Orhan Gökdemir – Faili Meçhul Cinayetler Tarihi (2011)

  • FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER TARİHİ, Orhan Gökdemir, Destek Yayınları, siyaset, 384 sayfa

 

Bilindiği gibi Türkiye, “faili meçhul” cinayetler ülkesi. Orhan Gökdemir bu kitabında, Osmanlı İmparatorluğu’ndan günümüze, bir “tarz-ı siyaset” olarak cinayetleri araştırıyor. Çalışma en çok, eski deyişle katl, yenisi ile cinayetin, mutlaka bir “siyaset” yapış tarzına tekabül ettiğini ortaya koymasıyla dikkat çekiyor diyebiliriz. Kitap, Osmanlı’da işlenen cinayetlerle açılıyor ve bu dönemin öne çıkan infaz tarzlarını ele alıyor. Yazar, Cumhuriyet dönemindeki cinayetleri de, 33 Kurşun olayı ile Sabahattin Ali’nin katli üzerinden anlatıyor. Gökdemir ardından 27 Mayıs sonrası, 1980 sonrası ve 1990 sonrası faili meçhul cinayetlere uzanıyor.

Borisoviç Lutski – Arap Ülkelerinin Yakın Tarihi (2011)

  • ARAP ÜLKELERİNİN YAKIN TARİHİ, Borisoviç Lutskiy, çeviren: Turan Keskin, Yordam Kitap, tarih, 367 sayfa

 

Sovyetler Birliği’nin, Modern Arap tarihinde önde gelen uzmanlarından olan Borisoviç Lutskiy’in, Arap ülkelerinin 16. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan tarihine odaklanan bu kitabı, Rus ya da Sovyet literatüründe modern dönemde, Arapların sistematik tarihinin yazılmasına yönelik ilk girişim. Marksist-Leninist bakış açısıyla kitabını yazan Lutskiy, Avrupalı güçlerin kolonyal politikalarını şiddetle eleştiriyor ve onların Doğu’daki varlıklarını bir şer olarak tanımlıyor. Yazarın, Arap halklarının kendilerini Türk paşalardan ve Avrupalı sömürgecilerden kurtarmak için verdikleri mücadeleyi coşkulu bir üslupla anlatmasının en önemli nedeni de bu.

Julius R. Ruff – Erken Dönem Avrupa’da Şiddet (2011)

  • ERKEN DÖNEM AVRUPA’DA ŞİDDET, Julius R. Ruff, çeviren: Didem Türkoğlu, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, tarih, 298 sayfa

Julius R. Ruff ‘Erken Dönem Avrupa’da Şiddet’te, Batı Avrupa’nın üç yüz yıllık bir döneminde yaşanmış şiddeti inceliyor. 1500-1800 zaman aralığına odaklanan Ruff, erken modern zamanda şiddetin doğasını ve kapsamını değerlendirip nedenlerini inceliyor, bu şiddetin 20. yüzyıldaki suç dalgasına varana kadar düşme eğiliminin başlıca sebeplerini tartışıyor. Avrupalıların saldırı, cinayet, aile içi şiddet, tecavüz ve bebek katli arasında gidip gelen şiddetini hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ele alarak ilerleyen Ruff, dönemin kadınları ve erkekleri açısından şiddetin, çözülmesi gereken bir sorundan çok neredeyse insanlar arasındaki ilişkilerin kabul edilmiş bir veçhesi olduğunu belirtiyor. Yazar, erken modern dönemde şiddetin biçimlerini tasvir ettiği kadar, bu şiddet biçimlerinin evriminin tablosunu da çıkartıyor.

