Adrian Goldsworthy – Roma Nasıl Çöktü? (2022)

Süpergüçler de tarihin çöplüğünü boylar.

Adrian Goldsworthy, görkemli Batı Roma İmparatorluğu’nu çözülüp dağılmaya ve yıkıma götüren yapısal zayıflıklarını ve buna sebep olan dışsal faktörleri, berrak ve akıcı biçimde aktarıyor.

MS 200 yılında Roma İmparatorluğu, bilinen dünyanın çoğunu bünyesine katmış geniş toprakları nedeniyle saldırıya uğramaz görünüyor ve altın çağını yaşıyordu.

Beşinci yüzyılın sonuna gelindiğinde ise, Batı Avrupa’da ve Kuzey Afrika’nın çoğunda Roma egemenliği ortadan kalkmış ve geriye yalnızca küçük bir doğu imparatorluğu kalmıştı.

Ödüllü Goldsworthy, Roma İmparatorluğu’nun yıkılışını anlatan bu kitabında süpergücün çöküşünün acı dolu yüzyıllarını inceliyor.

Ülke dışındaki düşmanlara karşı yürütülen mücadelelerin yanında hiç eksik olmayan iç karmaşanın, 395’te imparatorluğun batı ve doğu olarak ikiye bölünmesine, imparatorluğun batı tarafının ise 476’da son imparatorunun darbeyle indirilerek yıkılmasına yol açması son 300 yıldır birçok isim tarafından işlenen bir anlatı olmasına rağmen Goldsworthy, bu dağılış sürecini muhteşem bir kalem maharetiyle sunabilen sayılı tarihçilerden biri.

Roma İmparatorluğu’nu Gotlar, Hunlar ve Vandallar gibi “barbar” kabilelerin hırslarına karşı savunmasız kılan esas şeyin yapısal zayıflık ve özellikle de bitmek bilmeyen iç savaşlar olduğunu ileri sürerek aslında çok önceden başlamış olan bu süreci tüm aktörlerine hayat katıp titiz, girift ve merak uyandırıcı bir üslupla okura sunuyor.

Sadece Roma İmparatorluğu meraklılarını değil tüm tarih okurlarının zevkle okuyabileceği ‘Roma Nasıl Çöktü?’, dışarıda ciddi hiçbir rakibi olmadığı halde, sadece Geç Antik Çağ’ın değil tüm dünya tarihinin en etkili devletlerinden birinin, yöneticilerinin ihtirasları, memurlarının kısa vadeli hesaplarını ve şahsi çıkarlarını öncelemeleri, bunlar dolayısıyla sonu gelmeyen idari, ekonomik ve siyasi istikrarsızlıklar sonucunda nasıl çözülüp dağılabildiğini ayrıntılarıyla gözler önüne seren bir eser.

  • Künye: Adrian Goldsworthy – Roma Nasıl Çöktü?: Bir Süpergücün Ölümü, çeviren: Samet Özgüler, Kronik Kitap, tarih, 624 sayfa, 2022

Sehriye Şahin – Appianos Aleksandreus ve Cassius Diō Cocceianus’a Göre Roma-Kartaca Savaşları (2021)

Romalılar ile Kartacalılar arasında, Kartacalıların tarih sahnesinden kazınmasıyla sonuçlanan mücadele, tam 118 yıl sürdü.

Sehriye Şahin, o dönemin en önemli kaynakları olan Appianos ve Cassius Diō’nun metinlerini merkeze alarak bu süreci çok yönlü bir bakışla izliyor.

“Bizler, tanrıların emirleriyle kurulmuş kadim bir kent hatırına, büyük şan ve şeref hatırına, tüm dünyaya yayılmış bir isim hatırına, tanrılara adanmış pek çok tapınakların hatırına yalvarıyoruz. Artık sizlere zararı dokunmayan ölülerin mezarlarını, çocuklarından gelen adaklardan mahrum etmeyin. Bizlere acıyorsanız; tapınaklarımızı, forumumuzu, meclisimize başkanlık eden tanrılarımızı koruyun.”

Kentleri yok olmanın eşiğindeki Kartacalılar, Romalılara böyle yalvarmıştı.

İki taraf arasında, yıllarca sürecek amansız bir mücadeleye dönüşen üç büyük savaşın sonunda Kartaca kenti, hem kurulduğu bölgeden hem de tarih sahnesinden silinmekle kalmadı, âdeta kökleriyle beraber kazındı.

Bu yakarıştan yaklaşık yetmiş sene evvel Annibal, İspanya ve İtalya’yı işgal etmiş, Roma’yı neredeyse yok olmanın eşiğine getirmişti.

Annibal adı Avrupa’da dehşetin sembolü olmuş, Akdeniz ile Alpleri aşarak İtalya’ya taşınan filler, Roma Senatosu’nun ve lejyonlarının korkulu rüyası hâline dönüşmüştü.

Publius Scipio Africanus, İkinci Roma-Kartaca Savaşı’nda mücadeleyi Afrika’ya taşıyarak Annibal’i etkisiz hâle getirdi.

