Alfred North Whitehead – Doğa ve Yaşam (2023)

Alfred North Whitehead’in 1933’te Chicago’da verdiği iki konferanstan oluşan bu eser, doğadaki değişimler ve süreklilikler arasındaki ilişkiselliği ve bütünsel bir yaşam mefhumunun temellerini konu alıyor.

Birinci konferansta Whitehead, doğayı, ortodoks öğretiler dediği klasik mekân anlayışları dışındaki bir düşünce sahnesinde yeniden düşünmenin olanaklarını araştırıyor.

Klasik mekân anlayışlarının ve genel olarak atomcu öğretinin boş mekân ile onu dolduran madde zerreleri arasında kurduğu bağlantının zayıflığını sergiledikten sonra, faaliyet ve süreç eksenlerine oturan bir doğa mefhumu geliştiriyor.

Bu yeniden düşünme, doğayı bir süreç olarak kavrama girişiminde duyu-algısını temel hareket noktası olarak alıyor ve modern ontolojinin bazı ana dayanaklarına itiraz ediyor.

Bu eleştiri ve argümanlarla bağlantılı olarak ikinci konferansta ilişkisel bir yaşam mefhumu geliştiren Whitehead’e göre doğa ve yaşam, modern felsefenin başlangıcından beri bir bölünme içine sokulmuştur.

Özne, kendini, bedeninden ve maddi doğadan bağımsız bir varlıkmışçasına kurmuştur.

Bedeni yok sayan felsefi geleneğin ruhsuzlaştırdığı dünya, süreç ve faaliyet olarak kavranmalıdır.

İşte yaşam, ancak o zaman, içerisinde dinamik bir evren ilkesi şeklinde işleyen karşılıklı bağlantılar ve bir dayanışma bloğu olarak anlaşılabilir.

  • Künye: Alfred North Whitehead – Doğa ve Yaşam, çeviren: Sercan Çalcı, Say Yayınları, felsefe, 64 sayfa, 2023

Özen B. Demir – Tıp ve Tarih (2023)

Son yirmi ile yirmi beş yılda, modern tıp ideolojisi eleştirel sosyal teori tarafından yerden yere vuruldu.

Şimdilerdeyse, bir yandan piyasanın “performans” tazyiki “iyi hekimlik” şiârını tehdit ediyor, hatta imkânsız kılıyor…

Bir yandan da ülkede hekimlerin ve sağlıkçıların popülist hınç siyasetinin hedefine konarak (sadece mânen değil, bilfiil) yere çalındığı günlerden geçiyoruz.

Oysa “Türk modernleşmesi” denen toplumsal tecrübede hekimler geniş roller oynadılar; siyasette, sanatta, “toplum önderliği”nde öne çıktılar.

Hekimler, tedavi ve ameliyat makamında, beste ve siyaset de yaptılar.

Bu tarihsel tecrübede tıbbî mecazlar da büyük yer üstlendi: Toplumsal meselelere tababet terimleriyle “neşter atıldı”, böylelikle “teşrih edilmiş” oldular.

  • Peki hekimler, hekimlik sıfatıyla kendi fâilliklerini nasıl kurdular; yani mesleklerine nasıl bir anlam yüklediler, hekimlik pratiğini nasıl gördüler, bu pratik içinde kendilerine nasıl bir rol biçtiler?
  • Siyaseti, toplum bilgisini, gayrinizamî harbi, fen bilimlerini, biyolojik mühendisliği birleştiren bir “aşırı tabiplik” sorunu (Özen B. Demir’in kitapta kullandığı, en olumlu anlamıyla provokatif tabir ile) varsa ortada, bunun “tedavisi” nasıl mümkündür?
  • Hekimlik, hayat ve ölüm üzerindeki yarı-tanrısal iddiasının berisinde; nasıl olanca alçakgönüllülüğü, olanca merakı ve olanca heyecanıyla, hayatla ve ölümle meşgul bir zanaata dönüşebilir?

