Jörg Rüpke – Pantheon (2025)

Jörg Rüpke’nin bu eseri, antik dinlerin tek bir çizgide ilerleyen sabit sistemler olmadığını gösteriyor ve farklı kültürlerin ritüeller, tanrılar ve kutsallık anlayışları üzerinden birbirini etkileyerek geliştiğini anlatıyor. Rüpke, Mezopotamya’dan Mısır’a, Yunan’dan Roma’ya uzanan geniş bir coğrafyada dinin hem toplumsal düzeni kuran hem de bireysel deneyimi şekillendiren bir güç olduğunu vurguluyor. Metin, tanrıların yalnızca mitolojik figürler değil aynı zamanda politik araçlar olarak nasıl kullanıldığını gösteriyor.

‘Pantheon: Yeni Bir Roma Dini Tarihi’ (‘Pantheon: Geschichte der antiken Religionen’), ritüellerin gündelik yaşamla ilişkisini öne çıkarıyor. Tapınak pratikleri, kehanet gelenekleri, kurban ve festival kültürü gibi uygulamaların insanların dünyayı anlamlandırma biçimlerini nasıl belirlediğini açıklıyor. Rüpke, antik insanın kutsalı deneyimleme biçimini yalnızca dini otoriteler üzerinden değil, sıradan bireylerin gündelik tercihleri üzerinden de okumayı öneriyor.

Eserin bir diğer önemli yönü, farklı dinlerin birbirleriyle temasının yarattığı dönüşümü işlemeye dayanıyor. Kültürel alışveriş, fetihler, ticaret yolları ve göçler sayesinde tanrıların kimliklerinin nasıl değiştiğini, bazı inançların nasıl kaybolup bazılarının güçlendiğini gösteriyor. Rüpke, antik dinlerin durağan değil sürekli yeniden şekillenen yapılar olduğunu belirtiyor.

Son bölümde Roma İmparatorluğu’nun dini çeşitliliği ele alınıyor. Çoktanrılı yapı ile yeni yükselen kültlerin rekabeti, imparator kültünün siyasi birleştiriciliği ve bireysel dindarlık biçimlerinin artışı inceleniyor. Rüpke, antik dünyanın dinini büyük anlatılar yerine dinamik ilişkiler ağı olarak sunuyor ve okuyucuya dinin tarih boyunca nasıl değişen bir pratik olduğunu hatırlatıyor.

  • Künye: Jörg Rüpke – Pantheon: Yeni Bir Roma Dini Tarihi, çeviren: Atilla Dirim, Ekin Öyken, Vakıfbank Kültür Yayınları, din, 488 sayfa, 2025

Leonie Lutz, Anika Osthoff – Dijital Dünyada Çocuklara Destek ve Rehberlik (2024)

  • “Çocuğum tableti elinden bırakmıyor.”
  • “İmdat, oğlum oyun bağımlısı oldu!”
  • “Ergen kızım kendi YouTube kanalını açmak istiyor, ne yapmalıyım?”

Bu ve benzer endişeler, bugün anne babaların başlıca dert ve sıkıntı kaynakları arasında.

Öte yandan dijital dünya artık geri dönüşsüz bir şekilde yerleşik ve vazgeçilmez bir olgu olarak hayatımızda.

O halde endişelerimizi nasıl yönetmeli ve çocuklarımızın dijital dünyayla ilişkisini nasıl ele almalıyız?

Çocuklar tıpkı hayatın diğer alanlarında olduğu gibi dijital alanda nasıl hareket edecekleri konusunda da desteğe ve rehberliğe ihtiyaç duyarlar.

