Peter Burke – Polimat (2024)

Bilgi bir bütün müdür yoksa bilgiyi dallara ayırıp uzmanlaşmak zorunlu mudur?

Bilginlerin bilginin üretilmesi ve işlenmesindeki konumu nedir ve ne olmalıdır?

Bu kadim soruların ışığında Peter Burke bu kitapta, çok sayıda disiplinde uzman olmanın farklı bir bilgi türü olduğu iddiası ve her bilgi formunun, tarihinin yazılmasını hak ettiği inancıyla bilgi alanları arasındaki ayrışmanın tehlikelerine bir panzehir olarak polimatlığı tekrar hatırlamamız gerektiğini söylüyor.

Sadece basit bir merakın veya genel kültürlü olma hevesinin değil, gerçek bir tecessüsün ve çok sayıda disiplinde derinliğe ulaşmanın ifadesi olan polimatlık, Burke’e göre, müstakil bir tarihe sahip.

Polimat, Batı merkezli bir “çok-yönlü bilginler dökümü”nü sunmanın yanı sıra, bu sıra dışı bilginleri ortaya çıkaran kişisel ve çevresel etkenlere bakıyor.

Burke’ün sunumuyla polimatları neyin harekete geçirdiğini, çok yönlü çalışmaları için gereken zaman ve enerjiyi nasıl bulduklarını, hayatlarını nasıl kazandıklarını görebiliyoruz.

Kitap, polimatlığın sadece göz alıcı yanını göstermekle kalmıyor, polimatların ödemek zorunda kaldıkları, şarlatanlıkla suçlanmaya kadar giden bedeli de aktarıyor; polimatların bilgiye katkısını tartışıyor ve bir hiper-uzmanlaşma çağında bu tür bireylere hiç olmadığı kadar çok ihtiyacımız olduğu tespitiyle sonlanıyor.

  • Künye: Peter Burke – Polimat: Leonardo da Vinci’den Susan Sontag’a Kültür Tarihi, çeviren: Gökhan Yavuz Demir, Islık Yayınları, tarih, 416 sayfa, 2024

Peter J. Burke – Cehalet (2024)

Peter Burke imzalı bu kitap, Antik çağlardan günümüze her türlü cehaletin zengin ve kapsamlı tarihi.

‘Cehalet: Küresel Bir Tarih’, ‘bilmemenin’ hayatlarımızı bazen iyi bazen kötü yönde etkilediği sayısız yolu araştırıyor.

Tarih boyunca her çağ kendisini bir öncekinden daha bilgili olarak gördü.

Rönesans hümanistleri Orta Çağ’ı karanlık bir çağ olarak gördü, Aydınlanma düşünürleri batıl inançları akılla ortadan kaldırmaya çalıştı, modern refah devleti cehaletin “devini” öldürmeye çalışmış ve günümüzün aşırı bağlantılı dünyasında görünüşte sınırsız bilgi talep üzerine mevcuttur.

Peki ya yüzyıllar boyunca kaybolan bilgi ne olacak?

Gerçekten atalarımızdan daha az cahil miyiz?

Peter Burke, bu son derece orijinal anlatıda, insanlığın cehaletinin din ve bilim, savaş ve politika, iş dünyası ve felaketler genelindeki uzun tarihini inceliyor.

Burke, 1919’da Avrupa’nın sınırlarını yeniden çizen inatçı politikacılardan ihbarcılık ve iklim değişikliğini inkâr etme politikalarına kadar birçok cehalet biçiminin -gerçek veya sahte, bilinçli ve bilinçsiz- dikkat çekici hikayelerini ortaya koyuyor.

Sonuç, çağlar boyunca insan bilgisinin canlı bir keşfi ve sınırlarını tanımanın önemi.

Kitaptan bir alıntı:

“(…) Bu kitabı iki tip insan için yazdım. İlk başta genel okur için. Her bir birey bilgi ve cehaletin eşsiz bir karışımı olduğu için konunun genele hitap ettiği su götürmez. İkinci olarak benim gibi başka araştırmacılar için yazdım. Umuyorum ki bu kitapta, genç araştırmacıları henüz bir ‘alan’ olamamış bu sahaya girmeye ve elbette geçici sonuçlarımı eleştirmeye, düzeltmeye ve geliştirmeye teşvik etmek için bugüne dek ne yapıldığı, bugünden sonra ise ne yapılabileceği hakkında ‘büyük resmi’ sunabilirim.

