Immanuel Kant – Eğitim Üzerine (2007)

  • EĞİTİM ÜZERİNE, Immanuel Kant, çeviren: Ahmet Aydoğan, Say Yayınları, felsefe, 135 sayfa

Immanuel Kant’ın ‘Eğitim Üzerine’si, yayınevinin yeni başladığı düşünürün toplu eserleri dizisinin ilk kitabını oluşturuyor. Kant’ın Türkçe yayımı için kuşkusuz sevindirici bir başlangıç olan kitap, ‘Ruhun Eğitimi’, ‘Ahlaki Eğitim’ ve ‘Pratik Eğitim’ başlıklı üç bölümden oluşuyor. “Özgürlük sevgisi doğal olarak insanda o kadar güçtür ki, bir kere özgürlüğe alıştığında, artık her şeyi onun uğruna feda edecektir. Sırf bu sebepten ötürü talim-terbiyenin disiplin kısmı çok erken dönemlerde yerini almalıdır, çünkü bu yapılmadığı zaman, hayatta daha sonra kişiliği değiştirmek kolay olmayacaktır. Disiplinden yoksun insanlar gelip geçici her arzuyu, her hevesi takip etmeye yatkındırlar.” diyen Kant, insanın Rousseaucu anlamda soylu özgürlük duygusuyla dolu olmadığını, henüz gelişmemiş ve dolayısıyla eğitilmek zorunda olan bir “insani tabiata” sahip olduğunu savunuyor.

Ahmet Cevizci – Eğitim Felsefesi (2011)

  • EĞİTİM FELSEFESİ, Ahmet Cevizci, Say Yayınları, felsefe, 342 sayfa

Ahmet Cevizci ‘Eğitim Felsefesi’nde, felsefenin Yunan filozofları Aristoteles ve Platon’dan başlayarak konu edindiği eğitimi detaylı bir bakışla ele alıyor. Kitap, idealist, realist, kültürel ve pragmatist gibi yaklaşımlar ışığında klasik eğitim felsefesini konu edinerek açılıyor. Cevizci kitabının ikinci bölümünde analitik eğitim felsefesini; üçüncü bölümde de eleştirel eğitim felsefesini inceliyor. Yazar, kitabının son bölümünde ise, eğitim felsefesinin epistemolojik, ontolojik, etik ve politik boyutlarına odaklanıyor. Kitap, eğitim faaliyetlerini felsefi bir zemin üzerinden anlamlandırmaya çalışan tüm eğitimcilere hitap ediyor.

Jean-Pierre Cléro – Lacan Sözlüğü (2011)

  • LACAN SÖZLÜĞÜ, Jean-Pierre Cléro, çeviren: Özge Soysal, Say Yayıncılık, sözlük, 177 sayfa

Jean-Pierre Cléro’nun hazırladığı ‘Lacan Sözlüğü’, psikanalist Jacques Lacan’ın temel kavramlarını anlaşılabilir bir üslupla çözümlüyor. “bilinçdışı dil gibi yapılanmıştır” sözünün sahibi Lacan’ı özgün kılan başlıca husus, felsefede kabul görmüş kavramlarla çalışmış olmasıydı. Bu durum, onun hem psikanalist hem de filozof olarak tanımlanmış olmasının en önemli sebebi. Fakat daha da önemlisi, Lacan’ın, psikanalizin babası Sigmund Freud’u da, anlamını kendisinin geliştirdiği felsefi kavramlarla birlikte yorumlamasıydı. Elimizdeki sözlüğün, Lacan’ın bu iki hususiyetini merkeze almasıyla, önemli bir boşluğu doldurduğunu söyleyebiliriz.

Theodor Reik – Aşk ve Şehvet Üzerine (2007)

  • AŞK VE ŞEHVET ÜZERİNE, Theodor Reik, çeviren: Ali Kılıçlıoğlu, Say Yayınları, psikoloji, 400 sayfa

‘Aşk ve Şehvet Üzerine’nin bu birinci cildi ‘Romantik ve Cinsel Duyguların Psikanalizi’ başlığını taşıyor ve çiftlerin aşk hayatı, cinsellik, evlilik, anne-babalık ve erkeklik ile kadınlığın gizli doğasını tartışıyor. Freud’un öğrencisi olan Reik, daha sonraki otoritelerce Freud’un mirasçısı sayılmıştı. Reik’in çalışmasının bu birinci cildi, psikanalistin Freud’la hesaplaşması olarak da okunabilir. Çünkü temel dürtüler ekseninde masaya yatırılan aşk ve şehvet ile mazoşizmin sosyal, dinsel ve kültürel unsurları, Reik’in bu hesaplaşması üzerinden verilir. ‘Aşk ve Şehvet Üzerine’nin ikinci cildi de ‘Cinslerin Duygusal Farklılıkları’ başlığını taşıyor.

