Fatih M. Dervişoğlu – Nuri Demirağ: Türkiye’nin Havacılık Efsanesi (2007)

  • NURİ DEMİRAĞ: TÜRKİYE’NİN HAVACILIK EFSANESİ, Fatih M. Dervişoğlu, Ötüken Yayınları, biyografi, 231 sayfa

Nuri Demirağ denince, kendisinin ilk akla gelebilecek yönü, bin kilometrelik demiryolu yapması ve bunun üzerine Atatürk’ün kendisine ‘Demirağ’ soyadını vermesidir. Demirağ’ın çok yönlü kişiliği, sadece demiryolu çalışmalarıyla da sınırlı kalmadı. 1945’te Milli Kalkınma Partisi’ni kurmak ve fabrikalarında uçaklar imal etmek, Demirağ’ın çok sayıda projesinin yanı sıra, gerçekeştirdiği önemli çalışmalardan. Nuri Demirağ’ın torunu Fatih M. Dervişoğlu’nun kaleme aldığı kitap bu yönüyle, bilhassa Türkiye havacılık tarihi açısından önemli bir biyografi çalışması. Kitap aynı zamanda, Demirağ’ın kişiliği etrafında, Cumhuriyet’in ilk dönemlerinin ekonomik yapısını da aktarıyor.

Michael Pearson – Aşk ve Devrim (2010)

  • AŞK VE DEVRİM, Michael Pearson, çeviren: Ceren Şanlıdağ, Karşı Yayınları, biyografi, 323 sayfa

Michael Pearson ‘Aşk ve Devrim’de, Rus devriminin lideri Vladimir Lenin’in sevgilisi İnessa Armand’ın biyografisini sunuyor. Pearson, Armand’ı ilk kez, Lenin’in 1917 tarihli ‘Mühürlü Tren – Devrime Yolculuk’ adlı kitabını araştırırken keşfetmiş. Kitaptan, bir devrimci olan Armand’ın beş çocuğa sahip evli bir kadın olduğunu, zengin bir adamla evlendiğini ve Lenin ve karısıyla üçlü bir hayat sürdüğünün iddia edildiğini öğreniyoruz. Yazar Armand’ı, yalnızca Lenin’in sevgilisi olarak değil, Lenin için bir arabulucu, dert ortağı, organizatör, çevirmen ve konferanslarda onun yerine konuşacak kadar önemli devrimci bir figür olarak ele alıyor.

Emir Kıvırcık – Büyükelçi (2007)

  • BÜYÜKELÇİ, Emir Kıvırcık, GOA Yayınları, biyografi, 224 sayfa

‘Büyükelçi’, 2. Dünya Savaşı sırasında Fransa’da Paris Büyükelçiliği görevini yapmış Behiç Erkin’in biyografisine dayanıyor. Erkin’in bu önemli tarihi noktadaki rolü, Fransa’da hem Nazilere hem de Nazi işbirlikçisi Vichy hükümetine karşı çıkma cesareti göstermiş olmasıydı. Erkin bu cesaretiyle, çoğu insanın Nazi zulmünden kurtulmasını sağlamıştı. Kendisinin bu katkısı, Fransa’dan Legion D’Honneur nişanı ile Almanya’dan Demir Haç madalyası kazandırmıştı. Erkin’in, Kurtuluş Savaşı’nda komutanlık yapmış, İstiklal Madalyası sahibi bir isim olduğunu da belirtelim. İşte Emir Kıvırcık’ın çalışması, tarihte önemli roller üstlenmiş bu ismin hayat hikâyesini okuyuculara aktarıyor. Önerilir.

Gertrude Stein – Picasso (2007)

  • PICASSO, Gertrude Stein, çeviren: Kaya Özsezgin, Dünya Kitapları, biyografi, 84 sayfa

Gertrude Stein, “Picasso, kendi görkemini yaratmıştır” diyor. Modernist edebiyatın önemli isimlerinden Stein elimizdeki kitapta, Picasso’yla olan yakın arkadaşlığının verdiği deneyimden de yararlanarak, yirminci yüzyılın en önemli ressamlarından birinin sanatının hikâyesini ele alıyor. Picasso’nun sanatının yıllar geçtikçe nasıl evrildiğine tanıklık etmiş olan Stein’ın kitabı, Picasso’nun sanatındaki evrimi çok iyi gözlemlemiş olması yönüyle dikkate değer diyebiliriz. Kitap, bir edebiyatçı olarak Stein’ın, ressam Picasso üzerinden, resim ve edebiyat arasında kurduğu koşutluklarla da ilgiye değer. Kitabın sonunda, Picasso’nun eserlerinden seçilmiş bir albüm de bulunuyor.

Georges Minois – Galileo (2010)

  • GALILEO, Georges Minois, çeviren: Işık Ergüden, Dost Kitabevi, biyografi, 142 sayfa

Georges Minois ‘Galileo’da, fizik, matematik bilimleri, felsefe ve teoloji gibi birçok uzmanlık alanının kavşağında yer almasıyla Avrupa kültür tarihinin merkezi bir kişiliği olan Galileo Galilei’nin biyografisini kaleme getiriyor. Yazarın, Galileo’yu üç ayrı kişiliği ekseninde ele alması ise, kitabın özgün yanlarından biri. Galileo’nun yakın ve aile ilişkileri ve özel yaşamıyla kitabına başlayan Minois, ardından, 20. ciltlik bir yayına imza atan bilgin Galileo’ya odaklanıyor. Kitabın son bölümü ise, Galileo’yu, o zamana dek her şeye kadir olan totaliter bir din karşısında, bilimin özerkliğini savunmanın sembolü olarak tasvir ediyor.