Demir, hem teorinin, sadece tıp eleştirisi literatürünün değil “bütün” sosyal teorinin alet-edevatına el atarak, hem de hekim biyografilerine, deneyimlerine, hekimliğin toplumsal tarihine eğilerek, bu sorular etrafında geziyor.

  • Künye: Özen B. Demir – Tıp ve Tarih: Türkiye’de Hekim Öznelliği (Taşkın Bir Polemik), Nota Bene Yayınları, tıp, 589 sayfa, 2023

Brian Clegg – Ne Olduğunuzu Düşünüyorsunuz? (2023)

Popüler bilim ustası Brian Clegg’in ‘Ne Olduğunuzu Düşünüyorsunuz?’u, sizi siz yapan şeyin biliminde okurlarını eğlenceli bir tura çıkarıyor.

Atom seviyesinden, yaşam ve enerjiye, genetikten kişiliğe kadar, sizi oluşturan milyarlarca parçacığın nasıl ortaya çıktığının peşine düşüyor.

  • Kesinlikle kraliyet soyundan geliyorsunuz, Avrupalı atalarınız varsa Charlemagne mutlaka sizin soy ağacınızda yer alıyor.
  • Vücudunuzdaki hidrojen, Büyük Patlama’dan hemen sonra, yaklaşık 13,5 milyar yıl önce yaratıldı.
  • Vücudunuzdaki elementler yaklaşık 125 £ değerindedir.
  • Bilinçli zihniniz, beyninizin yaptıklarının yalnızca küçük bir kısmıyla ilgilenir.
  • Sizi siz yapan şeyin yaklaşık yüzde 50’si genetik ve epigenetiktir; yine de genlerinizin yüzde 96’sını bir şempanzeyle (ve 60’ını bir muzla) paylaşıyorsunuz.
  • Sizi olduğunuz kişi yapan şeyin büyük bir kısmı (bir dinozorun soyundan gelmenin aksine) yaklaşık 65 milyon yıl önce gerçekleşen dünya üzerindeki kozmik çarpışmaydı.

‘Ne Olduğunuzu Düşünüyorsunuz?’, bizi biz yapan şeyin tam kalbine inen, bunu da aydınlatıcı ve eğlendirici bir üslupla yapan iyi bir çalışma.

  • Künye: Brian Clegg – Ne Olduğunuzu Düşünüyorsunuz?: Benzersiz Olmadığınızı Kabul Etmelisiniz, çeviren: M. Murtaza Özeren, Orenda Kitap, bilim, 248 sayfa, 2023

Wilhelm Windelband – Antik Yunan Felsefesi Tarihi (2023)

Avrupa felsefesinin temelini oluşturan fikirlerin geçirdiği evrimin ayrıntılı ve yoğun bir anlatımı.

Çalışmasına felsefeyi ve felsefe tarihini tanımlayarak başlayan Wilhelm Windelband, Batılı anlamdaki felsefenin temel problemleriyle uğraşarak tarih sahnesinde kendilerine sarsılmaz bir yer edinen Yunan düşünürleri ve ortaya koydukları fikirleri kozmolojik, antropolojik ve sistematik gibi farklı yönleriyle irdeliyor.

Sadece geçmişin entelektüel dünyasını anlamak için değil, çağımızı meşgul eden soruları farklı bir perspektiften ele alabilmek için de felsefe tarihleri her zaman kütüphanelerimizin en güzide konukları oldular.

Windelband’ın bu eseri gibi, bir kısmı yazıldıkları günden beri alanın vazgeçilmez başvuru kaynaklarından oldular.

Yeni Kantçı Baden Okulunun kurucusu kabul edilen Windelband, “Felsefe Tarihi”nin bu ilk kitabında, tarih sahnesinde kendilerine sarsılmaz bir yer edinen Yunan düşünürleri ve ortaya koydukları fikirleri kozmolojik, antropolojik ve sistematik dönem başlıkları altında inceliyor.