Cenk Reyhan ve Nizam Önen – Mülkten Ülkeye (2011)

  • MÜLKTEN ÜLKEYE, Cenk Reyhan ve Nizam Önen, İletişim Yayınları, inceleme, 664 sayfa

 

Merkezi devlet yapısının sorunlara çözüm bulmakta zorlandığı; bu nedenle yerel yönetimlere daha fazla görev, sorumluluk ve yetki verilmesinin sorunların aşılmasında önemli bir unsur olduğu, Türkiye’de uzun zamandır tartışılagelen konulardan. Bu tartışmaların 19. yüzyıldan itibaren başladığını belirten Cenk Reyhan ve Nizam Önen, ‘Mülkten Ülkeye’ isimli elimizdeki kapsamlı çalışmalarında, Türkiye’de taşra idaresinin 1839-1929 döneminde geçirdiği dönüşümleri araştırıyor. Osmanlı’nın eyaletler sisteminde meclisler; eyaletten vilayete geçişte taşra idaresindeki değişim; İkinci Meşrutiyet, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet dönemlerinde mülki idarenin durumu, kitapta karşımıza çıkan konulardan birkaçı. Kitabın, özellikle Türkiye’de ülke yönetimi üzerine çalışacak olanlar için nitelikli bir kaynak olduğunu söyleyebiliriz.

Bryan D. Palmer – Karanlığın Kültürleri (2011)

  • KARANLIĞIN KÜLTÜRLERİ, Bryan D. Palmer, çeviren: Şebnem Kaptan, Ayrıntı Yayınları, inceleme, 608 sayfa

 

Kitaplarında sol ve devrimci hareket üzerine yoğunlaşan Bryan D. Palmer, ilgi çekici kitabı ‘Karanlığın Kültürleri’nde,  gecenin tarihi, siyasî ve kültürel yönlerini araştırıyor. Gece ve karanlığın, iktidarın kısıtlamalarından uzak ve güçsüzlüğün arzularını dile getirmeye uygun bir zaman yarattığı kadar, gündüzün umumi şeffaflığından uzakta yaşanan hakimiyet ve tabiyet ilişkilerini de yeniden ürettiğini belirten Palmer, buradan yola çıkarak karanlığın içinden doğan farklı kültürlerin izini sürmeye koyuluyor. Kitapta, eski zamanların köylü gecelerinden blues ve cazın doğduğu, neşeli ve hüzünlü “soul geceleri”ne; pornografinin yeraltı dünyasındaki varlığından dünyanın gidişatını tümden değiştiren devrim gecelerine ve meyhane kültürünün beraberinde getirdiği gece sosyalleşmelerine kadar birçok konu ele alınıyor.

Philip Mansel – Levant (2011)

  • LEVANT, Philip Mansel, çeviren: Nigâr Nigâr Alemdar, Everest Yayınları, tarih, 637 sayfa

 

Bir saray ve hanedan tarihçisi olan Philip Mansel, XVIII. Louis ve Prens Ligne biyografileriyle ünlü. Fakat Mansel’i Türkiyeli okur için daha ilgi çekici kılan başlıca yapıt, yazarın Osmanlı’nın son yıllarında saray hayatını anlattığı ‘Sultanların İhtişamı’ adlı çalışmaydı. Mansel’in elimizdeki çalışması ‘Levant’ da, tarih boyunca Levant’ı, üç temel limanı olan Smyrna (İzmir), İskenderiye ve Beyrut bağlamında anlatıyor. Bir Doğu bölgesi için kullanılan bir Batılı isim olan Levant, 16. yüzyıl ile 20. yüzyıl arasında, Osmanlı İmparatorluğu’na ait olan, Doğu Akdeniz kıyısındaki diyarlar anlamında bugünkü Yunanistan, Türkiye, Suriye, Lübnan, İsrail ve Mısır demekti. Mansel’in kitabı, yukarıdaki üç kilit şehrin tarihini anlatıyor ve bu şehirlerin Doğu ile Batı arasında kurduğu kozmopolit köprünün niteliğini araştırıyor.

