André Comte-Sponville – Ateizmin Ruhu (2024)

“Tanrı olsun olmasın, sayılamayacak kadar vahşet var. Bu, bize din üzerine değil, ne yazık ki insanlık üzerine bir şeyler öğretiyor.”

  • Dinden vazgeçilebilir mi?
  • Tanrı var mıdır?
  • Ateistler maneviyatı reddeder mi?

André Comte-Sponville, ‘Ateizmin Ruhu’nda bu soruları açık yüreklilik ve cesaretle yanıtlıyor.

İlahiyatçıların ve felsefecilerin Tanrı’nın varlığına dair sunduğu kanıtları ele alıp kendi ateizminin temellerini ortaya koyuyor.

Laiklik, sevgi ve hoşgörünün insanları birleştirecek asli zemin olduğunu savunuyor, bizi kendi varlığımızda hakikati bulmaya çağırıyor.

Düşünür, manevi yaşama da bu dünyaya da açık, sorgulayan, insani değerlere ve sevgiye kök salmış, adaleti ve merhameti temel alan bir ateizmi savunuyor.

Hem köktenciliğe hem de fanatizme karşı açık bir tavır alan Comte-Sponville, tanrısız ve dogmasız bir maneviyat arayışını ilan ediyor, özgün bir ateizm manifestosu sunuyor.

  • Künye: André Comte-Sponville – Ateizmin Ruhu: Tanrısız Bir Maneviyata Giriş, çeviren: Mehmet Moralı, İletişim Yayınları, din, 176 sayfa, 2024

Susan Wise Bauer – Ortaçağ Dünyası (2022)

Ortaçağ dünyası üzerine her kitaplıkta bulunmayı hak eden devasa bir çalışma.

Susan Wise Bauer, o dönemi çok yönlü bir bakışla irdelemekle yetinmiyor, aynı zamanda Ortaçağ’ın etkilerini Avrupa’nın yanı sıra dünyanın geri kalan bölgelerinde de izliyor.

Dünya tarihini Antik, Ortaçağ, Rönesans ve Modern olmak üzere dört ana dönem halinde ele alan serinin ilk kitabı Antik Dünya’da, Susan Wise Bauer dünya üzerindeki tüm antik dönem uygarlıklarında krallıkların yükselişini ele almıştı.

Ancak 4 ve 12. yüzyıllar arasında hükümdarlar sahip oldukları güç için yeni bir meşruiyet geliştirerek politik ve askeri eylemlerini haklı çıkarmak üzere ilahi gerçek ya da ilahi lütfa yöneldiler.

Yetki, imparatorluk inşa etmek üzere kudretle yer değiştirdi.

‘Ortaçağ Dünyası’ sadece Doğu ve Batı Avrupa’daki büyük mücadeleleri değil, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Uzakdoğu, Orta Asya ve Amerika kıtalarındaki muazzam güç çekişmelerini de birlikte ele alarak, ortaçağ dünya tarihini yalın ve mükemmel bir dille anlatıyor.

Roma ve Konstantinopolis arasındaki Büyük Bölünme’den Sang Hanedanı’nın yükselmesine, Muhammed Peygamber’den Charlemagne’nın taç giymesine, Hindistan’ın kutsal savaşlarından Haçlı Seferleri’nin başlamasına kadar kralların, imparatorların, generallerin ve yönettikleri insanların şiddet dolu hikâyesini anlatıyor.

İlk kitapta olduğu gibi, bu kalınlıktaki bir tarih kitabının zor anlaşılır olmaktan uzak, zevkle okunabilecek son derece canlı bir anlatıma sahip olabileceğini gösteriyor.

Bauer on yaşında Latince öğrendi, on yedi yaşında koleje başlayıncaya kadar ebeveynlerinin rehberliğinde evde klasik eğitim gördü.

Edebiyat, Amerika ve din tarihi alanlarında uzmanlaştığı çok yönlü ve kapsamlı eğitim sürecinde dağarcığına Yunanca, Aramice ve Korece gibi dilleri de ekleyerek, çalışmaları için sağlam bir altyapı oluşturdu.

Evde öğretim alanındaki en önemli uzmanlardan biri kabul edilen Bauer’in özellikle hem gençler hem de yetişkinlere yönelik tarih kitapları, benzer çalışmaların arasından hızla sıyrılarak güvenilir ve çoksatan eğitim kitapları arasında yerini aldı.

