Simon Critchley – İmansızların İmanı (2013)

Simon Critchley ‘İmansızların İmanı’nda, siyaset ile dinin tehlikeli biçimde iç içe geçtiği dört tarihsel ve felsefi soruşturma sunuyor.

Yazar kitabına, modern çağda siyaset ile din arasındaki ilişkiye içeriden bakmaya örnek teşkil etmesi açısından Rousseau’yu tartışarak başlıyor, devamında da siyasi inancın kurgularını irdeliyor.

Kitap bu bağlamda, günümüzde siyasi teolojiye ilgi gösterilmesinin nedenlerini, iman ve sapkınlık meselesi konularına odaklanıyor.

Yazar ayrıca, Slavoj Žižek’le tartışmasından yola çıkarak Walter Benjamin ve Emanuel Levinas gibi düşünürlerin fikirleri ekseninde şiddet sorununu ve şiddetsizliğin sınırlarını da irdeliyor.

  • Künye: Simon Critchley – İmansızarın İmanı, çeviren: Erkan Ünal, Metis Yayınları, din felsefesi, 273 sayfa

Mel Thompson – Din Felsefesini Anlamak (2012)

  • DİN FELSEFESİNİ ANLAMAK, Mel Thompson, çeviren: Kemal Atakay, Optimist Kitap, din felsefesi, 384 sayfa

 

Mel Thompson ‘Din Felsefesini Anlamak’ta, okura din felsefesinin kilit kavramlarını açıkladığı gibi, dinsel inançlardan yana ya da dinsel inançlara karşı öne sürülen kanıtlardan bazılarını ortaya koyuyor ve bu konularda yürütülen rasyonel tartışmaların çerçevesini çiziyor. Thompson, her seviyeden okuru hedefleyen kitabında, dinin dayandığı genel düşünce ve ilkeleri; dindar kişilerin doğru olduğuna inandığı inançları ve bunların nasıl anlaşılması gerektiğini; çokkültürlü bir toplumda din faktörünü; ateizm ve hümanizmin dine bakışını; dinin ruhsal gelişmeye katkısını; din ve bilim ile din ve toplum arasındaki ilişkiyi anlatıyor.

Ludwig Feuerbach – Tanrıların Doğuşu (2012)

  • TANRILARIN DOĞUŞU, Ludwig Feuerbach, çeviren: Oğuz Özügül, Say Yayınları, felsefe, 352 sayfa

 

Alman filozof Ludwig Feuerbach, elimizdeki kitabında, klasik, İbrani ve Hıristiyan Antikçağ kaynaklarına dayanarak Tanrı inancının ortaya çıkışını irdeliyor. Tanrı inancının insanın doğasında olmayıp, bir talebin nihayetinde ortaya çıktığını söyleyen Feuerbach, böylece insan zihnindeki Tanrı fikrinin yapay olduğunu belirtiyor. Tanrı’nın, sadece talep edildiği, içten arzu edildiği için tasarlanmış, düşünülmüş ve inanılmış bir varlık olduğunu savunan düşünüre göre, insanoğlu böyle yaparak benliğini yalanlamış, özüne yabancılaşmış ve yoksullaşmıştır. Feuerbach bu düşüncesini, klasik kaynaklara dönerek ispat etmeye çalışıyor.

Cicero – Tanrıların Doğası (2012)

  • TANRILARIN DOĞASI, Cicero, çeviren: Çiğdem Menzilcioğlu, Kabalcı Yayınları, felsefe, 491 sayfa

 

Romalı hatip ve düşünür Cicero, Latince adı ‘De Natura Deorum’ olan elimizdeki kitabında, tanrıların doğasını ve onların dünyevi işlere etkisini sorguluyor. Cicero burada asıl olarak, Epicurus, Stoa ve Academia gibi, Eski Yunan dünyasının üç önemli felsefe okulunun belli başlı temsilcilerinin konuya ilişkin yaklaşımlarını toplu halde sunuyor. Tanrıların varlığından şüphe duyan filozoflara karşı bir tavır sergileyerek tanrıların var olduğu görüşünü savunan Cicero, kitabının devamında da, tanrıların nasıl bir doğaya sahip olduklarını, nerede yaşadıklarını ve dünyevi işlerde ne derece etkili olduklarını tartışıyor.

Cicero – Tanrıların Doğası (2007)

  • TANRILARIN DOĞASI, Cicero, çeviren: F. Gül Özaktürk ve Fafo Telatar, Dost Kitabevi, felsefe, 172 sayfa

Marcus Tillius Cicero’nun ‘Tanrıların Doğası’, Eskiçağ’daki belli başlı üç felsefe akımını, Epikuros, Stoa ve Academeia’yı izleyen filozofların din ve tanrı konusundaki görüşlerini anlatan önemli bir yapıt. Cicero, bilindiği gibi, söz ustalığının, güzel konuşma sanatının öncü isimlerinden biri. Cicero bu ustalığıyla, bu konudaki görüşleri ayrıntılı ve anlaşılır biçimde ortaya koyuyor. Ayrıca bu akımların birbirlerine yönelttikleri eleştirileri de felsefenin karşılıklı tartışma yolunu kullanarak aktarıyor. Özellikle, felsefesinin kuşkucu özelliğinden kaynaklı olarak, tartıştığı konuların sonucunu açık bırakmış, kararı okuyucuya bırakmıştır. Kitap, Eskiçağ’daki din ve tanrı kavramı hakkında bilgi sahibi olmak isteyen okuyuculara hitap ediyor. Kitap, Cumhuriyet zamanında başlanan Latin klasikleri çevirisine bir katkı olarak düşünülebilir.