György Lukacs – Avrupa Edebiyatı ve Varoluşçuluk (2012)

  • AVRUPA EDEBİYATI VE VAROLUŞÇULUK, György Lukacs, çeviren: Vural Yıldırım, Epos Yayınları, inceleme, 279 sayfa

 

Macar filozof, estetikçi ve edebiyat eleştirmeni György Lukacs, elimizdeki çalışmasında, Avrupa edebiyatında eser vermiş önde gelen kimi yazarları değerlendiriyor, devamında da Avrupa edebiyatında ortaya çıkarak dünyaya yayılmış varoluşçu damarı irdeliyor. Yazar burada, Hölderlin, Gorki, Dostoyevski, Goethe, Zola, Novalis, Balzac, Stendhal ve Tolstoy gibi yazarları ve onların üretimlerini, dönemin edebiyat atmosferinden detaylarla zenginleştirerek irdeliyor. Lukacs, devamında da, yakında  burjuva aydınları arasında başat bir felsefi akım olacağını söylediği varoluşçuluğun Avrupa edebiyatındaki izlerine odaklanıyor.

Gregory Jusdanis – Kurgu Hedef Tahtasında: Edebiyatın Savunusu (2012)

  • KURGU HEDEF TAHTASINDA: EDEBİYATIN SAVUNUSU, Gregory Jusdanis, çeviren: Çiçek Öztek, Koç Üniversitesi Yayınları, eleştiri, 203 sayfa

 

Gregory Jusdanis bu kitabında, edebiyatın kaybolduğu, kültürün toplumsal özerkliğinin çöktüğü ve sanatın sıradanlaştığı günümüzde, edebiyatın neden vazgeçilmez olduğuna dair bir savunuya girişiyor. Jusdanis’e göre edebiyat, haz vermenin yanı sıra, toplumsal bir amaca da hizmet ettiğinden çok önemli bir işlev üstleniyor. Yazar, uzun bir tarihi olan, toplum içinde kök salmış ve siyasî mücadelelere, ekonomik düzenlemelere maruz kalmış toplumsal bir kurum olan edebiyatın, kendi içinde bütünlüklü bir kozmos yarattığını ve böylece dünyayı tekrar inşa edebilecek bir hareket alanına sahip olmasının önemine dikkat çekiyor.

Gürsel Aytaç – Çağdaş Alman Edebiyatı (2012)

  • ÇAĞDAŞ ALMAN EDEBİYATI, Gürsel Aytaç, Doğu Batı Yayınları, inceleme, 523 sayfa

 

Gürsel Aytaç ‘Çağdaş Alman Edebiyatı’nda, Alman edebiyatını 16. yüzyıldan günümüze uzanarak irdeliyor. Alman edebiyatında natüralizme karşı akımlarla kitabına başlayan Aytaç, devamında, ekspresyonizm ve dadaizm, yeni nesnelcilik, yeni bireycilik ve postmodern yaklaşımların Alman edebiyatındaki izlerini inceliyor; savaş sonrası dönemde Alman edebiyatının durumunu araştırıyor. Bu anlatımda, Thomas Mann, Robert Musil, Franz Kafka, Bertolt Brecht, Heinrich Böll, Peter Weiss, Günter Grass ve Friedrich Dürrenmatt gibi bilinen kalemlerin yanı sıra, Hubert Fichte ve Michael Roes gibi postmodern yazarların da izi sürülüyor.

Ahmet Hamdi Tanpınar – On Dokuzuncu Asır Türk Edebiyatı Tarihi (2012)

  • ON DOKUZUNCU ASIR TÜRK EDEBİYATI TARİHİ, Ahmet Hamdi Tanpınar, yayına hazırlayan: Abdullah Uçman, Dergâh Yayınları, inceleme, 656 sayfa

 

Ahmet Hamdi Tanpınar, bu klasikleşen yapıtında, 19. yüzyıl Türk edebiyatını kuru bilgilerle tanıtmak yerine, bu dönemde ortaya konan eserleri ve dönemin yazarlarını, devrin siyasî, edebi ve kültürel havası içinde ele alıyor. Divan şiirinin de kendi şartları içinde estetik bir yapısı olduğunu ortaya koyan geniş bir giriş kısmıyla çalışmasına başlayan Tanpınar, devamında, Lale Devri’nden başlayıp Tanzimat’a kadar uzanan Batılılaşma hareketlerini ele alıyor. Yazar ardından, bu yüzyılın ilk yarısındaki divan ve halk edebiyatı örneklerini inceliyor ve Tanzimat’ın ilanını takip eden yıllardaki edebiyat ortamını irdeliyor.

Ali Galip Yener – Şairin Sabrı (2012)

  • ŞAİRİN SABRI, Ali Galip Yener, Mühür Kitaplığı, eleştiri, 142 sayfa

‘Şairin Sabrı’, Ali Galip Yener’in muhtelif dergilerde yayımlanmış şiir incelemelerini barındırıyor. Burada, Mehmet Akif Ersoy’dan Süreyya Berfe’ye, her biri tanınmış on altı şairin Türkiye şiirindeki yerleri saptanıyor. Nazım Hikmet şiirinin algılanış sorunu; muhafazakârlık ve şiirde yerlilik; millilik bağlamında Yahya Kemal şiiri; Anday şiirinde mitolojik detaylar; şiirde narsizm ve Necatigil şiirinde “insan”; sol melankoli bağlamında Turgut Uyar şiiri; şiirde kır-kent ikilemi; Ahmet Oktay şiirinde intihar olgusu ve 1980 sonrası Türkiye şiirinde mistik, metafizik eğilimler, kitapta yer alan konulardan birkaçı.