Kozmolojik dönemde, “Tüm değişimlerin değişmeden kalan kaynağı nedir?” sorusu Antik dünyanın düşünürlerini uzunca bir süre meşgul etmiş ve dışarıdaki dünyayı anlama çabaları bilimin içeriğinde belirleyici olmuştu.

Antropolojik dönemde Sofistler ve Sokrates ile birlikte bilim, insanın içsel etkinlikleriyle ilgilenmeye başlayarak pratik bir önem kazandı.

Demokritos, Platon ve Aristoteles ise bu iki döneme ait düşünceleri kendi felsefelerinde bir araya getirmiş olduklarından, Windelband tarafından Antik felsefenin sistem filozofları olarak ele alındı.

Milet Okulunun doğa bilimcileri Thales, Anaksimenes, Anaksimandros’un evrenin kumaşını arayışları; Kynik ve Kyrene okullarının haz anlayışı; ‘karanlık’ Herakleitos’un değişim yasası; Parmenides’in ‘varlık’ öğretisi; Pythagorasçı sayı teorisi; Leukippos’un atomculuğu; Zenon’un paradoksları; Protagoras’ın bilgi kuramı bu kitabın sunduğu başlıca tartışma konuları.

  • Künye: Wilhelm Windelband – Antik Yunan Felsefesi Tarihi, çeviren: Ayşe Çevik, Fol Kitap, felsefe, 248 sayfa, 2023

Tom Higham – Bizden Önceki Dünya (2023)

Bundan 50 bin yıl önce, yeryüzündeki tek insan türü biz değildik.

Neandertaller, Hobbitler (H. floresiensis), Denisovalılar ve H. Luzonensis’in de dahil olduğu en az dört tür daha vardı.

‘Bizden Önceki Dünya’da, Denisovalıların keşfinde oldukça önemli bir rol oynayan arkeoloji profesörü Tom Higham, bu keşiflerin yapılmasına olanak tanıyan bilimsel ve teknolojik gelişmeleri anlatıyor.

Hem bu diğer insan türlerinin tam olarak ne kadar zaman önce yaşadıklarına hem de nasıl yaşayıp birbirleriyle nasıl etkileşimler kurduklarına ilişkin gerçekleri gözler önüne seriyor.

Dahası, bu türlerin sağ kalan tek tür Homo sapiens ile, yani bizim türümüzle olan genetik bağlarını gün yüzüne çıkarıyor.

Bu bizim hikâyemiz!

Ve ilk kez, tüm karakterleriyle birlikte eksiksiz anlatılıyor!

Tarihöncesi fosilleri tarihlendirme konusunda dünyanın en iyi uzmanlarından biri olan Higham, insan evrimi konusundaki kim, ne, nerede, nasıl ve ne zaman sorularına cevap vererek insanlığın erken tarihine yeni bakış açıları getiriyor.

  • Künye: Tom Higham – Bizden Önceki Dünya: İnsanlığın Kökenlerinin Yeni Tarihi, çeviren: Damla Karagöl, Nova Kitap, arkeoloji, 328 sayfa, 2023

 

Claude Hagège – Dilbilimci ve Diller (2023)

Fransız dilbilimcisi Claude Hagège özellikle Sami dilleri, Afrika dilleri, Amerika Yerli dilleri, Avustronezya dilleri ve Çin-Tibet dilleri üstüne yaptığı çalışmalarla “alan dilbilimi”nin önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir.

Bilimsel araştırmaları ve kuramsal katkıları nedeniyle Altın Madalya ile ödüllendirildiği Bilimsel Araştırma Ulusal Merkezi’nde (CNRS, Fransa) yaptığı konuşmanın yer aldığı bu kitabında Claude Hagège yetişme çizgisini, alan dilbilimine yönelişini, benimsediği deneyimsel-tümevarımlı yaklaşımı, kuramsal katkılarını, dil ile dünya görüşü arasındaki bağıntıyı, dillerin evrimini ve dil ile yazı arasındaki ilişkiyi ele alıyor.

