William J. Griswold – Anadolu’da Büyük İsyan (2011)

  • ANADOLU’DA BÜYÜK İSYAN, William J. Griswold, çeviren: ülkün Tansel, Kırımız Yayınları, tarih, 303 sayfa

Tarihçi William J. Griswold, ‘Anadolu’da Büyük İsyan’ adlı çalışmasında, Celali İsyanları’nın siyasî yönlerini iç ve dış ilişkiler bağlamında, ana hatlarıyla saptıyor. Griswold’un buradan, Osmanlı tarihine dair iki önemli ayrıntıya iniyor. Celalilerin Osmanlı’yı alaşağı edip onun yerine geçmek yerine, devlet sistemine yeniden katılmak istedikleri, bunlardan ilki. Griswold, Celalilerin uzun erimli çıkarlarının, Avrupalı güçler ya da Şah Abbas’ınkiyle değil, İstanbul’daki Osmanlı hükümetinin çıkarlarıyla çakıştığını gördüklerini söylüyor. Yazarın gözlemlediği ikinci nokta ise, Kürt kökenli Halep Emiri Canbuladoğlu Ali Paşa’nın, Kuzey Suriye’de bir devlet kurma girişimi. Griswold Ali Paşa’nın mücadelesinin, Kara Yazıcı, Deli Hasan ya da Kalenderoğlu Mehmed gibi Celalilerinkinden başka bir düzeye oturttuğunu belirtiyor.

Niyazi Kızılyürek – Glafkos Klerides (2007)

  • GLAFKOS KLERİDES, Niyazi Kızılyürek, İletişim Yayınları, biyografi, 262 sayfa

Niyazi Kızılyürek’in ‘Glafkos Klerides’i, ilk etapta, Kıbrıs’ın Rum kesiminin önemli bir figürü olan Klerides’in biyografisi olarak düşünülse bile, adanın yakın tarihine dair önemli ayrıntıları barındırmasıyla dikkate değer. Kitap, Kızılyürek’in, Kıbrıs’ta Enosis’i gerçekleştirmek için kurulan EOKA örgütünün genç avukatı olarak başladığı siyaseti, önemli görevler üstlenerek devam ettirmiş, en son da, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak on yıl görev yapmıştı. Kızılyürek’in kitabı, adanın bu önemli aktörüyle tarih, siyaset ve Kıbrıs eksenli sohbetlerden oluşuyor.

Herbert Wrigley Wilson – Zırh Devrinde Deniz Muharebeleri (2007)

  • ZIRH DEVRİNDE DENİZ MUHAREBELERİ, Herbert Wrigley Wilson, çeviren: Lütfü Çekiç, Kitap Yayınevi, tarih, 468 sayfa

‘Zırh Devrinde Deniz Muharebeleri’nin ilk baskısı 1937 yılında, Genelkurmay Başkanlığı IX. Şube’si tarafından yapılmıştı. Yayınevinin ‘Sahaftan Seçmeler’ dizisinden çıkan kitap, çalışmanın birinci cildi olup, deniz muharebelerinin 1850-1914 yılları arasındaki zaman dilimine odaklanıyor. Çalışmanın önemi, daha önce ahşaptan yapılan gemilerin kullanıldığı deniz savaşlarında, zırh sisteminin geliştirilmesiyle gelinen yeni aşamayı inceliyor olması. Yüzyıllardır deniz savaşlarının tek aracı olan ahşap gövdeli, yelkenli, toplarını bordasında taşıyan kalyon, sadece 30 yıl içinde yerini, önce demir, sonra çelikten inşa edilen, buharla hareket eden, toplarını döner taretlerde taşıyan zırhlılara bıraktı. Wilson’ın çalışması, bu yeni zırhlı gemilerin 70 yıl içinde, deniz savaşları tarihini nasıl değiştirdiklerini ayrıntılı olarak anlatıyor.

