Mehmet Zeki İşcan – Selefilik (2006)

  • SELEFİLİK, Mehmet Zeki İşcan, Kitap Yayınevi, tarih, 312 sayfa

‘Selefilik’in alt başlığı ‘İslami Köktenciliğin Tarihi Temelleri”. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğretim üyesi olan Doç. Dr. Mehmet Zeki İşcan, bu kitabında, İslam’ın “pişmiş ve kotarılmış” bir sistem, alelade bir formüller serisi, bir kimlik bildirim formu olarak ruhsuz bir makine haline getirilişine etki eden dinsel söylemlerden birinin, yani Selefiliğin tarihsel kökenlerini araştırıyor ve günümüzde “radikal İslam” olarak bilinen anlayışların hangi zeminlerden kaynaklandığını aydınlatmayı amaçlıyor. Kitap, ‘Ekolleşme Öncesi Dönem’, ‘Ekolleşme Dönemi’ ve ‘Selefe İttiba Söylemi ve Ashabu’l-Hadis’in Din Anlayışında Belli Başlı Esaslar’ başlıklı üç bölümden oluşuyor.

E. P. Thompson – Avam ve Görenek (2006)

  • AVAM VE GÖRENEK, E. P. Thompson, çeviren: Uygur Kocabaşoğlu, Birikim Yayınları, sosyoloji, 642 sayfa

‘Avam ve Görenek’in alt başlığı ‘İngiltere’de Geleneksel Popüler Kültür Üzerine Araştırmalar’. Tarihçi E. P. Thompson’ın çalışması temel olarak, İngiltere’de 18. yüzyılda ve 19. yüzyılın bir kısmında, çalışan insanların kültürü içinde ifadesini bulan görenek temasına odaklanıyor. Thompson, görenek bilincinin ve teamülün 18. yüzyılda özellikle güçlü olduğunu belirtiyor. Yazar bu tezden hareketle, görenek ve kültürü; 18. yüzyılda İngiliz halkının ahlaki ekonomisini; iş disiplinini; sanayi kapitalizmi dönemlerini ve avam kesimin bir üretimi olarak hoyrat müziği inceliyor.

Stefano de Martino – Hititler (2006)

  • HİTİTLER, Stefano de Martino, çeviren: Erendiz Özbayoğlu, Dost Kitabevi, tarih, 127 sayfa

Hititleri, Anadolu’da İ.Ö. 2. bin yıldan itibaren, devlet yapıları, askeri düzenleri ve toplumsal örgütlenme biçimleriyle kendilerinden sonraki uygarlıkları da biçimlendiren etkiler yarattı. Uzun yıllardır yörede Hititlerle ilgili kazı çalışmalarında yer alan Stefano de Martino, arkeolojik, mitolojik ve dilbilimsel verileri harmanlayarak Hitit kültürünün genel panoramasını ve dinlerini, tarihi arka planın bütünlüğü içinde aktarmayı amaçlıyor. de Martino’nun çalışması, konunun uzmanı olmayan okuyucuları hedeflemesiyle rehber nitelikte bir eser. Kitapta, gerek Hitit ve gerekse Yakındoğu ülkeleri kültür ve dillerine ait kişi, yer ve tanrı adlarının, çevriyazı ile dönüştürülmesi de buna katkıda bulunuyor.

Paul Gendrop – Mayalar (2006)

  • MAYALAR, Paul Gendrop, çeviren: İsmail Yerguz, Dost Kitabevi, tarih, 128 sayfa

15. Yüzyılda İspanyol fethi gerçekleştiğinde, Amerika’nın kültürel panoramasında iki büyük halk egemendi: Kuzey Amerika’nın güney ucunda, Meksika’da yaşayan Aztekler ile Güney Amerika’nın And bölgesindeki İnkalar. İki halk da peş peşe gelmiş yerli halkların son halkasıydı. İşte Gendrop’un çalışması, bu halkın ataları olan, eski Meksika’nın en parlak uygarlıklarından birini oluşturan Mayalar’ı anlatıyor. İspanyollar Maya kolundan halklarla ilişkiye geçtiğinde, klasik Maya uygarlığı sona ermişti. Gendrop, söz konusu klasik dönem hakkında 19. yüzyıldan itibaren yapılan arkeolojik ve etnolojik çalışmalardan yararlanarak, Mayalar’ı başlı başına bir olgu olarak incelemeye koyuluyor.