Dolayısıyla aileler olarak kendimize şu soruları sormalı ve cevaplarını hep birlikte aramalıyız:

  • Çocuklarımızı gelecekte nasıl bir iş dünyası bekliyor?
  • Araştırma yetkinliği nedir ve çocuklara nasıl kazandırılır?
  • Medya okur yazarlığı eğitimi evde mi, okullarda mı verilmeli?
  • İnternet ne tür tehlikeler barındırır ve çocuklar bunlardan nasıl korunur?
  • Bilgisayar oyunları çocukları şiddete mi yönlendirir?
  • İnternet reklamları ve influencer’lar konusunda çocuklara nasıl farkındalık kazandırılır?
  • Çocuk arama motorları ve öğrenme uygulamaları seçerken nelere dikkat edilmeli?
  • Farklı yaşlar için ne kadar ekran süresi uygundur?
  • İlk cep telefonu için doğru yaş ne olmalıdır?
  • WhatsApp, Instagram, TikTok ve Snapchat gibi platformlarda çocuğun güvenliği nasıl sağlanır?
  • Siber zorbalık, siber uşaklaştırma ve sexting nedir, çocuklar bunlardan nasıl korunur?

Dijital eğitim uzmanları Leonie Lutz ve Anika Osthoff ‘Dijital Dünyada Çocuklara Destek ve Rehberlik’te internet dünyasında ailece güvenli, yetkin ve yaratıcı bir şekilde var olmanın yollarını tartışıyorlar.

Doğru yönlendirmeyle hem beraber eğlenceli vakit geçirmenin hem de çocukları yarının dünyasına hazırlamanın mümkün olduğunu gösteriyorlar.

Çocuklarının ekran başında geçirdikleri süreden dolayı rahatsızlık duyan, bu nedenle aile yaşamlarının tehlikeye düştüğünü düşünen tüm ebeveynler için ilham verici bir başucu kitabı.

  • Künye: Leonie Lutz, Anika Osthoff – Dijital Dünyada Çocuklara Destek ve Rehberlik (#yasaklamayönlendir), çeviren: Atilla Dirim, İletişim Yayınları, psikoloji, 239 sayfa, 2024

Bastian Hain – SS (2023)

Bugün SS kısaltması tüm dünyada kötülükle eşanlamlıdır.

SS mensuplarının Avrupalı Yahudilerin ortadan kaldırılmasında oynadıkları rol hafızalara kazınmıştır.

Peki, bu “Kara Tarikat” nasıl ortaya çıktı ve ideolojisi aslında neye dayanıyordu?

Bastian Hain bu kitabında en son araştırmalara dayanarak Üçüncü Reich’ın Staatsschutzkorps’larının tarihini anlatıyor, örgütün kökenlerini, kültünü ve personel seçimini ele alıyor ve SS tarafından işlenen suçları gözler önüne seriyor.

Hem Almanya’da hem de Almanya dışında pek çok defa katliam olaylarına karışmış ve binlerce insanın ölümüne yol açmış olan SS’in tarihi ve örgütlenmesi hakkında son derece önemli bilgiler içeren kitap, SS ile ilgilenen okura doyurucu bilgiler vermenin yanında bu kanlı tarihe bilimsel bir bakış açısı sunuyor.

  • Künye: Bastian Hain – SS: Nazi Paramiliter Örgütünün Tarihi ve Suçları, çeviren: Atilla Dirim, Runik Kitap, tarih, 122 sayfa, 2023

Astrid Neuy-Bartmann – Çocuklarda ve Yetişkinlerde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (2022)

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nun (DEHB) tanımı, nedenleri ve modern tedavi planlarını kapsamlı biçimde açıklayan bir rehber.

Astrid Neuy-Bartmann, DEHB ile mücadelede kullanılabilecek pratik ile somut yardım önerilerinde bulunuyor.

Kitap, çocuklarda, gençlerde ve yetişkinlerde görülen DEHB, çeşitli formlarıyla ele alınıyor.

DEHB semptomlarının çocukluktan yetişkinliğe kadar uzanan süreçte nasıl bir gelişim gösterdiği ortaya konuluyor.

En yeni bilimsel bilgileri dikkate alarak konunun sadece uzmanlarca değil, DEHB’liler ve yakınları tarafından da hızla kavranmasını sağlayan kitap, günlük hayatta karşılaşılan ve ilişkileri çıkmaza sokan çeşitli sorunları gidermek için birebir.

