Robert P. Crease – Bilim Devrimcileri (2021)

Siyasi olarak da toplumsal olarak da bilim karşıtı düşüncelerin tavan yaptığı günümüzde özellikle okunması gereken bir çalışma.

Robert Crease, tarih boyunca halkın bilim algısını ve bilimin “otorite” olarak rolünü şekillendiren önemli düşünürleri mercek altına alıyor.

  • Bilimsel bir keşif ne zaman kabul edilen bir gerçeğe dönüştü?
  • Bilimsel gerçekleri inkâr etmek neden kolaylaştı?
  • Ve biz bu konuda neler yapabiliriz?

Filozof ve bilim tarihçisi Crease ‘Bilim Devrimcileri’nde bu soruları, bilimsel altyapının kökenlerini ve dünyanın önemli on düşünürünün bilimsel aklı şekillendirmedeki rollerini bir bir tanımlayarak yanıtlıyor.

‘Bilim Devrimcileri’ kitabında günümüz politikacıları ve hükümet yetkilileri; bilim insanlarını bilim dışı yorumlarıyla eleştirirken, bu güvensizlik düzeyine nasıl geldiğimizi ve bundan nasıl kurtulabileceğimizi örnekleriyle ortaya koyuyor.

Eserde tarih boyunca gözlerini kırpmadan hayatlarını da tehlikeye atarak bilimsel aklı üstün kılmaya çalışan on düşünür ve bilim devrimcisine yer veriliyor.

Bilimin cehaletinin ve yanlış kullanımının insan yaşamına ve kültüre yönelik en büyük tehdidi nasıl oluşturduğu inceleniyor.

Bilimi ortak yarar için uygulamanın ne anlama geldiğine ve bilimden bağımsız siyasi eylemin tehlikesine dair güncel ve önemli bir araştırma olan ‘Bilim Devrimcileri’, hem mevcut bilim karşıtı söylemin kökenlerini hem de modern dünyanın dağılmasını önlemek için neler yapılabileceğini anlamamıza yardımcı oluyor.

Kitapta fikirleri ele alınan isimler şöyle: Mustafa Kemal Atatürk, Francis Bacon, Galileo Galilei, René Descartes, Giambattista Vico, Mary Shelley, Auguste Comte, Max Weber, Edmund Husserl, Hannah Arendt.

  • Künye: Robert P. Crease – Bilim Devrimcileri, çeviren: Özlem Özarpacı, The Kitap Yayınları, bilim, 328 sayfa, 2021

Ünsal Çimen – Azizler ve Dâhiler (2021)

Ortaçağ’da akıl, iktidarın bizzat kendisi haline gelmiş dini yobazlıkla kıyasıya bir savaşa girişmişti.

Ünsal Çimen, o dönemden Hypatia ve Galieo’yu merkeze alarak din ve aklın mücadelesini anlatıyor.

Kitap, Ortaçağda bilim ve felsefenin sekülerizm ve iktidarla ilişkisini ele alıyor.

Ortaçağı açan ve kapatan iki bilim insanı, Hypatia ve Galileo üzerinden aklın, din ve iktidarla savaşını anlatıyor.

Kitapta, şu soruların yanıtları aranıyor.

  • Cadılıkla suçlanarak öldürülen bilim kadını ve filozof İskenderiyeli Hypatia yalnızca bir efsaneden mi ibaretti?
  • Hypatia’nın katli ve Galileo’nun yargılanması din ile bilimin çatışmasının mı ürünüydü?
  • Bilim ve felsefenin, teolojinin hizmetçisi olduğu öğretisi iktidar için araç olarak mı kullanıldı mı?
  • Antik bilim ve felsefenin çöküşüne neden olan Kilise’nin yükselişi miydi?

Kitap, bu ve bunun gibi soruların yanıtlarını ararken azizlerin ve dâhilerin bitmek bilmez mücadelesinin öyküsünü anlatıyor.

  • Künye: Ünsal Çimen – Azizler ve Dâhiler: Ortaçağda Bilim ve Sekülerizm, Fol Kitap, bilim, 136 sayfa, 2021

Chiara Pastorini ile Frédéric Morlot – Galileo ve Mevleviler (2020)

Felsefe, en temelde çevremizdeki dünya hakkında nasıl düşüneceğimizi öğrenmekle ilgilidir.

Bu tanıma tam hakkını vermiş isimlerden biri de, kuşkusuz Galileo Galilei’dir.

Galileo, dünyanın evrenin merkezi olmadığını, her şeyin güneşin etrafında döndüğünü ortaya koyarak, gerici Ortaçağ düşüncesini alaşağı etti.

İşte küçük filozoflar için kaleme alınan bu kitaplarında Chiara Pastorini ve Frédéric Morlot, Galileo’nun düşüncesini güzel bir hikâyeyle harmanlayarak anlatıyor.

‘Galileo ile Mevleviler’, Galileo’nun semazen bir dervişle karşılaştıktan sonra yaşadığı büyük aydınlanmayı merkeze alarak çağının çok ilerisinde bir zihne sahip bu bilim insanının bilim tarihine ve felsefesine yaptığı katkıları duru bir üslupla aktarıyor.

Junli Song’un çizimleri de kitaba ayrı bir güzellik katmış.

  • Künye: Chiara Pastorini ve Frédéric Morlot – Galileo ile Mevleviler, resimleyen: Junli Song, çeviren: Orçun Türkay, Metis Yayınları, felsefe, 64 sayfa, 2020

Galileo Galilei – Dante’nin Cehennemi Üzerine Dersler (2009)

Galileo Galilei, henüz yirmi dört yaşındayken, ünlü Floransa Akademisi üyelerine Dante’nin ‘İlahi Komedya’da tasvir ettiği cehennem üzerine iki ders verir.

