
Diskroni, yani zamansal bozulma, bireysel ve toplumsal hayatı nasıl etkiliyor?
Byung-Chul Han, diskroninin zorunlu bir hızlanmanın sonucu olmadığını, diskroninin esas sorumlusunun, zamanın atomlaşması olduğunu belirtiyor.
‘Zamanın Korkusu’, diskroninin tarihsel ve sistematik nedenlerinin izini sürüyor ve bunu yaparken tarihe dönüp bakarak, zaman krizinin aşılması için yaşamın, gündelik hayatın en küçük unsuruna kadar farklı bir biçim almasının zorunlu olduğunu işaret ediyor.
Zaman krizini iyileştirmenin imkânları üzerine düşünen Byung-Chul Han, bu amaçla, öteki, farklı zamansallıkların veya kurgulanmış zamansallıkların da peşine düşüyor ve böylelikle zamana itibarını iade etmeye çabalıyor.
Kitaptan birkaç alıntı:
“Günümüzün zaman krizinin önemli nedenlerinden biri, vita activa’nın, eylemlilik yaşamının mutlaklaştırılması. Bu mutlaklaştırma, insanı bir animal laborans, “çalışan hayvan” derekesine indiren bir çalışma buyruğuna yol açıyor.”
“Gündelik hayattaki hiperkinezi, aşırı hareketlilik, insan yaşamındaki tefekkür unsurunu, durma becerisini ortadan kaldırıyor. Dünyanın ve zamanın kaybına yol açıyor.”
“Hayatın hızlandığı hissi, amaçsızca dönüp duran zamanın yol açtığı bir duygu aslında. Diskroni zorunlu bir hızlanmanın sonucu değil. Diskroninin esas sorumlusu, zamanın atomlaşması. Zamanın eskisine göre çok daha hızlı geçtiği hissi de bundan kaynaklanıyor. Bu zamansal dağılma nedeniyle, süremin deneyimlenmesi de imkânsızlaşıyor.”
“Daha hızlı yaşamaya çalışan herkes nihayetinde daha hızlı ölecektir. Hayatı daha doyurucu hale getiren şey olayların toplam miktarı değil, sürem deneyimidir. Bir olayın diğerinin hemen ardından geldiği yerde, kalıcı hiçbir şey meydana gelmez. Tamamlanma ve anlam nicelikten yola çıkarak açıklanamaz. Hızla yaşanan ve hiçbir şeyin uzun kalmadığı, yavaş hiçbir şey içermeyen bir hayat, hızlı, kısa vadeli ve kısa yaşanan deneyimlerle nitelenen bir hayat, ‘deneyim oranı’ ne kadar yüksek olursa olsun, kısa bir hayattır.”
- Künye: Byung-Chul Han – Zamanın Kokusu: Bulunma Sanatı Üzerine Felsefi Bir Deneme, çeviren: Şeyda Öztürk, Metis Yayınları, felsefe, 136 sayfa, 2018