  • Künye: Astrid Neuy-Bartmann – Çocuklarda ve Yetişkinlerde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu: Tanı ve Baş Etme Yolları, çeviren: Atilla Dirim, İletişim Yayınları, psikoloji, 261 sayfa, 2022

Bernhard Maier – Druidler: Kelt Halklarının Gizemli Rahipleri (2021)

Hıristiyanlık öncesi dönemde, Eski Çağ’da yaşamış, tarihin en gizemli halklarından biri olan Kelt Druidleri üzerine rehber bir çalışma.

Bernhard Maier, Druidler hakkındaki hakikatleri aydınlattığı gibi onlarla ilgili efsanelerle de yüzleşiyor.

Kitabın ilk yarısında, Roma öncesi dönemde yaşayan Druidlerin Yunan ve Romalı yazarların edebî ve tarihî eserlerindeki tasvirleriyle modern arkeolojik buluntular karşılaştırılıyor.

Kitabın ikinci yarısında da, Druidlere dair sonraki dönemlerde ortaya çıkan düşüncelerin Avrupa kültür ve din tarihi çerçevesinde nasıl dönüştüğü ele alınıyor.

Maier çalışmasının değerlendirme kısmında ise, tarihsel Druidler hakkındaki mevcut bilgilerimizi modern yazarların fantastik yorumlarıyla karşılaştırıyor ve güvenilir tarihsel bilgiler ile modern spekülasyonlar arasındaki şaşırtıcı uçurumu, özel olarak Avrupa’nın yabancı ve geçmiş dinlerle olan ilişkileri bağlamında anlaşılır kılıyor.

Maier bu kitabıyla, Druidler hakkında hem Antik Çağ’da birer filozof, yargıç ve din adamı olarak yaşamları hem de Orta Çağ’dan günümüze kadar tarihte ve efsanelerde sürdürdükleri varlıkları hakkında çok önemli bilgiler veriyor.

  • Künye: Bernhard Maier – Druidler & Kelt Halklarının Gizemli Rahipleri, çeviren: Atilla Dirim, Runik Kitap,  tarih, 122 sayfa, 2021

Heinz Halm – Haşhaşiler (2020)

Şiî İslam, Haşhaşîler ve heterodoks İslam konularında dünya çapında otorite sayılan Tübingen Üniversitesinde İslam Bilimleri profesörü Heniz Halm, on birinci ve on ikinci yüzyıllarda İslam dünyasında büyük çalkantılar yaratmış Haşhaşîleri anlatıyor.

İşledikleri siyasi cinayetlerle bilinen bu gizemli örgüt, Orta Çağ’dan bu yana çeşitli efsanelere konu oldu.

Bunlardan biri de, örgütün lideri Hassan Sabbah’ın cenneti vaat ettiği genç erkekleri, daha sonra intihar suikastçısı olarak dünyanın dört bir tarafına gönderdiğiydi.

Halm’in hem İslam hem de Avrupa kaynaklarından yararlandığı önemli çalışması ise, bu ve buna benzer efsanelerin ne kadar gerçek ya da uydurma olduğunu ayrıntılı şekilde ortaya koymasıyla dikkat çekiyor.

Halm, o dönemde Şiîlerin içinde yaşanan bölünmeden gizli bir İsmailî örgütünün ortaya çıkışını, bu örgütün liderlerinin İslam’ın yazıya dökülmemiş, gerçek mesajını bildiklerine dair inanışlarını, İran ve Suriye’de birçok kaleyi ele geçirmelerini, Haçlılara korku ve dehşet salmalarını adım adım izliyor.

  • Künye: Heinz Halm – Haşhaşiler: Gizli Bir Örgütün Tarihi, çeviren: Atilla Dirim, Runik Kitap, tarih, 120 sayfa, 2020

Holger Feindel – İnternet Bağımlılığı (2019)

İnternet bağımlılığı korkunçtur.

Bunun en önemli nedeni de, ne zamandan itibaren “çok fazla” olduğuna dair bir sınır belirlemenin çok zor; hayır, zor da değil, imkânsız oluşudur.

Uzmanlar, haftada 30 ila 35 saat arası bilgisayar kullanımını artık “normal bir yaşamla” bağdaştırılamaz buluyorlar.