Bu derslerde, Dante’nin cehenneminin biçimi, konumu ve büyüklüğünü irdeleyen Galileo, ‘İlahi Komedya’nın ilk bölümünde anlatılan cehennem çukurunu geometrik bir bakış açısıyla incelemek ve Dante’nin belirlediği boyutları keşfedip açıklamak istiyordu.

Şu ana kadar pek üzerinde durulmamış bu dersler, başarılı bir bilim insanının habercisi niteliğinde.

Kitap, genç Galileo’nun, edebiyat ile sanat alanındaki yeteneğini ve bilimsel konulara merakının başlangıcını görmek isteyenlere hitap ediyor.

  • Künye: Galileo Galilei – Dante’nin Cehennemi Üzerine Dersler, çeviren: Murat Sirkecioğlu, Bilge Kültür Sanat, Yayınları, inceleme, 167 sayfa

Galileo Galilei – İki Büyük Dünya Sistemi Hakkında Diyalog (2008)

Galileo Galilei’nin, meşhur kitabı ‘İki Büyük Dünya Sistemi Hakkında Diyalog’, üç kişinin diyalogları şeklinde kaleme alınmış.

Diyaloglarda Simplicio Ptolemy Aristocu düşünceyi, Salvatio Kopernik sistemini ve Sagredo ise aydınlanmayı temsil ediyor.

Galileo kitabında ilk olarak, yerküreye en yakın mesafedeki gökcismi olması vesilesiyle Ay’ı inceliyor ve yerkürenin güneşten aldığı ışığı Ay’a yansıttığını ispat ediyor.

Yine, dünyanın uzayda sabit bir şekilde durmadığı ve diğer gezegenlerle beraber güneş etrafında döndüğü gerçeği de, ilk kez Galilei’nin bu kitabında dile getirilmiş ve engizisyon mahkemesi bu nedenle kıyameti koparmıştı. Galilei’nin kitabının modern bilime en büyük katkısı, o ana kadar gerçek ve tartışılamaz kabul edilen Aristotelesçi düşünceyle hesaplaşmayı göze alması ve gerçekleri büyük bir cesaretle savunmasıydı.

  • Künye: Galileo Galilei – İki Büyük Dünya Sistemi Hakkında Diyalog, çeviren: Reşit Aşçıoğlu, İş Kültür Yayınları, bilim, 655 sayfa

Kolektif – Bilimsel Devrimin Başyapıtları (2012)

Uzun soluklu bir çalışmanın neticesi olan elimizdeki nitelikli çalışma, bilim dünyasına önemli katkılarda bulunmuş ve önemini günümüze kadar sürdürmüş eserleri okurlarına sunuyor.

İki bölüme ayrılan kitapta ilkin, Thomas Kuhn, Eric Lerner ve Friedrich Engels imzalı yazılarda, bilimsel devrimi hazırlayan toplumsal koşullar, devrimin içeriği ve tarihsel önemi değerlendiriliyor.

Kitabın omurgasını oluşturan ikinci bölümde de, bilimsel devrimin simgesi olan eserler ile onların Nikola Kopernik, Galileo Galilei, Johannes Kepler, Christiaan Huygens, Isaac Newton ve Charles Darwin gibi yazarları ayrıntılı makalelerle tanıtılıyor.

  • Künye: Kolektif – Bilimsel Devrimin Başyapıtları, yayına hazırlayan: Ender Helvacıoğlu, Bilim ve Gelecek Kitaplığı, bilim tarihi, 294 sayfa

Jacob Bronowski ve Bruce Mazlish – Leonardo’dan Hegel’e Batı Düşünce Tarihi (2012)

  • LEONARDO’DAN HEGEL’E BATI DÜŞÜNCE TARİHİ, Jacob Bronowski ve Bruce Mazlish, çeviren: Elvan Özkavruk Adanır, Say Yayınları, tarih, 694 sayfa

 

‘Leonardo’dan Hegel’e Batı Düşünce Tarihi’, Batı’nın Rönesans’tan 19. yüzyılın başlangıcına kadar geçen döneminin düşünsel gelişim sürecini açıklıyor. Kitapta, Batı’nın Ortaçağ’dan silkinişi, muhalif düşüncenin gelişimi ve büyük devrimler çağı, Leonarda da Vinci, Galileo, Rousseau, Adam Smith ve Hegel gibi önemli düşünürlerin fikirleri üzerinden izleniyor. Batı düşünce tarihini dört yüz yıllık bir zaman diliminde izleyen çalışmanın, bu geniş tarihi, siyaset ve felsefe gibi tek bir düşünce alanıyla sınırlı tutmayarak düşünce evreninin başka alanlarını da kapsayacak şekilde irdelemesiyle özgün olduğunu söyleyebiliriz.

Georges Minois – Galileo (2010)

  • GALILEO, Georges Minois, çeviren: Işık Ergüden, Dost Kitabevi, biyografi, 142 sayfa

Georges Minois ‘Galileo’da, fizik, matematik bilimleri, felsefe ve teoloji gibi birçok uzmanlık alanının kavşağında yer almasıyla Avrupa kültür tarihinin merkezi bir kişiliği olan Galileo Galilei’nin biyografisini kaleme getiriyor. Yazarın, Galileo’yu üç ayrı kişiliği ekseninde ele alması ise, kitabın özgün yanlarından biri. Galileo’nun yakın ve aile ilişkileri ve özel yaşamıyla kitabına başlayan Minois, ardından, 20. ciltlik bir yayına imza atan bilgin Galileo’ya odaklanıyor. Kitabın son bölümü ise, Galileo’yu, o zamana dek her şeye kadir olan totaliter bir din karşısında, bilimin özerkliğini savunmanın sembolü olarak tasvir ediyor.