Yarım yüzyıl sonra da Scipio Aemilianus Kartaca’yı ortadan kaldırdı.

Sehriye Şahin, Roma-Kartaca Savaşları adlı kitabında 118 yıl süren bu mücadeleyi, Roma’nın tutunma çabasını, Annibal’in Roma tarihyazımında değişen imgesini ve Kartaca’nın son direnişini dönemin önemli kaynakları arasında sayılan Appianos ve Cassius Diō’nun metinleri dışında, diğer çağdaş yazarların metinlerini de büyük bir titizlikle derleyerek bütün ayrıntılarıyla ortaya koyuyor.

  • Künye: Sehriye Şahin – Appianos Aleksandreus ve Cassius Diō Cocceianus’a Göre Roma-Kartaca Savaşları, Selenge Yayınları, tarih, 360 sayfa, 2021

Theodore Mommsen – Roma Tarihi, 1. Cilt (2021)

Theodore Mommsen’in tam 167 yıl önce yazdığı başyapıtı ‘Roma Tarihi’, ilk cildiyle Türkçede.

1902 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmış Mommsen, “tarihsel yazma sanatının yaşayan en büyük ustası” olarak onurlandırıldı.

Klasik tarihçi Mommsen, 1854-1856 yılları arasında ‘Roma Tarihi’ isimli eserini yayınladı ve böylece çalışmaları bilim camiası ve okuyucular tarafından büyük beğeni topladı.

Roma’yı yücelten Aydınlanma yaklaşımını reddeden Mommsen, bunun yerine yeni ve titiz bir kaynak eleştirisinin rehberliğinde Roma tarihinin mitolojiden arındırılmasını sağladı.

Canlı ve ilgi çekici bir tarzda, klasik fikirleri ifade etmek için modern terimleri kullanan Mommsen on dokuzuncu yüzyıl ile Antik Roma arasında paralellikler ortaya koymayı başardı.

Roma’nın kökenlerinin açıklanmasıyla başlayan birinci cilt din, hukuk, adalet, tarım, ticaret, ulaşım, ölçü sistemi, yazı ve sanat gibi geniş bir yelpazede sunduğu doyurucu bilgilerle okuyucuları muhteşem bir yolculuğa çıkarıyor.

  • Künye: Theodore Mommsen – Roma Tarihi, 1. Cilt: Krallık Dönemi, çeviren: Mehmet Ali Erbak, Say Yayınları, tarih, 272 sayfa, 2021

Kolektif – Hellenistik ve Roma Dönemlerinde Anadolu (2021)

Büyük İskender’den Geç Roma İmparatorluğu Dönemi’ne değin Anadolu coğrafyasında yaşanan siyasal ve kültürel olayları, etkilerini ve sonuçlarını geniş bir perspektiften ele alan sağlam bir çalışma.

Kitap, Büyük İskender’in Perslere karşı yürüttüğü Doğu Seferi ile başlayan ve etkileri yaklaşık 300 yıl boyunca süren Hellenistik krallıklar ve Hellenistik Dönem devam ederken MÖ 133 yılında diplomasi yoluyla Pergamon’u alan ve eyalet sistemiyle Anadolu’ya adımını atan Romalıların izlerini takip ediyor.

Her biri alanında uzman bilim insanları tarafından kaleme alınan 25 makaleden oluşan kitapta; Hellenistik ve Roma Anadolusu’nun coğrafyası, tarihi, Büyük İskender sonrası kurulan Hellenistik krallıklar, Roma’nın bu krallıklarla yürüttüğü güç ve iktidar mücadelesi, Anadolu’daki başlıca Roma kentleri ve eyalet merkezleri, sikkeleri, mimarisi kronolik bir sırayla birbirini tamamlayan makaleler eşliğinde okuyucuya aktarılıyor.

  • Künye: Kolektif – Hellenistik ve Roma Dönemlerinde Anadolu: Krallar, İmparatorlar, Kent Devletleri, hazırlayan: Oğuz Tekin, Yapı Kredi Yayınları, tarih, 404 sayfa, 2021

Patrick N. Hunt – Hannibal (2019)

Roma İmparatorluğu’nun korkulu rüyası, Kartacalı efsanevi komutanlardan Hannibal hakkında bize söylenenlerin ne kadarı gerçek ne kadarı efsane?

Patrick Hunt, uzun yıllarını verdiği bu çalışmasında, üç kıtada Hannibal’in ayak izlerini takip ederek bu meşhur komutanın dört dörtlük bir biyografisini sunuyor.

Kitap, Hannibal’in gençlik dönemiyle ve yemin töreniyle açılıyor ve devamında,

  • Hannibal’in adım adım geçtiği İspanya, Pireneler ve Alpler arasında yaşanan coğrafi ve iklimsel zorluklarla karşı karşıya kaldığı pusuları,
  • Alplerin zirvesinden Apeninler ve Arno bataklıklarına uzanışını,
  • Roma zaferinden Zama Muharebesi’ne girdiği çok sayıda savaşı,
  • Ve en Hannibal’ın sürgününü ve ardından bıraktığı mirası ele alıyor.