Preserved Smith – Rönesans ve Reform Çağı (2007)

  • RÖNESANS VE REFORM ÇAĞI, Preserved Smith, çeviren: Serpil Çağlayan, İş Kültür Yayınları, tarih, 325 sayfa

Preserved Smith’in ‘Rönesans ve Reform Çağı’, bu dönemin tarihini verirken, yoğun olarak dönemin sosyal arkaplanına odaklanmasıyla dikkat çekiyor. Smith, Rönesans’tan Reform’a uzanan süreci anlatırken odak noktasına insanı ve onun somut, günlük yaşamındaki değişimleri koyuyor. Bu dönemdeki okullar, düşünce akımları, kitaplar, yayıncılık dünyası, eğlence mekânları, mutfakları, fahişeleri, ayyaşları, uşakları ve cadıları, çalışmada okuyucunun karşılaşacağı ilginç bazı ayrıntılar. “Reform tarihine ilişkin yeni bir kitap yazma isteğim, bu hareketin 16. yüzyıldaki ekonomik ve entelektüel devrimlerle olan kendine özgü ilişkisini yerli yerine koyma ihtiyacından kaynaklanmıştır.” diyen Smith’in kitabı, ‘Sosyal Koşullar’, ‘Kapitalist Devrim’, ‘Belli Başlı Düşünce Akımları’, ‘Dönemin Mizacı’ ve ‘Reform Hakkında Yorumlar’ başlıklı bölümlerden oluşuyor.

Cathy Gere – Agamemnon Mezarı (2011)

  • AGAMEMNON MEZARI, Cathy Gere, çeviren: Barış Satılmış, Doruk Yayınları, tarih, 189 sayfa

Tarihçi Cathy Gere ‘Agamemnon Mezarı’nda, Miken Kralı Agamemnon’un hayatı üzerinden askeri gücü, lidere saygı duyma anlayışını ve kahramanlık arayışını anlatıyor. Agamemnon, Homeros’un Savaş Lordlarının Lordu’ydu ve bilindiği gibi, orduları Truva savaşına götüren kumandandı. Gere’in çalışması, Agamemnon’un hayatının savaş, nefret, öfke, intikam, kaynaklar için öldüresiye rekabet ve insanın insan kanını dökmesiyle iç içe geçtiğini ortaya koyuyor. Kitap, bu kumandanın yaşamını adım adım işlerken, vatandaşlarını ölüme veya zafere götürebilen bir lider için saygı duymanın ne anlama geldiğini, yani, tarihteki kahramanlık kültünü sorguluyor.

Ahmet Ünal – Anadolu’nun En Eski Yemekleri (2007)

  • ANADOLU’NUN EN ESKİ YEMEKLERİ, Ahmet Ünal, Homer Kitabevi, yemek, 208 sayfa

Ahmet Ünal’ın ‘Anadolu’nun En Eski Yemekleri’, Hitit mutfağı konusunda yazılmış bilimsel nitelikli ilk eser olma özelliğinde. Bilindiği gibi Ünal, uzun yıllardır, Eski Anadolu ve Hitit uygarlıklarıyla ilgili araştırmalarda bulunuyor. Bu kitap da, Ünal’ın araştırmalarının ulaştığı yeni ve renkli bir nokta. Kitap, Ünal’ın, Hititlerden kalan metinlerde geçen beslenme ve yemekle ilgili bilgilerin bir araya getirilmesinden oluşuyor. Kitap, okuyucunun gündelik hayatta yapabileceği yemek örneklerinden, genel olarak Hititlerde yemek kültürünün ne olduğuna kadar çok sayıda ayrıntı barındırıyor. Ünal’ın çalışması, tarihi bilgisini yemek zevkiyle birleştirmek isteyenlere önerilir.

William Miller – Son Trabzon İmparatorluğu (2007)

William Miller’ın ‘Son Trabzon İmparatorluğu’, daha önce hep bağımsız olmuş Trabzon’un, son bağımsız dönemi olan 1204-1461 yıllarına odaklanıyor.

Trabzon’un ilk bağımsızlığı çok daha eskiye dayanıyor. M. Ö. 756’da kurulduğunda, Roma İmparatorluğu’ndan üç yıl ve Bizans İmparatorluğu’ndan da neredeyse yüzyıl daha eskiydi.

İşte Miller’ın çalışması, Türklerin Trabzon’u tamamıyla fethetmeden önceki son bağımsız dönemini ele alıyor.