  • Künye: Susan Wise Bauer – Ortaçağ Dünyası: Roma İmparatoru Büyük Constantinus’un Hristiyanlığı Kabul Etmesinden 1. Haçlı Seferi’ne, çeviren: Mehmet Moralı, Alfa Yayınları, tarih, 790 sayfa, 2022

Susan Wise Bauer ve Jessie Wise – Evde Klasik Eğitim (2021)

Bu kitap, evde klasik eğitim almak isteyenler için harika bir başvuru kaynağı.

Tarihçi Susan Wise Bauer ile eğitimci Jessie Wise, klasik bir eğitimin temellerini özetliyor, ayrıca klasik eğitimin evde nasıl öğretilebileceğini açıklıyor.

Kitap, okulöncesinden başlayarak adım adım tarih, coğrafya, bilim, Latince, sanat, müzik ve mantık gibi pek çok dersin evde nasıl işleneceğini anlatıyor.

İster müfredat ister ek kaynak olarak bu çalışma, evde klasik bir öğretim ortamı sağlamak isteyen her ebeveyn için çok iyi bir çözüm.

  • Künye: Susan Wise Bauer ve Jessie Wise – Evde Klasik Eğitim, çeviren: Mehmet Moralı, Alfa Yayınları, eğitim, 662 sayfa, 2021

Jean-François Bayart – Kimlik Yanılsaması (2020)

Kimlikler, değişmez bir parçamız mı, yoksa yalnızca ideolojik ve tarihsel birer kurgudan mı ibaret?

Jean-François Bayart, üçüncü baskısına ulaşan bu çalışmasında, kaçınılmaz olarak kendisini bize dayatan doğal bir kimlik olmadığını belirtiyor ve kimliklerin her birinin, olsa olsa kültürel bir inşa, siyasal veya ideolojik bir inşa, yani eninde sonunda tarihsel bir inşa olduğunu söylüyor.

Kültürler ve siyasetler arasındaki ilişkileri kültürelcilik karşıtı bir biçimde sorunsallaştırmaya çalışarak kimlikçi saçmalığın ötesine geçen Bayart, kimlik yanılsaması ile siyaset ve ideoloji arasındaki girift ilişkiyi aydınlatıyor.

Bayart kitabında, ideolojik, siyasal ve akademik kültürelciliğin sıkı bir eleştirisini yaptığı gibi, siyasal eylemle kültürel eylem arasındaki ilişkilerin yeni bir sorunsallaştırmasını sunuyor ve bunu yaparken devletin doğuşunun daha iyi anlaşılmasına da katkıda bulunuyor.

Kendisine dayatılan kimlik saçmalıklarından ve bunları temsil eden o veya şu simgeden gına getiren her okurun muhakkak okuması gereken bir çalışma.

  • Künye: Jean-François Bayart – Kimlik Yanılsaması, çeviren: Mehmet Moralı, Metis Yayınları, siyaset, 2020

Norman Housley – Haçlı Seferleri ve Osmanlı Tehdidi (2016)

1453’te Konstantinopolis’in düşüşünü izleyen yarım yüzyılda, Hıristiyan Avrupa, Osmanlı’yı haçlı seferleri yoluyla kıtadan atma yolunda sürekli bir girişim yaşadı.

Bu ufuk açıcı çalışma ise, söz konusu çatışma sürecini temelleri, karşıtlıkları, stratejileri ve neticeleri bağlamında irdeliyor.

  • Künye: Norman Housley – Haçlı Seferleri ve Osmanlı Tehdidi, çeviren: Mehmet Moralı, Alfa Yayınları

Ray Bradbury – Güneşin Altın Elmaları (2016)

Fantazi, korku ve bilimkurgu edebiyatına damga vurmuş Ray Bradbury’nin birbirinden güzel 32 öyküsü.

Aile ve toplum, iktidarın baskı mekanizmaları, hayal gücünün sınırları, yalnızlık, uygarlığın yozlaşması gibi ilgi çekici temalar barındıran bu öyküler, Bradbury’nin ne denli iyi bir yazar olduğunun somut göstergesi olarak karşımızda.