“İleride yazılacak bir cehalet tarihi, yüzyıllara bölünmüş bir anlatı biçiminde geleneksel tarzda sunulabilir. Böyle bir anlatı, farklı alanların paylaştığı genel eğilimlerin belirlenmesine bağlı kalacaktır. Elinizdeki kitap bu türden gelecek incelemeleri teşvik ederse, bundan çok mutlu olurum. Şimdilik cehaletin tarihi hakkındaki mevcut cehaletimize bakılırsa belli konulara ayrılmış bir dizi denemeye dayanan genel bir inceleme yapmak daha gerçekçi bir yaklaşım olur…”

  • Künye: Peter J. Burke – Cehalet: Küresel Bir Tarih, çeviren: Turgay Sivrikaya, Islık Yayınları, tarih, 416 sayfa, 2024

Peter Burke – Bilgi Tarihinde Sürgünler ve Göçmenler (2023)

Tarihçi Peter Burke, entelektüel diasporaları ele aldığı bu geniş kapsamlı çalışmasında, sürgün ve göçmenlerin tarih boyunca bilgiye yaptıkları ayırt edici katkıyı sorguluyor.

Sürgün ve göçmenlerin, dahası iki kültür arasında aracılık eden herkesin, insanın ufkunun genişlemesine katkılarının dökümünü yapıyor.

Dahası bu katkıları ayrıksı kılan şeyi, yani yerelcilikten uzaklaşmanın üstünde duruyor.

Kitap, sürgün ve göçmenliğin olumlu sonuçlarından bazılarına, kara bulutların arasından görünen ışığa odaklanıyor.

Geniş bir coğrafyaya ve geniş bir zamana odaklanan çalışma, bilgi tarihinde kayıpların yanı sıra kazançları, etkileşimleri, etkileşimlerden doğan melezleşmeyi, mesela Alman teorisi ile Anglo–Amerikan ampirizmi arasındaki yaratıcı melezleşmeyi ele alıyor.

Bu güncel değerlendirme, kişisel kayıplarına rağmen sürgün ve göçmenlerin yeni vatanlarına getirdikleri entelektüel sermayenin sonuçları üstünde duruyor.

‘Bilgi Tarihinde Sürgün ve Göçmenler” bir hayatta kalma mücadelesinin bilgi tarihi açısından etkileşimlerle dolu hikâyesini anlatıyor.

  • Künye: Peter Burke – Bilgi Tarihinde Sürgünler ve Göçmenler (1500-2000), çeviren: Turgay Sivrikaya, Islık Yayınları, tarih, 320 sayfa, 2023

Peter Burke – Kültür Tarihinin Çeşitliliği (2022)

‘Kültür Tarihinin Çeşitliliği’nde Peter Burke ‘yeni kültür tarihi’nin teorisini ve uygulamasını masaya yatırıyor.

Jacob Burckhardt ile Johan Huizinga’nın çalışmalarıyla başlayan kültür tarihinin türlerine odaklanıyor.

Sosyal ve kültürel antropolojiden esinlenen yenilikçi yaklaşımın önemine rağmen, herhangi bir yeni ortodoksinin klasik modelin yerini almadığını ileri sürüyor.

Bu kitaptaki makalelerde kültür tarihinin kökenleri ve kimliğini tartıştıktan sonra, rüyaların toplumsal tarihi, tarih ile toplumsal hafıza arasındaki ilişki, jestin dili ve komedinin sınırları konularını ele alıyor; sonrasında Avrupa ile Yeni Dünya arasındaki karşılaşmaya ve kelimenin etimolojik, literal ve metaforik anlamlarında kültürel aktarım olgusuna dönüyor.

Çalışma iki teorik araştırma ile sona eriyor: Zihniyetler tarihi ve kültür tarihi niçin bölünmeye mahkumdur?

  • Künye: Peter Burke – Kültür Tarihinin Çeşitliliği, çeviren: Mesut Düzce, Hakan Hemşinli, Mustafa Tekpınar ve Selahattin Polatoğlu, Dergah Yayınları, sosyoloji, 312 sayfa, 2022

 

Kolektif – Tarih Üzerine Yeni Yaklaşımların Tartışılması (2021)

Tarih üzerine düşünen ve eyleyenlerin muhakkak edinmesi gereken bir kitap.

İki ünlü tarihçi, Peter Burke ve Marek Tamm’ın derlediği bu özenli çalışma, tarihin yıpratılması ve itibarsızlaştırılmasına karşı bir manifesto olarak okunabilir.

Yirminci yüzyılın sonlarında, toplumsal bilimler üzerinde nefes aldırmaz bir tahakküm kuran post-modern ve post-yapısalcı akımlar, büyük anlatılara, devasa kuramsal çalışmalara saldırı üzerinden kendilerini var ettiler.