Çalışma, Rahip Santoro cinayeti ve ‘alıngan’ gençleriyle son dönemde dikkat çeken Trabzon için önemli bir tarihi ayrıntı.

  • Künye: William Miller – Son Trabzon İmparatorluğu, çeviren: Nurettin Süleymangil, Heyamola Yayınları, tarih, 122 sayfa

Bülent Çaplı – Dumlupınar (2007)

  • DUMLUPINAR, Bülent Çaplı, Doğan Kitapçılık, tarih, 144 sayfa

Bülent Çaplı’nın ‘Dumlupınar’ı, 1953 yılında, İsveç gemisi Naboland’ın çarpmasıyla Çanakkale Boğazı’nda batan Dumlupınar gemisini anlatıyor. İçinde seksen kişinin bulunduğu gemiden, sadece beş kişi kurtulabilmişti. Çaplı kitabı için, Genelkurmay arşivlerinden, kazadan kurtulanların tanıklıklarından, kurtarma çalışmalarında bulunanların anlatımlarından yararlanmış. Ayrıca Naboland’ın gemicilerinden Bengt Örsell ve kaza hakkında araştırmalar yapmış olan astsubay Gert-Owe Erikkson’la da söyleşi yapmış. Konunun kapsamlı araştırmasının kitabın niteliğine de yansıdığı görülüyor. Kitapta yer verilen belge ve fotoğrafların, konunun anlatımını bütünlediğini ve zenginleştirdiğini de belirtelim.

Deniz Adalı – Türkiye’de Kapitalizmin Gelişmesi, Sınıflar ve Sınıf Mücadelesi (2011)

  • TÜRKİYE’DE KAPİTALİZMİN GELİŞMESİ, SINIFLAR VE SINIF MÜCADELESİ, Deniz Adalı, Kaldıraç Yayınları, siyaset, 246 sayfa

Deniz Adalı ‘Türkiye’de Kapitalizmin Gelişmesi, Sınıflar ve Sınıf Mücadelesi’nde, kapitalist gelişimi hem ekonomik hem de siyasal yönleriyle analiz ediyor. Adalı buradan hareketle, Türkiye’deki kapitalist gelişimi dört döneme ayırıyor. Adalı’nın yaptığı ayrım şöyle özetlenebilir: 1919-1945 arası, burjuva devrimi ve düzenin oturtulması; 1946-1972 arası, sanayi burjuvazisinin yükselişi ve toplumun egemen gücü haline gelmesi; 1973-1980 arası, toplumsal mücadelenin yükselişi ve karşı-devrim ve nihayet 1980 ve sonrası, sistemin yeniden düzenlenmesi. Yazar bu ayrımın ardından, söz konusu dört dönemin kendine has özelliklerini analiz ediyor.

Savaş Açıkkaya – Solun Türk Devrimiyle İmtihanı (2011)

  • SOLUN TÜRK DEVRİMİYLE İMTİHANI, Savaş Açıkkaya, Paraf Yayınları, siyaset, 303 sayfa

Savaş Açıkkaya ‘Solun Türk Devrimiyle İmtihanı’nda, 1961 Anayasasının sağladığı atmosferde güçlenen solun, 12 Mart darbesiyle kesintiye uğrayan Atatürkçü-Kemalist damarını araştırıyor. 27 Mayıs-12 Mart döneminin sol akımlarının, Kemalizmle genelde pozitif bir ilişki içinde olduklarını söyleyen Açıkkaya’ya göre, bu ilişkinin 12 Mart darbesiyle bozulduğunu savunuyor. Yazar çalışmasında, solun resmi ideolojiyle etkileşimini, Yön-Devrim, Ortanın Solu, Milli Demokratik Devrim gibi akımlar ile Türkiye İşçi Partisi’nin Kemalizmle ilişkisini, ayrı ayrı bölümler halinde analiz ediyor. Türkiye solu, özellikle son zamanlarda, Kemalizmle bağını koparmadığı ve böylece gerçek anlamda bir sol siyaset üretemediği için, sıklıkla eleştiriliyor. Açıkkaya’nın çalışması, bu konuyu masaya yatırmasıyla önemli bir boşluğu dolduruyor.