Stefan Zweig – Marie Antoinette (2006)

  • MARIE ANTOINETTE, Stefan Zweig, çeviren: Tevfik Turan, Can Yayınları, biyografi, 525 sayfa

Stefan Zweig iyi bir edebiyatçı olduğu kadar, iyi bir biyografi yazarı da. Kuşkusuz ‘Marie Antoinette’ de, onun biyografi yazarlığının en iyi örneklerinden. Bilindiği gibi kendisinin ‘Yıldızların Parladığı Anlar’ ve ‘Fouchê’ isimli kitapları, deneme ve biyografinin en iyi bireşimi olarak dünya yazın tarihindeki yerini çoktan aldı. Zweig, alt başlığı ‘Vasat Bir Karakterin Portresi’ olan bu kitabında, uçarılığı, savurganlığı ve roform düşmanlığıyla halkın gözünde soylu tipinin simgesi olan, Fransız Devrimi’nden sonra yaşamının geri kalan bölümünü Paris hapishanelerinde geirmiş ve 1793’te Devrim Mahkemesi’nce yargılanarak giyotinle idam edilmiş, Fransa Kralı XVI. Louis’nin karısı Marie Antoinette’in biyografisini veriyor.

Turhan Feyizoğlu – İki Adalı (2006)

  • İKİ ADALI, Turhan Feziyoğlu, Ozan Yayıncılık, biyografi, 444 sayfa

Turhan Feyizoğlu’nun ‘İki Adalı’sı, Hüseyin Cevahir ve Ulaş Bardakçı’nın biyografilerinden oluşuyor. Bilindiği gibi, Cevahir ve Bardakçı, Türkiye sosyalist hareketinde önemli rollere sahip olmuş ve etkileri devam eden iki isim. Cevahir 12 Mart 1971 darbesinden sonra öldürüldüğünde yirmi altı, Bardakçı da yine aynı darbenin ertesinde öldürüldüğünde yirmi beş yaşındaydı. Turhan Feyizoğlu kitabında, bu iki ismin satır aralarında kalan yaşamlarının ayrıntılarını veriyor ve bu yaşamların günümüze kalan yansımalarının peşine düşüyor. Kitap, iki isme dair ayrıntılara yer vermesinin yanı sıra, kapsadığı çok sayıda belge ile Türkiye’nin yakın tarihi hakkında önemli bir kaynak eser.

Ünal Öziş – Leyla Gencer ve Opera Dünyası (2006)

  • LEYLA GENCER VE OPERA DÜNYASI, Ünal Öziş, Sevda-Cenap And Müzik Vakfı Yayınları, biyografi, 171 sayfa

Leyla Gencer’in dünya ve Türkiye opera tarihinde önemli bir yeri var. 1950–1983 yılları arasında, 60 opera sahnesinde, 70 farklı baş soprano rolünde görev almış bir isim. Hatırlanacağı gibi, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, 2005 Yılı Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü de Leyla Gencer’e vermişti. Elimizdeki kitabın yazarı Ünal Öziş, 2003–2004 öğretim yılında, İzmir Devlet Konservatuvarı’nda Leyla Gencer üzerine dokuz seminer sundu. Bu kitabın dokuz ana bölümü de verilen söz konusu konferanslar üzerine şekillendi. Kitap, Leyla Gencer’in yaşam öyküsünden öğretmenlerine, seslendirdiği operalardan verdiği konserlere ve resitallere kadar, kendisine dair bilinmesi gereken birçok konuya yer veriyor.

Stephen Greenblatt – Shakespeare Olmak (2010)

  • SHAKESPEARE OLMAK, Stephen Greenblatt, çeviren: Cem Alpan, Can Yayınları, biyografi, 416 sayfa

Edebiyat profesörü Stephen Greenblatt ‘Shakespeare Olmak’ta, son bin yılın en önemli yaratıcı edebiyat külliyatını yazan William Shakespeare’in kapsamlı bir biyografisini sunuyor. Ayrıntıları ustalıkla işleyen elimizdeki kitap, Elizabeth Dönemi’nin kendine has şartlarında yetişen bir yeteneğin, dünyanın en iyi oyun yazarına nasıl dönüştüğünün hikâyesi olarak okunabilir. Kitabın ilgi çeken yönlerinden biri de, Shakespeare’in yaşamıyla yapıtları arasında dikkat çekici ayrıntılar keşfetmesi. Greenblatt, Shakespeare’in yaşamı çok yönlü bir şekilde ele alırken, yazdığı birçok oyunun onun yaşamından ne gibi izler taşıdığını da ortaya koyuyor.

Armand Farrachi – Bach, Son Füg (2010)

  • BACH, SON FÜG, Armand Farrachi, çeviren: Heval Bucak, Can Yayınları, biyografi, 94 sayfa

Armand Farrachi ‘Bach, Son Füg’de, akıcı bir üslupla, dünyaca ünlü Alman klasik müzik bestecisi ve orgcu Johann Sebastian Bach’ın portresini sunuyor. Bach’ın nasıl bir çocukluk yaşadığı; kilise ve dinle bağlarının müziğini nasıl etkilediği; Saray çevresiyle ilişkilerinin hangi boyutlarda olduğu ve yaşadığı dönemin müzik çevrelerince nasıl değerlendirildiği, kitapta karşımıza çıkan konulardan birkaçı. Dönemin gravürleri ve resimleriyle de zenginleştirilen kitapta bunun yanı sıra, iki karısından on biri erkek, dokuzu kız yirmi çocuğu olan bestecinin, nasıl bir eş ve nasıl bir baba olduğu konusunda da dikkat çeken ayrıntılar yer alıyor.