  • Künye: Ray Bradbury – Güneşin Altın Elmaları, çeviren: Mehmet Moralı, İthaki Yayınları

Sean Carroll – Higgs: Evrenin Sonundaki Parçacık (2019)

Tanrı parçacığı gibi havalı bir adı da olan Higgs bozonu hem bulunması güç hem de anlaşılması oldukça zordur.

Sean Carroll’ın açık ve anlaşılabilir elimizdeki kitabını ise, konu hakkında harika bir rehber olarak öneriyoruz.

Higgs ne olduğuyla değil ne yaptığıyla önem kazanır.

Higgs parçacığı uzayı kaplayan, adına “Higgs alanı” denen bir alandan doğar.

Bilinen evrendeki her şey, uzayda ilerlerken, Higgs alanı içinde hareket eder; hep oradadır, ardalanda görünmez bir şekilde dolanır ve önem taşır: Higgs olmadan, elektronlarla kuarklar, tıpkı ışık parçacığı olan foton gibi kütlesiz olurdu.

Onlar da ışık hızında hareket eder ve bırakın bildiğimiz anlamıyla yaşamı, atomlarla moleküllerin oluşması bile mümkün olmazdı.

Özetle Higgs alanı, sıradan maddenin dinamikleri açısından etken bir oyuncu değildir ama ardalandaki mevcudiyeti yaşamsaldır.

Carroll kitabında, 1962’de ortaya atılan Higgs parçacığının 50 yıl sonra 2012’de CERN’de saptanmasına uzanan süreci başından sonuna izliyor.

Günümüz parçacık fiziğinin geldiği son nokta olan Standart Modelin son parçasını oluşturan bu parçacığın neden bu kadar önemli olduğu ve Higgs parçacığının keşfinden sonraki adımın ne olacağı, kitapta ayrıntılı şekilde açıklanan diğer önemli konular.

  • Künye: Sean Carroll – Higgs: Evrenin Sonundaki Parçacık, çeviren: Mehmet Moralı, Ginko Bilim Yayınları, bilim, 332 sayfa, 2019

Martin Meisel – Kaos İmgelemi (2019)

Düzen arayışımızın altında düzensizlik korkumuz yatar.

Martin Meisel’den, kaos imgesinin 18. ve 19. yüzyıllardan günümüze nasıl dönüştüğünü kapsamlı bir şekilde izleyen dikkat çekici bir inceleme.

Meisel, kaos imgesinin toplumsal, psikolojik ve kozmolojik dönüşümünü irdeliyor ve bu esnada, edebiyattan, sanattan, felsefeden, bilimden, resimden, grafik sanatından, dilbilimden, müzikten ve filmlerden yararlanıyor.

Kitap, Sophokles, Platon, Lucretius, Calderon, Milton, Haydn, Blake, Faraday, Çehov, Faulkner, Wells ve Beckett okumalarıyla olduğu kadar, Brueghel, Rubens, Goya, Turner, Dix, Dada ve fütürist ressamların tablolarının yorumlarıyla da zenginleşmiş.

  • Künye: Martin Meisel – Kaos İmgelemi: Edebiyatta, Sanatta, Bilimde, çeviren: Mehmet Moralı, Koç Üniversitesi Yayınları, felsefe, 432 sayfa, 2019

Jack London – Makaloa Hasırı Üzerinde (2015)

Jack London’ın usta işi kaleminden aşk, macera, hüzün, mizah ve doğanın acımasızlığıyla örülü hikâyeler.

Hawaii’yi farklı karakterler ve olaylar ekseninde anlatan yedi öykü barındıran kitap, yazarın Pasifik denizi ile Hawaii’nin sıcak atmosferine ilişkin tasvirlerinden hoşlanan okurları cezbedecek cinsten.

  • Künye: Jack London – Makaloa Hasırı Üzerinde, çeviren: Mehmet Moralı, Alfa Yayınları

Jack London – Güney Denizi Hikâyeleri (2015)

Deniz hikâyelerinin piri London’dan, her biri inci değerinde sekiz öykü.

1900’lerin başındaki Güney Pasifik’te geçen öyküler, okurunu deniz akıntıları, köpekbalıkları, fırtınalar, kelle avcıları ve yamyamlarla dolu bir dünyaya çağırıyor.

Macera meraklıları ve deniz hayranları kaçırmasın.

  • Künye: Jack London – Güney Denizi Hikâyeleri, çeviren: Mehmet Moralı, Alfa Yayınları