Kuşkusuz, toplumsal bilimler içerisinde ayrıksı bir yere sahip olan tarih bilimi, bu kültürelci saldırılardan en fazla nasibini alan ve dolayısıyla itibar kaybına uğrayan disiplindi.

İnsanlığın toplumsal geçmişine ilişkin tarihsel analizin yerine soykütüksel sorgulamayı koyan bu genel eğilim karşısında tarihçiler ve tarih bilimi uzun süre suskun kaldı.

Tamm ve Burke’ın derlediği, ‘Tarih Üzerine Yeni Yaklaşımların Tartışılması’, bu post-yapısalcı tarih bilimi itibarsızlaştırmasına karşı bir manifesto olarak okunabilir.

Daha doğru tabirle bu çalışma, tarih biliminin yeniden itibar kazanmasına yönelik bir çabanın ürünüdür.

Genel tarih disiplinine sadık kalarak, çevresel tarihten sömürgecilik sonrası tarihe, toplumsal cinsiyet tarihinden bellek tarihine, bilginin tarihinden duyguların, şeylerin tarihine uzanan geniş bir alanda farklı çalışmaların yer aldığı ufuk açıcı bir çalışmayla karşı karşıyayız.

Bu çalışma bir yandan post-yapısalcı kültürel yönelime tepkinin, diğer yandan doğrudan bu post-yapısalcı mantık içerisinden tarih bilimine yeniden itibar kazandırmaya yönelik olarak, görsel kültür tarihi, dijital tarih, nörotarih, duyguların tarihi, post-hümanist tarih gibi, tarih biliminin yeni alt disiplinlerini de okuyucunun ilgisine sunuyor.

  • Künye: Kolektif – Tarih Üzerine Yeni Yaklaşımların Tartışılması, derleyen: Peter Burke ve Marek Tamm, çeviren: Atilla Güney, İmge Kitabevi, tarih, 589 sayfa, 2021

Peter Burke ve Marek Tamm – Tarih Üzerine Yeni Yaklaşımların Tartışılması (2021)

Post-yapısalcı akımın tarih bilimini itibarsızlaştırmasına karşı bir manifesto.

Peter Burke ve Marek Tamm’ın derlediği bu çalışma ise, bu saldırılara karşı tarih biliminin yeniden itibar kazanmasına yönelik bir çabanın ürünü.

Yirminci yüzyılın sonlarında, toplumsal bilimler üzerinde nefes aldırmaz bir tahakküm kuran post-modern ve post-yapısalcı akımlar, büyük anlatılara, devasa kuramsal çalışmalara saldırı üzerinden kendilerini var ettiler.

Toplumsal bilimler içerisinde ayrıksı bir yere sahip olan tarih bilimi ise, bu kültürelci saldırılardan en fazla nasibini alan ve dolayısıyla itibar kaybına uğrayan disiplindi.

İnsanlığın toplumsal geçmişine ilişkin tarihsel analizin yerine soykütüksel sorgulamayı koyan bu genel eğilim karşısında tarihçiler ve tarih bilimi uzun süre suskun kaldı.

Burke ve Tamm’ın derlediği, ‘Tarih Üzerine Yeni Yaklaşımların Tartışılması’ ise, bu post-yapısalcı tarih bilimi itibarsızlaştırmasına karşı bir manifesto olarak okunabilir.

Başka bir deyişle bu çalışma, tarih biliminin yeniden itibar kazanmasına yönelik bir çabanın ürünü olarak okunabilir.

Genel tarih disiplinine sadık kalarak, çevresel tarihten sömürgecilik sonrası tarihe, toplumsal cinsiyet tarihinden bellek tarihine, bilginin tarihinden duyguların, şeylerin tarihine uzanan geniş bir alanda farklı incelemelerin yer aldığı bu önemli çalışma, bir yandan post-yapısalcı kültürel yönelime tepkinin, diğer yandan doğrudan bu post-yapısalcı mantık içerisinden tarih bilimine yeniden itibar kazandırmaya yönelik olarak, görsel kültür tarihi, dijital tarih, nörotarih, duyguların tarihi, post-hümanist tarih gibi, tarih biliminin yeni alt disiplinlerini de okuyucunun ilgisine sunuyor.

  • Künye: Peter Burke ve Marek Tamm – Tarih Üzerine Yeni Yaklaşımların Tartışılması, çeviren: Atilla Güney, İmge Kitabevi, tarih, 586 sayfa, 2021

Peter Burke ve Roy Porter – Dilin Toplumsal Tarihi (2021)

Toplumlar dili yaratır, dil de toplumları.

Bu şahane kitap, dilin toplumsal tarihini 16. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan bir aralıkta izleyerek konu hakkında ufuk açıcı ayrıntılar sunuyor.