Avlonyalı Ekrem Bey – Osmanlı Arnavutluk’undan Anılar (2006)

  • OSMANLI ARNAVUTLUK’UNDAN ANILAR, Avlonyalı Ekrem Bey, çeviren: Atilla Dirim, İletişim Yayınları, anı, 323 sayfa

Avlonyalı Ekrem Bey’in anıları, 1885-1912 zaman aralığında geçiyor. Dolayısıyla bu anılar, Osmanlı İmparatorluğu’nun son otuz yılına tanıklık ediyor. Avlonyalı ailesi, Osmanlı İmparatorluğu’nun yüzyıllar boyunca Arnavutluk’taki egemenliğini sürdürmek için işbirliği yaptığı ailelerden biri. 19. yüzyılda bir isyanın başını çekmiş olmalarına rağmen, İmparatorluğun çöküşüne kadar hem yerel hükümranlığını sürdürmüş hem de Osmanlı’ya yönetici kadrolar vermeye devam etmişti. Bilindiği gibi, Osmanlı’da 1903-1908 yılları arasında sadrazamlık yapan Mehmet Ferit Paşa da bir Avlonyalı’ydı. Avlonya ailesinin önemli bir ismi olan Ekrem Bey’in bu anıları da, Osmanlı’nın Balkanlar’da ve özellikle de Arnavutluk’taki geleneksel egemenlik sisteminin nasıl işlediğini ve nasıl çöktüğünü tasvir ediyor. Anılar, Osmanlı’nın son dönemine ışık tutmalarıyla, önemli bir tarihi belge niteliğinde.

Ahmet Rasim – Şehir Mektupları (2006)

  • ŞEHİR MEKTUPLARI, Ahmet Rasim, hazırlayan: Korkut Tankuter, Say Yayınları, şehir, 139 sayfa

Ahmet Rasim, İstanbul’la özdeşleşen yazarların başında gelir. Onun ‘Şehir Mektupları’ysa, İstanbul’a dair eserlerinin en başta gelenlerinden sayılır. Bu mektuplar, Rasim’in güçlü kalemi ve İstanbul’un nabzını birebir tutan yönleriyle, şehrin sosyal tarihine dair önemli bir doküman olarak hâlâ zenginliğini koruyor. ‘Şehir Mektupları’nın, yayınevinin “100 Temel Eser” dizisinden çıkmış elimizdeki edisyonunda, Doç. Dr. Handan İnci tarafından kaleme alınmış bir önsöz de yer alıyor. İnci, “Edebiyatımızda yaşadığı çevreyi, şehri, gündelik hayatı yazıya dökme alışkanlığı yaygın olmadığı için Ahmet Rasim’in Şehir Mektupları’ndaki tanıklığı daha da değer kazanıyor.” diyor.

Eric Hobsbawm – Kısa 20. Yüzyıl Tarihi (2006)

  • KISA 20. YÜZYIL TARİHİ, Eric Hobsbawm, çeviren: Yavuz Alogan, Everest Yayınları, tarih, 788 sayfa

Eric Hobsbawm, ‘Kısa 20. Yüzyıl Tarihi’nde, 1914-1991 tarihleri arasındaki tarihi olayları irdeliyor. I. Dünya Savaşı’nın başlangıcından, SSCB’nin çöküşüne kadar olan dönem, bu tarihi aralığın içinde yer alıyor. Kitap, “Felaket Çağı”, “Altın Çağ” ve “Toprak Kayması” şeklinde üç bölüme ayrılıyor. Geçen yüzyılın başında doğan Hobsbawm, “20. yüzyılın tarihini hiç kimse bir başka dönemin tarihini yazdığı gibi yazamaz. Benim hayatım bu kitapta ele alınan dönemin büyük bir bölümüyle çakışıyor” diyerek hayatıyla koşut geçen bu tarihe atıfta bulunuyor. Kitap, tarihi olayları irdelemesinin yanı sıra, bu olayların edebiyat, sanat, mimari ve bilimdeki yansımalarına da değiniyor.

