğuyla çalışmasına başlayan Corm, tarihsel-antropolojik düşünce oyunlarıyla radikal biçimde birbirine karşıt olarak konumlandırılmaya çalışılan Doğu ve Batı kavramlarını da ele alıyor. Yazar devamında da, Avrupa’nın özgünlüğüne vurgu yapan tarihsel ve felsefi söylemleri, Ortaçağ’a uzanarak inceliyor; ayrıca Avrupa’nın son iki yüzyılın çalkantılı tarihinden aldığı farklı Avrupa dinamiklerini değerlendiriyor.

Jorge Luis Borges – Yaratan (2011)

  • YARATAN, Jorge Luis Borges, çeviren: Peral Bayaz Charum ve Ayşe Nihal Akbulut, İletişim Yayınları, anlatı, 98 sayfa

 

‘Yaratan’da, sadece Arjantin’in değil, dünya edebiyatının meşhur ismi Jorge Luis Borges’in şiir ve düzyazı türündeki metinleri yer alıyor.

Bu kitabı için, “Baskıya verdiğim bütün kitaplar arasında sanırım hiçbiri bu küçük koleksiyon kadar kişisel ve düzensiz değil,” diyen Borges, okurlarına, kendi yazım kaynakları konusunda önemli ipuçları veriyor.

Bununla birlikte kitap, yalnızca edebi ustalığıyla değil, barındırdığı şiirleri ve felsefi halesiyle de dikkat çeken bir metinler bütünü.

Borges’in ince işçiliğinin egemen olduğu kitabın, yazarın kişisel dünyasına inmek isteyenler için kaçırılmayacak bir fırsat olduğunu söyleyebiliriz.