Koray Karabekiroğlu – Çocuğuma Nasıl Davranmalıyım? (2011)

  • ÇOCUĞUMA NASIL DAVRANMALIYIM?, Koray Karabekiroğlu, Say Yayınları, eğitim, 397 sayfa

Koray Karabekiroğlu ‘Çocuğuma Nasıl Davranmalıyım?’da, çocuklarında bazı ruhsal, gelişimsel sorunlar yaşayan veya bu konularda bilgi sahibi olmak isteyen ebeveynlere, bir çocuk psikiyatri uzmanı olarak bilgi veriyor. 2-15 yaş arası çocukları kapsayan çalışma, çocuk ruh sağlığının temel kavramlarını, tıbbi terminolojiden özellikle kaçınarak vermesiyle, bilhassa anne-babalar için iyi bir rehber eser. Kitapta, inatçılık, yemek yememe, kıskançlık, okul korkusu, çocuklarda zeka, uyku bozuklukları, ergenlikte yaşanan sorunlar gibi, çocuk ruh sağlığı alanındaki temel duygu ve durumlara dair Karabekiroğlu’nun verdiği aydınlatıcı bilgiler yer alıyor. Karabekiroğlu’nun çalışması bu yönüyle, çocuk ruh sağlığını anlamak ve karakterin gelişimine ne gibi katkılar sunacağı konusunda bilgilenmek isteyen anne-babalara hitap ediyor.

Theodor W. Adorno – Otoritaryen Kişilik Üstüne (2011)

OTORİTARYEN KİŞİLİK ÜSTÜNE, Theodor W. Adorno, çeviren: Doğan Şahiner, Say Yayınları, felsefe, 336 sayfa

‘Otoritaryen Kişilik Üstüne’, düşünür Theodor W. Adorno’nun Nazi Almanyası’nı terk ettikten sonra ABD’de kaleme aldığı eserlerden biri. Kitap esasında, Frankfurt Toplumsal Araştırmalar Enstitüsü üyelerinin, sürgünden sonra, başka bilimcilerle birlikte gerçekleştirdikleri ‘Önyargı Üstüne Çalışmalar’ın üçüncü cildini oluşturan kitaba Adorno’nun yaptığı katkıdan oluşuyor. Başta antisemitizm üzerine odaklanan araştırma, can alıcı bir soruyla, “Bu düşünceleri belli bireyler kabul ederken neden başkaları kabul etmiyor?” sorusuyla başlıyor. Kitap, bu sorunun yanıtını ararken, antisemitizmin muhtemelen özgül ya da yalıtık bir fenomen olmayıp daha genel bir ideolojik çerçevenin bir parçası olduğu ve bireyin bu ideolojiye açıklığının asıl olarak onun psikolojik gereksinimlerinden kaynaklandığı hipotezini de masaya yatırıyor.

Sigmund Freud – Çocukta Fobinin Analizi (2011)

  • ÇOCUKTA FOBİNİN ANALİZİ, Sigmund Freud, çeviren: Dilman Muradoğlu, Say Yayınları, psikanaliz, 158 sayfa

Sigmund Freud ‘Çocukta Fobinin Analizi’nde, Hans isimli çocuğun hastalığını ve tedavi sürecini anlatıyor. Hans’ın hastalığının ilk raporları, çocuk üç yaşındayken kaleme alınmış, tedavi süreci de beş yaşındayken sona ermişti. Hans deneyimi, Freud’un birçok çalışmasında karşımıza çıkar. Örneğin Freud, Hans’ın hastalığını takıntılar, semptomlar, anksiyete, totemizm, fobi, hayvan korkuları ve “Kurt Adam” vakası gibi konular bağlamında, farklı çalışmalarında irdelemişti. Burada, genel olarak çocukluk nevrozu bağlamında Hans’ın yaşadığı sorunlara odaklanan Freud’un yaklaşımı, çocuğun masumiyetini elinden almakla suçlanıp eleştirilmişti.