Hunt bununla da yetinmeyerek, Hannibal’i tarihin en dikkat çeken komutanlarından biri yapan asıl sebepleri, strateji ve taktik dehası mı yoksa kumarbaz ve şanslı mı olup olmadığını ve Dünya askerî tarihinde Hannibal ve icraatlarının nasıl yorumlandığını da açıklıyor.

  • Künye: Patrick N. Hunt – Hannibal: Roma’nın Büyük Düşmanı, çeviren: Samet Özgüler, Kronik Kitap, biyografi, 400 sayfa, 2019

Gaius Iulius Caesar – Notlar: İç Savaş Üzerine (2018)

Güçlü bir hatip, yazar, politikacı ve askeri lider olan Caesar, iktidarının ilk zamanlarında halkçı bir politika izlemişti.

Daha sonra Roma Senatosu ile ilişkileri bozulan Caesar, Pompeius ile savaşa tutuştu.

Bu savaşın neticesi hem trajik hem de çok bilindik oluşuyla öğreticidir.

Caesar, iç savaşı kazanınca acımasız bir diktatöre dönüştü.

İşte bu kitap, bu iç savaşa giden sürece dair muazzam bir tarihi belge.

MÖ 49 yılının başlarında, Roma İmparatorluğu iki büyük devlet adamı olan Caesar ile Gnaeus Pompeius Magnus arasında yaşanacak büyük bir iç savaşın eşiğindedir.

Caesar, bu süreci adeta günü gününe kayıt altına alan notlarında, 49 yılının ilk günlerinde başlayan iç savaşı, 48 yılındaki büyük Pharsalus Muharebesi’ni, savaşta yenilen Pompeius’un Mısır’a kaçışını, Pompeius’un Mısır’da öldürülmesini ve bundan sonra İskenderiye Savaşı’nın başlayışını anlatıyor.

Bu notların bir diğer büyük önemi, yalnızca iki rakip arasında geçiyormuş gibi aktarılan bu çatışmanın Roma toplumundaki kangren halini almış sorunlarla ne denli birebir ilişkili olduğunu ortaya koyması.

Zira bu notlarda da görüleceği gibi, savaşın başlamasından çok daha önce Romalılar büyük sınıfsal çatışmalarla boğuşmakta, toplumda büyük ayrışma ve kutuplaşmalar yaşanmaktaydı.

Dönemin Roma siyasetinin ve toplumunun iyi bir fotoğrafını çeken kitabın elimizdeki baskısı, Latinceden Türkçeye yapılan ilk çeviri olmasıyla da ayrıca önemli.

  • Künye: Gaius Iulius Caesar – Notlar: İç Savaş Üzerine, çeviren: Samet Özgüler, Doğu Batı Yayınları, tarih, 287 sayfa, 2018

Cüneyt Akalın – Taş Devri’nden Kapitalizme Uygarlıklar (2015)

İnsanoğlunun barbarlıktan uygarlığa geçişinin, on binlerce yıla yayılan hikâyesi.

Cüneyt Akalın bu nitelikli siyasi tarih çalışmasında ilk olarak, uygarlığın tam olarak ne anlama geldiğini ve onun temel kavramlarını açıklıyor.

Yazar ardından, dört büyük uygarlık olan Mezopotamya-Çin, Mısır, Hint ve Roma İmparatorluğu ile bunlardan neşet etmiş Afrika, Amerika ve Uzakdoğu medeniyetlerinde uygarlığın doğuşu ve gelişimini araştırıyor.

  • Künye: Cüneyt Akalın – Taş Devri’nden Kapitalizme Uygarlıklar, Tarihçi Kitabevi

Eutropius – Roma Tarihinin Özeti (2007)

  • ROMA TARİHİNİN ÖZETİ, Eutropius, çeviren: Çiğdem Menzilcioğlu, Kabalcı Yayınları, tarih, 301 sayfa

Eutropius’un İ.S. 369 yılında imparator Valens’in isteği üzerine kaleme aldığı ‘Roma Tarihinin Özeti’, Roma’nın kuruluşundan, İ.S. 364 yılında İmparator Iovianus’un ölümüne kadar, Roma tarihinde geçen önemli olayları anlatıyor ve imparator Valens’in başlatmayı düşündüğü Pers seferinin propagandasını amaçlıyordu. Bu, eserde açıkça fark ediliyor. Çünkü Perslerle tarihte yapılmış savaşlar, kitabın neredeyse yarısını kapsar. Görüldüğü gibi, kitap, küçük bir kent devletinden bir dünya imparatorluğu haline gelen Roma İmparatorluğu’nun büyüklüğü ve gücüne övgü niteliğinde. Kitabın girişinde, yazara ve dönemine dair açıklayıcı bir yazının bulunduğunu da belirtelim.