Philippe Ariès ve Georges Duby (haz.) – Özel Hayatın Tarihi 2 (2006)

‘Özel Hayatın Tarihi’, beş ciltlik bir dizinin ikinci cildini oluşturuyor.

Çalışma, Roma İmparatorluğu’ndan günümüze, Latinlerin domus’larından burjuva konutlarına dek medeniyetler, kültürler, çağlar boyunca yaşanan derin değişimler üzerinde göz gezdiriyor.

Dizinin birinci cildi, güzelliğin, Roma İmparatorluğu’ndan M. S. 1000 yılına kadar olan tarihi seyrini incelerken, bu ikinci cilt, feodal Avrupa’dan Rönesans’a kadar olan dönemi ele alıyor.

Batı’nın toplumsal, siyasal, kültürel, dinsel tarihi üzerine veriler sunan kitap, ayrıca, resimler, çizimler, karikatürler ve fotoğraflar gibi çok sayıda görsel malzeme ile dönemin edebi ve yazınsal metinleriyle de desteklenmiş.

Eric Hobsbawn – Geleneğin İcadı (2006)

  • GELENEĞİN İCADI, Derleyenler: Eric Hobsbawn, Terence Ranger, çeviren: Mehmet Murat Şahin, Agora Kitaplığı, tarih, 356 sayfa

‘Geleneğin İcadı’, eski günlerden geldiği varsayılan geleneklerin büyük kısmının, yakın zamanlarda “icat edilmiş olan gelenekler” olduğunu savunuyor. Kitabın yazarları, bu geleneklerin icat edilirken, mutlaka belli bir tarihsel geçmişe referans yaptığını ve geçmişle bir süreklilik kurmaya çalıştığını ifade ederek, bu sürekliliğin büyük ölçüde yapay ve uydurma olduğunu vurguluyor. Kitabın derleyenleri dışında, Hugh Trevor-Roper, Prys Morgan, David Cannadine ve Bernard S. Cohn’un kaleme aldıkları makaleler ise, bu “icat edilen geleneğin”, Britanya, İskoçya, Galler, Hindistan ve Afrika’daki izini sürüyor. Makalelerin açıklamaya çalıştığı icat edilmiş gelenek kavramı, son iki yüzyıllık ulus-devlet süreci çerçevesinden izleniyor.

Rıfat N. Bali – Maziyi Eşelerken (2006)

Rıfat Bali, ‘Maziyi Eşelerken’de, azınlıklar sorununa odaklanıyor.

Bali, azınlıklar sorununun ekonomik ve siyasal temellerine ilişkin genel bir çerçeve çizdikten sonra, bu sorunun Türk edebiyat tarihine yansımalarını inceliyor.

Özellikle Yahudi azınlığın fıkra, öykü, roman ve şiir gibi yazınsal türlerde hangi imge ve karakteristik niteliklerle işlendiğini ele alıyor.

Dolayısıyla kitap bu yönüyle, genel bir sorun olarak baş gösteren, “ben ve öteki” sorunsalı üzerine yapılan bir çözümleme olarak da düşünülebilir.

Bali bu sorunsalı özellikle edebiyat üzerinden analiz ederken, “yazar”, “aydın” ve “okur” kavramlarının siyasal erkin rengine göre aldığı biçimleri göstermeyi amaçlıyor.

Bali bunu yaparken de, Türkiye’nin etnik zenginliği düşünüldüğünde, geçmişi “eşelemeye” çalışıyor.

  • Künye: Rıfat N. Bali – Maziyi Eşelerken, Dünya Kitapları, inceleme, 255 sayfa