Cevat Akkanat – Gelenek ve İkinci Yeni Şiiri (2012)

  • GELENEK VE İKİNCİ YENİ ŞİİRİ, Cevat Akkanat, Okur Kitaplığı, inceleme, 472 sayfa

Cevat Akkanat ‘Gelenek ve İkinci Yeni Şiiri’nde, geleneğin Türkiye şiirindeki karşılığını ve görünümlerini tespit etmeye çalışıyor. 1950 sonrasında gelişen ve üzerinde yoğun tartışmalar yapılan İkinci Yeni şiir hareketini oluşturan şairlerin gelenekle uyumlu oldukları veya gelenekten uzak düştükleri yönler, çalışmanın omurgasını oluşturuyor. Akkanat ilkin, İkinci Yeni hareketini, çağının sosyal ve edebi manzarası içinde, Batı şiiriyle kurduğu ilişkiler bağlamında değerlendiriyor. Yazar devamında da, hareketi temsil eden şairlerin gelenek hakkındaki görüşlerini, hem şiirleri hem de fikirleri bağlamında irdeliyor.

Vladimir Nabokov – Nikolay Gogol (2012)

  • NİKOLAY GOGOL, Vladimir Nabokov, çeviren: Yiğit Yavuz, İletişim Yayınları, biyografi, 159 sayfa

Rus edebiyatının en önemli kalemlerinden olan Nikolay Gogol, yarattığı karakterlerle aynı kaderi paylaştı. Zira kırk üç gibi genç denebilecek bir yaşta ölen Gogol’ün hayatı, karakterlerinin kaotik ve trajik dünyalarıyla büyük benzerlikler taşır. Rus edebiyatının bir diğer ünlü ismi Vladimir Nabokov bu kitabında, Gogol’ün hayatının ve eserlerinin izini sürüyor. Nabokov kitabını, Gogol’ün ölümüyle başlatıp, onun doğumuyla sona erdiriyor. Yazar burada, ağırlıklı olarak Gogol’ün belli başlı eserlerini ayrıntılı bir bakışla incelerken, Gogol’ün Rus yazını ve Rus toplumundaki kendine has konumunu da aydınlatıyor.

Deniz Durukan (haz.) – Fahriye Abla’dan Çanakkaleli Melahat’a (2012)

  • FAHRİYE ABLA’DAN ÇANAKKALELİ MELAHAT’A, yayına hazırlayan: Deniz Durukan, Everest Yayınları, inceleme, 258 sayfa

Birçok yazarın katkıda bulunduğu ‘Fahriye Abla’dan Çanakkaleli Melahat’a başlıklı bu ilginç çalışma, modern Türkiye şiirinde kadın imgesinin izini sürüyor. Kitabın ilk hareket noktası, Türkiye şiirinde özgün bir yeri olan Fahriye Abla, Çanakkaleli Melahat gibi önemli karakterler, ikinci hareket noktası ise Attilâ İlhan, Cemal Süreya, Ece Ayhan ve İlhan Berk gibi, şiirlerinde birçok farklı kadın karakterlere yer veren ve kadın imgesini öne çıkartan şairler ve onların şiirlerindeki kadınlar. Çalışma, Türkiye toplumunda kadının değişen yerini edebiyat üzerinden izlemesiyle önemli bir boşluğu dolduruyor diyebiliriz.

Feridun Andaç – Romanda ve Öyküde Gerçeklik Arayışları (2011)

  • ROMANDA VE ÖYKÜDE GERÇEKLİK ARAYIŞLARI, Feridun Andaç, Varlık Yayınları, inceleme, 320 sayfa

Feridun Andaç ‘Romanda ve Öyküde Gerçeklik Arayışları’nda, tarihsel/toplumsal dönüşüm süreçlerinin Türkiye edebiyatını nasıl biçimlendirdiğini ve yazarların öykü ve romanlardaki gerçeklik düşüncelerine ne gibi etkilerde bulunduğunu inceliyor. Andaç kitabına, Türkiye edebiyatının toplumsallaşma sürecini irdeleyerek başlıyor ve bunda, Köy Enstitüleri kuşağı ile 1950’ler kuşağının payını sorguluyor. Yazar ardından, Reşat Nuri Güntekin, Sait Faik, Orhan Kemal, Samim Kocagöz, Kemal Tahir, Aziz Nesin, Yaşar Kemal, Vüs’at O. Bener, Nezihe Meriç ve Fakir Baykurt gibi birçok yazarın üretimlerinde yer alan gerçeklik arayışlarını araştırıyor.

Kojin Karatani – Derinliğin Keşfi (2011)

  • DERİNLİĞİN KEŞFİ, Kojin Karatani, çeviren: Devrim Çetin Güven ve İnan Öner, Metis Yayınları, eleştiri, 236 sayfa

 

Düşünür, edebiyat eleştirmeni ve felsefeci Kojin Karatani’nin ‘Derinliğin Keşfi’ adlı elimizdeki çalışması, bir edebiyat tarihi çalışmasından ziyade, klasik metinleri de içeren edebiyat tarihi disiplinin sağlam bir eleştirisi. Dolayısıyla burada, “modernlik ve edebiyat” alanında süregelen tartışmalar, kitabın merkezini oluşturuyor diyebiliriz. Zira Karatani, 19. ve 20. yüzyıl Japon edebiyatını yeniden yorumlayarak “modernlik”, “edebiyat”, “köken”, “devlet” ve “ideoloji”  gibi kavramları yeniden tartışmaya açıyor. Düşünür, modernitenin kökenini Batı’nın kendisinde aramaktansa, Batı-olmayanın “Batılılaşma”sı sürecinde görmeye çalışıyor.