Elli dolayındaki dil üstüne araştırmaları bulunan Hagège, aynı zamanda on iki dili kullanabiliyor.

  • Künye: Claude Hagège – Dilbilimci ve Diller, çeviren: Mehmet Rifat ve Sema Rifat, Yapı Kredi Yayınları, dilbilim, 64 sayfa, 2023

Michel Foucault – Hapishaneye “Alternatifler” (2023)

“Hapishaneye sözde alternatiflerle, hapishaneden çok daha kötü olacak bir şeye hazırlıyorlar bizi.”

Michel Foucault ‘Gözetleme ve Cezalandırma’ metninin yayımlanmasından hemen sonra, 1976’da Montreal’e bir konferansa davet edilir, konu hapishanelere alternatif olarak sunulan uygulamalardır.

Bu kitap Sylvain Lafleur’ün editörlüğünde Foucault’nun o konferanstaki konuşma metni ile sunduğu fikirler üzerine yapılmış mülakatları bir araya getiriyor.

Foucault o konuşmada hapishaneye özgü sözde alternatifleri hapishanenin özgür dünyaya taşması; hapishaneye özgü iktidar biçimlerinin kanserli bir doku gibi hapishane duvarlarının ötesine yayılması olarak gördüğünü dile getirir.

Aynı zamanda hapishanelerin ortaya çıkışı, yasadışılıkları nasıl yarattığı, yasadışılıkların kapitalizmin gelişimindeki etkisi ve nihayet yasadışılıkla iktidar arasındaki ilişkiler üzerine önemli değerlendirmeler yapar.

Bu çalışma hapishanelerin dışına taşmayı durmaksızın sürdüren gözetim aygıtlarını, diğer bir deyişle gözetlemenin ve kapatılmanın sadece mahkûmları değil bütün nüfusu ilgilendirdiği günümüz dünyasını yeniden tartışmaya vesile oluyor.

  • Künye: Michel Foucault – Hapishaneye “Alternatifler”, çeviren: Murat Erşen, Ayrıntı Yayınları, siyaset, 80 sayfa, 2023

Yıldız Silier – Felsefenin Bahçesinde (2023)

Felsefe ne işe yarar?

Cevaplarımızı değil sorularımızı arttırıp aklımızı karıştırıyorsa, gereksiz ve hatta zararlı değil mi?

Bu kitapta felsefe tarihindeki ünlü filozofların kuramlarının özetleri yok.

Bu kitap, felsefenin ana binasına girmeden, bahçesinde dolaşmaya davet ediyor gençleri.

Hayatımıza değen, bize kendimizle ve dünyayla yüzleşme cesareti veren bir felsefe yapma yordamı geliştirmeye çalışıyor.

Nefes alıp veren, aklı yüceltmeyen bir felsefe yapış tarzıyla felsefi bir yaşamı nasıl inşa edebiliriz sorusuna yöneliyor.

Kitabın yaklaşık yarısı Yıldız Silier’in Boğaziçi ÜniversitesiRndeki dokuz öğrencisinin bu kitap için yazdığı felsefi diyalog ve öykülerden oluşuyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Ahmet Aktaş, Ege Asova, Burak Barıtlı, Leyla Bozan, Elif Dilber, Derin Güçer, İdil İspir, Ulaşcan Kurt ve Sibel Nisan Namlı.

  • Künye: Yıldız Silier – Felsefenin Bahçesinde, Yordam Kitap, felsefe, 128 sayfa, 2023

Tuğba Tekerek – Taşra Üniversiteleri (2023)

Doğrudur: son yıllarda ülkenin adeta her ilçesine üniversite açıldı.

Neredeyse her biri diğerinden beter, kalitesiz, beton yığınları diyebileceğimiz türden kurumlar.

Tuğba Tekerek, siyasi iktidarın uzantısı olarak işleyen taşra üniversitelerinin akademik ve sosyal hayatını, amfilerden kampüs camilerine, kafelerden yurtlara, ayrıntılı bir şekilde resmediyor.