Okulla veya meslekle ilgisi olmayan 30 ila 35 saat. Yani boş vakitlerde internette geçirilen 30 ila 35 saat.

Meslek icabı internette geçirilen zaman, elbette bu süreye dahil değil.

İşte psikosomatik rahatsızlıklar uzmanı ve psikoterapist Holger Feindel, internet kullanımı ve internet bağımlılığı konusunda bu rehber kitabıyla karşımızda.

Yirmi yılı aşkın süredir bilgisayar ve internet bağımlılığından mustarip kişileri tedavi eden ve çeşitli medya organlarında konuyla ilgili eğitici yayınlara katılan Feindel, internet bağımlılığının ne olduğunu ayrıntılı bir şekilde açıklayarak kitabına başlıyor.

Çalışmanın devamında ise, internet bağımlısının karakteristik davranışları ele alınıyor; ebeveynler ile eğitmenlerin bir internet bağımlısına nasıl yardım edebileceği adım adım açıklanıyor.

  • Künye: Holger Feindel – İnternet Bağımlılığı: Bağımlılar ve Aileleri İçin El Kitabı, çeviren: Atilla Dirim, İletişim Yayınları, psikoloji, 187 sayfa, 2019

Reinhart Koselleck – Kavramlar Tarihi (2009)

Tarihçi Reinhart Koselleck, ‘Kavramlar Tarihi’nde, Almanya, İngiltere, Fransa tecrübelerini karşılaştırarak, modernliğin kavramlarının değişim süreçlerini inceliyor.

Koselleck, devrim, vatandaş, burjuva, ilerleme, çöküş, “eski rejim”, aydınlanma, anayasa, birlik/ittifak, özgürleşim, kriz, hane/aile, Bildung (eğitim/kişisel öz-belirlenim) gibi, modernliğin dönüşüm süreçlerinden geçen kavramları antropolojik ve semantik bir incelemeye tabi tutuyor.

Kitap, sözcüklerin, kavramların içerikleriyle, metaforik işlevleriyle, çağrışımlarıyla geçirdikleri değişimin macerasını anlatıyor.

  • Künye: Reinhart Koselleck – Kavramlar Tarihi: Politik ve Sosyal Dilin Semantiği ve Pragmatiği Üzerine Araştırmalar, çeviren: Attila Dirim, İletişim Yayınları, siyaset, 572

Susann Sitzler – Kardeşler: Hayatımızın En Uzun İlişkisi (2017)

Kardeşi olanlar şanslıdır. Zira onlar, toplumsallaşmanın ilk adımlarını daha dışarıya çıkmadan deneyimler.

Bu kitabın yazarı gazeteci Susann Sitzler’in de bir öz, iki üvey ve üç yarı kardeşten oluşan kalabalık bir ailesi var.

Dolayısıyla kendisinin, kardeşliğin nasıl zengin bir potansiyele sahip olduğu hakkında söyleyeceği çok şeyi var.

  • Kardeş nedir?
  • Kardeşler birbirlerinden ne zaman rahatsız olurlar?
  • Kardeşlerden nasıl kurtulunur?
  • Kardeşler nereden edinilir?
  • İnsanın kardeşinin olması neden iyidir?

Sitzler, yukarıdaki sorulara yanıt verirken, her ailenin eşsiz ve benzersiz olduğunu, her kardeşlik ilişkisinin kendine özel olduğunu gözler önüne seriyor.

Son yıllarda kardeşlik çalışmaları büyük hız kazanmış durumda.

Kimilerine göre kardeşler, kişiliğin gelişiminde anne babalar kadar önemli rollere sahip.

İşte Sitzler’in çalışması da, her ne kadar kendi kardeşlik deneyiminden yola çıksa da, psikoloji, sosyoloji, tarih ve etnoloji gibi farklı disiplinlerden yararlanmasıyla, kardeşlik konusunda aydınlatıcı ve zengin bir çerçeve sunuyor.

  • Künye: Susann Sitzler – Kardeşler: Hayatımızın En Uzun İlişkisi, çeviren: Atilla Dirim, İletişim Yayınları, kültür, 303 sayfa, 2017