Toplumsal tarih yazımının önde gelen iki ismi, Peter Burke ve Roy Porter, söz konusu zaman aralığında İngiltere, Fransa ve İtalya’da dilin toplumsal ve kültürel dönüşümü çok yönlü bir bakışla izliyor.

  • Şarlatan hekimler dili bir araç olarak nasıl ustaca kullandı?
  • Fransız Devrimi, dili köktenci bir biçimde nasıl dönüştürdü?
  • İki dilli bir anlaşma tarihte nasıl büyük bir kargaşaya sebep oldu?
  • On sekizinci yüzyılda Paris’te kullanılan hakaretlerin sosyolojik zemini neydi?
  • İtalya’da okuryazarlık nasıl bir dönüşüm geçirdi?
  • Atasözleri, toplumsal tarihte neden paha biçilemez bellek işlevi görmektedir?

Bu ve bunun gibi pek çok ilgi çekici konunun ele alındığı kitap, alanla ilgilenenler açısından arşivlik bir eser.

  • Künye: Peter Burke ve Roy Porter – Dilin Toplumsal Tarihi, çeviren: Kadriye Göksel, Islık Yayınları, tarih, 336 sayfa, 2021

Peter Burke – Erken Modern Dünyada Kimlik, Kültür ve İletişim (2021)

Peter Burke, erken dönem modern Avrupa tarihin yanı sıra, sosyal ve kültürel tarih alanlarında da öncü isimlerden biridir.

Bu kitap ise, Burke’ün dilin toplumsal tarihi ile kentlerin kültürel tarihini iletişim teması bağlamında bir araya getirdiği makalelerini sunuyor.

Kitap, ele aldığı pek çok konuyla dikkat çekiyor.

Örneğin burada nezaket kültürünün yanı sıra çevirmenlik, kentlerin duyumsal tarihi ve kentlerdeki şiddet gibi konular, Burke’ün kendine has analitik ve yalın üslubuyla karşımıza çıkıyor.

Kent ve kimlik arasındaki ilişki üzerine ilgi çekici ayrıntılar barındıran çalışma, bilhassa çevirmenlerin de ilgisini çekebilecek muhtevaya sahip.

Zira kitapta, erken modern dünyada çevirmenin kimliği, çevirmenlik mesleğinin kuralları, kültürler arasında köprü işlevi gören çevirmenlerin faaliyetleri gibi önemli konular tartışılıyor.

  • Künye: Peter Burke – Erken Modern Dünyada Kimlik, Kültür ve İletişim, çeviren: Turgay Sivrikaya, Islık Yayınları, tarih, 304 sayfa, 2021

Peter Burke – Gizli Tarih ve Tarihsel Bilinç (2020)

Gizli tarih kavramını, 17. yüzyıldaki köklerine kadar uzanarak irdeleyen bir çalışma.

Kültür tarihçisi Peter Burke, gizli tarih yaklaşımının ne anlama geldiğini, bu yeni tür tarihçiliğin tarih yazımına ne gibi özgünlükler getirdiğini kapsamlı bir şekilde tartışıyor.

Rönesans ve entelektüel tarih üzerine nitelikli bir çalışma olarak okunabilecek kitapta, günümüzde kasten görmezden gelinen kimi tarih yazıcılığı metotlarını da ele alıyor.

Kitapta ayrıca, Rönesans’ı anlamak için tarih biliminin yanı sıra neden sosyolojiden de yararlanılması gerektiği, bu iki kardeş bilimin yardımına yetişerek Rönesans’ı görünür kılmada antropoloji ve coğrafyanın önemi, yazılı ve sözlü kültürle iç içe geçmiş sözlü şiir geleneği ve yepyeni metin okuma yöntemleri gibi ilgi çekici konular da yer alıyor.

  • Künye: Peter Burke – Rönesans’tan Romantizme Gizli Tarih ve Tarihsel Bilinç, çeviren: Çağla Çakın, Islık Yayınları, tarih, 328 sayfa, 2020

Peter Burke – Avrupa’da Rönesans (2016)

Petrarca ile başlayıp Descartes’la biten kültürel bir hareketin, tüm Avrupa’da silinmez izler bırakmış Rönesans’ın tarihi.

Peter Burke, Rönesans’ın ilk nüvelerinin ortaya çıkışını, hareketin evrensel değerlerinin Avrupa’da aldığı yerel biçimleri, Rönesans’ın Avrupa’nın düşünsel ve kültürel çehresini nasıl değiştirdiğini tartışıyor.

  • Künye: Peter Burke – Avrupa’da Rönesans, çeviren: Uygar Abacı, Islık Yayınları