Arthur Schopenhauer – Seçkinlik ve Sıradanlık Üzerine (2007)

  • SEÇKİNLİK VE SIRADANLIK ÜZERİNE, Arthur Schopenhauer, çeviren: Ahmet Aydoğan, Say Yayınları, felsefe, 104 sayfa

‘Seçkinlik ve Sıradanlık Üzerine’, Türkiye’de de çok sevilen Arthur Schopenhauer’un, yüce ile alçak üzerine kaleme aldığı düşüncelerinden oluşuyor. Bu kitabında, “Bir şey ne kadar soylu ve mükemmel ise onun olgunluğa erişmesi de o kadar geç ve yavaştır.” diyen Schopenhauer, geç olgunlaşmaya örnek olarak erkeği, erken olgunlaşmaya örnek olarak da kadını gösterir. Bu da beraberinde Schopenhauer’un felsefesini erkeği yücelten bir felsefeye dönüştürür. Çünkü bu felsefeye göre, geç olgunlaşan erkek, çabuk olgunlaşıp çocuk kalan kadınların yanında, akli melekeleri ve ruhi kabiliyeti ile daha yüksek, daha seçkin bir yaradılışa sahiptir. Böylesi bir mantığın varabileceği tek nokta, görüldüğü gibi, sıradan olmayı da kadına yakıştırmaktır. Schopenhauer kadını küçümseyen felsefesiyle çok tartışıldı ve bu kitapla da tartışılmaya devam edilecek.

Platon – Alkibiades 1-2 (2010)

  • ALKİBİADES 1-2, Platon, çeviren: Furkan Akderin, Say Yayıncılık, felsefe, 126 sayfa

‘Alkibiades 1-2’, Platon’un, hocası Sokrates’in görüşlerini aktardığı gençlik dönemi eserlerinden. Diyalogun merkezinde Sokrates ile siyasetçi, hatip ve kumandan Alkibiades yer alır. Alkibiades’in henüz on sekiz yaşındayken gerçekleştiği kabul edilen diyalog, ahlaki konulara ve moral erdemlere odaklanıyor. Alkibiades’in, söz konusu diyaloğun geçtiği zamanın hemen ertesinde Atina ile Sparta arasında kanlı bir egemenlik mücadelesinin yaşandığı yirmi beş yıllık döneme damgasını vurduğu söylenir. Diyalog ayrıca, Eski Çağ’ın dikkat çeken karakterlerinden Alkibiades’in hayatına ve kişiliğine dair en iyi kaynaklardan biri olarak da kabul ediliyor. M. Ö. 399’da yazıldığı bilinen diyalog bu yönüyle, Sokrates felsefesinin farklı bir veçhesini sunduğu kadar, tarihe yön vermiş bir komutanın kişiliğini de aydınlatıyor.

Veli Urhan – Foucault (2010)

  • FOUCAULT, yazan ve yayıma hazırlayan: Veli Urhan, Say Yayıncılık, felsefe, 470 sayfa

Veli Urhan ‘Foucault’da, 1926-1984 yılları arasında yaşamış çağdaş Fransız düşünürü Michel Foucault’nun düşünce dünyasını ele alıyor. Urhan kitabına, Foucault’nun düşünce hayatı ve eserlerini inceleyerek başlıyor. Kitabın ikinci bölümünde ise bu önemli ismin “Episteme”, “Bilgi”, “Bilim”, “Arkeoloji”, “Bilginin Arkeolojisi”, “Benlik Teknolojisi”, “Biyoiktidar”, “Tarih ve Süreksizlik” ve “Bilgi/İktidar İlişkisi” gibi temel kavramları irdeleniyor. Urhan, Foucault’nun en önemli çalışmalarından biri olarak kabul edilen ‘Bilginin Arkeolojisi’nde ele aldığı konuları ise, üçüncü bölümde inceliyor. Çalışmanın son bölümünde ise, Gilles Deleuze, Roberto Machado, Pierre Burgelin, Ian Hacking, Michael S. Roth ve Thomas R. Flynn gibi isimlerin kaleme aldıkları yazılardan oluşan, Foucault’ya dair seçme metinlere yer verilmiş.