‘Taşra Üniversiteleri’ kitabı, ülke sathına yayılan üniversitelerin, AKP iktidarının “arka kampüsü” olarak işlediğini gösteriyor.

Birçok yerde akademisyenlerin “tüm derslerin hocası” olmak zorunda kalması ve öğretimin sistematik biçimde ilahiyatlaşması, bu gidişatın önemli unsurları… Taşra üniversiteleri, istihdam, ihale vs. boyutlarıyla, ekonomi-politik açıdan da geniş bir “havuz” oluşturuyorlar.

Her şeye rağmen bir şeyler öğrenme, ufkunu genişletme hevesi taşıyan öğrencilerin, gençlerin sesleri de işitiliyor kitapta.

Hevesleri ve akademinin doğasındaki “heyecan, merak, itiraz” ruhunu boğan üniversitelerdeki hayal kırıklıkları…

Saha gözlemlerine, uzun görüşmelere ve sekiz yıllık araştırmaya dayanan, emek ürünü bir çalışma.

Kitaptan bir alıntı:

“Siyasi iktidarın uzantısı olarak faaliyet gösteren, akademisyen alımlarının da konferansların da kulüp kuruluşlarının da siyasi iktidarın talimatları doğrultusunda yapıldığı […] Taşra üniversitelerinin artık binlerce lisansüstü öğrencisi de yetiştirdiği, lisanstan sonra lisansüstü eğitimin de değersizleştirildiği, taşradaki ‘siyasi iktidarın uzantısı üniversite’ modelinin büyük şehirlerde iyiden iyiye yerleştiği, ülkenin tamamında yükseköğretimin taşralaştığı bir dönemdeyiz.”

  • Künye: Tuğba Tekerek – Taşra Üniversiteleri: AK Parti’nin Arka Kampüsü, İletişim Yayınları, siyaset, 400 sayfa, 2023

Orhan Koçak – Modern ve Ötesi (2023)

1950’lerden bu yana sanatın geçirdiği tarihsel dönüşümleri kayda alan ‘Modern Ötesi’, konuyla ilgilenen herkesin kitaplığında bulunmalı.

Orhan Koçak’ın üslubu, ele aldığı sanatçıların eserlerine okurun da eleştirel bir gözle bakmasına olanak sağlıyor.

Eleştirmen Orhan Koçak’ın güçlü kavrayışı ve zarif üslubuyla kaleme aldığı ‘Modern ve Ötesi: Elli Yılın Sanatına Kenar Notları’, yirminci yüzyılın ortasından bugüne modern sanat üzerine düşünmek için nadide bir kılavuz.

Sanatçıların benzeri görülmemiş bir özgüven kazandığı, yepyeni bir özgürlük ve deney hissiyle ürettiği 1950’lerden başlattığı bu kitabında Koçak, konuların, tekniklerin ve üslupların ötesinde, kronolojik bir sıra içinde sanatın hareketini, tarihsel dönüşümlerini mercek altına alıyor.

Bu kuşatıcı çözümlemesiyle, ele aldığı sanatçıların eserlerine tarihsel bağlamları içinde başka ve eleştirel bir gözle bakmamızı da mümkün kılıyor.

Eskinin içinden hep yeninin doğduğu ‘organik’ bir süreç değildir sanatın tarihi.

Bazen de yeni eskiyi ‘doğurur’, bir kez daha doğmasına yol açar.

Üstelik yaşlı bir sanatçının gençlere bakarak kendi sanatını onlara uydurmasından ibaret de değildir bu: Yeninin ortaya çıkışı şüphesiz eskiyi uyarıyor, kamçılıyor, ama bu uyarım eskinin düpedüz değişmesini değil de yine kendi tarzına, kendi ustalığına bağlı kalarak daha da yetkinleşmesini, keskinleşmesini, parıldamasını sağlıyordur.

  • Künye: Orhan Koçak – Modern ve Ötesi: Elli Yılın Sanatına Kenar Notları, Everest Yayınları, sanat, 254 sayfa, 2023