James Reston, Jr. – Kanuni ve Şarlken (2011)

  • KANUNİ VE ŞARLKEN, James Reston, Jr., çeviren: Deniz Arslan, Timaş Yayınları, tarih, 432 sayfa

 

James Reston, Jr.’ın ‘Kanuni ve Şarlken’i, epik bir medeniyetler çatışmasının hikâyesi olarak okunabilir. Yazar burada, 1520 ile 1536 yılları arasında iki devasa ve zinde imparatorluğun; Osmanlı ve Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu’nun giriştiği zorlu iktidar mücadelesini anlatıyor. Reston, Jr., bu çekişmenin izlediği seyri de, Kanuni Sultan Süleyman ile V. Şarlken başta olmak üzere, dönemin birçok karakterini anlatımına konuk ederek izliyor. Avrupa’nın kaderini değiştirebilecek Viyana savaşıyla doruğa ulaşan on altı yıllık çekişmeyi konu edinen çalışma, Kanuni’yi harekete geçiren esas güç olan cihat anlayışının ayrıntılarını da veriyor.

Harold Armstrong – Türkiye’nin Doğum Sancıları (2011)

  • TÜRKİYE’NİN DOĞUM SANCILARI, Harold Armstrong, çeviren: Ekin Uşşaklı, Mızrak Yayınları, inceleme, 254 sayfa

 

Daha önce Türkçeye kazandırılan ‘Bozkurt’ adlı kitabıyla hatırlanacak Harold Armstrong, elimizdeki çalışması ‘Türkiye’nin Doğum Sancıları’nda, kendi hikâyesinden yola çıkarak Türkiye’nin 1916-1923 arasındaki sekiz yıllık dönemine odaklanıyor. 1916’daki Kut-ül Amar savunması ile başlayan kitap, Kurtuluş Savaşı’nın ertesinde 1923’te kurulan Yeni Türkiye ile bitiyor. Armstrong, Kut-ül Amar kentinin savunma subayıyken Türklere esir düşmesini, İstanbul hapishanesindeki tutsaklığını, Osmanlı’nın çöküşünü, Anadolu’da başlayan Kuvayi Milliye hareketini, Türk-Yunan Savaşı’nı, İstiklal Savaşı’nın kazanılmasını ve Yeni Türkiye’nin kuruluşunu anlatıyor.

Ergun Hiçyılmaz – Avrat Pazarından Hareme (2011)

  • AVRAT PAZARINDAN HAREME, Ergun Hiçyılmaz, Destek Yayınları, tarih, 352 sayfa

 

Ergun Hiçyılmaz ‘Avrat Pazarından Hareme’ isimli elimizdeki kitabında, Osmanlı tarihindeki mahrem olayların izini sürüyor. Osmanlı’da esir ticareti, meşhur “Avrat Pazarı”, haremdeki cariyelerin padişaha sunulma biçimleri, üç kere cariyelerle evlenen Hacı Arif Bey, Yıldırım Bayezid’in yıldırım aşkı Marya Olivera, 2. Murad’a hediye edilen Mara Sermin Hatun, devlete borç veren padişah kadını, son hadım Tahsin Nejat Bey, padişahların kuvvet macunları, saray kaçamakları ve Ahmet Mithat Efendi ile Fitnat Hanım’ın aşkı, kitapta yer alan konulardan birkaçı. Kitap özellikle, Osmanlı devletinin yatak odası kapısını aralamak isteyenlere hitap ediyor.

Genelkurmay Belgelerinde Kürt İsyanları 1 (2011)

  • GENELKURMAY BELGELERİNDE KÜRT İSYANLARI 1, Kaynak Yayınları, siyaset, 542 sayfa

 

İlk olarak 1992’de yayımlanan üç ciltlik ‘Genelkurmay Belgelerinde Kürt İsyanları’, araştırmacılar için olduğu kadar, Türkiyeli muhalif kesimler için de önemli kaynaklardan biri olmaya devam ediyor. Bu çalışmanın, yaklaşık yirmi yıl sonra yeniden yapılan elimizdeki ilk cildinin baskısı, Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı ve Harp Akademileri Komutanlığı’nın Kürt isyanlarına dair belgelerinden oluşuyor. Kitapta, Genelkurmay Başkanlığı’nın Cumhuriyet döneminde gerçekleşen Nasturi, Şeyh Sait, Raçkotan, Raman, Sason, Ağrı, Koçuşağı, Mutki, Bicar, Asi, Resul, Tendürek, Savur, Zeylan ve Oramar isyanlarına nasıl baktığını ortaya koyuyor.